• Sonuç bulunamadı

Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Bakımından İfa

B) Edimin İfasının mümkün olması

3- Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Bakımından İfa

a) İnşaatın Yapımındaki İmkânsızlık

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde temerrütten söz edebilmek için, edimin ifasının mümkün olması, başka bir ifadeyle edimin yerine getirilmesinde herhangi bir imkânsızlık halinin bulunmaması gerekir151. Burada söz konusu olan imkânsızlık türü sözleşmenin kurulmasından sonraki imkânsızlık olup152, fiili (maddi) veya hukuki imkânsızlık şeklinde ortaya çıkabilir153.

148

Oğuzman/Öz, Cilt-1, 385; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, s.160-161; Karahasan, İnşaat İmar İhale Hukuku, 468.

149

Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, 912; Dayınlarlı, 62.

150

Barlas, 17, dn. 14.

151

İnşaat sözleşmesinde ifa kavramı, yapının tamamlanarak iş sahibine teslim edilmesini ifade ettiği ve teslimin de ancak tamamlanan inşaat bakımından mümkün olabileceğinden, inşaat sözleşmesinde söz konusu olabilecek imkânsızlık inşaatın tesliminde değil, inşaatın tamamlanmasındadır. Ayan, S., 155.

152

Sözleşme konusu arsa üzerinde inşaat yapılması imar mevzuatına göre baştan itibaren mümkün olmadığı başlangıçtaki bir imkânsızlık halinde, TBK. m. 27 hükmü uyarınca sözleşme yapıldığı andan itibaren geçersizdir. Böyle bir durumda, sözleşme baştan itibaren geçersiz olduğu için sebepsiz zenginleşme hükümlerince verilenlerin iadesi gerekecektir. Bkz. Erman, İnşaat Sözleşmesi, 64, dn. 6; 15. HD. 15.02.1994, E. 1994/2577 K. 1994/797, “…sözleşme

37

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde edimin başlangıçta objektif olarak imkânsız olması ve bu sebeple de sözleşmenin geçersiz olduğu hallere uygulamada pek sık rastlandığı söylenemez. Başlangıçtaki imkânsızlık haline örnek olarak sözleşmeye konu teşkil eden arsa üzerinde imar mevzuatına göre inşaat yapılmasının mümkün olmaması gösterilebilir. Böyle bir durumda sözleşme TBK. m. 27 hükmü uyarınca baştan itibaren geçersiz olacak ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre verilenlerin iadesi gerekecektir154.

Eski eser olarak belirlenmiş ve korunması gerekli olan bir yapının yıkılarak yerine yeni bir yapının yapılmasına yönelik bir inşaat sözleşmesi de başlangıçtaki imkânsızlık nedeniyle geçersiz olacaktır155.

Eser sözleşmesini düzenleyen hükümlerde inşaatın yapımının müteahhidin kusurlu davranışı neticesinde sonradan imkânsızlaşmasının hukuki sonucunun ne olacağı hususunda herhangi bir hüküm söz konusu değildir. Bu durumda genel hüküm olan TBK. m. 112 vd. uygulanacaktır. Ancak müteahhidin sorumlu tutulacağı

için konulan koşul kamu düzeni ile bağdaşmaz, dolayısıyla geçersizdir. Her ne kadar daha sonra parselin bulunduğu mevkide imar durumu belirlenmiş ve imar yasağı kaldırılmış ise de, bu kez sözleşme eki projenin uygulama kabiliyeti kalmamış, durdurulan inşaata aynı projeyle devam yine imkânsız kalmıştır. Akdi ilişkiye yüklenicinin temerrüdü nedeniyle değil, imkânsızlık nedeniyle son verilmesi gerekir. Bunun sonucu olarak tapu kaydındaki satış vaadinin terkinine karar verilmesi gerekir. Kuşkusuz yapılan işlerin bedeli hakkında davalının ayrıca dava açma hakkı vardır. Açıklanan nedenlerle davacının da bildiği objektif imkânsızlıktan ileri gelen gecikmeden ötürü kira mahrumiyeti istenilemeyeceği…” (Kazancı

Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası).

153

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 64.

