• Sonuç bulunamadı

Bitkiler 1.Meyveler 1.Meyveler

BÖLÜM 1: ARAP YARIMADASI VE AFRİKA’NIN DOĞU SAHİLLERİ SAHİLLERİ

1.11.9. Bitkiler 1.Meyveler 1.Meyveler

Baalbek şehrinde kiraz yetişir. (s.93) 1.11.10.Geleneksel Unsurlar

Geleneksel bir türbe ziyareti vardır. İbrahim b. Edhem’in kabri civarında ortasında havuz bulunan güzel bir tekke var. Yolcular burada konaklar, garipler burada doyar. Buranın hizmetkârı ermişlerden İbrahim Cumahî’dir. Halk, Şaban ayının 15. Gecesi Şam’ın diğer bölgelerinden bu tekkeye gelip üç gün kalırlar. Şehir dışında büyük bir çarşı kurulur. Orada her şey mevcuttur. Dervişler de bu mevsimde her taraftan gelip toplaşır. Türbeyi ziyaret eden herkes bakıcıya bir mum verir; kilolarca mum yığılır orada. (s.89)

Lâzkiye yöresinin âdetine göre emir birinin idamını emredince ilgili emniyet görevlisi emirin meclisinden at sırtında ayrılıp öldürülmesi istenen şahsın yanına gider, sonra

65

tekrar yerine döner. Bu izin işini üç defa yapması ve üçüncüden sonra buyruğu yerine getirmesi gerekir. Fakat bu olayda üçüncü dönüşte kumandanlar ve ileri gelenler ayağa kalkıp başlarını açarak:

“Emir! Kadı ve şahitlerin katli din adına utanç vericidir!” deyiverir. Bu olayda emir onların ‘şefaatini’ kabul eder; mahkûmların onlar tarafından kayırılmasına ses çıkarmaz ve ağzından af kararı dökülür.” (s.91)

1.11.11.Kutsal Mekânlar

Antakya şehrinde Habib Neccâr’ın kabri vardır. (s.84) Sahyûn’da ermiş İsa Bedevî’nin kabri var. (s.85)

Sahyûn şehrinde bir kale var. Kalenin ortasında tekkeden misafirler faydalanır, garipler karnını doyurur. (s.85)

Cebele şehrinde İbrahim b. Edhem Hazretleri’nin mezarı vardır. (s.88)

İbrahim b. Edhem’in kabri civarında ortasında havuz bulunan güzel bir tekke vardır. (s.89)

Alâeddîn b. Bahâ, Şeyh Saîd Bicâî ve Yahyâ Selâvî adlı iki şeyh için bir tekke yaptırmış, gelip geçen yolculara bedava yemek çıkarmayı taahhüt etmiştir. (s.90)

Deyr-i Fârûs: Lâzkiye’nin dışında bulunan ve Deyr-i Fârûs adıyla bilinen manastır, Şam ve Mısır’da mevcut olanların hepsinden büyüktür.59 Orada rahipler oturur ve Hıristiyanlar öbek öbek her yerden gelip ziyaret eder orayı. (s.91)

Cebel-i Lübnan: Lübnan Dağı, yeryüzündeki dağların en bereketlisidir; her türlü meyve ağacı ve zengin su kaynakları ile gayet yeşil bir bölgedir.60 Orada kendini tamamen Allah’a veren dervişler ve zahitler eksik olmaz. Zaten Cebel-i Lübnan bunlarla şöhret bulmuştur. İyilerden oluşan bir cemaat orada Hak Teâlâ’ya ibadet için inzivaya çekilmiştir. (s.92)

59

Deyr-i Fârûs: Ebu’l-Fidâ bu manastırdan bahsederken mimarisinin gayet güzel olduğunu, daima meskûn bir mahal olup hiç terk edilmediğini belirtir.

60

Cebel-i Lübnan: Lübnan’ın yaslandığı dağlara verilen genel isim. En yüksek nokta kuzeyde Deyr-i Kadib tepesidir (3070 m.). Lübnan dağlarının etekleri turunçgiller bakımından çok zengindir. Bugün daha çok bağlarıyla meşhurdur. Aslında biri doğuda (Cibâl-ı Lübnan Garbiyye); birbirine paralel iki dağ zinciri vardır. İkisinin arasında meşhur Bikâ vadisi (Bekaa) yer alır.

