• Sonuç bulunamadı

İfa İmkânsızlığı Kavramı ve Borç İlişkine Etkisi

B) Edimin İfasının mümkün olması

2- İfa İmkânsızlığı Kavramı ve Borç İlişkine Etkisi

İfa imkânsızlığı, mevcut bir borcun ifasının cebri icra marifetiyle elde edilemeyecek durumda olmasıdır132. Bu bakımdan imkânsızlık, edimin ifa edilememesi veya ifa edilemez hale gelmesidir133. İmkânsızlık tabiî (mantıkî), fiili (maddi) ve hukuki imkânsızlık olarak ortaya çıkabilir134. Mantıkî imkânsızlık, edimin mantık veya tabiat kurallarına göre yerine getirilmesinin kesin olarak mümkün olamamasıdır135. Fiili (maddi) imkânsızlık ise, iş ilişkilerinde geçerli, dürüstlük ve güven kuralları çerçevesinde edimin, borçlu da dâhil olmak üzere hiç kimse tarafından yerine getirilmesinin mümkün olmamasıdır136. Hukuki imkânsızlıkta da, mevcut borçlanılan bir edim olmakla beraber, emredici bir hukuk normu sebebiyle borcun aynı şekilde borçlu da dâhil olmak üzere hiç kimse tarafından yerine getirilememesini ifade eder137. İfa imkânsızlığını, başlangıçtaki ve sonraki imkânsızlık, objektif ve subjektif imkânsızlık olarak da ayırmak mümkündür138. Objektif imkânsızlık, edimin borçlu da dâhil olmak üzere hiç kimse tarafından ifa

131

Dural, Mustafa, Borçlunun Sorumlu Olmadığı Sonraki İmkânsızlık, İstanbul 1976, 109 vd.; Feyzioğlu, 172 vd.; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 44.

132

Oğuzman/Öz, Cilt-1, 389; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 158 vd. Özer bu görüşü benimsemesindeki temel düşünce, iş görme ediminden kaçınma üzerine ceza koşulun işleme süresine sınır getirmek olmuştur. Bkz. Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 74. Edim içeriğinin değişmeksizin (bir aliud’a dönüşmeksizin) borçlunun etkinliğiyle aynen gerçekleştirilmesinin sürekli olarak mümkün olmamasıdır. Serozan, İfa İfa Engelleri, 163.

133

Dural, Mustafa, Borçlunun Sorumlu Olmadığı Sonraki İmkânsızlık (BK. 117) İstanbul 1976, s.8; Buz, Vedat, Eser Sözleşmesinde Müteahhidin Borcun İmkânsızlaşması, AÜSBFD. İlhan Öztrak’a Armağan, Y. 1994, C. 49, S. 1-2, s. 23.

134

Eren, Genel Hükümler, 1037; Dural, 9; Altunkaya, Mehmet, Edimin Başlangıçtaki İmkânsızlığı, Ankara 2005, s. 91 vd.; Keskin, A. Dilşat, Kesin Vadeli İşlemlerde İfa Etmeme: Temerrüt ve İmkânsızlık, Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ongün’e Armağan, GÜHFD. Haziran-Aralık 2007, C.XI, S.1-2, s. 220.

135

Eren, Genel Hükümler, 1037; Dural, 8; Tunç, Ramazan, İfa İmkânsızlığı, YD. Y.2002, C. 28, S. 1-2, s. 106; Keskin, 220.

136

Eren, Genel Hükümler, 1037; Kılıçoğlu, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Genişletilmiş 16. Bası, Ankara 2012, s. 661; Dural, 9; Altunkaya, 93-94; Tunç, 107; Keskin, 220-221.

137

Eren, Genel Hükümler, 1037, Kılıçoğlu, 661; Altunkaya, 95; Tunç, 107; Keskin, 221.

138

34

edilememesi iken, sübjektif imkânsızlık, ifanın yalnızca borçlu tarafından yerine getirilememesidir139.