154

Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 46; Öz, İnşaat Sözleşmesi, ; Ayan, S., 155; 15. HD. 25.5.1981, E. 1981/825 K. 1987/1234 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası; Ayrıca bkz. YKD. 1982, S.3, s. 388 vd.); 4. HD. 24.6.1957, E. 1957/1586 K. 1957/4175, “…imar

müdürlüğünden gelen cevaplardan hem binanın durumu hem de yerin küçüklüğü bakımından ifraza müsaade edilemeyeceğinin anlaşılmasına göre taraflar arsındaki akdin konu imkânsız bir akit olduğu ortaya çıkmaktadır ki, böyle bir akit BK. 20. Maddesi uyarınca hükümsüzdür…” (Bu karar için bkz. Erman, İnşaat Sözleşmesi, 65 dn. 6). 15. HD. 5.4.2006,

E. 2005/1974 K. 2006/2012, “…Davalı şirket sözleşme gereği davacılara üç adet daire

vermeyi taahhüt etmiştir, işin süresi inşaatın devam ruhsatının alınmasından itibaren 24 ay olarak belirlenmiştir. Ne var ki bu yere inşaat yapımı için gerekli ruhsat alınamamıştır. Yapım için komşu 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla birleştirme sağlanıp yeni imar parseli oluşmasından sonra inşaat yapılabileceği ortaya çıkmıştır. Yapılan imar çalışmaları sonucunda 4-5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilip 23.03.2004 tarihinde 170 ada 13 nolu parsel meydana gelmiştir. Oluşan bu parsel itibariyle yapılaşma olağan hale gelmiştir. Davacılara ait 4 nolu parsel açısından işin başında daha açığı sözleşmenin yapıldığı aşamada objektif imkânsızlık bulunmaktadır. Bu haliyle sözleşme geçersizdir…” (Kazancı Bilişim-

İçtihat Bilgi Bankası).

155

38

kusurlu objektif imkânsızlık halleri inşaat uygulamasında sık olarak görülmez. Çünkü, inşaat yapılacak alan yok olmadıkça, o yer üzerinde inşaat yapılması mümkün oldukça objektif imkânsızlıktan söz edilemez. İnşaat, müteahhidin kusuru ile yıkılmış olsa dahi müteahhidin inşa etme borcu sona ermediği gibi tazminat alacağına da dönüşmeyecek ve inşaatı tamamlamak zorunda kalacaktır156.

Arsa payı inşaat sözleşmelerinde sözleşmenin kurulmasında sonra en sık görülecek imkânsızlık hali hukuki imkânsızlıktır157. Hukuki imkânsızlık; borcun ifasının bir hukuk kuralı tarafından yasaklanmış olması veya böyle bir kuralın uygulanması nedeniyle ifa imkânını kaybetmesidir158. Örneğin, sözleşme kurulduktan sonra inşaatın imar düzenine aykırı hale gelmesi gösterilebilir159. Yine, imar mevzuatındaki değişiklik neticesinde binanın sözleşmede belirtilen şekilde yapılma imkânının kalmaması da örnek olarak gösterilebilir. Bu konuya ilişkin bir Yargıtay kararında, imar mevzuatı değişikliği sebebiyle kararlaştırılan kat sayısının azalması neticesinde hukuki imkânsızlıktan bahsedilmiştir160.

Sözleşme ilişkisinin kurulmasından sonra, ifanın geçici olarak imkânsız hale gelmiş olması mümkün olabilir. Böyle bir durumda geçici objektif imkânsızlık söz

156

Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 47; Tandoğan, Mes’uliyet, 398.

157

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 68.

158

Kılıçoğlu, 661; Eren, Genel Hükümler, 1038; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku, 999; Altunkaya, 95.

