• Sonuç bulunamadı

II. 1.2. 1921 Teşkilat- ı Esasiye Kanunun Kabul Edilmesi

II.1.4. İç İsyanlar

İki muharebe arasındaki dönemde Türkiye’de TBMM Hükümeti’ni zor du-rumda bırakan bazı önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde başlayan Koçgiri ve Pontus isyanları, TBMM Hükümeti’nin ordusunu zor durumda bırakan iki önemli olay olmuştur.

912 Hamdullah Suphi Bey’in konuşması şöyledir: “Arkadaşlar, hatırlarsınız, Maarif Vekâleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada yedi tanesi en fazla evsafı hâiz olarak görülmüş ve ayrılmıştır. Yalnız Vekâlet yapmış olduğu tetkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiğim için ben şahsan Mehmet Akif beyefendiye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vaat edilmiştir. Hâlbuki bunu kendi isimlerine takrip etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. Lâzım gelen tedabiri alırım ve icap eden ilâmı yaparım dedim. Bu şart ile büyük dini şairimiz bize fevkalâde nefîs bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arz edeceğiz. İntihap size aittir. Arkadaşlar, reyimi ihsâs ediyorum. Beğenmek, takdir etmek hususun-da hâiz-i hürriyyetim. İntihabımı yapmışım. Fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir. Bu, size aittir efendim”.TBMM Z.C., Devre I, C.9, s. 12-13.

913 TBMM Z.C., Devre I, C.9, s. 86-93.

914 TBMM Kanunlar Mecmuası, C.1, s. 438.

Koçgiri isyanı, tutuculuktan, padişah taraflısı olmaktan çok ötede politik emellerin gerçekleştirilmesi için planlanmış, memleketi bölmek, bağımsız Kürdistan kurmak, Ermenilerle birleşmek, Türk unsurunu yok etmek, dışarıdan alınan direktif-lerle hareket etmek gibi en ağır amaçlara yönelmiş bir isyandır.915 İsyana evrilen sü-reçte ilk olarak 1920’li yılların başında, Sivas’ın Koçgiri bölgesinde bazı asayişsizlik olayları görülmeye başlanmıştır. Özellikle Koçgiri aşiretinin merkezi olarak bilinen Zara’ya bağlı Ümraniye’de, 6 Mart 1921’de yaşanan bir takım olaylar, başlangıçta

“Ümraniye hadisesi” ya da “Koçgiri hadisesi” olarak adlandırılmıştır.916 Fakat Mart başında bu “hadiseler” isyana dönüşmüştür. 6 Mart’ta başlayan isyanda asiler, 7 Mart’ta İmranlı’ya saldırmıştır. Burada asilerle isyanı bastırmak üzere buraya sevk edilen 6. Süvari Alayı arasında meydana gelen çarpışmalarda Alay Komutanı Binbaşı Halis ile birlikte Jandarma Teğmeni Müştak ve dört asker şehit olmuş; asiler alayı bütün araç gereçleri ile birlikte ele geçirmişlerdir.917 Bu olaylardan sonra TBMM Hükümeti tarafından, asayişi tesis etmek ve olayların büyümesini önlemek amacıyla 10 Mart 1921’de Elazığ, Erzincan, Divriği ve Zara’da sıkıyönetim ilan edilmiştir.918 İsyanı bastırmak üzere 5. Kafkas Tümeni Komutanı Yarbay Cemil Cehit Bey görev-lendirilmiş ise de Cemil Bey rahatsızlığını gerekçe göstererek bu görev kabul etme-miştir.919 Bu durum üzerine isyanı bastırmak üzere Merkez Ordusu Kumandanı Nu-rettin Paşa memur edilmiştir.920 Acil tedbir olarak ise bölgeye en yakın konumda olan Giresun Alayı Topal Osman Ağa kumandasında hemen bölgeye hareket ettirilmiş-tir.921

11 Mart 1921’de Sivas-Divriği yöresinde yerleşik bulunan Koçgiri aşiretinin bazı ileri gelenleri, TBMM’ye bir telgraf çekerek bölgede imtiyazlı bir il kurulmasını başına da yerli Kürtlerden bir vali atanmasını istemiş; Ankara ise bu talebi reddet-miştir.922 Bu sırada henüz Amasya’da bulunan Merkez Ordusu Komutanı Nurettin Paşa, isyanı bastırmak üzere bölgeye gelmeden önce 14 Mart’ta bir beyanname

ya-915 Kenan Esengin, Milli Mücadele’de Ayaklanmalar, Kamer Yay.,İstanbul,1998, s. 235.

916 Dilek Kızıldağ Soileau, Koçgiri İsyanı, İletişim Yay., İstanbul, 2017, s.188.

917 Esengin, a.g.e., s.223.

918 B.C.A.30.18.1/2.38.14.

919 Hamdi Ertuna, İstiklâl Harbinde Ayaklanmalar (1919-1921), Genelkurmay Harp Tarihi Başkan-lığı Resmi Yayınları, Ankara, 1974, s. 264.

