• Sonuç bulunamadı

Kayseri Ayanların Birbirleriyle Mücadeleleri: Ayanlık İddiaları

18. yüzyılın başından itibaren Anadolu ve Rumeli’nin çeşitli ayan aileleri arasında ayanlık, iltizam, malikane gibi hususlarda sürekli bir gerilim, rekabet ve çatışma olduğu bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Yüzyıl boyunca

Anadolu687, Rumeli688 ve Halep689 eyaletleri başta olmak üzere imparatorluğun her

yerinde olduğu gibi Kayseri’de de özellikle ayanlık iddiası bu çekişme ve rekabetin merkezinde yer almıştır. Bu mücadelelere özellikle yüzyılın ikinci yarısından sonra daha çok rastlanılmıştır.690 Kayseri sancağı özeline indirgendiğinde bu mücadele ve

çekişmede Zennecizadeler, Kalaycıoğulları ve Emirağazadeler ön plana çıkan ayan aileleridir.

Bölgede güç ve servet arttırmanın en kısa yolu ayan olmaktan geçmektedir ve bundan dolayı birçok sancakta ayan olmak isteyenler arasında sert bir çekişme ve mücadele olmuştur. Ayanlık mücadelesinin Kayseri sancağındaki tablosuna bakıldığında ilk olarak yüzyılın başlarından ayanlık iddiası ile ortaya çıkan Kadı Burhaneddin ve İshak efendilerin mücadeleleri ile karşılaşılmıştır. Daha sonra yüzyıl ortalarına kadar sancakta etkin olan Kalaycıoğullarının mücadelesi göze çarpmaktadır. Örneğin 1741 senesine ait bir hükme göre bölgede daha çok güç elde etmek için Kalaycıoğlu Mustafa Ağa, bölgenin diğer ayan ailesi olan Emirağazade, küçük ayan

687 Ankara sancağının Murtazabad kazasına tabi Halksulu karyesi ahalilerinden olan Katipoğlu Seyyid Mehmed’nin ayanlık iddiasıyla halktan vergi topluyordu. Kendilerini ayan ilan edince doğal olarak vergi toplama görevini ifa etmek istiyorlardı. 28 Haziran 1784 yılında gönderilen tahriratta olayın soruşturulması ve gerekenin yapılması arz edilmiştir. AE.SABH.I. 32/2414. Yapılan tahkikatlar sonucunda Seyyid Mehmed aleyhinde verilen hüccetlerin ve ilamların sahte olduğu, malum şahsın teaddi eylemediği ve hatta bir kimse bile kendisinden zarara uğramadığı ve kendisinden tam aksine halkın hoşnut ve razı olduklarını kaza ahalileri ifade etmiştir. Önceden kazada hâkim olan Halil Efendi’nin vefatından sonra Hacı Bekir oğlu Hüseyin ve avanelerinin zorla hüccet ve ilam tertip ettikleri ortaya çıkmıştır. Bunun tespiti sonucunda Sorba ve Murtezaabad kazalarına ilamlar tahrir etmişlerdir. C.DH. 263/13147. Anadolu eyaletine bağlı Hamid sancağına bağlı Uluborlu kazasında dokuz seneden beri ayanlık iddiasında olan Şekeceoğlu Hacı Mehmed senede 2 defa tertip olunan defterleri kendisi üçer veyahut dörder defa tevzi defteri tertip etmiştir. Üstelik kendi nefsi için ücret tahsil ettiği de görülmüştür. Halkın şikayetleri sonucu firar eden şahsın yakalanması için emirler gönderilmiştir. C.DH. 266/13291.

688 Üsküp kazası ahalileri üzerlerine edası lazım gelen avarız ve imdad-ı hazeriyeye ve seferiye ve sair vergiler deftere göre toplanması emredilmesine rağmen Üsküp sakinlerinden ayan ve mütegallibeden Çavuş oğlu İbrahim ile avaneleri kendi hallerinde olmayıp ayanlık iddiasıyla 1150 senesinden beri defterlere kendi nefisleri için de fazladan vergi yazdıkları hususunda şikayetler yapılmıştır. A.DVN. ŞKT, d. 1008, s. 11, h.1.