159

15. HD. 25.04.2008, E. 2008/1407 K. 2008/2771, “…Bedeli dava edilen dükkân niteliğindeki

bağımsız bölümün, davacı arsa sahibine yapılarak teslimi davalı şirket tarafından yüklenilmiştir. İmar mevzuatı gereğince, davalı temerrüdünden önce sözü edilen dükkânın yapılmasına olanak yok ise, objektif imkânsızlık söz konusu olacağından davalı yapılamayan bağımsız bölümün bedelinden ötürü sorumlu tutulamaz (BK. 117). Ancak yasal engel bulunmadığı halde veya temerrüde düştükten sonra yasal engel gerçekleşmiş ise, yüklenici tarafından teslimi yüklenilen dükkân yapılmamış ise, kusurlu imkânsızlık söz konusu olacağından bağımsız bölüm bedelini arsa sahibi davalı yükleniciden isteyebilir (BK. 96)…”

(Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası).

160

15. HD. 5.5.1998, E. 1998/845 K. 1998/1844, “… imar tadili sözleşme düzenlendikten sonra

tarafların iradeleri dışında yapılmış, sözleşmeyle kararlaştırılan 40 daire yerine bağımsız bölüm inşası için ruhsat alınabilmiştir. Davalı arsa sahibine sözleşmedeki paylaşım miktarı kadar daire verilemeyeceği ortadadır. Başka bir deyişle edimlerin yanların iradesi dışında kalan bir nedenden ötürü yerine getirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Akdin yerine getirilme imkânsızlığı ortaya çıktığından, yanlar ancak almış oldukları şeyi geri vermeye mecbur olduğu gibi borcun ifasından önceki zararları diğer taraftan isteyebilir…” (Bkz. Erman, İnşaat

39

konusu olacaktır. Eğer geçici durumun ne kadar süreceği belli değilse o halde kesin imkânsızlığın sonuçları oluşacaktır161.

b) İnşaatın Beklenmeyen Bir Olay Nedeniyle Yok Olması

Beklenmedik olay, sözleşmenin kuruluşu anında öngörülmesi mümkün olmayan ve sözleşmenin kaçınılmaz bir biçimde ihlaline yol açan olaydır162.

Eser sözleşmesinde eserin tesliminden önce beklenmedik bir olay sebebiyle yok olması hali kanunda özel olarak düzenlenmiştir. Eserin yok olması başlıklı TBK. m. 483/I hükmüne göre “Eser teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olursa iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olur.” Bu bağlamda, eser sözleşmesinde henüz tamamlanmamış olan bir eserin yok olması yani ortadan kalkması, eserin baştan yapılmasına engel teşkil etmedikçe müteahhidin borcunu ortadan kaldırmaz163. Dolayısıyla, yapılmakta olan bir binanın yıkılması tek başına imkânsızlık oluşturmaz, ancak süresinde bina tamamlanamazsa müteahhidin temerrüde düşmesine sebep olabilir.

İnşaatın tamamlanmasından sonra fakat teslim edilmezden evvel beklenmeyen bir olay nedeniyle tamamen veya kısmen yok olması halinde arsa sahibinin eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe, müteahhit çalışması için bir ücret isteyemeyeceği gibi, yapmış olduğu masrafların karşılığını da isteyemeyecektir. Dolayısıyla, esere gelecek olan zarara müteahhit katlanmak zorunda kalacaktır. Bu durumda, kusursuz imkânsızlık söz konusu olacak ve tarafların karşılıklı edimleri son bulacaktır164. Bu konuya ilişkin, eser sözleşmeleri için özel olarak öngörülmüş bir hüküm olan TBK. m. 483, karma sözleşme olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde de uygulama alanı bulacaktır165.

161

Tandoğan, Mes’uliyet, 398.

162

Tunçomağ, Genel Hükümler, 815. Beklenmeyen hal, kusursuz imkânsızlığı meydana getiren sebeplerden birisidir. Bkz. Ayan, M., Borçlar, 411.

163

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 66-67; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 161.

164

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 67.

165

40

Tamamlanmış ve henüz arsa sahibine teslim edilmemiş yapının beklenmeyen bir olay neticesinde kısmen yok olması durumlarında, yapının hasara uğramamış olan kısmı inşaatın sözleşmeye uygun olarak tamamlanabilmesi için kullanılabilecek nitelikte ise, bu kısım arsanın mütemmim cüzünü oluşturacağından müteahhit buna ilişkin tazminat talebinde bulunabilecektir. Ayrıca, inşaatın gerek tamamen, gerekse kısmen yok olması durumunda, müteahhidin mevcut sözleşme koşullarına uygun olarak inşaatı tekrardan veya kalan kısmı tamamlamak suretiyle arsa sahibine bir teklif götürmüş ise, artık arsa sahibinin söz konusu teklifi reddetmesi dürüstlük kuralına aykırı olup kabulü mümkün değildir166.