920 Esengin, a.g.e., s.226.

921 Teoman Alpaslan, Topal Osman Ağa, Kum Saati Yay, İstanbul, 2007, s. 465.

922 Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, C.III, s. 442.

yınlayarak meselenin aslında bir şekavet vakası olduğunu fakat fesat çıkarmak iste-yen bazı çevrelerin meseleyi “Kürtlük Meselesi” olarak göstermeye çalıştıklarını ifade etmiş, fesatçıların şiddetle cezalandırılacağını fakat masum halka dokunulma-yacağını bildirmiştir.923 Nurettin Paşa, asilere isyanlarına son vermeleri için nasihat heyetleri gönderdiyse de bir sonuç alamamıştır.

7 Mart’tan 8 Nisan’a kadar bölgede asiler ile ordu kuvvetleri arasında önemli çarpışmalar yaşanmıştır. II. İnönü Muharebesi’nin başladığı 23 Mart’ta, asiler Erzin-can’ın güneybatısındaki Türk köylerini basıp yağmalamıştır. 26 Mart’ta ise Koçgirili Alişir, Kürtlerin bağımsızlığının Avrupa devletleri tarafından tanındığını Pülümürlü aşiretlere bildirmiştir.924 Batı Cephesi’nde Yunan taarruzunun devam ettiği sıralarda asiler, 27 Mart 1921’de Suşehri’nin Karacaviran ve Yoncalı köylerini basmış; 28 Mart’ta Divriği kaymakamını esir almıştır. 29 Mart’ta ise Kuruçay köyleri basılarak yağmalanmıştır.925 İki muharebe arasındaki dönemde başlayan ve II. İnönü Muhare-besi’nin başladığı günlerde şiddetlenen bu isyan nedeniyle TBMM Hükümeti önemli bir askeri gücünü bu isyanı bastırmak üzere görevlendirmek zorunda kalmış, isyan için sevk edilen askeri birliklerden II. İnönü Muharebesi’nde yararlanılamamıştır.

İki muharebe arasındaki dönemde iç karışıklığın yaşandığı bir başka yer Pon-tus bölgesi olmuştur.926 Bu bölgedeki Pontus sorunu, 19. yüzyılın ortalarında Yunan bağımsızlık hareketiyle ortaya çıkmıştır. Megali İdea’nın bir uzantısı olarak Karade-niz kıyılarında bu günkü Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun sahil vilayetleri ile içerde Amasya ve Sivas vilayetlerinin bir kısmını içine alan bir devlet kurulması planlan-mıştır.927 I. Dünya Savaşı yıllarında Doğu Karadeniz bölgesinde asayişi bozan Rum çeteleri Mondros Mütarekesi’nden sonra faaliyetlerini hızlandırmışlardır. Amaç batı-dan Yunan orduları silahsız Türk vilayetlerine saldırdığı sıralarda Türk Ordusu’nu arkadan vurarak Yunan Ordusu’na yardımcı olmaktır. Bu amaca dönük olarak 1920 yılı başlarında Karadeniz’de Yunan subayları marifetiyle örgütlenen Rum çetelerinin faaliyetleri hızlanmıştır. 1920 yılı sonuna doğru olayların ivme kazanması nedeniyle

923 Gaye-i Milliye, s. 76.

924 Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, C.III, s. 466.

925 Alpaslan, a.g.e., s. 466-469.

926 Pontus kelimesi, coğrafi bir terim olarak genelde Karadeniz ve kıyıları için kullanılmıştır. Pontus adı kaynaklarda Grekler zamanından itibaren geçmekle birlikte, yaygın olarak Pontus Krallığı (Pont Devleti) dolayısıyla kullanılmıştır. Mesut Çapa, Belgelerin Işığında Pontus Meselesi, Terazi Yay., Ankara, 2017, s. 2.

927 Çapa, Belgelerin Işığında Pontus Meselesi, s. 2.

TBMM Hükümeti olayları bastırmaya dönük tedbirler almıştır. Bu kapsamda 9 Ara-lık 1920’de Nurettin Paşa komutasında Merkez Ordusu kurulmuş ve bu orduya o sıralarda devam eden Koçgiri isyanı ile birlikte Pontus isyanını da bastırma görevi verilmiştir.928 Bu süreçte tedbir bağlamında Doğu Karadeniz bölgesinde silah toplama işine girişilmiş,929 silahlarını teslim etmek istemeyen Rumlar Merkez Ordusu kuvvet-leri ile çatışmaya başlamıştır. Ayrıca Merkez Ordusu’nun Rum erkekkuvvet-lerini askere alma kararı vermesi bölgedeki huzursuzlukları daha da artırmıştır.930

İki muharebe arasındaki dönemde başlayan doğuda Koçgiri, Karadeniz bölge-sindeki Pontus isyanları TBMM Hükümeti’ni ve ordusunu zor durumda bırakmış, Yunanlara karşı yeni bir savaşa hazırlık sürecinde hem maddi hem de manevi olarak orduyu zayıflatmıştır. İnsan gücü ve diğer teknik olanaklar bakımında son derece sınırlı imkânlarla mücadele eden Türk Ordusu, bu olağan üstü şartlar altında bir de iç isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır.