• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

I.1.1 Anadolu’nun Genel Durumu

I. İnönü Muharebesi’nin hemen öncesine denk gelen günlerde TBMM Hü-kümeti önemli bir sorun olan Çerkez Ethem isyanı ile karşı karşıya kalmıştır. Birçok sebep TBMM Hükümeti ile Çerkez Ethem arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden olmuştur. Çerkez Ethem’in Yozgat isyanını bastırdıktan sonra Ankara Valisi Yahya Galip’i asi Çapanoğulları’na müsamaha ve iltimas göstermekle suçlayıp, hiçbir ma-kama haber vermeden yargılamaya kalkması,189 Refet Bey’in Dâhiliye Vekâletine seçilmesine sıcak bakmayarak muhalefet etmesi,190 asker kaçaklarının ve casusların yargılanmalarının İstiklal Mahkemeleri’ne bırakılmasına sert tepki göstermesi191 ve asker toplamasının Dâhiliye Vekâleti’nce engellenmesi kararına gösterdiği hakarete varan tepki192 gibi sebeplerle TBMM Hükümeti ile Çerkez Ethem arasındaki ilişkiler bozulmuştur. Çerkez Ethem’in devlet içinde devlet gibi hareket etmesi, başına buy-ruk aldığı kararlar, otorite tanımaz tavrı ilişkilerin bozulmasına sebep olmuştur. An-cak Ethem’in düzenli orduya katılmak istemeyişi, askeri hiyerarşiye tabi olmayı ke-sin olarak reddetmesi isyanının en önemli sebebi olmuştur.

Düzenli orduya geçiş bağlamında, özellikle 1920 Kasım ayından itibaren atı-lan adımlar Çerkez Ethem’i rahatsız etmiştir. Gediz Taarruzu’nda Kuvayı Milliye birliklerinin sergilediği tavırdan sonra Mustafa Kemal Paşa’nın Batı Cephesi Komu-tanı Ali Fuat Paşa’yı cephe komutanlığından alması ve yerine yaptığı atamalar Çer-kez Ethem ve kardeşleri tarafından kabul edilmemiş, şiddetle eleştirilmiştir. Ethem, İsmet ve Refet Beylerin cephe komutanlıklarına atanmalarını istememiş, Mustafa Kemal Paşa’nın bu kararına muhalefet etmiştir. Özellikle daha önceden husumet ya-şadığı Refet Bey’in Güney Cephesi Komutanlığı’na atanmasını tepkiyle karşılamış-tır.193 Çerkez Ethem’in bu tutumu TBMM Hükümeti ile ilişkilerin iyice bozulmasına neden olmuş,194 isyana giden sürecin önemli bir aşamasını oluşturmuştur.195 TBMM

189 TİH Batı Cephesi, C.II., K.III, s. 64.

190 Çerkez Ethem’in Anıları, s.116.

191 Ergun Hiçyılmaz, Gizli Belgelerle Çerkez Ethem, Varlık Yay., İstanbul, 1993, s.22.

192 TİH Batı Cephesi, C.II., K.III, s. 65.

193 Çerkez Ethem’in Anıları, s. 116.

194 TİH Batı Cephesi, C.II, K.III, s. 66.

Hükümeti’nin düzenli orduya geçilmesi konusundaki ısrar ve politikalarına rağmen Çerkez Ethem ve kardeşlerinin düzenli ordu kurulmasına ve Kuvayı Milliye’nin kal-dırılmasına karşı hem mecliste hem de dışarda196 yaptıkları propaganda197 süreç içinde hükümet ile ilişkilerin gerginleşmesine neden olmuştur. 18 Kasım 1920’de yayımla-nan bir bildiri ile TBMM Hükümeti’nin bir ordusunun olduğunun vurgulanması ve Başkomutanlık yetkisinin meclise verilmesi hükümet ile Çerkez Ethem’i yeniden karşı karşıya getirmiştir.198