66 1.11.12.Dinî Unsurlar

1.11.12.1.Mezhep

Buhara’da halk Nusayrî mezhebindendir. Bunlar, Hz. Ali’nin ilâh olduğuna inanırlar. Namaz kılmaz, oruç tutmaz ve boy abdesti almazlar. (s.89)

1.11.12.2.Tekke

Sahyûn şehrinde bir kale var. Kalenin ortasında tekkeden misafirler faydalanır, garipler karnını doyurur. (s.85)

İbrahim b. Edhem’in kabri civarında ortasında havuz bulunan güzel bir tekke vardır. (s.89)

Alâeddîn b. Bahâ, Şeyh Saîd Bicâî ve Yahyâ Selâvî adlı iki şeyh için bir tekke yaptırmış, gelip geçen yolculara bedava yemek çıkarmayı taahhüt etmiştir. (s.90)

1.11.12.3.Dinî Karakterler

Derviş: Cebel-i Lübnan’da dervişlerden oluşan bir cemaatin hikâyesi anlatılır. (s.92) 1.11.13.Madenler

1.11.13.1.Altın

Nusayriler Cebeli şehrinde Müslümanlara saldırırlar. Müslümanlar da silahlanıp 20.000 kadar Nusayrî’yi öldürler, geri kalanları da dağa kaçar. Bunun üzerine Nusayrîler canları bağışlandığı takdirde adam başına bir altın vereceklerini yöre başvalisine bildirirler. (s.90)

1.11.13.2.Gümüş

Ermenilerin paraları “Bağliye” denilen halis gümüştendir. (s.84) 1.11.13.3.Demir

Kara Sunkur, demir ve sırıktan yapılmış kulübesinden başka yerde uyumaz. (s.87) 1.11.14.Ulaşım Araçları

1.11.14.1.Gemi

67 1.11.14.2.At

Atın ulaşım aracı olarak kullanıldığından bahsedilmektedir. (s.91) 1.11.15.Diğer

Baalbek’te ihramlık ve benzeri amaçlar için kullanılmaya elverişli kumaşlar üretilir. Bunlara da Baalbekî denilir. Orada tabaklara sıhâf yerine dusût ismi verilir. (s.93) 1.12.Dımaşk61

1.12.1.Adlar

1.12.1.1.Kişi Adları

Şemseddîn Ebû Abdullah b. Câbir b. Hassân Kaysî Vâdiâşî. (s.95) Şerefüddîn b. Uneyn. (s.95)

Arkale Kelbî. (s.96)

Ebu’l-Vahş Sebu’ b. Halef Esedî. (s.96) İbnü’l-Münîr. (s.97)

Ebu’l-Hasan Ali b. Musa b. Saîd Ansî (Nureddîn). (s.97) Ebû Ubeyde b. Cerrâh. (s.98)

Osman b. Affan. (s.100)

Ebû Süfyan b. Muâviye. (s.101)

Celâleddîn Muhammed b. Abdurrahman Kazvînî. (s.102) Meşhedi- Hüseyin. (s.103)

Meşhed-i Kellâse. (s.103) Meşhed-i Ebûbekir. (s.103) Meşhed-i Osman. (s.103)

Ebû Ömer b. Ebu’l-Velîd İbnülhâcc et-Tucîbî. (s.103) Fakih İmâmüddîn Hanefî. (s.103)

Şeyh Abdullah Kefîf. (s.103) Buhâneddîn b. Firkâh. (s.103) Nûreddîn Ebû Yüsr b. Sâiğ. (s.103) Şihâbeddîn b. Cehbel. (s.103)

61

68 Alâeddîn Konevî. (s.103)

Bedreddîn Ali Sahâvî. (s.103) Müsellem. (s.104) Takıyüddîn İbn Teymiyye. (s.104) İbn Zehrâ. (s.104) Seyfeddîn Tinkîz. (s.105) Melik Zâhir. (s.105) Fahreddîn Kıbtî. (s.105) Cemaleddîn b. Cümle. (s.105) Zahîreddîn Acemî. (s.105)

Sultan NûreddînMahmud b. Zengî. (s.106) Ümmü Habîbe. (s.106) Muâviye. (s.106) Bilâl Habeşi. (s.106) Üveysü’l-Karanî. (s.106) Ka’bü’l-Ahbâr. (s.106) Übeyy b. Ka’b. (s.107) Ahmed Rifâî. (s.107)