İfa imkânsızlığında müteahhidin temerrüt bakımından kusurlu veya kusursuz olması bir fark oluşturmayacak ve her iki durumda da ifanın imkânsız hale gelmesi temerrüde düşülmesini engelleyecektir. Kusurlu veya kusursuz ifa imkânsızlığı kendisini, temerrüt açısından göstermez sadece uygulanacak hükümler bakımından gösterir. Nitekim müteahhidin kusuru olmaksızın ifa imkânsız hale gelmişse TBK. m. 136 hükmü uyarınca sözleşme ilişkisi hiçbir sorumluluk doğurmayıp ortadan kalkacak ve tarafların karşılıklı edimleri sona erecektir140. Buna karşın müteahhidin kusuru ile ifa imkânsız hale gelmişse bu durumda da TBK. m. 112 gereği iş sahibinin bu yüzden uğradığı zararın tazmini gerekecektir141. Burada ifade edilen imkânsızlık

139

Eren, Genel Hükümler, 1039;Ayan, M., Borçlar, 410.

140

Eren, Genel Hükümler, 1090; 15.HD. 05.06.2008, E. 2007/2601 K. 2008/3708, “…Taraflar

arasındaki... Noterliği’nin 20.06.2000 tarihli düzenleme şeklinde inşaat sözleşmesinde dava konusu parsel üzerine 15 daireli bina yapılması, 5 dairenin anahtar teslimi olarak davacı arsa sahibine teslim edilmesi, inşaat süresinin Anıtlar Kurulu kararından itibaren 12 ay olması kararlaştırılmıştır. Bu sözleşmede davacı arsa sahibinin oturacağı evin kiralarının, davalı yüklenici tarafından ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 1. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 24.09.2003 günlü kararından taşınmaz üzerine inşaat yapılabileceği, ancak sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde 15 daireli bir bina yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı yüklenici davacı arsa sahibinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı uyarınca daha az daireli bir bina yapılmasını kabul etmediğini savunmuştur. Davacı arsa sahibi de davalı yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan şekilde inşaatın yapılacağı konusunda kendisini oyaladığını iddia etmektedir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 24.09.2003 günlü kararı uyarınca sözleşmenin ifası imkânsız hale gelmiştir. Bu imkânsızlık objektif imkânsızlıktır. Daha az daireli inşaat yapılması konusunda da tarafların iradeleri birleşmemiştir. Sözleşmede kararlaştırılan sayıda daire bulunan bir bina yapılamaması davalı yüklenicinin kusurundan kaynaklanmadığından, davacı menfi zararının tanzimini isteyemez. Ayrıca yukarıda da belirtildiği gibi davacının dava konusu yaptığı ve mahkemece de karar altına alınan davacının kiraladığı evin kira bedelinin yüklenici tarafından ödenmesine ilişkin sözleşmede bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının ödenen kira paralarına ilişkin isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken, bu istemin kabul edilmesi doğru olmamıştır…” (Nakleden Şahin, 142, dn. 35).

141

Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku, 909; Eren, Genel Hükümler, 1090; Kılıçoğlu, 662-663; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 45; Erman, İnşaat Sözleşmesi, 66; Karahasan, İnşaat İmar İhale Hukuku, 485; Ayan, M., Borçlar, 410; 15. HD. 28.05.2009, E. 2009/1392 K. 2009/3181, “…Dava sonuçlanmadan taşınmazın üçüncü şahsa yüklenici

tarafından satışı ile sözleşmenin ifası, davalı yüklenicinin kusuru nedeniyle imkânsız hale gelmiştir. Kusurlu imkânsızlık gerçekleşmiştir. BK.’nın 106/II. ve BK.’nın 96. maddesi uyarınca davacı, akdin ifasının imkânsız hale gelmesi nedeniyle olumlu zararının tahsilini isteyebilir. İfa imkânsızlığı borçlu yüklenicinin temerrüdü nedeniyle gerçekleştiğinden, 29 nolu dairenin üçüncü şahsa satış tarihi olan 19.11.2004 tarihindeki değerler üzerinden davacı alacağı belirlenmelidir…” (Nakleden Şahin, 142, dn. 36).

35

sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan (objektif veya subjektif) bir imkânsızlıktır142.

