• Sonuç bulunamadı

ÜRÜNÜN İKİNCİ EL OLMASININ ETKİSİ

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 120-123)

A. SÖZLEŞME AÇISINDAN KAPSAM

2. ÜRÜNÜN İKİNCİ EL OLMASININ ETKİSİ

Kullanılmış ürünlerin ikinci el olarak tekrar satılması hâlinde veya bir ürünün bağışlama yoluyla bedelsiz olarak el değiştirmesi durumunda, garanti belgelerinin geçerliliğinin devam edip etmeyeceği sorusu akla gelmektedir. Cevap olarak iki

görüş bulunmaktadır. Birinci görüşe göre300, garanti belgesinde aksi belirtilmediği

sürece, garanti belgeli ürünlerin ikinci el durumuna düşmeleri veya bağışlanmaları 298

Örneğin Yargıtay 15. HD’nin 16.12.2002 tarihli ve E. 2002/5727 ve K. 2002/5783 sayılı kararı için bkz., http://www.kararevi.com/karars/702568#.UaNuxNjTUdQ (05.05.2013). Yargıtay 15. HD’nin 30.03.2004 tarihli ve E. 2003/5365, K. 2004/1786 sayılı kararı için bkz., http://www.kararevi.com/karars/703089#.UaNwgtjTUdQ (05.05.2013). Yargıtay’ın eser sözleşmesini tüketici sözleşmesi kapsamında kabul etmemesinin sebebini açıkladığı karar hakkında bkz., aşa. s. 144.

299

Taraflardan biri tüketici ise, eser sözleşmesinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşü hakkında bkz., Tiryaki, s. 86; Aslan, s. 14; Zevkliler / Gökyayla, s. 519 ve s. 525.

300

Bu görüş doktrinde Havutçu tarafından savunulmuştur. Bkz., Havutçu (Üreticinin), s. 42, dn 55. Yargıtay içtihatları da benzer yöndedir. Örnek olarak Yargıtay’ın E. 2009/4845, K. 2009/6847 sayılı kararı verilebilir. İlgili karar için bkz., http://www.kararevi.com/karars/769787_yargitay-e- 2009-4845-k-2009-6847#.ULF3l2co6Cs (10.12.2012).

durumunda dahi garanti belgesinin geçerliliğinin ve şartlarının mutlak surette devam etmesi gerekir. Gerçekten bu düşüncenin kabulü garanti belgelerinin varlık amacına daha uygun düşmektedir. Zira bu şekildeki bir kabul üreticileri, ürettikleri ürünlerin ve sundukları servis hizmetlerinin kalitesini arttırma yönünde teşvik edeceği gibi alıcıların da ürüne ve üreticiye olan güvenlerini arttıracaktır. Bu sebeple burada garanti süresi boyunca devam edecek halefiyet ilişkisinin varlığı ve bu hakkın süreklilik taşıması sebebiyle alacaklının her zaman alacağını devretme hakkının bulunduğu kabul edilmelidir. Bilindiği üzere, halefiyet durumunda artık hakkın yeni sahibi, hakkı kendisinden kazandığı önceki hak sahibinin halefidir. Hakkın önceki sahibi için de selef terimi kullanılır301.

Benzer bir halefiyet ilişkisi Sigorta Hukukunda da kabul edilmiştir. Bu halefiyet ilişkisine göre, sigorta konusu menfaatin el değiştirmesi halinde sigorta sözleşmesinden doğan hak ve borçlar sigorta konusu menfaati devralan kişi bakımından da devam eder. Sigorta Hukukunda bu ilke kabul edilmeden önce konu doktrinde tartışılmış ve normalde sigorta ettirenin devredilen mal üzerinde menfaat i kalmadığı için, sözleşmenin nisbîliği ilkesi gereğince, kural olarak sözleşmenin de sigorta konusu menfaatin el değiştirmesi ile birlikte sona ermesi gerektiği fakat böyle

bir kabulün amaca aykırı düşeceği benimsenmiştir302. Bunun bir sebebi yeni malikin

sigortacı aramak zorunda kalmasının yaratacağı çeşitli sıkıntılar303 iken, bir diğer

sebebi de sigortalı malın el değiştirmesi sonucu sigorta primleri sigortacıda

kalacağından, eski malikin sigorta primlerinin de boşa gidecek olmasıdır304. Konuya

garanti belgeleri açısından bakıldığında da, yeni alıcının garanti belgesinin imkânlarından yararlanamaması hem garanti verenin sorumluluktan kolayca

301

Alacağın temliki ve halefiyet hakkında bkz., Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 208-218 ve s. 241-248; Oğuzman / Öz, s. 936; Ayan (Borçlar), s. 37-46; Kılıçoğlu, Ahmet M., Türk Borçlar Hukukunda Kanuni Halefiyet, Ankara 1979. Doktrinde, garanti verenin kanunî halefiyete sahip olmadığı çünkü garanti sözleşmesindeki borcun bağımsız bir borç olduğu yönünde görüş belirtilmiştir. Bkz., Aral, s. 427. Kanaatimce bu görüş ile garanti belgeleri hedeflenmemektedir. Zira garanti sözleşmelerinin aksine garanti belgesinden doğan borç fer’i bir borçtur.