Diğer taraftan, inşaatın tamamlanmasından önce eserde meydana gelecek olan durumlarda imkânsızlıktan söz edilemeyecektir. Dolayısıyla inşaatın yapılması mümkün oldukça imkânsızlık ortaya çıkmayacaktır167. Bir başka açıdan, müteahhidin ekonomik bakımdan inşaatı yapamayacak durumda olması imkânsızlık olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle de arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde inşaatın henüz tamamlanmadan önce ifanın maddi imkânsızlığı, örneğin inşaat yapılacak arsanın yer kayması neticesinde inşaatın yapılamaması gibi sınırlı bazı hallerde söz konusu olabilmektedir168.

c) Müteahhidin Şahsında Ortaya Çıkan Beklenmedik Olay Neticesinde İmkânsızlık (Ölümü veya Yeteneğini Kaybetmesi)

Müteahhidin şahsını ilgilendiren imkânsızlık durumu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bakımından ayrıca incelenmesi gerekir. Sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan olağanüstü olaylar müteahhidin edimini ifa etmesini zorlaştırabileceği gibi ifa kabiliyetini ortadan kaldırıp borcun ifasını da imkânsızlaştırabilir.

166

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 67.

167

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 68; Örneğin yapılmakta olan bir inşaat beklenmeyen nedenlerle çökmüşse, yeniden inşası mümkün olduğu sürece, imkânsızlık olmayacaktır. Bkz. 15. HD. 11.03.1976, E. 1976/876 K. 1976/1068, “…Yapılmakta olan köprünün nehirin taşması

nedeniyle kalıplarının gitmesi ve işçilik masraflarının boşa gitmesi yüzünden müteahhit tazminat isteyemez...” (YKD. 1977 S. 6, s. 842; Ayrıca bkz. Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi

Bankası).

168

41

Müteahhidin ölümü veya kusuru olmaksızın üstlenmiş olduğu işi tamamlama yeteneğini kaybetmesi diğer bir ifadeyle, işi yapmaktan aciz kalması gibi beklenmedik olaylar edim borcunun ifasını imkânsızlaştırabilir. Tabi ki burada ifade edilen imkânsızlık sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan ve sürekli bir nitelik taşıyan imkânsızlıktır169. Bu ihtimali göz önüne alan Kanun koyucu bu hususu TBK. m. 486’da özel bir imkânsızlık hali olarak düzenlemiştir170. Söz konusu düzenlemeye göre; “Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, onun ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Bu durumda işsahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür.”

Esasında eser sözleşmeleri bakımından kaleme alınmış bulunan ilgili hükmün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bakımından da uygulanması gerekliliği doktrinde kabul edilmektedir171. Yargıtay kararları bakımından ise, bu konuda kesin bir sonuca varmak mümkün değildir. Yargıtay’ın inşaat işleri yönünden müteahhidin şahsının esas alınıp alınmayacağı hususuyla alakalı bu konuda farklı kararları mevcuttur. Yargıtay, apartman inşasına ilişkin bir kararında; sözleşmeye, ölüm halinde mirasçıların işi sürdüreceği yönünde bir kayıt dâhi konulsa sözleşmenin TBK. m. 486 hükmü gereğince sona ereceğini kabul etmiştir172. Ancak sözleşmenin başkasıyla devamının açıkça kararlaştırıldığı hallerde ve sözleşmenin içeriğinden müteahhidin kişiliğinin göz önüne alınarak yapılmadığı anlaşılabiliyorsa, sözleşmenin kesin olarak son bulması kabul edilebilir değildir173. Ayrıca, sözleşmede ölüm halinde ne olacağına ilişkin hüküm bulunmayan durumlar da dahi inşaat

169

Aral/Ayrancı, 385; Arıkan, Mustafa, Eser Sözleşmesinde İfa İmkânsızlığı ve Sonuçları, SÜHFD. Y.2008, S.2, C.16, s.281; Buz, Borcun İmkânsızlaşması, 35.

