• Sonuç bulunamadı

CANLI HAYVAN VE BİTKİLER

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 99-102)

Canlı hayvanlar ile bitkiler genellikle garanti belgelerinin konusu olmamaktadırlar. Çünkü ekseriyetle garanti belgeleri ile bir ürünün üreticisi tarafından belli bir kalitede üretilmiş olduğu ve bu kalitenin belli bir süre devam edeceği taahhüt edilmektedir. Hayvanlar ve bitkiler açısından böyle bir garanti ise genellikle verilememektedir. Çünkü hayvan veya bitkilerde oluşan hastalıkların ne

zaman ve hangi şartlar altında oluştuğunun bilinmesi oldukça zordur242. Bu da

hayvan veya bitkide oluşan hastalığın tüketici veya tacirin kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespitini güçleştirir. Uygulamada hayvan ve bitkiler açısından garanti belgesi uygulaması görülmemesine rağmen teorik olarak bu

mümkündür243. Riskini üzerine almak isteyen üreticiler, hayvan ve bitkiler için de

garanti belgesi düzenleyebilirler. Özellikle bitki tohumları ve fideler için bu mümkündür. Tabî burada tamir terimi yerine tedavi teriminin kullanılması gerekecektir. Bu şekildeki bir garanti belgesinin varlığı durumunda garanti verenin taahhüdünün açık ve anlaşılır olması oldukça önemlidir. Garanti veren, garanti verdiği bitkinin veya bitki fidesinin verimi, türü ve hangi ortamlara uyum 241

Bkz., aşa. s. 189-190. 242

Bu konudaki genel düzenlemeye göre, hasarın alıcıya geçmesinden sonra ortaya çıkan ayıplar, evvelce mevcut bir sebepten kaynaklanmadıkça, garanti vereni sorumlu kılmaz. Örneğin satılan hayvan daha önceden hasta olup da bu hastalık sonucu ölürse veya sakat kalırsa satıcı bundan sorumlu olur. Buna karşılık satılan meyve ağacı fideleri hasarın geçmesinden sonra zamanın geçmesiyle kullanıcısının yanlış bakımı sebebiyle çürürse ayıptan garanti verenin sorumluluğu söz konusu olmaz. Konu hakkında garanti belgelerinden bağımsız olarak sadece hasar açısından bilgi için bkz., Yavuz / Acar / Özen, s. 70.

243

Bu şekilde düzenlenmiş olan garanti belgeleri Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 13 üncü maddesi kapsamındaki zorunluluklara tâbi değildir. Çünkü Kanundaki düzenleme sadece konusu sanayi ürünü olan garanti belgeleri hakkındadır. Fakat sanayi ürünü olmayan ürünler açısından da garanti belgesi düzenlenebilir vc garanti belgeleri hakkındaki düzenlemeler, ruhuna uygun olması şartıyla, bu garanti belgeleri için de kıyasen uygulanabilir.

sağlayacağı gibi konuları net bir şekilde belirtme yükümlülüğü altındadır. Aksi takdirde garanti alanın zararını tazmin etmek zorunda kalır. Zira açık olmayan sorumsuzluk kayıtlarının dar ve alıcı lehine yorumlanması gerekir.

Bitki, fide veya tohum üreticileri ürünlerine ilişkin garanti belgesi düzenlemedikleri takdirde alıcı ile üretici arasında sözleşmeye dayanan bir ilişki bulunmamaktadır. Fakat böyle bir garanti belgesi bulunmasa bile bitki, tohum veya

fide üreticileri sorumlu tutulabilir. Bu konuya ilişkin örnek bir Yargıtay244

kararındaki ifadeler şu şekildedir: “ ... Davacı, dava dışı A...Tarım aracılığıyla davalı şirketten deflin F/l cinsi 3570 adet domates fidesi satın aldığını, fideleri usulüne uygun olarak dikip, bakımını yaptığını, ne var ki bazı fidelerde domateslerin oluşmadığını, bazılarında da, dilimli ve şekilsiz oluştuğunu, yaptırmış olduğu tespitte, fidelerin orijinal Deflin F/l olmadığının anlaşıldığını, beklediği verimi alamaması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 7.000.00 TL zararın tespit tarihinden itibaren işleyecek ticarî faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. ... Tüm dosya kapsamından, davalı şirket tarafından, dava dışı Ç... Limitet Şirketinden satın alınan tohumların fide haline getirildikten sonra dava dışı A... Tarıma satıldığı, davacının da bu fideleri A... Tarımdan satın aldığı anlaşılmaktadır. HUMK.nun 76. maddesi uyarınca davada maddi olguların açıklanması taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise hakime ait bir görevdir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından, davalının sözleşmeye dayalı bir sorumluluğu söz konusu değilse de, bu durum davalıya hiçbir şekilde husumet yöneltilemeyeceğini göstermez. Hukuki sorumluluk, sözleşmeden doğabileceği gibi sözleşme dışı bir nedenden de doğabilir. Kanundan doğan sorumluluk da, bu nedenlerden biridir. O halde dava konusu olayda, satın aldığı tohumları fide haline getirdikten sonra, fide olarak satan davalı şirketin, özel kanun niteliğinde olan "Tohumculuk Kanunu"ndan kaynaklanan bir sorumluluğu olup olmadığı da irdelenmelidir.

