• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ARAP YARIMADASI VE AFRİKA’NIN DOĞU SAHİLLERİ SAHİLLERİ

1.21.2. Halk Edebiyatı 1.Hikâyeler: 1.Hikâyeler:

1.21.5.1. Halk Ekonomisi:

Şiraz’da hükümdar gelirinin birçoğunu aldığı vergilerden sağlamaktadır. (s.204) 1.21.6.İnanışlar

Tüster’de bulunan türbenin zaviyesinde yaşayan dervişler, buradaki mezarın Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynelâbidîn Ali’ye ait olduğuna inanırlar. (s.191)

Seylân’a ait olan geleneksel yemekten henüz bulûğa ermemiş çocuk yerse anne babası onu hemen döver. Hattâ çocuğa inek dışkısı da yedirirler. Çünkü inek dışkısının çocuğu temizlediğine inanırlar. (s.210)

1.21.7.Müzik Kültürü 1.21.7.1.Müzik Aletleri

Şiraz’da türbedeki hatim merasimi sonrasında kapıda davul çalınır, borular ve zurnalar üflenir. (s.208)

1.21.8.Giyim-Kuşam-Süslenme

Şiraz’da kadınlar, ayaklarına mest geçirir, çarşaf giyip peçe takarak çarşıya çıkarlar. (s.200)

Şiraz’da şalvar diye bir kıyafet giyilmektedir. (s.202) 1.21.9.Sanat ve Zanaat

1.21.9.1.Meslekler

Hâkim (emniyet müdürü), meslek adı olarak geçmektedir. (s.204) 1.21.10.Mimari Yapılar

1.21.10.1.Dinî Mimari

Türter’de Şeyh Şerefüddîn Musa b. Şeyh Sadreddin Süleyman’ın Medresesi vardır. (s.191)

141

Surmâ’da, Hvâce Kâfi’nin yaptırdığı bir medrese vardır. Bu medresede gelip geçenlere yemek sunulur. (s.199)

Mescid-i Atîk: Şiraz’da bulunan ulucâmii. (s.200)

Mecdiye Medresesi: Şiraz’da, Şeyh Mecdüddîn tarafından yaptırılmıştır. (s.200) 1.21.10.2.Halk Mimarisi

Dervâze-i Disbûl: Şehrin, misafirlere ayrılmış olan kapısı. (s.190)

İsfahan’da bir hamam vardır. Bu hamam hayır için yapıldığından, girip yıkananlardan ücret alınmaz. (s.198)

Mescid-i Atîk’in kuzeyinde Bâbü’l-Hasan kapısı bulunmaktadır. (s.200) 1.21.11.Mutfak Kültürü

Helva: Üzüm şırası, un ve yağ karıştırılarak yapılan bir yiyecektir. (s.190) İsfahan’da ekmeğe “nân”, yoğurda “mâs” denir. (s.197)

Yezdühâs’da, bu yöreye ait “yezdühâsî” denilen bir peynir üretiliyor. (s.200)

Seylân’da, pirinci muz yaprağına koyup üzerine kendi katıklarını dökerler. Burada katığa “kûşân” denir.107 Bu yemek Seylân’ın daimi yemeğidir. (s.209)

Kâzerun’da “herîse” (keşkek) adında et, buğday ve yağdan yapılan, yufkayla yenen bir yemek vardır. (s.212)

1.21.12.Bitkiler 1.21.12.1.Meyveler

Basra’da portakal, limon ve diğer narenciye ağaçları bulunmaktadır. (s.195)

İsfahan’da kayısıya “kamaruddîn” denir. Bunun dışında ayva, üzüm ve karpuz gibi meyveler bulunur. (s.197)

107

Kûşân: Rıhle şârihi Tâzî, katık manasına gelen bu kelimenin Körfez ülkelerinde “Kâri” kelimesiyle karşılandığını söylüyor ve Kûşân ile Mısır’ın mahallî yemeği haline gelmiş “küşeri” arasında ilişki olup olmadığını soruyor. Mısır’da Hân-ı Halîlî civarında küşeyrisiyle meşhur bir lokantada Hind kökenli olan bu yemekten yedim! Âdet olduğu veçhile ardından bir de sütlaç kaşıkladım. Makarna, nohut, mercimek ve pilavı birbirine katıp üstüne acı biberle karışık domates sosu ve kıtır kıtır soğan kızartması eklenerek yapılan gayet leziz bir yemek. Ancak İbn Battûta’nın Kûşân dediği şey herhalde tabanı oluşturan makarna, nohut vs. değil de üste ekilen biber, domates sosu veya soğan kızartması gibi şeyler olmalı. Türkiye’nin bazı yörelerinde ekmek banarak yenilen bu tip etli veya etsiz soslara umumî bir ifadeyle “tirit” denilir. O hâlde Kûşân için Hin tiridi diyebiliriz.

