• Sonuç bulunamadı

Son yirmi yıl içerisinde bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, küreselleşmenin yol açtığı etkiler ile bu iki dinamiğin bileşiminden doğan “ağ ekonomileri”, toplumsal hayatta kaçınılmaz bir dönüşüme yol açmıştır (Uçkan, 2003: 2). Sanayi toplumu ardından bilgi toplumuna geçişle birlikte; gerek ülkelerin toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik yapısını; gerekse ülke kamu kurumlarının iş süreçleri ile örgütlenmelerini değişime uğratmıştır (Bensghir, 2000a: 33).

2000’li yıllarda başta Avrupa Birliği gibi birtakım bölgesel oluşumlar başta olmak üzere çok sayıda ülke, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişi, bir amaç olarak belirlemiştir. Söz konusu ülkeler bu amacı gerçekleştirmek için kendi kaynaklarını göz önünde bulundurarak bir takım eylem planları hazırlama yoluna gitmişlerdir. Yaşanan bu gelişmeler, kamu yönetimi anlayışını da değiştirmiş; bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunmuş olduğu olanaklarla, kamu kurumlarının ülke vatandaşlarına hizmet sunumunda da kullanılmaya başlanmıştır (Sayıştay Başkanlığı, 2006: 4).

Az maliyetle tüm bilgi ve verilerin hızlı bir şekilde elde edilerek dağıtılabilirliği, bireyler ile kurumlar arasındaki mal / hizmet alma ilişkisinin çevrimiçi yöntemlerle daha etkin ve daha verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi teknolojik yeniliklerle olanaklı kılınmıştır. Bu yenilikler, geleneksel kamu yönetiminin hizmet üretme ve sunma yöntemleri için yeni bir anlayışı gündeme getirmiştir. Bu anlayış, kavramsal olarak elektronik devlet ya da e-devlet modeli olarak anılmaktadır (Kösecik ve Karkın, 2004: 119-120). Bu modelde; bireyler, internet üzerinden devlet ile ilgili aradıkları her bilgiyi bulabilmekte; işletmeler, internet üzerinden doldurdukları formlar ile bürokratik işlemlerin tümünü bu yolla yürütebilmekte ve memurlar tüm işlemlerini gerçek zamanlı bilgisayar ağları üzerinden gerçekleştirerek kağıtsız ofisler oluşturabilmektedirler (Kayalı ve Yereli, 2002: 120).

Kamu yönetiminin yeniden yapılanması, yerel yönetimlerin daha etkin ve verimli çalışması, bürokrasinin azalması, devlet yönetiminin daha şeffaf bir hale gelmesi, işlemlerin daha hızlı ve standart hale getirilmesi vb. özellikleriyle (Erdal, 2004: 1) kamu yönetiminin vatandaşlarının memnuniyetini sağlamaya dönük ortaya konulan bu yönetim modelini daha iyi anlayabilmek için öncelikle kavramsal olarak bir çerçevenin çizilmesinde yarar bulunmaktadır.

Kamu yönetimindeki yeni bir anlayışı gündeme getiren internet ve web teknolojisine dayalı uygulamalar farklı kaynaklarda farklı şekillerde kavramsallaştırılmaktadır. Örneğin, Fountain (2001) kamu yönetimindeki web ve internete dayalı uygulamaları betimlerken “sanal devlet” kavramını kullanmış, bazı yazarlar (Atkinson ve Ulevich, 2000; Garson, 2004; Mullen, 2004) ise “dijital devlet” kavramını kullanmayı tercih etmişlerdir. Bunun yanında literatürde yaygın olarak kullanılan kavram “elektronik devlet” tir (Howard, 2001; West, 2004; Evans ve Yen, 2006; OECD, 2003; Worldbank, 2008; DeBenedictis ve ark., 2002). Literatürdeki yaygın kabulden de hareketle kamu yönetimindeki yeni yönetim anlayışını kavramsallaştırmada elektronik devlet kavramı benimsenmiştir. Literatürde elektronik devlet anlayışına ilişkin geliştirilen pek çok tanım bulunmaktadır. Bu tanımlamaların bir bölümü dar anlamlı tanımlamalarken; bir kısmı ise daha geniş ölçekte tanımlamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar içerisinden seçilen başlıca tanımlamalar ise şunlardır:

E-devlet, internet ve diğer dijital araçları kullanım yoluyla devlet bilgi ve hizmetlerinin çevrimiçi olarak vatandaşlara sunulmasıdır (West, 2004: 16).

E-devlet, bilgisayarlar ya da internete uyumlu bir şekilde devlet ve vatandaşları arasındaki iletişimdir. Zamanlılık, çabuk yanıt verme, maliyetleri azaltma gibi önemli avantajlara sahiptir (Evans ve Yen, 2006: 209).