Sözleşmenin kurulmasından önceki objektif imkânsızlık ise TBK. m. 27 gereğince kesin hükümsüzlük sebebi olup sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğururken143, subjektif imkânsızlık halinde ise sözleşmeden doğan borç ifa edilemeyeceği için kusur önem kazanacak ve sorumluluk da kusurun varlığına veya yokluğuna göre belirlenecektir. Bu bağlamda, kusurlu imkânsızlık halinde TBK. m. 112 hükmü uygulanırken, kusursuz imkânsızlık bakımından TBK. m. 136 hükmü uygulanacaktır144. Bu ihtimalde yüklenicinin kusurlu olması borcun ifasının kendi açısından imkânsız olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği halde sözleşmeyi kurması şeklinde ortaya çıkacaktır145. Sözleşme yapılırken borç altına girenin edimi ifa etmekte büyük güçlüğe uğrayacağı taraflarca bilinen bir durum ise borçlunun imkânsızlık nedeniyle borçtan kurtulması mümkün olmayacaktır. Borçlu kendi subjektif imkânsızlığını sözleşme yapılırken bilmemesi halindeyse sorumluluktan kurtulabilir. Ancak, borçlunun burada sorumluluktan kurtulabilmesi için sözü edilen bilgisizliğinin kusurundan ileri gelmemiş olması gerekir. Bunun da istisnai hallerde mümkün olacağı kabul edilmektedir146.

Temerrütten sonra ortaya çıkan ifa imkânsızlığı durumunda temerrüt hükümlerinin mi yoksa imkânsızlık hükümlerinin mi uygulanacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda kabul gören genel görüş147, müteahhidin (yüklenicinin) temerrüt tarihinden imkânsızlığın ortaya çıktığı tarihe kadar borçlu temerrüdü hükümlerine göre sorumlu olması, imkânsızlık gerçekleştikten sonrası için de

142

İmkânsızlık ile anlatılmak istenilen sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkacak imkânsızlık olup, sözleşmenin yapılmasından önceki imkânsızlık durumu ise bu kapsamda değerlendirmeye alınmamaktadır. Aksi bir durumda TBK. m. 27 hükmü sözleşmeyi geçersiz kılacaktır.

143

Eren, Genel Hükümler, 1038; Kılıçoğlu, 663; Reisoğlu, Genel Hükümler, 346; Karataş, 164; Ayan, M., Borçlar, 410.

144

Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, 44-45.

145

Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, 908; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, 157.

146

Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, 908-909.

147

Oğuzman/Öz, Cilt-1, 384-385; Reisoğlu, Genel Hükümler, 370; Feyzioğlu, 240; Öz, Eser Sözleşmesinden Dönme, s.160; Karahasan, İnşaat İmar İhale Hukuku, 485; Kizir, 68; Barlas, 17.

36

imkânsızlık hükümlerine tabi olmasıdır. Bu durumda, borçlu temerrüt sırasında gerçekleşen imkânsızlıktan kusuru olmasa da sorumlu olacaktır. Dolayısıyla müteahhit (yüklenici) sorumluluktan kurtulabilmek için temerrüde düşmede her kendisine atfedilecek hangi bir kusurunun olmadığını (inşaatı zamanında meydana getirerek teslim etseydi dahi aynı zarar verici fiilin gerçekleşeceğini) ispatlaması gerekecektir148. Aksi görüşe göre149 ise ifanın temerrüt halinin meydana geldikten sonra imkânsızlaşması durumunda dahi temerrüt hükümlerin uygulanacağı ve bunun TBK. m. 118-119 hükümlerinden çıkarılabileceğidir. Ancak, bu görüş TBK. m. 118- 119 hükümlerinin, temerrüde düşen borçlunun kusursuz ifa imkânsızlığı halinde bile sorumlu tutulabilmesi ile ilgili olduğu, bu hüküm ile imkânsızlığa rağmen temerrüt hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek herhangi bir düzenleme getirilmeyeceği yönüyle haklı olarak kabul edilmemektedir150.

3- Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Bakımından İfa İmkânsızlığı