• Sonuç bulunamadı

hemoglobin düzeyi ölçülür. Bir orta akım en az 10 mL idrar toplanmalı ve hızlıca 10 dakika sü-reyle dakikada 2000 devirde santrifüjlenmelidir.

Sonrasında süpernatant atılmalı ve kalan tortu, 0,3 mL salin içinde süspanse edilmelidir. Daha sonra, en az 10 ila 20 mikroskobik alan 400 bü-yütme altında incelenmelidir. Test çubuğu ile hematüri testi pozitif ancak mikroskobik değer-lendirme negatif olduğunda 3 ek mikroskobik testin yapılması gerektiği, uzman görüşü olarak belirtilmektedir. Bu testler 4-6 hafta ara ile tek-rarlanmalıdır. Bu testlerden herhangi biri pozitif-se hasta mikroskobik hematüri tanısı alır. Ancak 3 test te negatif gelirse mikroskobik hematüri tanısı dışlanır.

Mikroskopik hematüriler de makroskopik duruma kıyasla ürolojik bir patoloji olasılığı daha azdır. Her hangi bir patoloji bulunma ola-sılığı hematürinin boyutu arttıkça artmaktadır.

Ancak hematürinin büyüklüğü ile patolojinin ciddiyeti arasında bir ilişki yoktur. Özellikle risk grubundaki hastalarda aksi ispat edilene kadar hematüri bulunması malignite bulgusu olarak değerlendirilmelidir.

Hematüri Nedenleri:

Hematürinin nedeninin tespiti, probleme uy-gun yaklaşım ve tedavinin planlanması açısın-dan önemlidir. Ancak hematüri için bulunan bir neden, diğer tehlikeli olabilecek nedenleri dış-lamaz. Makroskobik tek bir hematüri atağı, yak-laşık %40 malignite ile ilişkilidir. Mikroskobik hematüri ile malignite birlikteliği daha düşük orandadır. Asemptomatik mikroskobik hema-türide bu oran %5 civarındadır. Olası nedenler arasında malign bir durum endişe vericidir. Bu nedenle risk faktörlerinin değerlendirilmesi ve takip önemlidir. Malignite açısından birçok risk faktörü vardır. Bu risk faktörlerini Tablo-2’de gö-rebilirsiniz.

ğerlendirme açısından daha duyarlı olmalıyız.

Makroskobik hematüri değerlendirilmesinde üroloji kliniklerinde genellikle sistoskopi kul-lanılmaktadır. Malignite için risk faktörleri olan veya 35 yaş ve üstü hastalarda endikasyonu vardır. Mesane doğrudan görüntülenir. Malign oluşum ya da farklı nedenlere bağlı kanama odakları tespit edilebilir.

Mikroskobik Hematüri:

Mikroskopik hematüri, fizyolojik eşiğin üze-rinde kan hücrelerinin idrarda artışı olarak ta-nımlanır. Mikroskobik hematüri için prevalans oranları; yaş, cinsiyet, test sıklığı ve risk faktör-lerinin varlığı düşünüldüğünde % 1 ila 18 ara-sında değişmektedir. En sık neden %68 oranı-na ulaşan bilinmeyen nedenlerdir. Neredeyse

%22 oranında idrar yolu enfeksiyonları ve yak-laşık %12 oranında bening prostat hiperplazi-sine bağlı mikroskobik hematüri görülmekte-dir. Etyolojik nedenler arasında üriner sistem taşları, mesane tümörleri ve renal hastalıklar-da mikro-hematüriye yol açmaktadırlar.

Mikroskobik hematüri, mikroskobik değer-lendirmeyle veya idrar test çubuğu ile tespit edilebilir. Mikroskopta büyük büyütme altında 3 ve üzerinde eritrosit görülmesi veya test çubu-ğu ölçüm skalasında en az +1 değer, mikrosko-bik hematüri için pozitif sonuçlardır. Hematüri tanısında basit bir idrar test ölçüm çubuğunun kullanılması, yüksek yanlış pozitif orana sahiptir.

Hemoglobinüri, miyoglobinüri, semen, yüksek oranda alkali idrar (pH> 9) ve konsantre idrar, dipstick analizinde kan için yanlış pozitif sonuca neden olabilir. Ayrıca C vitamini de yanlış pozitif-liğe neden olur. Bu nedenle, tüm pozitif ölçüm çubuğu sonuçlarının sonrasında mikroskobik değerlendirmeyle takip edilmesi gereklidir.

Mikroskopik hematüri için idrar test çubuğu ile sağlam kırmızı kan hücrelerinin aksine idrardaki

2  Hematürili Hastanın Genel Değerlendirmesi

13

lendirmesiyle de hematürinin orjini belirlene-bilir. Glomerüler geçiş sırasında eritrositlerin bozulması nedeniyle dismorfik şekilli eritro-sitler oluşur. Dismorfik eritroeritro-sitlerin görülmesi hematürinin glomerüler kaynaklı olduğunu gösterir. Glomerüler hematüri sırasında ayrı-ca proteinüri de görülmektedir. Normal şekilli eritrositler ise glomerüller dışından kaynakla-nan hematürilerde görülmektedir. Ürolojik glo-merüller dışı nedenler arasında genitoüriner sistem maligniteleri (mesane kanseri, prostat kanseri, üst üriner sistem tümörleri), iyi huylu prostat büyümesine bağlı kanamalar, böbrek üreter taşları nedeniyle olan kanamalar yer al-maktadır. Glomerüler dışı kanamalarda eritrosit şekilleri normaldir. Ayrıca bu tür kanamalarda proteinüri eşlik etmez.

Hematürinin ağrılı ya da ağrısız oluşu ve ağ-rının lokalizasyonu, ilişkili durum hakkında bilgi verebilir. Kosta-vertebral açı hassasiyeti ve/veya ağrı ile olan hematüriler, böbrek ya da üreter taşlarına yada kitle obstrüksiyonuna bağlı ola-Hematüri nefrolojik ve ürolojik birçok

nede-ne bağlı olarak oluşmaktadır. Bu nede-nedenlerden bazıları kolayca tedavi edilebilirken, bazıları için kompleks süreçler gerekmektedir. Hematürinin nedenleri arasında neoplastik (genitoüriner sisteme ait malignitelere bağlı), enfektif (İYE, prostatit, orşit, genitoüriner sistem tüberkülo-zu, şistozomiyazis), üriner sistem yollarına bağlı mekanik nedenler (üriner sistem taş, darlıklar, travma, iyi huylu prostat büyümesi), nefrolojik nedenler, ilaç ilişkili nedenler, radyasyon sistiti ve koagulasyon ilişkili nedenler gibi birçok ne-den bulunmaktadır.

Nefrojenik nedenler; glomerüler ve glome-rüler olmayan nedenler olarak ikiye ayrılır. Glo-merüler olmayan nefrojenik nedenler; inter-tisyel nefritler, renovasküler hastalıklar ve kan uyumsuzluğu nedeniyle oluşan hematürilerdir.

Glomerüler nedenler arasında IgA nefropati-si, Alport nefriti, sistemik lupus eritromatosiz, good-pasture sendromu ve glomerulonefritler bulunmaktadır. Eritrositlerin morfolojik değer-Tablo 1. Malignite Açısından Risk Faktörleri

Yaş 35 yaş ve üstü

Cinsiyet Erkek

Sigara Sigara kullanımı yada kullanım öyküsü olması

Mesleki maruziyet Aromatik aminler, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, ami-nobifenil, arsenik

Analjezik kötüye kullanımı Fenasetin Makroskobik hematüri öyküsü

Kronik idrar yolu enfeksiyonu Schistosoma haematobium Mesane içi kronik yabancı cisim Foley kateter, suprapubik kateter

Ürolojik hastalık öyküsü Nörolojik ve/veya fonskiyonel bozukluk, BPH vb.

İrritatif işeme semptom öyküsü İyatrojenik nedenler, Alkilleyici ke-moteröpatik ve/veya karsinojenik ajanlara maruziyet

Siklofosfamid, ifosfamid, pelvik bölgeye radyasyon

mesane veya üreter de pıhtı nedeniyle obs-trüksiyon, idrar retansiyonu ve/veya üreterik kolik oluşturmadıkça nadiren acil bir durum-dur. Hematüri ile başvuran tüm hastaların de-ğerlendirilmesi gereklidir. Bu değerlendirme;

TİT, idrar kültürü, idrar sitolojisi, üriner sistem ultrasonografi ve fleksible sistoskop ile temel olarak yapılmalı. Kompleks vakalar, İntravenör Ürografi (IVU) veya Bilgisayarlı Tomografi Ürog-rafi (BTU) ile değerlendirilmelidirler.

