• Sonuç bulunamadı

Gelişmiş Ülkeler ile Türkiye’de Çevre Sorunlarının Ortaya Çıkış Nedenine ve Zamanına Karşılaştırmalı Bir Bakış

GENEL OLARAK DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ÇEVRE SORUNLARI VE DÜNYADA ÇEVRE ALANYAZIN

2. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ÇEVRE SORUNLARININ ORTAYA ÇIKIŞ AŞAMALAR

2.3. Gelişmiş Ülkeler ile Türkiye’de Çevre Sorunlarının Ortaya Çıkış Nedenine ve Zamanına Karşılaştırmalı Bir Bakış

Çevre sorunlarını dönüştüren Sanayi Devrimi öncesi dönemde de çevre sorunları yaşanmaktaydı. Nüfus azlığı, iktisadi faaliyetlerin basit ve doğaya zarar vermeyecek teknolojilerle gerçekleştiriliyor olması, nüfus azlığının olumlu bir sonucu olarak yaşam alanlarının bugüne oranla daha geniş olması, doğal kaynakların sınırlı kullanımı ve pazara yönelik üretimin yapılmayışı gibi nedenlerden ötürü çevre sorunlarının yapısı, Sanayi Devrimi sonrası döneme oranla yaygın ve dönüşümü mümkün olmayan nitelikte değildi.

Gelişmişinden azgelişmişine kadar bütün ülkelerde insanların yaşamak için gerekli olan ana gereksinimleri (yiyecek, barınma, ısınma, giyecek, ilaç vb.), toprak ve toprağın sunduklarıyla karşılanmıştır. Uygarlık tarihi boyunca ortaya çıkan en eski

tarihli çevre sorunu, toprağın yanlış kullanımına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Toprağa ilişkin sorunların Sanayi Devrimi öncesinde de yaşandığı çalışmanın (2.1.1) numaralı başlığında Grove’den (1997) ve Özey’den (2001) aktarılarak belirtilmişti. Yine değişik amaçlarla ormanlık alanların yok edilmesi Sanayi Devrimi öncesinde yaşanan en önemli çevre sorunları olarak ortaya çıkmıştı. Bu sorunlar devam ederek artarken, bilim ve teknoloji, sanayileşme ve kentleşmeye bağlı olarak bu sorunların yapısı dönüşmüş ve bunlara yeni sorunlar eklemlenmiştir.

Sanayileşme çağında üretim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte daha geniş boyutlara ulaşan çevre sorunları da ilk önce sanayileşme çabalarına ağırlık veren bu ülkelerde kendini göstermiştir. Bu ülkelerde bugün ulaşılan refah düzeyinin yüksekliğinde doğanın acımasızca tüketilişi görülmektedir.

Canlı enerjisi yerine geçen yeni enerji kaynaklarının bulunması üretim kalıbında değişikliğe yol açmış ve sanayi toplumları oluşmuştur. Sanayileşmiş ülkelerde yaşanan çevre sorunlarının sanayileşme ve kentleşmenin yoğun olarak yaşandığı bölgelerde hava kirliliği ile başladığı ve toplu ölümlere yol açan sonuçlar doğurduğu, daha sonra ise sanayi atıklarının denetimsiz olarak doğaya bırakılmasıyla su kirliliği yaşandığı çalışmanın (2.1.2.1) numaralı başlığında ortaya konulmuştu.

Gelişmiş sanayi toplumlarında yıkıcı boyutta çevre sorunlarının ana kaynağını sanayileşme ve beraberinde gelişen aşırı kentleşme oluşturmaktadır. Sanayileşme öncesi dönemde var olan çevre sorunlarının yapısı Sanayi Devrimi’yle birlikte büyük değişimlere uğramış ve giderek bu sorunlarda çözümsüzlüğün hakim olmasına yol açmıştır.

Ortaçağ kentlerinde ya tamamen kültürel veya siyasal ya da tamamen iktisadi işlevler egemendi. Çok işlevli kent olgusu yoktu. Ancak Sanayi Devrimi’yle birlikte kentlerin bu tek işlevli yapıları değişime uğradı. Tüm sanayi dalları eski kentlerin dışında enerji kaynaklarının, ulaşım araçlarının, hammadde kaynaklarının ve insan emeğinin ucuz olarak sunulduğu yerlere kurulmaya başladı ve böylece işçi kentleri doğmaya başladı. Kentleşme sanayileşmenin bir yan ürünü olarak ortaya çıkmıştır (Keleş, 1993, 20).

Dünyadaki geniş ölçekli ve canlı yaşamını olumsuz yönde etkileyen çevre sorunlarının ortaya çıkış zamanı olarak çalışmanın (2.1.2.1) numaralı başlığında ortaya konulan 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başı gösterilebilir. Yani

insan ölümlerine yol açacak boyutta etkili olan çevre sorunları ilk kez 1800’lü yılların sonundan başlayarak sanayileşme yönünden büyük gelişmelerin gözlendiği gelişmiş sanayi toplumlarında yaşanmaya başlamıştır.

Toprağa ilişkin sorunlar bir kenara bırakılırsa, sanayileşmeyle birlikte ilk ortaya çıkan çevre sorununu hava ve su kirliliği oluşturmaktadır. Hava kirliliğinin ilk kez sanayileşmiş bir ülke olan İngiltere’de bir sanayi kenti merkezinde gözlemlendiği, yine canlı yaşamında olumsuz etkiler ortaya çıkaran su kirliliklerinin ilk örneklerinin sanayileşmeye hız veren ülkelerde görüldüğüne yönelik bilgiler çalışmanın (2.1.2.1) numaralı başlığında ortaya konulmuştu. Doğrudan canlı yaşamına yönelen kirliliklerin ortaya çıktığı zaman olarak sanayileşme sonrası dönem belirmektedir.

