• Sonuç bulunamadı

KAMULAŞTIRMA KAVRAMI VE KOŞULLARI

Belgede EMLAK HUKUKU Ders Notları (sayfa 111-114)

KAMULAŞTIRMA KANUNU

1. KAMULAŞTIRMA KAVRAMI VE KOŞULLARI

Kamusal ihtiyaçlar, bireylerin tek başlarına karşılayamayacakları veya ortak gereksinimler olarak bilinmektedir. Kamu idareleri, bireylerin ihtiyaç duyduğu kamusal nitelikte veya ortak ihtiyaçlara yönelik hizmetleri yürütmekle görevlidirler. İdarelerin, bu hizmetleri gereği gibi yerine getirebilmeleri için sahip oldukları bazı üstün yetkileri mevcut olup, bu yetkilerle bireylerin temel haklardan biri olan mülkiyet hakkına sınırlama getirilmesi ve müdahale edilmesi mümkün olmaktadır. T.C. Anayasası; hem bireylerin mülkiyet ve miras hakkını tanımlamakta, hem de özel mülkiyete konu taşınmazların kamu yararı gerekçesi ile kamulaştırılması ve teşebbüsler ile iş kollarının devletleştirilmesini düzenlenmiştir. İdarelerin kamu yararı amacına yönelik olarak kullanmak üzere taşınmaz elde etme yöntemlerinden biri olan kamulaştırma, Türk Hukuk Sistemi’nin kişilere sağladığı temel bir hak olan mülkiyet hakkına müdahale niteliği taşıdığından, anlaşmazlıkların doğmasına neden olmaktadır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde olan taşınmazların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, kamulaştırılan taşınmazın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmazın geri alınmasını, idareler arasında taşınmazların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenlemektedir. İlke olarak kamulaştırma yapılabilmesi için mutlaka özel mülkiyette olan taşınmazın bulunması gerekmekte ve bir kamu idaresinin mülkiyetindeki taşınmazın kamulaştırılmasından söz edilememektedir. Diğer bir ifade ile idarenin sahip olduğu kamu gücüne dayanarak özel mülkiyete konu taşınmazı zorla edinmesi kamulaştırma ve bu işlemi yapmaksızın özel mülkiyete yapılan müdahale ise kamulaştırmasız el atma veya el koyma olarak adlandırılmaktadır. Kamu hizmeti için kamu kurumlarının mülkiyetindeki taşınmaza gerek duyulması halinde; iki kamu idaresi arasında taşınmaz devri, süreli veya süresiz tahsis, kiralama ve bağış gibi yöntemlerin kullanılması gerekmektedir.

112 Birçok ülkede kamulaştırma işlemlerinin standart bir prosedürü bulunmamakta ve hatta ülke içinde farklı kurumların uygulamaları arasında birliğin bulunmadığı gözlenmektedir.

Hemen her ülkede kamulaştırma kavramı ve kapsamı genellikle kamulaştırma kanunu ve ilgili mevzuatta açıkça tanımlanmıştır. Türk Hukuk Sistemine göre kamulaştırma karşılığının mevzuata göre hesaplanması ve nakdi olarak ödenmesi gerekmektedir. Kamulaştırma işleminin başından sonuna kadar hukuka uygun olarak gerçekleşmesi gerekir. Gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde olan taşınmazlar ve irtifak haklarının kamulaştırılması mümkün olmakta ve kamulaştırma sadece görevli/yetkili kamu idaresi tarafından mevzuata uygun yürütülen taşınmaz edinim yönetimi olarak tanımlanmaktadır.

Kamu yararı gerekçesi ile özel mülkiyete konu taşınmazlar ve irtifak haklarının mevzuatta tanımlanan esaslara göre takdir edilen bedeli peşin verilerek bir kamu hizmetine tahsis edilmesi ve kamu kurumunun mülkiyetine geçirilmesi olarak bilinen kamulaştırma işleminin temel özellikleri; Anayasanın 46’ıncı maddesinde; (i) Devlet ve kamu tüzelkişilerince yapılması, (ii) kamu yararının gerektirdiği hallerde yapılması, (iii) gerçek karşılıklarının peşin ödenmesi, (iv) özel mülkiyette olan taşınmazların tamamı veya bir kısmının kamulaştırılması ile (v) kamulaştırma işleminin özel kanun ile gösterilen esas ve usullere göre yürütülmesi olarak sıralanmıştır. Anayasaya göre tarım reformu uygulaması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amaçlı kamulaştırma işlemlerinde bedelin taksitle ve diğer işlemlerde ise nakden ve peşin olarak ödenmesi gerekmektedir.