Ebû Medyen Şuayb b. Hüseyin. (s.107) Ebû Derdâ. (s.107) Ümmü Derdâ. (s.107) Fudâle b. Ubeyd. (s.108) Vâsile b. Eska’. (s.108) Sehl b. Hanzala. (s.108) Sa’d b. Ubâde. (s.108) Ümmü Külsûm. (s.108) Ebû Müslim Havlânî. (s.108) Ebû Süleyman Dârânî. (s.108) Argûn Şâh. (s.108)

Vebre b. Kelbe. (s.111)

Cemaleddîn Yusuf b. Zekî Kelbî Mizzî. (s.111) Nûreddîn. (s.113)

69 İmâdüddîn Kaysarânî. (s.113)

Sırkâtibi Alâeddîn b. Gânim. (s.113) Sâhib İzzeddîn Kâlânisî. (s.113) İbn Şıhna Haccâr. (s.115)

Şihâbeddîn Ahmed b. Ebû Talib. (s.115) Alemüddîn Ebû Muhammed. (s.115)

Muhammed b. Tuğrıl b. Abdullah b. Gazzâl Sayrafî. (s.115) Siracüddîn Ebû Abdullah. (s.115)

Ebu’l-Hasan Muhammed b. Ahmed b. Ömer b. Hüseyin Halef Katiî. (s.115) Attar Ali b. Ebûbekir b. Abdullah Kalânisî Asgar. (s.116)

Ebu’l-Müneccâ Abdullah b. Ömer Huzâî Leysî. (s.116)

Sufî Sedîdüddîn Ebu’l-Vakt Abdülevvel b. İsa b. Şuayb b. İbrahim Siczî. (s.116)

Cemalü’l-İslâm Ebu’l-Hasan Abdurrahman b. Muhammed İbnü’l-Muzaffer b. Muhammed b. Davud b. Ahmed b. Muâz b. Sehl İbnülhakem Davudî. (s.116)

Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Hâviye b. Yusuf b. Eymen Serahsî. (s.116) Ebû Muhammed Abdullah Serahsî. (s.116)

Abdullah b. Yusuf b. Mıtr b. Sâlih b. Bişr b. İbrahim Farabrî. (s.116) Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail. (s.116)

Şeyh Şihâbeddîn b. Abdullah Makdisî. (s.116)

Abdurrahman b. Muhammed b. Ahmed Becelî. (s.116)

Cemaleddîn Ebu’l-Mehâsin Yusuf b. Zekî Abdurrahman b. Yusuf Mizzî Kelbî. (s.116) Alâeddîn Ali b. Yusuf b. Muhammed b. Abdullah Şâfiî. (s.116)

Şerif Muhyiddîn Yahyâ b. İbrahim b. Fellâh b. Muhammed İskenderî. (s.116) Şemseddîn b. Abdullah b. Temmâm. (s.116)

Şemseddîn Muhammed b. Ebu’z-Zehrâ Hakkârî. (s.116)

Ümmü Muhammed Âişe binti Muhammed b. Müslim Harranî. (s.116)

Zeyneb binti Kemâleddîn Ahmed b. Abdurrahman b. Abdurrahîm b. Abdülvâhid b. Ahmed Makdisî. (s.116)

70 1.12.1.2.Yer Adları

Dımaşk: Güzellik ve zerafeti ile bütün şehirlerden üstün bir yerdir.62 (s.94) Dımaşk Câmii’nin etrafında kapalı çarşı ve bakırcılar çarşısı vardır. (s.101) Rabve: Kasiyûn dağının sonunda kutlu tepe diye bilinen yerdir. (s.110) Neyrab: Rabve’nin alt tarafında bir köy.63 (s.111)

Mizze: Neyrab köyünün güneyinde bir köy. Buraya Mizzetü’i-Kelb de deniliyor. (s.111) Beyt-i Lihye: Dımaşk şehrinin doğu tarafında bir köy. (s.111)

1.12.1.3.Coğrafi Yer Adları

Gûta (çukur ova): Dımaşk’ın doğusunda yemyeşil bir ova.64 (s.95) Kasiyûn Dağı: Dımaşk’ın kuzeyinde bir dağ. (s.109)

1.12.1.4.Hayvan Adları

Deve: Devenin ulaşım aracı olarak kullanıldığından bahsedilmektedir. (s.113) 1.12.1.5.Hastalık Adları

Veba: Dımaşk’ta, yediyüzkırkdokuz senesi Rebîülâhir’in sonlarında, korkunç bir veba salgını olmuştur. (s.108)

1.12.2.Halk Edebiyatı