E-devlet, vatandaşların, iş ortaklarının ve çalışanların faydasına yönelik devlet hizmetlerinin iletilmesi ve bu hizmetlere yaygın erişimi sağlayabilmek için teknolojinin kullanımı olarak tanımlanabilir (Silcock, 2001: 88).

E-devlet, devlet işlerinde gerek vatandaşlara gerekse işletmelere hizmet üretme amacıyla (Howard, 2001: 6) başta internet olmak üzere bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı (OECD, 2003: 23) olarak tanımlanabilir.

Avrupa Toplumları Komisyonu (2003: 7) tarafından elektronik devlet, kamusal hizmetleri ve demokratik işleyişleri geliştirmek ve kamu politikalarına desteği sağlamlaştırmak için kurumsal değişim ve yeni becerilerle birleştirilen kamu yönetiminde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı olarak tanımlanmıştır.

E-devlet, devlet yönetim birimlerinin geniş alan ağları, internet ve mobil iletişim gibi çeşitli bilgi teknolojilerini kullanım yoluyla vatandaşlar, işletmeler ve devletin diğer birimlerle arasındaki ilişkileri yeniden biçimlendirmesidir. Bu teknolojiler, farklı şekillerde sonuçlanan hizmetler sunabilir: Devlet hizmetlerinin vatandaşlara daha iyi ulaştırılması, iş dünyası ve endüstri ile artırılmış etkileşim, vatandaşın bilgiye erişim için yetkilendirilmesi, daha verimli devlet yönetimi gibi. Gerçekleşmesi beklenen bu faydalarla kamu hizmetlerindeki rüşvet azalabilir, şeffaflık artabilir, daha büyük kolaylık sağlanabilir; aynı zamanda devlet gelirinin artması ve / ya da maliyetlerin azalmasına yardımcı olabilir (Worldbank, 2008).

Elektronik devlet, elektronik olarak yürütülen devlet ya da devletle ilişkili olan tüm aktiviteleri kapsamaktadır. Daha belirli bir şekilde, e-devlet, daha iyi / daha hızlı / daha ucuz devlet uygulamalarının yerine getirilmesi, özellikle hizmetin ulaştırılması, devlet bilgi ve süreçlerine erişim, vatandaşlar ve kurumlar tarafından devlete katılımıyla devletin sorumluluk ve performansını geliştirilmek için öncelikle internet tabanlı bilgi teknolojilerinin kullanımı olarak tanımlanmıştır (DeBenedictis ve ark., 2002: 130).

“Geleceğin devleti” olarak da ifade edilen e-devlet, kamunun hizmet verdiği alanlarda bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak (İnce, 2001: 21) vatandaşı ve kurumları (özel ve/veya kamu) ile elektronik ortamda iletişimde bulunarak verimliliği, şeffaflığı ve kalkınmayı sağlayan bir yeniden yapılanma modeli (Kuran, 2005: 11) olarak tanımlanabilir.

Yukarıdaki tanımlamalardan ilk dördünü dar anlamda tanımlamalar olarak değerlendirmek mümkündür. Tanımlarda daha çok bilgi ve iletişim teknolojilerinin

kamu hizmetlerinin sunumunda bir araç olarak kullanılacağı sade bir anlatımla dile getirilmiştir. Sonraki tanımlamalar ise daha çok, e-devlet uygulamalarının gerçekleştirileceği araçlar, e-devlete geçişle devletle ilişkide bulunacak olan unsurlar arası ilişkiler ve devlet işlemlerindeki hedeflenen amaçları da içeren kapsayıcı ve geniş bir nitelik taşımaktadır.

Annttiroiko (2008: xlii) yukarıda örnekleri de sunulan e-devlet tanımlarının çok sayıda unsuru içerdiğine işaret etmektedir. Tanımlamalarda nasıl, niçin, kim için ve hangi uygulama alanlarında sorularına yanıtlar arandığını belirterek e-devlete ilişkin yapılan tanımlamaları genel olarak şöyle kategorileştirmektedir:

a. Teknolojik araçlar: Kavramsallaştırmada teknolojik boyutun gerekliliğini vurgulayan e-devlet, tüm tanımlamalarının ilk ve temel unsuru bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı ve uyumuna referansta bulunmaktadır. Bu e-devlet kavramındaki küçük “e” ye karşılık gelir.

b. Devletin amaçları ve aktif rolü: İkinci unsur, devlet tarafından bilgi iletişim

teknolojilerinin amaç ve uyumudur, genellikle özel sektör dönüşümü ve reformlarının esaslı amaçlarla ya da etkinliğin artırılması, daha iyi hizmet ve geliştirilmiş vatandaş katılımı gibi daha kesin hedeflerle ilişkilendirilir.

c. Vatandaşlar, müşteriler ve paydaşlar: Tanımlamaların çoğu çağdaş

tartışmalar içerisinde e-devlete uyum yoluyla, özellikle vatandaşlar ve iş adamları gibi anahtar paydaşlara olan etkisini vurgular. Bu elektronik devlet için ilişkisel görünümü yansıtır ve kamu yönetim düşüncesiyle yakından ilişkilidir.

d. Uygulama alanları: E-devlet uygulama ya da işlevsel alanlarına gönderme

yoluyla da tanımlanabilir. Bu tanımlamalar, yönetimsel işlevler, finansal yönetim, e- sağlık, e-learning gibi hizmet sağlama, politika geliştirme, politik liderlik, kamu yönetimi ve demokratik uygulamaları içerebilir.

Ele alınan tanımlamalar değerlendirildiğinde ve literatür incelendiğinde tanımlamaların belirtilen unsurların kimi zaman birini kimi zamansa tümünü içerdiği görülmektedir. Bu durum e-devlet uygulamalarının birden fazla alanda etkili ve etkin olan bir faaliyet alanı olduğunun bir işaretidir.

Bununla ilgili olarak Grönlund (2002a: 2) da elektronik devlete ilişkin bu alandaki özellikle geniş anlamda yapılan tanımlamaların genellikle şu üç tipik ve benzer amaçlar üzerine kurulduğuna işaret etmektedir:

— Daha verimli devlet uygulamaları, — Vatandaşlara daha iyi hizmetler ve

— Demokratik süreçlerde yüksek kalitede ve artan düzeyde vatandaş katılımı. Grönlund’un (2002a: 2) bu konudaki çıkarımları esasında tüm tanımların bir özeti şeklindedir. Burada ele alınan tanımlar genel olarak değerlendirildiğinde, yazarın tespit ettiği amaçlara ulaşmada bilgi ve iletişim teknolojilerinin itici bir güç olduğu fikri ortaya çıkmaktadır. Çünkü, söz konusu amaçlara ulaşılmasını kolaylaştıracak ve geleneksel devlet anlayışının yakınılan bir takım problemlerini çözecek yegane unsur kamu hizmetlerinin sunumunda bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanılmasıdır. Bu teknolojiler sayesinde daha kaliteli ve daha verimli bir hizmet anlayışı sağlanabilecektir.

Kamu yönetiminin hizmet sunumunda yakınılan bir takım sorunların ve aksaklıkların çözümünde devlet işlemlerinin elektronik ortama aktarılmasının çözüm sağlayabileceği; fakat uygulamada devletin de hem kendini bu yeni iletişim ve bilgi teknolojilerine göre dönüştürmesi gerekliliği hem de hizmet alacak kişiler için elektronik ağa erişim imkanlarının sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılabilir.

Nitekim Bilen ve Şanver (2002: 101-102), e-devlet kavramının ilk bakışta kamu hizmetlerinin elektronik ortama taşınması faaliyetlerinin bir sonucu gibi görüldüğünü; oysa asıl ifade edilmek istenen hususun devletin elektronikleştirilmesiyle, bilgi işleme kapasitesi artırılmış, acil kararlar alabilen ve ihtiyaçlara hızla cevap üretebilen bir devlet yapısının ortaya çıktığına değinmektedirler.

Hizmet sunumunda e-devlet uygulamalarından beklenilen başarının elde edilmesinde, aracın amaç olarak benimsenmemesi çok önemli bir husustur. Sadece devlet işlemlerinin elektronik ortama taşınmasıyla sorunlar çözülmemekte; söz konusu hizmeti sunan kamu yönetim biriminin de bu teknolojiler yardımıyla kendini yenilemesi, dönüştürmesi ve hizmet sunum becerilerini geliştirmesi gerekmektedir.

Hatta bununla da yetinilmeyerek hizmet alacak hedef grubun bu hizmetleri nasıl alabilecekleri konusunda bilinçlendirilmeleri ve hizmet alımında bu yolu tercih etmelerini kolaylaştıracak bir takım tedbirlerin alınması da zorunludur.

Yukarıda kısaca kavramsallaştırılmaya çalışılan elektronik devlet, kendiliğinden bir anda ortaya çıkmış bir kavram değildir. Zaman içerisinde artan ihtiyaçların yol açtığı ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin desteği ile ayakta duracak olan yepyeni bir devlet anlayışının ifadesidir (İnce, 2001: 12). Tarihsel süreç içerisinde e-devletin hangi noktadan nereye geldiği konusunda literatürde genel olarak kabul gören bir gelişim çizgisi Leigh ve Atkinson (2001: 6-8) tarafından kısaca şöyle özetlenmektedir:

Aşama 1: İnternetin Bilgi Paylaşımı Amacıyla Kullanılması (1993–1998)

Kamu kurumlarına ait web siteleri, internetin ilk ortaya çıkışından 1990’lı yılların sonuna kadar pasif bir şekilde tamamen kullanıcılara bilgi sunma amacına hizmet etmiştir. Bu aşamada tek yönlü bir bilgi sunumu gerçekleştirildiğinden etkileşimli bir hizmet sunulması söz konusu değildir.

