• Sonuç bulunamadı

Garanti Alanın Tüketici Olduğu Durumlarda

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 195-199)

A. BAĞLAMA KURALLARI

2. Garanti Alanın Tüketici Olduğu Durumlarda

Uluslararası hukukta da, ulusal hukuklarda olduğu gibi, tüketicinin daha fazla korunması gerekir. Zira tüketici sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri gibi sözleşmelerde taraflar arasında ekonomik açıdan bir dengesizlik vardır. Bu korumanın nedeni ise

477

Çelikel / Erdem, s. 83 – 94. 478

Söz konusu fıkrada genel olarak sözleşmeden doğan ilişkilere, karakteristik edim borçlusunun mutad meskeninin bulunduğu ülke hukuku uygulanacağı kararlaştırılmıştır.

479

Çelikel / Erdem, s. 330. 480

Çelikel / Erdem, s. 330. 481

Doğan, Vahit, Milletlerarası Özel Hukuk, 2. Baskı, Ankara 2013, s. 77. 482

liberal hukuk anlayışının yerine geçen sosyal devlet anlayışından kaynaklanmaktadır. Tüketicinin menfaatlerini optimum düzeyde koruyan bağlama noktalarının seçilmesi ile oluşan özel bağlama kurallarına koruyucu bağlama kuralları denir. Uluslararası alanda tüketiciyi en iyi koruyacak bağlama noktası, tüketicinin mutad meskenidir

(habitual residence/home of the consumer)483. Roma Sözleşmesinin 5 inci

maddesinin ikinci fıkrasında, Alman Devletler Özel Hukuku Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında, İsviçre Devletler Özel Hukuku Kanununun 120 nci maddesinde tüketicinin mutad meskeni hukukunun sağladığı himayenin hukuk

seçimi yoluyla bertaraf edilemeyeceği esası mevcuttur484.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında da tüketicinin mutad meskeninin bağlama noktası olarak kabul edildiği şu şekilde ifade edilmiştir: “Meslekî veya ticarî olmayan amaçla mal veya hizmet ya da kredi sağlanmasına yönelik tüketici sözleşmeleri, tüketicinin mutad meskeni hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.”. Aynı maddenin

dördüncü fıkrasında ise, paket turlar485, taşıma sözleşmeleri486 ve tüketiciye hizmetin

onun mutad meskenin bulunduğu ülkeden başka bir ülkede sağlanması zorunlu olan sözleşmelere uygulanmayacağı belirtilmiştir.

483

Güngör, Gülin, Tüketicinin Mutad Meskeni Hukuku “Düşünsel Temeller”, AÜHFD., Y. 2008, s. 115 ve s. 121-122, http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3690/5328.pdf (10.12.2012); Çalışkan, Zeynep, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 26. Maddesine Göre Tüketici Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, C. 28, S. 1-2, Y. 2008, s. 28; Doğan, Vahit, Tüketici Akitlerine Uygulancak Hukukun Tespiti, SÜHFD, C. 5, S. 1-2, Y. 1996, s. 153; Doğan (Milletlerarası), s. 85; Nomer, s. 462.

484

Güngör (Düşünsel), s. 126; Çelikel / Erdem, s. 358 -359. 485

Burada kast edilen 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanununun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasının c bendi haricindeki paket turlardır. Yani ilişkinin bir satım sözleşmesi olduğu ve satıcının tüketiciyi satın almaya ikna etmek amacıyla bir gezi düzenlediği tüketicinin de bu gezi ile bulunduğu ülkeden başka ülkeye gidip siparişini verdiği durumlar hariçtir.

486

Taşıma sözleşmeleri konusunda hem Türkiye’nin de taraf olduğu çok sayıda milletlerarası sözleşme bulunmakta hem de eşya taşımaya ilişkin sözleşmelere uygulanacak hukuk 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanununun 29 uncu maddesinde ayrı bir hüküm ile düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu konuda bkz., Çelikel / Erdem, s. 362.

Tüketiciyi koruyan 26 ncı maddedeki bu düzenleme emredici nitelikte olmasından dolayı hukuk seçimini sınırlandırmaktadır. Tüketici sözleşmelerinde hukuk seçimi ancak seçilen hukukun tüketiciye sağladığı korumanın tüketicinin mutad meskeni hukukunun tüketiciye sağladığı korumadan daha üstün olması hâlinde mümkündür. Taraflarca hukuk seçiminin yapılmadığı durumlarda, “tüketicinin mutad meskeni hukuku” tüketici sözleşmelerine uygulanacak objektif

bağlama kuralı olarak genel kabul gören hukuktur487. Dolayısıyla uluslarası garanti

belgelerindeki bağlama noktasını düzenleyen şartlar ancak bu kapsamda değerlendirilerek geçerli kabul edilebilir.