170

Yener, Müteahhidin Temerrüdü, 21.

171

Yavuz, 596; Tandoğan, II, 332 vd.; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 162.

172

15. HD. 7.7.1975, E. 1975/3149 K. 1975/3436, “… Sosyal ve ekonomik hayatın akışına göre,

apartman yapımı kişisel yetenek isteyen bir şey olmakla eser sözleşmesinde esas tutulacak kişisel nitelikler arasında yüklenicinin özel mesleki bilgisi, kuvvetle güven vermesi, özel krediye layık olması, tecrübesi, denenmiş olması ve ünü gibi kişisel ve mal varlığına ilişkin özellikler sayılabilir...” (YKD. 1976, S. 6, s. 874-876).

173

42

sözleşmesinin mirasçılarla devamı mümkün olabilmelidir174. Buna karşılık, Yargıtay bir başka kararında ise haklı olarak, müteahhidin kişiliğinin göz önüne alınmadan yapılan bir sözleşmede müteahhidin ölümünün sözleşmeyi sona erdirmeyeceğini ve inşaata mirasçılarının devam edebileceğini kabul etmiştir175.

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde; müteahhit kusuru olmaksızın iş tamamlanmadan ölmüş ise mirasçıları, yapılan kısmın kullanılmasının mümkün olması durumunda, iş sahibinden bunu kabul etmesini ve bu oranda bedelin kendilerine verilmesini isteyebileceklerdir (BK. m. 371/II). 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda ise bu husus, “Bu durumda işsahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür” şeklinde düzenlenmiştir (TBK. m. 486)176. Sözleşme bakımından müteahhidin şahsının dikkate alınıp alınmadığı her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirilecektir177. Bu hükme göre, ölüm halinde sözleşmenin son bulması ancak, sözleşmenin müteahhidin şahsının dikkate alınarak yapılması durumunda mümkün olabilecektir. Yapılan işin özel bir uzmanlık ve kişisel yetenek gerektirmemesi durumunda müteahhidin ölmüş olması sözleşmeyi sona erdirmeyecektir. Zira küllî halefiyet ilişkisi gereğince mirasçılar eseri yapma borcu altına gireceklerdir ve işin zamanında yapılmaması halinde de temerrüde düşeceklerdir178.

Diğer taraftan, söz konusu maddede ifade edilen yetenek kaybı, bedensel bir özürden kaynaklanabileceği gibi, müteahhidin işletmesini dağıtarak mesleğine son vermesi ya da gerekli teknik personelin bulunmamasından da kaynaklanabilir179. Müteahhidin, sözleşmeden doğan borcunu ifa etmek için gerekli parasal olanaklara

174

Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 48.

175

15. HD. 12.11.1990, E. 1990/1053 K. 1990/4707, “… müteahhidin ölmesi durumu, yapılacak

işin müteahhidin şahsi meziyet ve mahareti nazara alınması hallerine münhasırdır. Olayımızda, normalde inşaatı müteahhidin mirasçıları da yapabilir, inşaatın tamamlanmasında müteahhidin şahsi becerisi nazarı itibare alınmamıştır…” (YKD. 1991, S.

5, s. 743).

176

Yener, Müteahhidin Temerrüdü, 21.

177

Erman, İnşaat Sözleşmesi, 70; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 48.

178

Yener, Müteahhidin Temerrüdü, 21; Tandoğan, II, 333; Aral/Ayrancı, 385; Arıkan, 281; Buz, Borcun İmkânsızlaşması, 35.

179

Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 48; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 162; Buz, Borcun İmkânsızlaşması, 35-36.

43

sahip olmaması, TBK. m. 486 anlamında imkânsızlık değildir ve sözleşmeyi sona erdirmez. Aynı şekilde müteahhidin iflası da imkânsızlık olarak nitelendirilemeyecektir180.