302

Taşyürek, Hayri, Kasko Sigortası, Ankara 2001, s. 147; Arseven, Haydar, Sigorta Hukuku, İstanbul 1987, s. 143.

303

Örneğin yeni sigortacı ararken geçecek olan sürede rizikonun meydana gelmesi gibi. 304

Çeker, Mustafa, Yargıtay Kararları Işığında Sigorta Hukuku, Adana 2003, s. 132; Öztan, Fırat, Sigortalı Malın Sahibinin Değişmesi, Ankara 1971, s. 5-6; Taşyürek, s. 147; Eriş, Gönen, Açıklamalı –İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu – Deniz Ticaret ve Sigorta, Ankara 1990, s. 1314.

kurtulmasına hem de yeni alıcının garanti imkânlarından haksız olarak faydalanamamasına sebep olacaktır. Zira garanti verenin taahhüdü ekseriyetle ürünün kalitesine yöneliktir ve ürünün kalitesinin ürünün el değiştirmesinden etkileneceği düşünülemez.

Zaman zaman üreticiler tarafından savunulan ikinci görüşe göre ise, üreticinin, garanti belgesini sadece ürünün ilk satışı yapılan ve tüketici sıfatı taşıyan kişiye münhasır olarak düzenlediği için böyle bir devrin mümkün olamayacağı yönündedir. Belirtmek gerekir ki ticarî hayattaki uygulamada, garanti belgesinin kendileri açısından önemini kavrayan firmalar, yavaş yavaş bu iddialarından vazgeçmekte ve ürünlerinin ikinci el durumuna düşüp düşmediğine bakmaksızın, ürünün zilyedi olan herkesi garanti süresi boyunca garanti belgesindeki imkânlardan yararlandırmaya çalışmaktadırlar.

Kural olarak bu konuda açık bir düzenleme mevzuatımızda bulunmadığı için bu yöndeki ihtilâfları hâkimin sözleşmeyi güven teorisi ışığı altında yorumlayarak çözmesi gerekir. Hâkimin, olayı çözerken, çeşitli unsurları göz önünde tutması gerekir. Öncelikle ürünün garanti belgesinin, zorunlu garanti belgesi olup olmadığı meselesi önemlidir. Eğer ürün kanun gereği olarak iki yıl süre ile garantili ise, bu iki yıl süresince ürüne kim sahip olursa olsun garanti belgesinden yararlanabilmelidir. Ortada kanunî zorunluluk bulunmuyorsa, garanti belgesi garanti verenin serbest iradesi ile düzenlenmişse garanti belgesindeki ifadeler önemli olacaktır. Eğer garanti verenin amacı garantisini sadece ürünü ilk satın alan tüketiciye yönelik garanti vermekse ve bu sözleşmeden açıkça anlaşılıyorsa, sözleşmenin nisbîliği ilkesi gereğince ürünü ikinci el olarak veya bağışlama yoluyla elde eden ve tüketici sıfat ı taşımayan kişilerin garanti belgesine dayanamaması gerekir. Fakat garanti belgesinde açıkça bu yönde bir kayıt bulunmadığı takdirde ürünün sonraki sahipleri de garanti

belgesindeki haklardan yararlanabilmelidir305. Ayrıca meselenin çözümünde Borçlar

Kanununun 228 inci maddesinin ikinci fıkrasından da yararlanılabilinir.

305

Örneğin Ford firmasının internet sitesindeki ifade şu şekildedir: “Ayrıca eğer Ford aracınızı satmaya karar verirseniz, garantiniz de transfer edilecek ve yeni kullanıcı da bu ilave güvenceden yararlanabilecektir.”. İnternet sayfası için bkz., http://www.otokoc.com.tr/Sayfalar/55/Servis-ve-

Bu konuda ülkemizdeki genel garanti belgesi uygulamasında firmalar sadece ürünün garanti belgesinin süresinin geçip geçmediğine bakmaktadırlar. Ürünün zilyedinin ürünü ilk satın alan kişi olup olmadığı meselesi gitgide önemini kaybetmektedir. Garanti belgesinin süresi geçmemişse garanti veren tarafından ücretsiz tamir imkânı sunulmaktadır. Gelişmiş bazı ülkelerde, özellikle ikinci el otomobiller hakkında özel garanti belgesi uygulaması da görülmektedir. Bu garant i belgelerini özellikle ikinci el otomobil satan yetkili satış firmaları

düzenlemektedir306. Bu garanti belgeleri, ürünün satıcısı tarafından düzenlendiği için

satıcı garanti belgesi niteliğindedir.

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 120-123)