Hematürili Hastanın Yönetimi:

Acil servise hematüri şikayetiyle başvuran has-taların, ilk başvuru anında hemodinamik stabili-bilir. Suprapubik bir ağrı ile beraber olan

hema-türi, mesane kaynaklı patolojileri düşündürür.

Hematürinin idrarın akışının hangi aşamasında olduğu da hematürinin nedeni hakkında bilgi verebilir. İdrar akışının başlangıcında izlenen hematüri, üretral ya da prostat ile alakalı pato-lojiden kaynaklanabilir. İdrar akışının sonunda görülen hematüri; prostatik üretra ya da me-sane boynu patolojileriyle ilişkili olabilir. İdrar akışı boyunca görülen hematüri; mesane ve/

veya böbrek patolojilerini düşündürür. Ağrısız hematüri, mesane tümörlerinde görülebilir.

Hastalar acil servise başvurduklarında, gö-rülen hematüri; ciddi anemi oluşturmadıkça, hemodinamik instabilite yapmadıkça ya da Tablo 2. Hematüri Nedenleri

Malign nedenler Böbrek, üreter, mesane, prostat, üretra, penis tümörleri Benign tümörler Üriner yolda görülebilecek endometriyozis

Enfeksiyonlar İdrar yolu enfeksiyonu, prostatit, üretrit, epididimo-orşit, sişto-zomiyazis, tüberküloz, sifiliz,

Menstrüasyon

Travma Abdominal travma veya pelvik travma ile üriner sistemde yara-lanma, egzersiz ilişkili hematüri

Taş ilişkili hematüri Renal, üreter, mesane taşları

Darlıklar Proksimal üreterik bileşke darlıkları, üreterik ve üretral darlıklar Benign prostatik hiperplazi

Nefrolojik nedenler IgA nefropatisi, alport nefriti, sistemik lupus eritromatosus, go-odpasture sendromu, glomerulonefritler: mesengioproliferatif, streptokokal tipler, medüller sünger böbrek, polikistik böbrek hastalığı, papiller nekroz, radayasyon nefriti ve/veya sistiti, Kimyasal nedenler Aminoglikozidler, siklosporin, oral kontraseptifler, çin bitkisel

ilaçları

Kanama bozuklukları Koagulopati, trombositopeni, hemofili, DIC (yaygın damar içi koagülasyon), ilaç ilişkili koagülopati, paroksismal noktürnal he-matüri

Hematüri olmayan ancak idrarı

kırmızıya boyayan ilaçlar Rifampisin, sulfasalazin, metronidazol, nitrofurantoin, anthrosi-yanin (siyah beri meyvesi ile)

2  Hematürili Hastanın Genel Değerlendirmesi

15

Akut Hematürili Hastanın Yönetimi:

Travma öyküsü, antikoagülan ajanların aynı anda kullanılması, bel ağrısıyla ilişkili hematüri;

hastaların acil servise başvurularına neden olan endikasyonlardır. Travma sonrası makroskopik hematüri izlenen hastalara acil şartlarında hızlı-ca BT görüntüleme yapılmalıdır. Aktif kanaması olan hastalarda, kanama kaynağının selektif em-bolizasyonu düşünülebilir. Antikoagülan kullanı-mına bağlı kanamalarda; öncelikle koagülasyon parametreleri değerlendirilmeli, kontrendikas-yon yoksa ilacı kesmeli ve reverse bir ajan ile te-davisini düzenlenlemeliyiz. Makroskobik hema-türi ve bel ağrısı şikayetiyle başvuran hastalarda, renal enfeksiyon yada renal lezyonun kanaması ve üreterin pıhtı ile obstrüksiyonu sonucu kolik tarzda ağrı görülmektedir. Pıhtı nedenli kolik ağ-rısında da analjezi sağlayıp, altta yatan nedeni hızlıca araştırılmalıdır. Renal lezyondan kanama durumunda acil olarak selektif arterial emboliza-yon kanama kontrolü için seçenek olabilir. Renal enfeksiyon, idrar yolu enfeksiyonu durumunda hastanın hızlıca değerlendirilip, antibiyotik te-davisinin başlanması hayati önem taşır. Hızlıca tedavi edilmeyen enfektif tablolar sepsise ilerle-yebilir. Hematürinin nedeni için BT, US ve/veya direkt grafi görünteleme tetkiklerinide organize edilmelidir. Fleksible sistoksopi akut hematüri döneminde mesanenin net vizualizasyonu ola-mayacağı için ileri bir zamana ertelenebilir. He-matüri sonrasında oluşan pıhtı, mesanede pıhtı retansiyonuna ve idrar akışının engellenmesine neden olur. Pıhtının çözülmesi için mesanenin kateterizasyonu ve irrigasyonunun sağlanması gerekir. Üç yollu üretral kateter ile mesanenin dekompresyonu ve irrigasyonu sağlanarak, me-sane içi pıhtı formasyonu temizlenir. Hasta, acil durumun kontrolü sonrasında ileri tedavisinin planı için üroloji yada nefroloji bölümüne yön-lendirilir.

tesi mevcutsa ilk olarak hastanın durumu stabil hale getirilmelidir. Hemodinamik olarak stabil olmayan ve hayati tehlikesi olan hastalarda, hematürinin nedenine yönelik değerlendirme ertelenmelidir. Hastalar stabil hale geldiğinde ilk olarak öykü alınmalıdır. Hematürinin süresi, derecesi (hafif, orta, ağır), pıhtı varlığı, ağrı ile ilişkisi, travma öyküsü, alt üriner sistem semp-tomlarıyla (AÜSS) ilişkisi, hastanın antikoagülan kullanım öyküsü, mesleği yada eski mesleği ve sigara kullanım öyküsü sorgulanmalıdır. Mik-roskobik hematüri, özellikle genç kadınlarda ve birçok hastada iyi huylu bir nedene sahip olduğundan, dikkatli bir öykü almak önemlidir.

Menstrüasyon, yakın zamanda yapılan egzer-siz, cinsel aktivite, viral enfeksiyon veya travma gibi iyi huylu bir nedeni düşündüren herhangi bir geçmişe özel dikkat gösterilmelidir. Bu ko-şullardan herhangi biri bulunursa ve hastada başka risk faktörü yoksa, idrar tahlili bu aktivite-ler durdurulduktan 48 saat sonra tekrarlanabilir ve sonuç negatifse daha fazla çalışma yapılma-sına gerek yoktur.

Öykü alma sonrasında detaylı fizik mua-yene yapılmalıdır. Fizik muamua-yene; mesane pal-pasyonu, eksternal genital organ muayenesi, prostatın değerlendirilmesi amacıyla dijital rektal muayeneyi içerir. Laboratuar değerlen-dirme; tam idrar tahlili (TİT), idrar kültürü (mak-roskopik hematüri yoksa), karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri (KBFT), tam kan sayımı ve koagülasyon parametrelerini içermelidir. Özet-le; hematürili hastanın araştırılmasında yaygın olarak yapılan değerlendirmeler şu şekildedir:

tam idrar tahlili, idrar kültürü, idrar sitolojisi, fleksibl sistoskopi, üst üriner sistemin görüntü-lenmesinde makroskobik hematüri için; 3 fazlı bilgisayarlı tomografi; mikroskobik hematüri için ultrasonografi ve/veya düz böbrek-üreter-mesane direkt grafisi.

nografinin maliyet etkinlik analizinde, ultraso-nografi ve sistoskopinin beraber kullanılması, asemptomatik mikrohematüriyi araştırmanın en uygun maliyetli yöntem olduğu tespit edil-miştir. Atipik veya pozitif sitolojiye sahip 40 yaş üzeri veya risk faktörlerine sahip hastalarda üreterosistoskopi ile değerlendirme kılavuz-larca önerilmektedir. Pozitif ultrasonografi bul-gusu olan veya üreterosistoskopi ile muayene arasında korelasyon olmayan hastalara kılavuz önerileri doğrultusunda BTU yapılmalıdır. Bazı yazarlar, BTU’ nun sadece çoklu risk faktörleri olan hastalarda uygulanmasını önermektedir-ler. Risk hesaplaması her hasta için bireysel-leştirilmelidir. Kimyasal maruziyeti olan, sigara kullanım öyküsü olan ve/veya 40 yaş üzerin-deki mikroskobik hematürili hastalar izlenmesi önerilen gruptur. Bu hasta grubunda idrar ana-lizi, sitoloji ve kan basıncı takibi önerilmektedir.

Birinci Basamak Tedavi

Merkezlerinde Hematüriye Yaklaşım:

Birinci basamak tedavi merkezlerinde hematüri hastalarına yaklaşım konusunda dünyada farklı yaklaşımlar mevcuttur. Görülebilen ve görüle-meyen (mikroskobik) hematüri birinci basamak tedavi merkezlerinde yaygın karşılaşılan bir so-rundur. Hastanın yaşı, cinsiyeti ve mevcut risk faktörleri; birinci basamak hekimlerine ayrıcı tanı, uygun tanı ve tedavi planını açısından yar-dımcı olur. Erkek cinsiyet, 35 yaşın üzeri bireyler ve 10 paket/yıl ‘dan fazla sigara kullanma öykü-sü olan kişiler, malignite açısından yüksek riske sahiplerdir. Epidemiyolojik çalışmalar, birinci basamak tedavi merkezlerine başvuran hema-türi hastalarının yaklaşık %2’sine malign üro-lojik patolojilerin eşlik ettiğini bulmuştur. Bu nedenle, birinci basamak tedavi merkezlerine başvuran tüm hastaların araştırılmasına gerek olmadığı düşünülmektedir. Amerika Önleyici Hematürili Hastanın

Değerlendirilmesinde Kılavuz Önerileri:

Gizli malignite olasılığı düşünüldüğünde, he-matürili hastaların değerlendirilmesi için kıla-vuz önerilerine uyulması önemlidir. Literatür taraması sonrası, hematüri ile ilgili kılavuz öne-rilerini içeren bir sistematik inceleme ile dokuz tavsiye belirlenmiştir. Bu tavsiyelerden yedisi tıp uzmanları birliklerinin vermiş oldukları tav-siyelerdir. Beş tavsiye hematüri hastaları için genel tavsiyeleri içerirken, diğer dört tavsiye ise asemptomatik hematüri hakkındadır. Bu tavsi-yeler uzman görüşlerine göre oluşturulmuştur.

Hiçbir tavsiye kılavuzlar tarafından doğrulan-mamıştır. Hematüri araştırması öncesinde has-taların; idrar yolu enfeksiyonu, menstrüasyona bağlı kanama, idrar yollarına yapılan tıbbi mü-dahaleler ve yorucu fiziksel aktivite gibi neden-lerinin olmadığı bilinmelidir.

Mikroskobik inceleme ile büyük büyütme altında üç ve üzeri eritrosit görülmesi sonucun da mikroskobik hematüri tanımı yapılmalıdır.

Proteinüri, albuminüri, dismorfik eritrositler, kan hücre döküntülerinin mikroskobik idrar incelenmesinde görülmesi, böbrek yetmezliği ve/veya kreatinin artışının bulunması duru-munda hastanın nefrolojiye yönlendirilmesi kılavuzlar doğrultusunda önerilmektedir. Glo-merüler böbrek hastalığı belirtisi olmadığında, hastanın ileri risk hesaplaması doğrultusunda üst üriner sistemin görüntülenmesi ve sistos-kopi ile daha ileri ürolojik araştırma yapılması önerilir. 40 yaş üzerindeki hastalar hematüri nedenleri açısından araştırılmalıdır. 40 yaş eşik sınır olarak kabul edilir. Ultrasonografi ve sis-toskopide herhangi bir patolojisi olmayan 50 yaş üzerindeki tüm hastalarda idrar sitolojisinin değerlendirilmesi önerilmektedir. Bilgisayarlı tomografi, üretrosistoskopi ve renal

ultraso-2  Hematürili Hastanın Genel Değerlendirmesi

17

oranı ≥30mg/mmol), 40 yaş altında görülen hi-pertansiyon ve ilişkili üst solunum yolu enfeksi-yonu gibi özelliklere sahip hastaların nefroloji kliniklerine sevk edilmesi önerilmektedir.

Almanya’da yapılan bir çalışmada üro-loji polikliniğine sevk edilen 1049 hastanın 689’unun asemptomatik hematüriye sahip olduğu bildirlilmiştir ve 99 hastada malignite tespit edilmiştir. Malignite oranının yüksekliği mikro ve makrohematüri olan hastaların daha kapsamlı değerlendirmesi gerekliliğini kanıt-lamıştır. Bu çalışmada makrohematüri, erkek cinsiyet ve 60 yaş üstü olmak, kanser varlığı için bağımsız risk faktörleri olarak belirlendi. Alman pratisyen doktorlar kolejinin kılavuzu, 40 yaş üstü hastalar, pelvik-abdominal radyoterapi öy-küsü, semptom varlığı, siklofosfamid kullanımı gibi risk faktörlerine sahip hastalarda hematü-rinin nedenlehematü-rinin araştırılması önerilmektedir.

