• Sonuç bulunamadı

İnşaatı Teslim Borcunun Muaccel olması

1- Borcun Muacceliyeti

Dar anlamda muacceliyet, borcun alacaklı tarafından istenilebilir olmasını ifade ederken113, geniş anlamda muacceliyet ise alacaklının edimini talep edebilmesini ve borçlunun da ifa ile yükümlü olmasını ifade etmektedir114. Bir başka açıdan, borcun muaccel olması115, alacaklının borçludan ifayı talep edebilmesine kanuni veya akdi bir engelin bulunmamasıdır. Bu anlamda borçlu bir vadeden istifade ediyorsa veya geciktirici bir şarta bağlı borçta koşul henüz gerçekleşmemişse ya da eksik borç niteliğindeki bir borçtan dolayı artık temerrütten bahsedilemeyecektir116.

Muacceliyet, borcun ifa edilebilirliliği kavramından da farklıdır. İfa edilebilirlik, borçlunun borçlanılan edimi ifa etme yetkisidir. Borç ifa edilebilir

111

Yavuz, 557; Aral/Ayrancı, 348; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 69; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 142; Erman, İnşaat Sözleşmesi, 45; YİBK. 25.01.1984, E. 1983/3, K. 1984/1, “…İstisna sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde

müteahhidin kendi kusuruyla isi muayyen zamanda bitirmeyerek temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin is sahibi tarafından feshi halinde uyuşmazlığın kural olarak BK. md. 106-108 hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceğine…” (RG. 27.2.1984, S. 18325, s. 17 vd.).

112

Yener, Müteahhidin Temerrüdü, 8.

113

Eren, Genel Hükümler, 1092; Serozan, Rona, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. III, İfa, ifa Engelleri, Haksız Zenginleşme, İstanbul 2009, s. 54;Barlas, Nami, Para Borçlarının İfasında Borçlunun Temerrüdü ve Bu Temerrüt Açısından Düzenlenen Genel Sonuçlar, İstanbul 1992, s. 22; Akkanat, Halil, İfada Gecikme ve Borçlu Temerrüdü (Prof. Dr. Kemal Oğuzman’ın Anısına Armağan), İstanbul 2000, s.

114

Koç, Nevzat, İsviçre - Türk Hukukunda alacaklının Temerrüdü, Ankara 1992, s. 88, 91; Tandoğan, Mes’uliyet, 470; Genel olarak, muacceliyetin dar anlamda kullanılmasının yerinde olmasına rağmen, inşaat sözleşmelerinin uzun bir zamana yayılmış olması ve karmaşık yapısı nedeniyle ve borçlunun sahip olduğu bir def’i hakkına dayanarak edimini ifadan kaçınması teslim borcunda muacceliyetini doğrudan etkileyeceği kabul edilmiştir. Bkz. Ayan, S., 95, dn. 14.

115

Eser sözleşmesinde borcun muaccel olma zamanı için bkz., Büyükay, Yusuf, Eser Sözleşmesi, Ankara 2013, s. 184 vd.

116

30

olmakla birlikte henüz muaccel değilse borçlu temerrüdü söz konusu olmayacaktır. Bu anlamda muacceliyet, temerrüdün zamanla ilgili şartıdır ve borcun ifasının talep ve dava edilebileceği anı ifade etmektedir117. Borcun muaccel hale gelmesi ve ifa edilebilirliği kural olarak aynı anda gerçekleşir. TBK. m. 90 hükmü uyarınca kural, her borcun doğumu anında muaccel olması ve ifanın talep edilebilir olmasıdır. Bu noktada istisna ise borcun vadeye veya süreye bağlı olması ve ifanın ancak bu süre içinde veya vadede talep edilebilmesidir118.

2- İnşaatı Teslim Borcunun Muacceliyeti

Borçlu temerrüdünden bahsedilebilmenin ilk koşulu olan borcun muaccel olması, alacaklı tarafından ifasının istenebilir olmasıdır119. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bakımından muacceliyetin anlamı da arsa sahibinin zaman itibariyle tamamlanmış olan yapının teslimini talep edebilmesidir120. Müteahhidin eser borcunun muaccel olması tamamlanma tarihi olarak sözleşmede belirlenmiş vadenin gelmesidir121. İfade edilen bu tarih sözleşmenin kurulmasından veya işe başlanılmasından ya da bir olayın gerçekleşmesinden (örneğin inşaat sözleşmelerinde ruhsat alınmasından veya arsa payı karılığı inşaat sözleşmesinde arsanın tesliminden) sonra belli bir sürenin geçmesi biçiminde de kararlaştırılmış olunabilir122. Buna karşılık sözleşmede ifa için herhangi bir süre belirlenmemişse, Türk Borçlar Kanunu’nun 90. maddesi uygulama bulacaktır. Bu hükme göre, “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur”. Ancak, bu hükmün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine, özellikle de müteahhidin borcu bakımından uygulanma kabiliyeti yoktur. Çünkü müteahhidin edim borcunu yerine getirebilmesi için belirli bir süreye

117

Oğuzman/Öz, 377; Eren, Genel Hükümler, 1092;Karahasan, İnşaat İmar İhale Hukuku, 471.