Kamulaştırma yapma yetkisine sahip olan kurumlar hem 2942 Sayılı Kanunda genel olarak idare kavramı ile açıklanmış, hem de tek tek kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetkilerini düzenleyen kanunda açıkça tanımlanmıştır. Bir kurumun kamulaştırma yapabilmesi için öncelikle görev ve yetkilerini tanımlayan yasal düzenlemelerde açıkça kamulaştırma yapma yetkisinin tanımlanmış olması gerekir. 2942 Sayılı Kanuna göre “idare”; yararına kamulaştırma hak ve yetkisi tanınan kamu tüzelkişileri, kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri olarak tanımlanmıştır.

İdarelerin mevzuata uygun olarak yapmaları gereken kamulaştırma işlemlerinde mutlaka taşınmaz veya kaynağın bulunduğu yerde (veya taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu, değilse tapu siciline kayıtlı olması gereken il veya ilçede) işlemleri yürütmeleri ve özellikle kamulaştırma davalarını açmaları gerekir.

113 2942 Sayılı Kanuna göre kamulaştırma işleminin temel koşulları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

i. Kamulaştırma için mutlaka gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait taşınmazlar, kaynaklar veya irtifak hakları söz konusu olmalıdır.

ii. Kamulaştırma işleminin özünde kamu yararı ve kamu hizmeti amacı bulunmalıdır.

iii. Kamulaştırma için mal sahiplerinin rızasını almaya gerek bulunmamaktadır.

iv. Kamulaştırma işlemi başından sonuna kadar hukuka uygun olarak gerçekleşmeli ve yetkili kamu idareleri tarafından kamulaştırma yapılmalıdır.

v. Kamulaştırma bedeli nakden ve peşin ödenir. Ancak mevzuatta belirtilen hallerde taksitle ödeme yapılabilir. Taksitle ödeme yapılması halinde, geciken taksitlere devlet borçlarına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

vi. İdare tarafından yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemine başlanamaz.

vii. Kamulaştırmaya kamu idareleri yetkili olmakla birlikte özel kanunlarda açıkça tanımlanan yetki çerçevesinde gerçek ve özel hukuk kamu tüzel kişileri adına da kamulaştırma yapılabilir.

viii. Kamulaştırma işlemi sadece görevli/yetkili kamu idaresi tarafından yapılabilir. ix.

Kamulaştırma işleminin konusunu özel mülkiyet konu taşınmazlar, kaynaklar veya irtifak hakları teşkil etmekte, taşınırın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi kamulaştırmanın konusuna girmemektedir.

4650 Sayılı Kanun ile 2942 Sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile

“idarelerce yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanılamaz” hükmü tesis edilmiş olmakla birlikte, yeterli ödeneğin ölçüsü tanımlanmamış olması yanında, ödeneğin kamulaştırma işleminin hazırlık safhasında değil de satın alma yoluyla kamulaştırmaya başlandığı zaman veya acele el koyma kararının alınacağı zaman gerekli olacağı da belirtilmemiştir. Diğer önemli bir husus da kanunda açıkça taksitle ödeme yapılacak haller tanımlanmış, ancak taksit ile ödeme yapılması halinde uygulanacak faiz haddi konusu muğlak olarak ifade edilmiştir. 2942 Sayılı Kanuna göre Cumhurbaşkanı tarafından kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanunu’nda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar,

114 kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır. Taksitlere, peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren, Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi uygulanır. Kamulaştırılan araziden, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye79 ait olanların bedeli, her halde peşin ödenir. Burada söz edilen “Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi” ile ilgili olarak Devlet iç borçlanma senetlerinin faiz oranının dikkate alınması uygun bulunmaktadır.

Belgede EMLAK HUKUKU Ders Notları (sayfa 111-114)