689 Halep eyaletine bağlı Kilis kasabası sakinleri üstlerine düşen vergileri zamanında ödemeleri ve bir kusurları olmadığı halde ayanlık iddiası ile ortaya çıkan bazı kimseler tarafından tekrardan vergi talebinde bulunulmuştur. Merkezden halkın rahatsız edilmemesi için ferman gönderilmiştir. AE.SMST.III 8 /561. 690 Buna dair örnekler şikâyet defterlerinde ve diğer arşiv kayıtlarına oldukça fazla yansımıştır. Örneğin A. DVN. ŞKT. d. 1009, s. 32, h.1-2. Bir diğer örnek MD 170, s. 9, h.14; s. 43, h. 82 (Ayanlık iddiasında olan Molla oğlu ve Abdi Ağa oğlu Mehmed nam şekavet başı ile kardeşi Ahmed beraberindeki adamlarıyla Dimetoka’yı basıp fukara halktan masarıf-ı vilayet adıyla emir olmadan fazladan 500 kese akçe ahzetmişlerdir. Bazı kişilerin çiftliklerini basmışlardır. Yapılan şikâyet sonucu ayanlık iddiasında bulunup eşkıyalık yapanların yakalanıp Eğriboz kalesine hapsedilmeleri emredilmiştir.): MD 193, s.45, h. 171. (Hazergrad’da Hacı Ömer oğlu Ömer bir müddetten beri ayanlık iddiası ile fukara raiyyeti ve memleket sakinlerine envai cevr ve eziyet ve teaddiyatta bulunuyordu. Ayrıca kazadaki mevcud askerlerin toplanması ve sefer mühimmatlarının sevk edilmesi işlemlerinde emr-i aliye adem-i itaat eylediğinden dolayı emval ve eşyalarının canibi miriden zabtı ve kendisinin cezasının tertip olunması emredilmiştir.)

kategorisinde ele alınan Kığılmazoğlu es -Seyyid Mahmud Ağa ile bölgenin diğer ileri gelenlerinden es- Seyyid Mehmet ve Kara Kethüdası Dağrıcıoğlu Mehmed adlı kişilerin ayanlık iddiası ile ortaya çıktıkları ve birbirleriyle mücadele etmeye başladıkları belirtilmiştir. Ayanlık iddiasında bulunan bu kişilerin halka zülüm yapmalarından dolayı merkeze şikâyet edilmişlerdir ve davaları Karaman’da görüleceğinden dolayı söz konusu kişilerin Karaman’a gitmeleri emredilmiştir. Aksi durumda merkeze arz ve ilam edilecekleri ve sonunda sıkıntı ile giriftar olacakları bildirilmiştir.691

Yüzyılın ikinci yarısından sonra kaza ayanı olan Kalaycıoğullarının sancaktaki itibarları azalmaya başlamıştır. Güç ve nüfuzunu kaybetmek istemeyen ayan Kalaycızadeler ayanlığın yanı sıra mütesellimlik makamı için de mücadelede bulunmuştur. Mayıs 1742 tarihli belgeye göre Kayseri sancağına mütesellim olarak Zennecizade es-Seyyid Mustafa Ağa tayin edilmiştir. Ancak Kalaycıoğlu Mustafa Ağa ortaya çıkarak kendisinin sancakta mütesellim olduğunu iddia etmiştir. Merkeze yapılan şikâyet sonucunda ise Kalaycıoğlu’nun bu talebinden geri çekilmesi istenmiştir. Ayan olmak isteyenlerin etrafında güç bulundurması önemli etkendir. Ayan Kalaycıoğlu eskisi gibi güçlü olmadığından ve etrafında yeterince kuvvet bulundurmadığından ayanlık ve mütesellimlik mücadelesinde kaybeden taraf olmuştur. 1740lardan itibaren sahnede Emir Ağazade ve Zennecizadeler ön plana çıkmaya başlamıştır.692

18. yüzyılın ikinci yarısından sonra sancakta Zennecizadeler ile Emirağazadeler ayanlık- mütesellimlik makamları için mücadeleye tutuşmuşlardır. Bu mücadelede halkın ikiye ayrıldığı ve yapılan mücadeleyi Zennecizadelerin kazandığı daha önceki kısımda detaylı olarak ele alınmıştır. Emirağazadelerin benzer hareketler içerisinde bulunduğuna dair verilebilecek bir diğer örnek 1170 (1756-57) senesine aittir. Emiroğlu Mustafa ve yandaşı olan Şeyh oğlu Ali ile ayan olduğunu iddia ederek halktan bir kez 28 bin bir kez de 31 bin guruş fazladan vergi toplamıştır. Kayseri müftüsü tarafından merkezi hükümete şikâyet edilen Emiroğlu ve yandaşının Samsun’a sürgün edilmesi ve zorla alınan paraların geri verilmesi hükmüne varılmıştır ancak Ağa’nın buna uymadığı görülmüştür.693 Yüzyılın sonlarında bile (1799 Kasım) Emirağazadelerin ayanlık

iddiasında bulunarak sancakta karışıklığa sebebiyet verdiğine dair hükümlere

691 Yıldırım, “133/3 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi”, 217. 692 Yıldırım, “133/3 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi”, 182. 693 Özkaya, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ayanlık, 263.

rastlanılmıştır.694 Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere ayanlık iddiasında bulunanlar

sonradan sancağın güçlü ayanları olmuşlardır.