İsmet Bey’in Batı Cephesi Komutanlığı’na getirildikten sonra ordu teşkilatın-da yapmış olduğu bazı değişiklikler Ethem’i isyana götüren sürecin önemli adımları olmuştur. Cephe komutanı tarafından Kuvayı Milliye birliklerini ayırt etmek için Çerkez Ethem’in kuvvetlerine “1.Kuvayı Seyyare”, Çolak İbrahim Bey’in kuvvetle-rine ise “2.Kuvayı Seyyare” adının verilmesi Ethem tarafından tepkiyle karşılanmış, kabul edilmemiştir. İsmet Bey’in bu kararına rağmen Ethem, “Umum Kuvayı Seyya-re ve Kütahya Havalisi Kumandanı” unvanını kullanmaya devam etmiştir.199 Cephe komutanlığının emirlerini dinlemeyen Ethem, komutanlık tarafından birliklerinin denetlenmesine de müsaade etmediği gibi,200 Kasım ayının sonlarına doğru cephe komutanlığı ile münasebetini kesmiş 201 ve kesin bir dille Kuvayı Seyyare’nin düzenli orduya katılmayacağını kardeşi Tevfik Bey vasıtasıyla Batı Cephesi Komutanlığı’na bildirmiştir.202

Uzun süren diyaloglara ve çözüm arayışlarına,203 Mustafa Kemal Paşa’nın

“itidal” ve “sükûnet” tavsiyelerine204 rağmen Çerkez Ethem düzenli orduya katılmaya

195 Çerkez Ethem’in Anıları, s.112-114.

196 Çerkez kardeşler, düzenli ordu aleyhindeki fikirlerini Eskişehir’de çıkarttıkları Yeni Dünya gazete-sinde ortaya koymuşlardır. Bu dergide düzenli ordu aleyhinde açıkça propaganda yapılmıştır: “Nizami kuvvet, muntazam ordu fikri bütün dünyada iflas etmiştir. Artık bundan sonra numunesi elde milli kuvvetler olmak üzere millet orduları lazımdır”. Yunus Nadi Abalıoğlu, Çerkez Ethem Kuvvetle-ri’nin İhaneti, Sel yay., İstanbul,1955, s. 13.

197 TİH Batı Cephesi, C.II, K.III, s. 66.

198 Bildiride “TBMM, milletin hayat ve istiklaline suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzatına karşı müdafaa ve bu maksada münafi hareket edenleri tedip azmiyle müesses bir orduya sahiptir. Emir ve kumanda salahiyeti Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyeti maneviyesindedir” denilmiş-tir. TBMM Z.C., Devre I, C.5, s. 414.

199 İnönü, Hatıralar, s. 208.

200 TİH Batı Cephesi, C.II, K.III, s. 69.

201 Atatürk, a.g.e., C.II, s. 516.

202 Atatürk, a.g.e., C.II, s. 515.

203 TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre I, C.I, s. 282-284.

204 Mustafa Kemal Paşa, 13 Aralık 1920’de “kardeşim” diye hitap ettiği Çerkez Ethem’e “itidal” ve

“sükûnet” çağrısı yapan bir telgraf göndermiştir. Söz konusu telgraf şöyledir: “…Son günlerdeki

ge-razı olmamış ve isyan etmiştir. TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa, 29 Aralık 1920 itibariyle Batı Cephesi Komutanlığı’na Ethem’e karşı askeri harekâta başlanması emrini vermiştir.205 I. İnönü Muharebesi’nin hemen öncesinde patlak veren isyan, düzenli orduyu uzun süre uğraştırmıştır. İsyanı bastırmakla görevli düzenli ordu bir-likleri ile Çerkez Ethem kuvvetleri arasında şiddetli çarpışmalar yaşanmıştır.206 İsmet ve Refet Beyler, Kütahya’da Çerkez Ethem isyanı ile meşgul oldukları sırada Yunan Ordusu 6 Ocak 1921’de Bursa ve Uşak istikametinden genel taarruza başlamış, TBMM Hükümeti iki ateş arasında kalmıştır. Düzenli ordu birlikleri bir yandan Çer-kez Ethem ile mücadele etmek zorunda kalırken diğer yandan Yunan taarruzuna kar-şı koymaya çalışmış, I. İnönü Muharebesi’ni bu şartlar altında kabul etmek zorunda kalmıştır.