244

Yargıtay 13. HD’nin 04.05.2010 tarihli ve E. 2010/43 , K. 2010/6136 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 37, S. 2, Şubat 2001, s. 275-277.

31.10.2006 tarihinde kabul edilen 5553 sayılı "Tohumculuk Kanunu"nun 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; bitkisel üretimde verim ve kaliteyi yükseltmek, tohumluklara kalite güvencesi sağlamak, tohumluk üretim ve ticareti ile ilgili düzenlemeleri yapmak ve tohumculuk sektörünün yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi için gerekli olan düzenlemeleri gerçekleştirmektir." hükmüyle kanunun amacı, 2. maddesinde de, "Bu Kanun; tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diğer bitki türleri çoğaltım materyaline ait çeşitlerin ve genetik kaynakların kayıt altına alınması, tohumlukların üretimi, sertifikasyonu, ticareti, piyasa denetimi ve kurumsal yapılanmalar ile ilgili düzenlemeleri kapsar." hükmüyle kanunun kapsamı açıklanmış, "Tazminat" başlığı altındaki 11. maddesiyle de, "Fiillerinin ayrıca suç sayılma hali saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler." Düzenlemesi getirilmiştir. Taraflar arasında mahkemenin kabulünde olduğu gibi, sözleşme ilişkisi mevcut değilse de, dava konusu fidelerin, davalı tarafından, dava dışı Ç... Limitet Şirketinden "tohum" olarak satın alınıp, fide haline getirildiği ve bu şekilde davacının akidi olan A... Tarıma satıldığı sabit olduğuna göre, davalının, az yukarda belirtilen Tohumculuk Kanununun 11. maddesinde düzenlenen, "... zarara neden olan tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür." Hükmünde geçen ayıplı tohum nedeniyle tazminatla yükümlü tutulabilecek tüzel kişi kapsamında olup olmadığı değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı şirketin, söz konusu özel kanundan doğan bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı irdelenmeden, sözleşme ilişkisinin mevcut olmadığından bahisle eksik inceleme ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”.

Uygulamada örneği görülmese de üreticinin hayvanlarına yönelik garant i belgesi düzenlemesi de teorik olarak mümkündür. Örneğin tavuk üreticisi bir firma tavuklarını aynı işle uğraşan başka bir kişiye satmak istediğinde tavuklarına ilişkin yazılı garanti taahhüdü içeren bir belgeyi de asıl satış sözleşmesine ek olarak alıcıya

verebilir. Bu garanti taahhüdünde de hayvan satımlarından doğan ayıba karşı tekeffül şartlarını yeniden düzenleyebilir. Bu şekilde düzenlenmiş bir garanti belgesi Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun kapsamında değildir. Normalde bu tür bir satış açısından Borçlar Kanununun 224 üncü maddesindeki hayvan satışlarında gözden geçirme (muayene) ve bildirim (ihbar) hakkındaki düzenleme geçerlidir. Garanti belgesinde aksi düzenlenmediği sürece garanti belgesinin gözden geçirme ve bildirim sürelerini şartlara göre hafiflettiği veya kaldırdığı kabul edilmelidir. Örneğin, satılan tavuklar için düzenlenen bir garanti belgesinde, uygun koşullar altında bakılmaları şartıyla bir yıl boyunca hastalanıp ölen veya hastalanıp yumurtadan kesilen her tavuk için yeni bir tavuk verileceği taahhüdünde bulunulması durumunda, hayvan satışındaki kanunî dokuz günlük gözden geçirme ve bildirim süresinin geçtiği, üretici tarafından iddia edilememelidir.

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 99-102)