Kanadalı çalışma grubunun yaptığı çalışmada pratisyen hekimlerin %47’sinin hematüri şika-yeti olan tüm hastalara yıllık hematüri taraması yaptığı tespit edilmiştir.

Takip

Yapılan değerlendirmeler sonrasında, ürolojik veya nefrolojik bir patoloji bulunmadıysa, has-tanın ilk başvurusundan sonra en az iki yıl, yıl-lık idrar analizi yapılması önerilir. Eğer iki idrar tahlilinde hematüri görülmezse, hastanın ma-lignite riski %1’den azdır. Bu durumda hasta ta-kipten çıkarılabilir. Ancak takiplerinde asemp-tomatik hematüri devam ederse, ilk başuvuru tarihinden sonraki 3 ila 5 yıl içinde tekrar kap-samlı bir değerlendirme yapılması düşünülme-lidir. Daha sonrasında asemptomatik mikrosko-bik hematüri olanların %1-3 oranında ürolojik malignite olasılığı vardır. Çoğu lezyon, başlan-gıçta negatif iken sonraki 3 yıl içinde tespit edil-mektedir. Bu nedenle bu hasta grubunun 3 yıl Hizmetler Görev Gücü (USPSTF) ve Amerikan

Üroloji Derneği (AUA), taramanın yararları ve zararları konusunda yetersiz kanıt olması nede-niyle “yetersiz” düzeyinde öneri kılavuzu yayın-lamışlardır.

Birinci basamaktan üroloji bölümüne sevk edilen hastaların yaklaşık %10’u hematüri tanı-lıdır. Hematüri nedeniyle ikinci basamak üroloji kliniklerine başvuran hastalarda malign patolo-ji görülme oranı %15’lere ulaşmaktadır. Hema-türi açısından kanser olasılığı, kolonoskopi ile yapılan taramalara göre 10 kat daha fazla iken, hematüriye sahip yüksek riskli hastaların sevk oranlarının %12,8 gibi düşük oranlarda olduğu da dikkat çekmektedir. Mikroskobik hematüri-ye ek olarak proteinüri görülmesi, böbrek hematüri- yet-mezliğinin varlığı ve/veya ürolojik nedenlerin dışlanması durumunda hastaların nefroloji kli-niklerine de sevki gereklidir. Hematüri nedeniy-le üroloji kliniğine sevk için hastaların 2 haftalık bekleme sonrası sevk edilmeleri gereklidir. 2 haftalık sevk bekleme kriterleri, 2015 UK NICE kılavuzunda belirtilmiştir. Bu kriterler, aşağıda belirtildiği şekildedir.

• 45 yaşın üzerindeki bir hastada, İYE ol-madan açıklanamayan makroskobik he-matüri bulunması.

• 45 yaşın üzerindeki bir hastada, başarılı bir İYE tedavisinden sonra devam eden veya tekrarlayan makroskobik hematüri bulunması.

• 60 yaşın üzerindeki bir hastada, açıkla-namayan mikroskobik hematüri ve di-züri veya kanda beyaz küre artışı olması.

Ancak bu kriterlere uymayan ve üroloji bir patolojiden şüphelenilen hastalar acil olarak üroloji kliniklerine sevk edilmelidirler. Ayrıca, ürolojik değerlendirme kriterlerine sahip olma-yan ve azalmış glomerüler filtrasyon hızı (GFR), önemli düzeyde proteinüri (albümin /kreatinin

nagement of hematuria. In: Wein AJ, Kavoussi LR, Partin AW, Peters CA, eds. Campbell-Walsh Uro-logy. 11th ed. Philadelphia, PA: Elsevier; 2016.

7. Emergency Urology by David Thurtle, Suzanne Bi-ers, Michal Sut, James Armitage.

8. Gary D. Grossfeld, M.s.l., J. Stuart Wolf, Jr, Hed-vig Hricak, Cathryn L. Shuler, David C. Agerter, And Peter R. Carroll, Evaluation Of Asymptomatic Microscopic Hematuria In Adults: The American Urological Association Best Practice Policy—Part Ii: Patient Evaluation, Cytology, Voided Markers, Imaging, Cystoscopy, Nephrology Evaluation, And Follow-Up. Pii: S0090-4295(01)00920-7, Urology 57: 604–610, 2001.