Müteahhidin bir şirket olması durumlarında sözleşmenin ortaklardan birisine güvenilerek kurulması ve bu ortağın ölmesi ya da ayrılması halinde de TBK. m. 486 hükmünün uygulanacağı ifade edilmektedir181. Ancak iş sahibinin ölen ortak olmaksızın şirket ile bu sözleşmeyi yapacak olduğunu gösteren haklı nedenlerin olması durumunda sözleşme son bulmamalıdır182.

TBK. m. 486’da hükmün uygulama alanına sadece gerçek kişiler girmektedir. Ancak, bu hükmün tüzel kişiler bakımından da kıyasen uygulanması mümkündür. Zira tüzel kişilerin sözleşme konusu işi bizzat yürütmeleri mümkün olmamakla birlikte, kendi yönetimi altında yürütmeleri söz konusu olabilir ve tüzel kişinin bu niteliğini kaybetmesi de mümkündür183.

d) Arsa (İş) Sahibine Yüklenecek Nedenlerle İfanın İmkânsızlaşması

İnşaatın (eserin) tamamlanması arsa (iş) sahibi ile ilgili ortaya çıkan beklenmeyen bir olay yüzünden de imkânsızlaşabilir. Beklenmeyen olayın arsa sahibinin şahsına ait olabileceği gibi tehlike alanına da ait olabilir.

İmkânsızlığın arsa sahibine atfı kabil bir sebepten gerçekleşmesi, ‘işsahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması’ başlığını taşıyan TBK. m. 485’de184, “eserin

tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa

180

Buz, Borcun İmkânsızlaşması, 36.

181

Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 163; Erman, İnşaat Sözleşmesi, 70. Tandoğan, II, 333 vd.; Yavuz, 550; Ayrıca bkz. BİGŞ. m. 52.

182

Yener, Müteahhidin Temerrüdü, 22.

183

Buz, Borcun İmkânsızlaşması, 36.

184

Maddenin kenar başlığı ‘iş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması’ olarak düzenlenmiş, ancak her iki hükmün içerdiği birbirinden ayrı terminoloji, TBK. m. 485’in tamamlanamayan eserler yanında tamamlanıp da teslim edilemeyen eserler bakımından da uygulanıp uygulanamayacağı problemini doğurmaktadır. Şahin, 154.

TBK. m. 485 hükmü yüklenicinin ediminin iş sahibinin ilgili olduğu durumlar sebebiyle imkânsızlaşması halini düzenlemektedir. Buradaki imkânsızlığın eserin tamamlanmasından önce veya sonra gerçekleşmesi TBK. 485’in uygulanması bakımından önemli olmayıp önemli olan yüklenicinin edimini tam anlamıyla yerine getirememesidir. Buz, Borcun İmkânsızlaşması, 27; Tandoğan, II, 327-328; Aral/Ayrancı, 398.

44

yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir”

şeklinde ifade edilmiştir. Söz konusu bu hükmün uygulama bulabilmesi için öncelikle eserin (inşaatın) tamamlanmasının imkânsız olması gerekmektedir. Buradaki imkânsızlıktan maksat objektif imkânsızlık olup, eserin meydana getirilmesi hiç kimse için mümkün görülmemesidir185. İkinci olarak da, imkânsızlığın iş sahibinin şahsında veya tehlike alanında gerçekleşen beklenmedik bir olaydan kaynaklanması gerekmektedir. Böyle bir durumda da eser sözleşmesi sona ereceğinden temerrüt ihtimali de ortadan kalkacaktır. Böylelikle müteahhit yaptığı kısmın değerini ve bunu aştığı ölçüde yapmış olduğu masrafları iş sahibinden talep edebilecektir. İş sahibin tehlike alanına giren ve ona yüklenebilecek sebeplere ise; inşaat için verilen yerin sürekli olarak su altında kalması, kamulaştırma, deprem veya toprak kayması sonucu inşaat yapılamayacak duruma gelmesi, inşaat yapılacak arsaya inşaat yasağı konulması ya da arsa sahibinin önerdiği projeye izin verilmemesi gibi olgular örnek gösterilebilir186.

4- Müteahhidin Kesinlikle İfada Bulunmayacağını Bildirmesinin