Gelişmiş ülkeler, bugünkü gelişmişlik düzeylerine ulaşırken sadece kendi çevrelerini değil tüm dünyanın çevresini de kirletmiştir. Aynı şekilde sadece kendi ülke sınırları içerisinde kalan doğal kaynakları değil, kolonileştirdiği Üçüncü Dünya’nın doğal kaynaklarını da kullanarak bugün küresel boyutlara ulaşan çevre sorunlarını ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte gelişmiş ülkeler kadar, kalkınma atılımlarına hız veren ve bilinçsizce doğayı ve doğal varlıkları tüketen az gelişmiş ülkelerin sorumluluğu da bulunmaktadır.

Azgelişmiş veya gelişme yolundaki ülkelerde azgelişmişlikten kaynaklanan çevre sorunlarına ek olarak gelişmiş toplumların bu ülkeler üzerinde kurduğu egemenlik de var olan çevre sorunlarının dönüşümünü hızlandırdı. Azgelişmiş ülkelerin kalkınma çabaları, doğal kaynak tabanının bilinçsizce kullanılmasına neden olduğu gibi, gelişmiş ülkeler tarafından bu ülkelere sunulan eski teknolojiler, yoğun kirlilik kaynağı sanayi yatırımları ve atık ihracı gibi nedenler de üçüncü dünyada var olan çevre sorunlarının yapısında büyük dönüşümlere neden olmuştur. Çevre sorunlarının ulaştığı boyut karşısında çözüme yönelik politikaların uygulanmayışı da bu sorunların yapısını geri dönülemez bir biçimde dönüştürmektedir.

Gelişmiş ve azgelişmiş ülkelerin sanayileşme deneyimlerinde farklılaşma 1980’lerde hız kazanmıştır. Gelişmiş ülkelerde biyoteknoloji, mikroelektronik gibi yeni teknolojiye uygun sanayilerdeki uzmanlaşma eğilimi gözlenirken, gelişmekte olan ülkelerin kirli endüstrilerde uzmanlaşma eğilimleri artmıştır (Akbostancı vd, 2005, 3). Çevre sorunlarının ulaştığı boyuta, uluslararası çabalara rağmen gelişmiş

ülkelerde ciddi düzeyde önlemler alınmadığı gibi, kirliliği kendi ülkelerinden dışarı taşıyarak ve diğer ülkelerdeki doğal varlıkları da sömürerek güçlerini pekiştirmektedirler.

Türkiye’de yaşanan kirlilik türlerinin ilk örneklerini de hava ve su kirliliği oluşturmaktadır. Toprağa ilişkin sorunlar sanayi öncesi dönemde de ortaya çıkmış yaygın bir sorun olması ve Türkiye’de sanayileşme faaliyetleri öncesinde de yaşanan bir sorun olması bakımından diğer ülkelerle bir fark bulunmamaktadır. Ancak sanayileşme ve kentleşmenin yoğunlaştığı dönemde ortaya çıkan sorunlar açısından değerlendirme yapmak gerekirse sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de ilk yaşanan ve canlı yaşamını tehdit eden kirlilik türleri olarak hava ve su kirliliği ortaya çıkmıştır. Türkiye’de hava kirliliği ilk kez 1950’li yıllarda Murgul’daki sanayi kuruluşundan ve Ankara’daki düzensiz kentleşme ve yakıt sistemlerinden kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkmıştır. Yine 1950’li yıllarda sanayi ve ticaret merkezlerinin yoğun olduğu İstanbul’da Haliç’teki su kirliliği ortaya çıkmıştır. Yani dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan sanayi kaynaklı kirlilik türlerinin ilklerini hava ve su kirliliği oluşturmuştur. Ancak Türkiye’deki hava ve su kirlilikleri ilk aşamada bu kirliliklerin ilk kez ortaya çıktığı sanayileşmiş ülkelerdeki gibi yıkıcı sonuçlar ortaya çıkarmamıştır. Sanayileşmiş ülkelerde sanayileşme çabalarıyla ortaya çıkan çevre sorunları, Türkiye’de de aynı nedenlerle ama daha geç bir dönemde ortaya çıkmıştır.

Sanayi hamlelerine verilen önem ve bu konudaki girişimlerin artmasıyla çevre sorunlarının yapısındaki dönüşüm de hızlanmış ve zamanla daha yıkıcı etkileri olan çevre sorunları ortaya çıkmıştır. 1980’lerde Türkiye’nin sanayileşme deneyimlerinde de bu değişimi görmek mümkündür. Kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için sanayileşmeye önem veren Türkiye’de de çevre varlıkları sanayileşme çabalarıyla tehlikeye atılmıştır. Sanayi kaynaklı çevre sorunlarının yaşandığı Türkiye’de bu nedene bağlı yıkıcı bozulmalar 1980 sonrası dönemde yaşanmıştır.

Türkiye’de çevre sorunlarının ortaya çıkışında sadece yukarıda belirtilen nedenler etkili olmamıştır. Türkiye’de yaşanan çevre sorunlarında Türkiye’nin gerçekleştirdiği ekonomik etkinliklerin yanında gelişmiş ülkelerin Türkiye’de gerçekleştirdiği ekonomik girişimlerin de önemli etkileri olmuştur. Bunun yanında Türkiye’de gerçekleştirilmeyen, tamamen farklı bir coğrafyada olup, etkileriyle

Türkiye’de önemli çevre sorunları yaratan Chernobyl gibi olaylar da çevre sorunlarının önemli nedenleri arasındadır.