142 1.21.13.Geleneksel Unsurlar

Tüster’de bulunan bir camiinin âdeti şöyledir:

Şeyh, hutbe verdikten sonra tefsir, hadîs gibi ilmin çeşitli dallarından meyveler sunar. Sıra sorulara cevap verme faslına gelir. Yabancılar merak ettikleri soruları kâğıda yazar ve vaize uzatırlar. Bu âdetten dolayı şeyhin önü kâğıt parçalarıyla dolar. Sonra bu soruları birer birer cevaplar. (s.191)

Bilâd-ı Lûr denilen bölgede bulunan medresenin âdetleri şöyledir:

Hizmetkâr misafirleri tek tek sayar, her birine iki yuvarlak iri ekmek, et ve tatlı sunar. (s.193)

Şirazlı kadınların ilginç âdetleri vardır:

Her Pazartesi, Perşembe ve Cuma günleri belki iki binden fazla kadın şehrin büyük câmiinde toplanarak ellerinde yelpazeler sallayıp vaaz dinlerler. (s.200)

Tâş Hatun âdeti üzerine her Pazartesi akşamı Ahmed b. Musa’nın mezarına gelir. Herkes burada toplanır, hatim indirilir ve Kur’an okunur. Yemek, tatlı ve meyveler ikram edildikten sonra vâiz kürsüye çıkarak nasihatlerde bulunur. Daha sonra emirlerin kapıları önünde olduğu gibi türbenin kapısında da davul çalınır, borular ve zurnalar üflenir. (s.208)

Şiraz yöresinde bir kimsenin oğlu veya hanımı vefat edince evindeki odalardan birini türbe yapıp oraya defnederler. Odayı hasır ve kilimlerle döşeyerek ölünün baş ve ayak tarafına bir sürü mum dikerler. Sonra odanın sokak tarafına demir parmaklıklı kapı açarlar. Odanın her yerinde kandiller yakarlar ve adam ölmemiş gibi davranırlar. Hattâ her gün pişirilen yemekten bir kısmını ayırarak hayrına bir fakire yedirirler. (s.210) Kâzerûn’daki Şeyh Ebû İshâk Hazretleri’nin yanındaki zaviyenin âdeti şöyledir:

Gelen misafilere keşkek ikram edilir. Gelen kişi üç gün misafir edilir ve dileklerini şeyhe arzetmedikçe gitmesine izin verilmez. (s.212)

1.21.14.Kutsal Mekânlar

143 Neblân’da nehir kenarında bir mescid vardır. (s.197)

Yezdühâs’da ilginç bir câmii vardır. Damı dâhil her yanı taşla örülmüştür. (s.199) Yezdühâs şehrinin dışında misafirlerin konakladığı bir ribât bulunur. (s.199) Mescid-i Atîk: Şiraz’da bulunan ulucâmii. (s.200)

Şiraz’da Ali Rıda b. Musa’nın kardeşi Ahmed b. Musa’nın mezarı bulunmaktadır. Ebû İshâk’ın annesi Tâş Hatun bu türbenin yanına bir medrese ve yolcuların ağırlanması için zaviye yaptırmıştır. (s.208)

Şiraz’da bulunan bir diğer ziyaretgâh, “şeyh” diye ünlenmiş Allah dostu Ebû Abdullah b. Hafîf’in kabridir. Bu kabrin hemen yanında bir medrese ile zaviye bulunuyor. (s.208) Sultan Ebû İshâk’ın babası Emir Muhammed Şah İncû’nun türbesi şeyhin mezarına bitişiktir. (s.208)

Şiraz’da evliyanın büyüklerinden Rûzcihân-ı Baklî’nin (Ruzbihân-ı Baklî) kabri bulunmaktadır. (s.210)

Şiraz’da Şeyh Zerkûb’un kabri bulunmaktadır. (s.210)

Fars dilinde zamanın en büyük şairlerinden Sa’dî’nin mezarı Şiraz’dadır. (s.211) Şemseddîn Semnanî’nin mezarı Şiraz’dadır.108 (s.211)

Kâzerûn’da Şeyh Ebû İshâk Hazretleri’nin mezarı vardır. Yanında da bir zaviye vardır. (s.212)

1.21.15.Dinî Unsurlar