Üretim anlayışında yaşanan değişim ve bilginin üretim ilişkilerinde temel unsur haline gelmesi, toplumu oluşturan öğelerde de bir takım dönüşümleri gündeme getirmiştir. Yaşanan bu farklılaşma, kendisini yeni bir toplumsal anlayışın doğmasında göstermiştir. Genel çerçevede ele alınan toplumsal değişim, dönüşüm ve toplum yapısını oluşturan unsurları özellikle “endüstri-sonrası toplum” kavramını ortaya koyan ve yeni toplumu tanımlamak için kabul gören Daniel Bell’in sosyal değişme şeması ile somutlaştırmak mümkündür (Bell, 1999: 117).
Aşağıdaki şemada, ekonomi sanayi öncesi toplumda bir anlamda doğanın kendisine bağımlıdır ve toprak ile kaynak sınırlılığı arasında sıkışmıştır. Bu ilişkiler bütünü, adeta insanın doğaya karşı oynadığı bir oyun şeklinde cereyan eder. Çünkü ekonomik sektörler, tarım, madencilik, balıkçılık ve ormancılık olarak ortaya çıkar.
Tablo 2: Genel Bir Sosyal Değişme Şeması
Sanayi öncesi Sanayi Sanayi sonrası
Bölgeler Asya, Afrika, Latin
Amerika
Batı Avrupa, Sovyetler Birliği, Japonya ABD Ekonomik Sektörler İlk sektör: Tarım Madencilik Balıkçılık Ormancılık Orta sektör: İmalat Üçüncü Sektör: Ulaştırma Enerji Dördüncü Sektör Ticaret Maliye Sigorta Gayrimenkul Beşinci Sektör: Sağlık Eğitim Araştırma Hükümet Turizm, eğlence Meslek Eğilimi
Çiftçi, madenci, balıkçı, vasıfsız işçi
Yarı vasıflı işçi, mühendis Mesleki ve teknik bilim adamları
Teknoloji Hammaddeler Enerji Bilgi
Hedef Doğaya karşı oyun “Mamul” doğaya karşı oyun Kişiler arası oyun Metedoloji Sağduyu
Tecrübe
Ampirizim Deneyleme
Soyut teori: modeller, simülasyon, karar teorisi, sistem analizi
Zaman Perspektifi
Geçmişe Yönelik “Ad hoc” tepkiler
“Ad hoc” intibak gücü Projeksiyonlar Geleceğe yöneliş Geleceği tahmin Eksen Prensip Geleneksellik: toprak/kaynak sınırlılığı Ekonomik gelişme: yatırım kararları üzerinde devlet veya özel sektör kontrolü
Teorik bilginin merkezliği ve kodlanması
Kaynak: Bell, 1999: 117.
Teknoloji, sanayi öncesi toplum yapısında hammadde ile sınırlıdır. Üretim anlayışındaki metodoloji sağduyu ve tecrübelere dayanır. Sanayi toplumunda ise, imalata ağırlık verilmekte ve ekonomi yatırım kararları üzerinde düğümlenmektedir. Ekonomik büyümenin temel prensibi, özel sektörün ve devletin kontrolünde olan yatırım kararlarına bağlıdır. Üretilen madde doğasına karşı fabrika aracılığıyla gerçekleştirilen mücadelede ampirizim ve deneyleme kullanılan metodları oluşturur. Daha çok hizmet sektörüne doğru bir yönelişin görüldüğü sanayi sonrası toplumda ise, teorik bilginin önemi büyüktür. Bilginin kodlanması ve merkezi bir konumda
yer alması eğitim ve araştırma gibi meslek gruplarını içeren beşinci sektörün doğmasına yol açmıştır. Bireyler arası mücadelenin olduğu toplum yapısında mesleki ve teknik bilim adamlarınca kullanılan metodlar, çoğunlukla soyut anlamda geliştirilen modeller, teoriler ve yapılan sistem analizleridir.