9. Halpern, J.A., B. Chughtai, and H. Ghomrawi, Cost-effectiveness of Common Diagnostic Appro-aches for Evaluation of Asymptomatic Microscopic Hematuria. JAMA Intern Med, 2017. 177(6): p.

800-807.

10. Eisenhardt, A., et al., Haematuria work-up in ge-neral care-A German observational study. Int J Clin Pract, 2017. 71(8).

11. Yafi, F.A., et al., Patients with microscopic and gross hematuria: practice and referral patterns among primary care physicians in a universal health care system. Can Urol Assoc J, 2011. 5(2): p. 97-101.

12. Jimbo, M., Evaluation and management of hema-turia. Prim Care, 2010. 37(3): p. 461-72, vii.

takip edilmesi önerilmektedir. Hastanın sahip olduğu malignite risk faktörleri, hastanın yeni-den değerlendirmesi açısından yol göstericidir.

Risk faktörlerine sahip bireylerde takip sıklığı-nın artırılması fayda sağlayacaktır.

Kaynaklar

1. Bolenz, C., et al., The Investigation of Hematuria.

Dtsch Arztebl Int, 2018. 115(48): p. 801-807.

2. Urological Emergencies In Clinical Practice by him Hashim M.D., FEBU, FRCS (Urol) (auth.), Has-him HasHas-him, John Reynard, Nigel C. Cowan, Dan Wood, Noel Armenakas.

3. Khadra, M.H., et al., A prospective analysis of 1,930 patients with hematuria to evaluate current diag-nostic practice. J Urol, 2000. 163(2): p. 524-7.

4. Peterson, L.M. and H.S. Reed, Hematuria. Prim Care, 2019. 46(2): p. 265-273.

5. VICTORIA J. SHARP, M., MBA; KERRI T. BARNES, MD, MPH; and BRADLEY A. ERICKSON, MD, MS, University of Iowa Hospitals and Clinics, Iowa City, Iowa, Assessment of Asymptomatic Microsco-pic Hematuria in Adults. Am Fam Physician. 2013 Dec 1;88(11):747-754.

6. Boorjian SA, R.J., Barocas DA. Evaluation and

ma-19

Giriş

Akut üriner retansiyon (AÜR), idrar yapma iste-ğine rağmen idrar yapamama durumu olarak tanımlanabilir. En sık görülen ürolojik acillerden biri olması nedeniyle, tanı ve tedavisi ürologlar ve acil hekimleri tarafından çok iyi bilinmelidir.

Epidemiyoloji

Akut üriner retansiyon, erkeklerde daha sık gö-rülmektedir. İnsidansı yaşla birlikte artmakta ve en sık 60 yaş üzerinde görülmektedir. Beş yıllık bir süre içerisinde, 70 yaşın üzerindeki erkekle-rin yaklaşık %10’unda ve 80 yaşın üzeerkekle-rindeki er-keklerin neredeyse üçte birinde AÜR gelişeceği öngörülmektedir.

Patogenez ve Etiyoloji

Akut üriner retansiyon oluşmasında çeşitli pa-tofizyolojik mekanizmalar sorumlu tutulmak-tadır. AÜR gelişmesinin nedenleri arasında me-sane çıkım obstrüksiyonuna sebep olan üriner sistem hastalıkları, detrüsör kası yetmezliği,

nörolojik hastalıklar, opioidler ve antikolinerjik etkili ilaçlar, alt üriner sistemi etkileyen pros-tatit ve üretrit gibi enfeksiyonlar ve ürogenital travmalar sayılabilir.

Alt üriner sistem obstrüksiyonları, AÜR’nin en yaygın nedenidir. İdrar akışı, mekanik fak-törler (üretral kanalın fiziksel olarak daralması) ve/veya dinamik faktörler (üretranın içinde ve

Alt üriner sistem obstrüksiyonları, AÜR’nin en yaygın nedenidir. İdrar akışı, mekanik fak-törler (üretral kanalın fiziksel olarak daralması) ve/veya dinamik faktörler (üretranın içinde ve