118

Eren, Genel Hükümler, 908; Uygur, 282; Borcun vadeye bağlı olarak veya herhangi bir vadeye olmaksızın yapılması durumunda ifa için bkz. Şahin, 131-132.

119

Ayan, S., 94; Kurt, Leyla Müjde, (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre) Yüklenicinin Eseri Teslim Borcunda Temerrüdü, Ankara 2012, s. 89.

120

Ayan, S., 94; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 154; Erman, İnşaat Sözleşmesi, 61; Seliçi, Özer, İnşaat Sözleşmelerinde Müteahhidin Sorumluluğu, İstanbul 1978, s. 67

121

Öz, İnşaat Sözleşmesi, 142; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 67; Erman, İnşaat Sözleşmesi, 61.

122

31

ihtiyaç bulunmaktadır123. Dolayısıyla, vadenin belirtilmediği sözleşmelerde müteahhidin borcunun muaccel olabilmesi “işin mahiyeti” gereği makul bir sürenin geçmesine bağlıdır124. Bu durumda, eserin tedbirli ve deneyimli bir müteahhit tarafından olağan çalışma araçları kullanılarak ne kadar süre içinde bitirilebileceği dikkate alınmak suretiyle, müteahhidin borcunun ancak bu süre dolduktan sonra yapılacak bildirimle muaccel olacağı sonucuna varılmalıdır125.

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde borcun muacceliyeti bakımından ifada sıra başlıklı TBK. m. 97 hükmünün ayrıca ele alınması gerekecektir. TBK. nın ilgili bu hükmü “ Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” Bu hüküm müteahhit bakımından uygulanabilirse de, arsa sahibine karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Çünkü arsa sahibi için bedel borcu, işsahibinin bedel borcunun muacceliyetini düzenleyen TBK. m. 479/I hükmü uyarınca, eseri teslim anında muaccel olacaktır. Bu suretle arsa sahibi öncelikle karşı edimin yerine getirilmesini isteyebilecektir126. Bu sebeple, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde işin bitirilmesi için belli bir süre öngörülmediği takdirde müteahhidin borcu inşaatın

123

YİBK. 25.01.1984, E. 1983/2 K. 1984/1, “…İstisna sözleşmesi ani edimli sözleşmeler

gurubunda mütalaa edilmekte ise de istisna sözleşmesinin türü olan inşaat sözleşmelerinde müteahhidin emeğe ve masrafa dayanan edim borcunun genellikle uzun bir zaman süresi içinde yayılmış olmasından dolayı ve edim borcunun bu özelliği yönünden sürekli borç ilişkilerine özgü kurallarında göz önünde tutulması gerekir. İnşaat sözleşmeleri geçici-sürekli karmaşığı bir özellik taşımaktadır. Bu açıdan işin gereği icabı BK. 74 burada mutlak olarak uygulanamaz…” (RG. 27.02.1984, S. 18325, s. 17 vd.)

124

Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 143; Erman, İnşaat Sözleşmesi, 62; Tandoğan, II, 129; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 66. “Sözleşme kurulduktan sonra inşaatın tamamlanması için gereken makul bir sürenin geçmesi üzerine ifa istenilebilecek, ancak bu sürenin dolması üzerine yüklenicinin borcu muaccel olabilecektir. Bu da kendiliğinden gerçekleşmeyip, iş sahibinin bildirimi ile gerçekleşir. Buna “muacceliyet bildirimi” denir. Bu beyan ifayı istemek şeklinde gerçekleşir. Sadece makul hazırlama süresinin dolması, yüklenicinin borcunun muaccel olmasına yetmez. İş sahibi ifayı istemelidir. Fakat bu muacceliyet bildirimi (ifa talebi) temerrüt ihtarı ile karıştırılmamalıdır. Yüklenicinin borcu muaccel olduktan sonra bu borcun derhal ifa edilmemesi üzerine yapılacak bildirim temerrüt ihtarını oluşturur.” Bkz. Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 143; Bu konuda, inşaata başlanılması ve tamamlanması bakımından ne kadar bir sürenin gerekli olduğunun (makul sayılacağının) mahkemece tespit ettirilmesi yerinde bir uygulama olacaktır. Bkz. Erman, İnşaat Sözleşmesi, 62.

125

Tandoğan, II, 129; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 154.

126

15. HD. 23.11.1987, E. 1987/226 K. 1987/4051 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası); 15. HD. 6.10.1988, E. 1987/4501 K. 1988/3152 (YKD. 1989, Sayı 6, s. 858).

32

tamamlanması için gerekli olan makul sürenin dolmasıyla muaccel hale gelir. Bu durumda müteahhit sözleşmenin ifa edilmediği def’ini ileri süremez. Buna karşılık arsa sahibi TBK. m. 479/I hükmüne dayanarak öncelikle müteahhidin edimini yerine getirmesini talep edebilecek ve müteahhit tarafından borç ifa edilmedikçe de arsa sahibi arsa payının mülkiyetini geçirme borcundan kaçınabilecektir127.