Bölgenin ileri gelenlerinin yanı sıra kadı695, müfti gibi görevlilerinde sancakta

ayanlık iddiasında bulunup çeşitli suiistimaller içerisinde bulundukları görülmüştür. Önceden Ayaş kazası müftisi olan Abdülhalim adlı şahıs ayanlık iddiasıyla halka zülüm eyleyip zorla mallarını gasp etmiştir. Abdülhalim, Ayaş kazası sakinlerinden Hacı Mehmet Ağa, Hacı Dedezade Hasan Efendi ve Seyyid Mehmet Ağa kişilerin hanelerini basıp mal ve eşyalarını zorbalıkla ele geçirmiştir. Bunun üzerine Kayseri kadısına ferman ile Abdülhalim Bey’in Kayseri kalesine kalebend cezasının uygulanması emredilmiştir ancak müfti firar etmiş olup mıntıkasında bulunamamıştır.696 Firar edince

Cabbarzade marifetiyle elde edilen mal, eşya ve nakit paralarının miri için zabtına ve kendisinin derdest edilmesine karar verilmiştir.697 Ağa maiyetinde istihdam ettiği iki

yüzden fazla sekban ile halkın rahatını bozduğu gibi sancaktaki karışıklık ve fesadın daha da artmasına sebebiyet vermiştir.698 Görüldüğü üzere ayanlık iddiasında en zararlı

çıkan kesim gene ahali olmuştur ve emirlere uymayarak ayanlık iddiasında bulunanların yakalanmasında da bölgenin ayanlarından destek istenmiştir.

Bölgedeki güç ve nüfuzu arttırmanın yolu mütesellimlik ve ayanlık makamlarını elde etmekten geçtiğinden dolayı ciddi mücadelelere sahne olan Kayseri’de güçlü ayanların ve idarecilerinin yanı sıra bölgenin ileri gelenlerinin de bu mücadele içerisinde oldukları bilinmektedir. Örneğin 1190(1776) senesinde halka uyguladıkları mezalimler sonucu merkeze şikâyet edilen Numanoğlu Ali ile ileri gelenlerden Bektaşzade Mehmed Efendi ayanlık iddiasında bulunmuştur. “Hetk-i ırz”, fazla vergi toplama gibi haksız uygulamalarda bulunduklarından dolayı haklarından gelinmesi ve ahaliden alınan fazla paranın iade edilmesi için mutasarrıf Mustafa’ya ferman gönderilmiştir.699 Ayanlık

iddiasında bulunanlar kendileri gibi zorba kişiler ile anlaşıp birlikte hareket etmişlerdir.

Ayanlık iddialarında bulunanların yarattığı en büyük sıkıntı vergi toplama sırasında kanuna aykırı olan uygulamalar ve yaptıkları yolsuzluklardır.700 Örneğin 1203

694 KŞS 176, s.179-180, h. 322.

695 Kayseri’deki Kadı Burhaneddin bunun en güzel örneklerindendir. C. ZB. 59/ 2926. 696 C. ADL. 8/531. Ayrıca, KŞS 173, s. 166, h. 289.

697 C.ZB 9/ 420. 698 KŞS 173, s. 119. 699 KŞS 160, s. 91, h.2.

senesinden (1789-1790) 1209 senesine (1794-1795) kadar geçen süre zarfında 7389 guruşu halktan zorla tahsil etmiş oldukları ve zimmetlerinde kaldığı tespit olduğundan dolayı tahsili için hüccet verilmişken söz konusu parayı ahaliye geri vermedikleri gibi “bizim sizden 11 bin guruş daha alacağımız vardır” diyerek halkı rahatsız etmeye devam etmişlerdir. Merkezden gönderilen fermana göre söz konusu kişilerin zulümlerinin sonlandırılması ve paranın tamamen tahsil edilip fukaraya geri teslim edilmesi talep edilmiştir. Eğer halen hak iddia ederlerse kalebend cezası ile sürgün edilmeleri emredilmiştir. 701

Kayseri özelinde ayanlık iddiaları ile ortaya çıkanların genelde vergi konusunda kanunsuzluklarına rastlanılmıştır. Ancak bu çıkarım her vilayet için söz konusu değildir. Örneğin Gümülcine kasabasında Tokatcıklı Süleyman Ağa ayanlık mücadelesinde bulunarak fukaradan vergi aldığı gibi “ayanım” diyerek ahalinin evlerini bastığı, mallarını yağmaladığı ve katliamlara sebebiyet verdiği yapılan şikâyet sonucu ortaya çıkmıştır. Hatta, Ağa’nın ölüleri yaktığı tahkikat sonucunda belirtilmiştir. Bu olayların önüne geçmek için, merkez tarafından söz konusu kişi azledilerek yerine Toyozluzade Hacı Mustafa Ağa ayan tayin edildiği gibi mütegallibenin idamı istenmiştir. 702