İnternet üzerinden yapılan tüketici işlemlerinde tüketici, sanal olarak karşı tarafın yanına gitmektedir. Bu bağlamda, karşı tarafın başka bir ülkede olması hâlinde o ülkeye gitmiş olmaktadır. Tüketicinin milletlerarası korunmasını konu edinen bağlama kurallarına bakıldığında bu kuralların akdin nerede kurulmuş sayılacağı ile değil, tüketicinin fizik varlığı itibariyle akde nerede giriştiği ile ilgilendiği ortaya çıkar. Koruyucu bağlama kurallarının uygulanabilmesi için, tüketicinin fizik varlığının mutad meskeninin bulunduğu devletin ülkesinde olması yeterlidir488.

Tüketicinin açacağı davalarda ise tüketicinin seçimlik hakkı vardır. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 45 inci maddesinin birinci fıkrası gereği tüketici; kendi yerleşim yeri, kendi mutad meskeni, karşı tarafın işyeri, karşı tarafın yerleşim yeri veya karşı tarafın mutad meskeni mahkemesi milletlerarası yetkili mahkeme olarak kabul edilmiştir. Bu düzenleme uyarınca tüketici bu beş mahkeme içerisinden kendi lehine ve kolayına olan mahkemede dava

açma hakkına sahiptir489.

487

Çelikel / Erdem, s. 359; Öztekin Gelgel, G., Türk Devletler Özel Hukukunda Tüketici Akitlerine İlişkin Sorunlar, İstanbul 2000, s. 115; Atamer, Yeşim, Devletler Özel Hukukunda Tüketicinin Korunması, İHFM, S. 1-2, İstanbul 1996, s. 426 vd.; Doğan (Milletlerarası), s. 85; Nomer, s. 462.

488

Güngör, Gülin, İnternet Yoluyla Girişilen Elektronik Tüketici Akitleri Ve Milletlerarası Özel Hukukta Tüketicinin Korunması, AÜHFD., S. 1-4, C. 46, 1997 Ankara, s.106, http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1997-46-01-04/AUHF-1997-46-01-04- Gungor.pdf (10.12.2012).

489

Milletlerarası özel hukukta tüketici sözleşmeleri anlamında karşılaşılabilecek en büyük sorun, tüketicinin karşısında olan âkit tarafın, karşı tarafın tüketici olmadığı konusundaki iyi niyetinin korunup korunmayacağıdır. Gerçekten öyle durumlar olabilir ki, tüketici konumundaki sözleşmenin tarafı kısmen kişisel veya ailevi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sözleşme yapabileceği gibi, kısmen de meslekî ve ticarî amaca yönelik faaliyette bulunabilir. İşte bu durumlarda tüketici sözleşmesinden bahsedebilmek için sözleşmenin kuruluş anındaki amaca bakılacaktır. Bu amacın yorumlanmasında, edimi sunan kişinin bütün şartları göz önüne alınarak dürüstlük kuralları çerçevesinde o sözleşmenin tüketici sözleşmesi

olduğunu anlayıp anlamadığına bakılabilir490. Burada tüketicilik sıfatının tanımının

ülkeden ülkeye, kanundan kanuna, Direktiften Direktife farklılık gösterebileceği de göz önünde tutulmalıdır.

Ülkemiz uygulamasında tacirler de zaman zaman tüketici gibi garanti belgesi korumasının kapsamına alınmaktadır. Hatta bağışlanan veya bir tanıdıktan alınan ikinci el ürünler de garanti belgesi korumasından yararlanmaktadır. Kanaatimce hukukumuzdaki garanti belgesi hakkındaki korumadan yararlanan bu kişiler tüketici sıfatı taşımamaktadırlar. Bu kişilerin tüketici gibi korunması onları tüketici yapmaz. Zira Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3 üncü maddesindeki mal kavramının tanımında “alış veriş” kelimesinin varlığı, aynı maddedeki tüketici kavramının tanımında “ticarî veya meslekî olmayan amaçlarla” ifadesinin bulunması ve gene aynı maddedeki satıcının tanımında “ticarî veya meslekî faaliyetleri kapsamında” ibaresinin geçmesi karşısında tacirleri, bir ürünü bağışlama yoluyla elde edenleri veya satıcı olmayan biriyle alışveriş yapanları tüketici olarak kabul

etmeye imkân bulunmamaktadır. İkinci bir sebep olarak, doktrinde491 Milletlerarası

Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun ile sağlanan korumanın amacının satıcı tarafından kolaylıkla kandırılma, tecrübesiz olma, ekonomik açıdan zayıf olma gibi sebeplere dayandırılması gösterilebilir. Böyle bir kabul söz konusu Kanunun amacına aykırılık taşıyacaktır. Dolayısıyla tüketici olmadıkları halde garanti belgesinden yararlanan bu kişiler için garanti belgesinden doğan uluslararası 490

Çalışkan, s. 33. 491

uyuşmazlıklarda bağlama noktası, tüketiciler için geçerli olan Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 26 ncı maddesine göre değil genel olarak sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde bağlama noktası olarak kabul edilen aynı kanunun 24 üncü maddesine göre tespit edilmelidir.

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 195-199)