1921’in başlarında ülke gündemini ve Ankara’da iç siyaseti etkileyen önemli konulardan biri de Bolşeviklik cereyanı olmuştur. Ankara’da Bolşevik cereyanlarının etkileri dolayısıyla az çok fikri dalgalanmalar görülmeye başlanmıştı. Yeşil Ordu Cemiyeti bu dalgalanmalar neticesinde ortaya çıkmıştı. “Dâhili isyanlara karşı imanlı ve şuurlu bir teşkilat oluşturmak”207 amacıyla kurulan cemiyet, daha sonra bu sınırlı amacından uzaklaşmış208 ve “memleket dâhilinde Rus Bolşevizm’ine paralel bir ce-reyan hazırlamak” gibi çok genel bir amaca yönelmişti.209

lişmelerin beni karamsarlığa değil ama tereddüde sevk ettiğini itiraf ederim. Fakat bütün bu tereddüt-ler içinde memleketin hayat, hürriyet ve istiklaline himmet ve çaba sarf etmiş olan senin gibi bir kar-deşim hakkındaki şahsi muhabbetim sarsılmamıştır (…) İçinde bulunduğumuz büyük işlerde o nispet-te, küçük hisli ve aşağı ahlaklı insanların mevcut olabileceğini dikkate alırsak, anlaşmazlıklardan kendimizi kurtarmak için, çok vakit sarfına lüzum olmadığını itiraf ederiz. Sizin gibi kıymetli bir arka-daşın hayat, mevcudiyet ve faaliyetinin, bence ne kadar lüzumlu olduğunu takdir edebilecek zekâ ve yaratılışta olduğuna inanıyorum. Bu sebeple benim sözlerimi ve teminatımı bütün samimiyet ve ciddi-yetimle kabul ederek, her türlü zorlukları, başka makamlarla çözmekte güçlüğe uğradıkça, doğrudan doğruya ve özel ve gizli olarak bana bildirmekle çözebileceğine inanmalısın.” Hiçyılmaz, a.g.e., s. 24.

205 Atatürk, a.g.e, C.II, s. 543.

206 ATASE Arşivi İSH K: Kutu No:569 Gömlek No:49;Belge No:1.

207 Cebesoy, Milli Mücadele Hatıraları, s. 528. Yeşil Ordu’nun kuruluş anacı noktasında farklı dü-şüncüler de vardır. Yunus Nadi, Yeşil Ordu’nun Bolşeviklerden yardım almak amacıyla kurulduğunu ifade etmektedir. Abalıoğlu, Çerkez Ethem Kuvvetleri’nin İhaneti, s. 11. Feridun Kandemir’e göre ise, Yeşil Ordu, “Avrupa Emperyalizmi ile Mücadele, yani vatan ve milleti kurtarmak gayesini takip eden mukaddes bir cemiyettir.” Feridun Kandemir, Atatürk’ün Kurduğu Türkiye Komünist Partisi ve Sonrası, İstanbul, 1966, s. 10-12. Yeşil Ordu Teşkilatı Nizamnamesinde ise Yeşil Ordu “ Avrupa emperyalizminin hulul ve istila siyasetini Asya’dan tard etmek üzere teşekkül etmiş bir mücadele kuru-luşu” olarak tanımlanmıştır. Fethi Tevetoğlu, Milli Mücadele Yıllarındaki Kuruluşlar, TTK Yay., Ankara, 1998, s. 228. Ayrıca Yeşil Ordu Cemiyeti’nin kuruluşu hakkında bkz. Emel Alkal, Milli Mücadele’nin Başlangıcında Mustafa Kemal İttihat Terakki ve Bolşevizm, 2.Baskı,Türkiye Sos-yal Tarih ve Araştırma Vakfı Yay., İstanbul, 2006, s. 303-15.