Sosyal değişim şemasının verilerinden hareketle endüstri ötesi toplum bileşenlerini Belek (1999: 155) ise beş temel maddede ele almaktadır: 1) Ekonomik yapı, mal üretiminden hizmet ekonomisine doğru bir kayış göstermiştir, 2) mesleki dağılımda istihdam payının önemli bir bölümü profesyonel ve teknik sınıfa kaymıştır, 3) gelişmenin ve politika üretmenin kaynağı olduğuna inanılan teorik bilgi önem kazanmıştır, 4) teknolojinin kontrolü sağlanmış ve 5) yeni bir “entelelektüel teknoloji” nin oluşturulması mümkün hale gelmiştir. Bu tespitlerin daha çok ekonomik ve teknolojik bağlamda ele alındığı görülmektedir.
İnsanlığın geçirmiş olduğu toplumsal aşamaları servetin ölçüsü ve değişim için kullanılan materyallerdeki değişimi göz önünde bulundurarak Toffler (1992: 74-77) şöyle tanımlar: Birinci Dalga adıyla andığı tarım toplumunda servetin ölçüsü elle tutulabilen ve gözle görülebilen topraktır ve zenginliğin ölçüsü buna sahip olma miktarıdır. Tarım toplumunda değişim aracı para ya da para yerine ikame edilebilecek (altın, gümüş, pamuklu kumaş vb) elle tutulabilir değişim araçlarıdır. Fabrika bacalarının yükselmeye başlamasıyla servet kavramı da değişikliğe uğramıştır. Üretimde kullanılan makine ile üretimde kullanılacak malzeme İkinci
Dalga olarak sanayi toplumunda servetin yeni ölçüsü olarak ortaya çıkmıştır. Yine
kağıt para değişim aracı olarak kullanılmış, buna üretime ortak kişilerin ortaklığını belgeleyen hisseler eklenmiştir. Bilgi toplumu sürecinde yani Üçüncü Dalga olarak değerlendirdiği dönemde servet ölçülebilen ve gözle görülebilen bir şey olmaktan çıkmış ve insanların zihinlerindeki kıvılcımlar, yani düşünce olarak değerlendirilmektedir. Değişim aracı ise kağıt paradan ziyade elektronik ortamda yer alan banka hesapları olarak kendini göstermiştir.
Toplumsal yapılar arasındaki geçişe ilişkin bir takım kusurların olduğu dile getirilmektedir. Castells’e (2005: 309-310) göre, tarımdan sanayiye, sanayiden hizmet sektörüne geçişin üç temel kusuru bulunmaktadır. Buna göre: 1) İlk olarak tarım sektöründen sanayiye geçişte ve sanayiden hizmete geçiş arasından bir
homojenlik olduğu varsayılır ve “hizmetler” başlığı altında toplanan faaliyetlerin kendi içlerinde bir muğlaklık, bir çeşitlilik gözlendiğini atlamaktadır. 2) Yeni enformasyon teknolojilerinin aynı üretim, yönetim, dağıtım sürecinde farklı tipte faaliyetler arasında doğrudan, kesin istatistiki verilere dayanmayan yapay bir ayrımla çalışma ve istihdam alanları arasında yakın, yapılsal bir bağlantı kurmaktadır. 3) İleri toplumların kültürel, tarihsel ve kurumsal bir çeşitlilik gösterdiğini, bununla birlikte bu toplumların küresel ekonomide birbirine bağımlı olduğu gerçeği gözden kaçırılmaktadır.
Toplumsal bölümlemeye ve gelişim çizgilerindeki eksikliklerle ilgili tespitlere katılmakla birlikte, bir toplumun hangi sosyal gelişme safhasında olduğunu belirlemede araştırmacılara analiz kolaylığı sağlayan şemalarda veya bölümlemelerde (Dura, 1990: 51), hem tarihsel hem de mekansal bağlamda toplumsal gelişim çizgisini görmek mümkündür. Bir anlamda şemalarla veya kategorileştirmelerle, tarihsel ve mekansal olarak toplumsal gelişimin bir fotoğrafı sunulmaktadır. Bu da toplumun gelişim çizgisini anlamaya çalışan herkes için büyük bir kolaylık sunmaktadır.