Aşama 2: Online Olarak İşlem Yapılması ve Hizmet Sunulması (1998–2001)

Kamu web siteleri 1990’lı yılların sonundan itibaren bilgi sağlayıcı modelden işlemsel modele doğru geçiş yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde, ilk olarak kullanıcılar tarafından gerekli formları online olarak doldurmaya izin veren uygulamalar, çeşitli vergilerin ödenmesi ve kamu kurumlarında çeşitli işlemlerin gerçekleştirilmesiyle sürdürülmüştür. Bu bağlamda hükümetler, artan bir şekilde vatandaşların tüm işlemlerini çevrimiçi olarak tamamlayacakları bir sisteme doğru yol almaktadırlar. Fakat bu yıllarda yine de sistem çok yavaş işlediği için vatandaşlara yönelik etkin bir hizmet sunumundan söz etmek pek mümkün değildir.

Aşama 3: Web Sitelerinin Bütünleşmesi (2001-?...)

Bu aşama, e-devlet uygulamalarının mevcut kamu hizmetlerinin daha etkili ve daha bütünsel bir şekilde vatandaşlara sunumunu içermektedir. Kurumlar, devlet katmanları ve kamu ile özel sektör arasında artan bir şekilde dijital çağda ilgisizlik artmaya başladı. Bu aşamada e-devlet tek bir şeye odaklanmalıdır; halkın problemleri çözmesinde yardımcı olmak. Dijital devlet, doğru web sitesini bulmak için taramaya

ihtiyaç duymadan vatandaşlarına sağduyulu ve sorunsuz bir şekilde hizmetlerini sunmalıdır. Bu dönem, kamu kurumlarındaki ayrı ayrı tasarlanmış web siteleri ve bilgisayar sistemlerinden ziyade vatandaşların sorunlarını çözmeye odaklanmış tek bir siteye geçişi gerektirmektedir.

Bu sınıflamaya ek olarak Gant ve Gant (2002: 11) da devlet internet portallarının gelişim çizgisini şöyle kategorize etmiştir:

Birinci dalga olarak isimlendirdikleri aşamada, 1990’ların başında çok sınırlı

sayıdaki web portalının arama motorlarıyla donatılmış olduğuna işaret etmektedirler.

İkinci dalgada, ilk aşamaya oranla web portalının geliştirilmiş arama kapasitesi,

zenginleştirilmiş içerik ve artırılmış kullanıcı kontrolü gibi bir takım yönlerden geliştirildiği ve bununla da portalın işlevselliği arttırıldığının altı çizilmektedir.

Gelişim dalgalarından üçüncüsü esasında günümüze kadar uzanan bir yapıyı işaret

etmektedir. Bu aşamada ise, dinamik bir şekilde kategorileştirilen bilgiler web sayfasında yer almış, ayırt edici kurumsal uygulama ve platformlardan bütünleştirilmiş veriye erişimi sağlayan araçlar devreye girmiş, müşterilerin isteklerine uyumlaştırılmış web sitesi içerikleri, e-mail, takvimler, anında mesajlaşma ve chat alanları gibi iletişim özelliklerinin uygulaması gibi işlevleri içerir hale gelmiştir (Gant ve Gant, 2002: 11).

Genel olarak değerlendirildiğinde Gant ve Gant’ın (2002: 11) sınıflaması da Leigh ve Atkinson’un (2001: 6-8) kategorileştirmesiyle paralellik göstermektedir. Gant ve Gant’ın ilk dalga dediği aşama, internetin bilgi paylaşım amacıyla kullanılması adımına; ikinci dalga diye adlandırılan aşama, online olarak işlem yapılması ve sunulması adımına ve üçüncü dalga olarak sunulan ve pek çok uygulamanın tek çatı altında toplanmasına işaret eden aşama ise web sitelerinin bütünleştirilmesi adımına karşılık gelmektedir.

Sonuç olarak, internet portallarının ilk önce sadece bilgiye erişme amacıyla tarama yapmak için kullanıldığı görülmektedir. 1998 yılı sonrasında bilgi tarama yanında bir takım çevrimiçi işlemler ve hizmetler, devletler tarafından sunulmaya başlanmıştır. Özellikle 2001 yılından sonra başlayan günümüze kadar ulaşan uygulamalarla da internet üzerinden dağınık halde hizmet veren pek çok devlet

kuruluşu, web sitelerini tek bir portal altında toplayarak hizmet sunmaktadır. Dolayısıyla, vatandaş kamu kurumlarından hizmet almak istediğinde tek bir portaldan farklı kurumlara erişerek işlemlerini yapma imkanını elde edebilecektir.