208 Atatürk, a.g.e., C.II, s. 468.

209 Cebesoy, Milli Mücadele Hatıraları, s. 528.

Yeşil Ordu Cemiyeti’nden başka Moskova’daki üçüncü enternasyonale bağlı, Türk milli hareketinin içtimai bir inkılaba çevrilmesi maksadıyla Ruslar tarafından bir Komünist Partisi teşkil edilmişti. Merkezi Bakü’de olan Türk Komünist Partisi, ajanları vasıtasıyla Anadolu’ya nüfuz etmeye çalışıyordu. Anadolu’nun birçok yerin-de Yeşil Ordu Teşkilatı ile Türk Komünist Partisi teşkilatı birbirine karışmıştı. Mus-tafa Kemal Paşa, hem Yeşil Ordu’yu hem de diğer muzır cereyanları kontrol altına almak üzere Ankara’da resmi Türkiye Komünist Fırkası’nı kurdurmuştu.210

1921’in başlarında “Muzır cereyanlar” ile mücadele kapsamında hükümet ta-rafından Çerkez Ethem ile bağlantısı bulunan Türkiye Komünist Fırkası’nın yayın organı Yeni Dünya gazetesi tahrip edilmiş,211 Sahibi Arif Oruç ve arkadaşları tutuk-lanmıştır.212 I. İnönü Muharebesi’nin hemen öncesine denk gelen günlerde TBMM Hükümeti, Çerkez Ethem isyanının yanı sıra iç siyasette komünizm ile etkin bir şe-kilde mücadelesini sürdürmüştür.

1921 başlarında TBMM Hükümeti’nin ekonomik durumu da iyi değildi. Ge-lirler, giderleri karşılamamaktaydı. Gelirler 51.388.626 lirayken, giderler ise 63.018.358 liraydı. Bütçe açığı 11.629.732 lirayı buluyordu.213 Diğer taraftan üretim son derece yetersizdi. Üretimin yetersizliği meclis gündemine taşınmış, tartışmalar yapılmıştı. 1 Ocak 1921’de Kütahya milletvekili Ragıp Bey, mecliste yaptığı konuş-mada “yerli kumaş yapan fabrikalarımız nerede? Memleketin ihtiyacının % 5’ini karşılayacak dokuma ve şayak tezgâhlarımız bile yoktur” çıkışı ile İnönü Muharebe-leri öncesinde TBMM Hükümeti’nin üretim noktasında bulunduğu durumu ortaya koymuştu.214

1921’in başında İtilaf Devletleri olan ilişkiler ise şöyleydi: Kilikya’da ve gü-ney illerinde Fransız işgaline karşı verilen mücadeleler devam ediyordu. İtalya Ana-dolu’da işgal ettiği yerlerden henüz çekilmiş değildi. İngilizler ise AnaAna-dolu’daki çı-karlarını korumak ve Sevr Antlaşması’nı TBMM Hükümeti’ne silah zoru ile kabul ettirebilmek için Yunanistan’a desteğini sürdürüyordu. Rusya ile ikili ilişkiler ise

210 Mete Tunçay, Türkiye’de Sol Akımlar (1908-1925), 3.Baskı, Bilgi Yay., Ankara, 1978, s. 175;

Tevetoğlu, Milli Mücadele Yıllarındaki Kuruluşlar, s. 219.

211 Saruhan, a.g.e., C.III, s. 349.

212 Saruhan a.g.e., C.III, s. 348.

213 Tekin, a.g.m., s. 138.

214 TBMM Z.C., Devre I, C.8, s. 9.

düzene sokulmuş ve Rusya’dan vermeyi taahhüt ettiği silah, cephane ve her türlü malzemenin taşınmasına başlanmıştı.

TBMM Hükümeti, İstanbul Hükümeti’ne karşı daha güçlü bir siyasal duruş sergilemeye başlamıştı. İstanbul Hükümeti, Bilecik görüşmesinde TBMM Hükümeti ile diyalog kurma yollarını aramış artık Ankara, İstanbul tarafından siyasal bir irade olarak dikkate alınmaya başlanmıştı.

I.İnönü Muharebesi’nin başında TBMM Hükümeti’nin karşı karşıya kaldığı sorunlar, iç siyasi durumu, ekonomisi, İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri ile olan ilişkileri böyleydi. TBMM Hükümeti, I. İnönü Muharebesi’ne bu şartlar altında gir-miştir.