• Sonuç bulunamadı

Gözden Geçirme ve Bildirim Külfetinin Etkisi

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 162-167)

A. GÖZDEN GEÇİRME VE BİLDİRİM KÜLFETİ

2. Gözden Geçirme ve Bildirim Külfetinin Etkisi

Gözden geçirme ve bildirim yükümlülüğünün kabul edilmesinin, özellikle kötü niyetli alıcıların haklarını kötüye kullanımlarını engelleyici işlevi nedeniyle

olumlu ve yerinde bir uygulama olduğu doktrinde402 haklı olarak belirtilmektedir.

Asıl sözleşme ister satım ister eser sözleşmesi olsun garanti belgesinin varlığı asıl sözleşmeye ait gözden geçirme yükümlülüğünü ya azaltmakta ya da kaldırmaktadır. Genel kural olarak alıcının imkân olur olmaz ürünü gözden geçirmesi

gerekir403. İmkânın olup olmaması her bir somut olayda ayrıca değerlendirilmesi

400

Külfet kavramı hakkında bkz., Arı, s. 7; Zevkliler / Aydoğdu, s. 119; Aral, s. 120; Edis (Tekeffül), s. 75; Yavuz (Satıcının), s. 107; Tandoğan (I/1), s. 171-174; Zevkliler / Gökyayla, s. 126. 401 Arı, s. 7. 402 Demir (Garanti), s. 33. 403

Ürünün teslim alınmasının üründeki bilinmeyen ayıpların kabul edildiği anlamına gelmediği yönündeki Yargıtay 15. HD’nin 29.04.1998 tarihli ve E. 1998/1217, K. 1998/1716 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 24, S. 8, Ağustos 1998, s. 1184-1185. Eser sözleşmesinde gizli ayıbın vakıf olunur olunmaz bildirilmesi gerektiği aksi takdirde zımni kabul durumunun oluşacağı yönünde çok sayıda Yargıtay kararı bulunmaktadır. Örnek olarak, Yargıtay 15. HD’nin 16.05.2002 tarihli ve E. 2002/789, K. 2002/2562 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 28, S. 12, Aralık 2002, s. 1819- 1820. Yargıtay 15. HD’nin 04.03.2008 tarihli ve E. 2007/2157, K. 2008/1382 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 35, S. 8, Ağustos 2009, s. 1551-1552. Yargıtay 15. HD’nin 24.06.2008 tarihli ve E. 2008/2466, K. 2008/4205 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 35, S. 7, Temmuz 2009, s. 1334- 1335. Yargıtay 15. HD’nin 27.03.2009 tarihli ve E. 2009/336, K. 2009/1793 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 35, S. 9, Eylül 2009, s. 1731-1733. Yargıtay 15. HD’nin 09.11.2009 tarihli ve E. 2008/6463, K. 2009/5997 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 36, S. 3, Mart 2010, s. 460-461.

gereken bir husustur. Bu değerlendirme yapılırken işin niteliği, tarafların durumu, teamül veya örf ve âdet gibi pek çok faktör etkili olur. Satım konusu üründeki ayıbın tespit edilmesi için, gerekli olan muayenenin yapılış tarzını, hızını ve kapsamını, her şeyden önce, o ürünün özellikleri ve ticarî yaşamdaki uygulamalar belirler. Örneğin, satım konusu ürün bir makine ise, makine, muayene amacına uygun olmak şartıyla

kullanılabilir veya muayene amacıyla mal ambalajından çıkartılabilir404.

Garanti verenin, muayene ve ihbar yükümlülüğü konusunda karşılaşılması muhtemel karışıklıkların önüne geçecek açıklamaları garanti belgesine koyması yerinde olur. Garanti alanın ise garanti belgesi dolayısıyla muayene ve ihbar yükümlülüğü tamamen kalkmamakta sadece hafiflemektedir. Örneğin garanti belgeli diş malzemesi alan bir dişçi düşünelim. Tartışmalı olsa da doktrindeki genel görüş, meslek erbaplarının meslekleriyle ilgili aldıkları ürünler bakımından tüketici kabul

edilmemeleri yönündedir405. Çünkü bir dişçi için hem diş malzemesi alma konusunda

tecrübesizlik ihtimali düşüktür hem de dişçi söz konusu malzeme hakkında malzemenin satıcısından bile daha tecrübeli olabilir. Şimdi bu dişçinin ürünündeki garanti belgesinde “ürünün ayıplı çıkması halinde üç yıllık süre içerisinde garanti veren tarafından ücretsiz değiştirme yapılacaktır” kaydı bulunsun. Eğer ki dişçimiz malzeme hakkındaki ayıp ihbarını üç yıllık süre içerisinde fakat geciktirerek yaparsa ücretsiz değiştirme hakkından ya faydalandırılmamalı veya kısmen faydalandırılmalıdır. Ayıp ihbarının geciktirilerek yapılması, söz konusu ürünün daha fazla bozulmasına sebebiyet vererek, garanti verenin zararına sebep olabilir. 404

Arı, s. 8; Zevkliler / Gökyayla, s. 124; Aral, Fahrettin / Ayrancı, Hasan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 9. Baskı, Ankara 2012, s. 118 – 119; Aral, s. 123; Tandoğan (I/1) s. 171- 172; Bilge, s. 70; Arbek, s. 192.

405

Aslan, s. 5; Ozanoğlu, s. 60. Diş fakültesi öğrencilerinin tüketici kabul edilerek firmalar ile tüketici garanti belgeli olarak ürün alımı yapılmasına ilişkin hazırlanmış bir protokol örneği için bkz., http://www.tdb.org.tr/tdb/v2/solmenu_goster.php?yer_id=17&id=289 (10.12.2012). Dişçilerin tüketici olarak kabul edilip edilemeyecekleri hakkında “Bir Tüketici Olarak Dişhekimi” başlıklı yazı için bkz., http://www.ido.org.tr/lib_yayin/88.pdf (05.05.2013). Söz konusu yazıda diş hekimlerinin tüketici sayılmadıkları belirtildikten sonra “Dişhekimi, garanti belgeli ürünüyle ilgili garanti süresi içinde problem yaşıyorsa firma ve servis hizmetleri konusundaki şikâyetlerini nereye yapacak? Prosedür nedir?” sorusuna karşılık “Garanti belgesinde veya sözleşmede bu hususta bir hüküm varsa o hükme göre hareket edilir. Bir hüküm yoksa üretici firmanın merkezine şikâyetlerini yapabilirler. İstanbul Dişhekimleri Odası Tüketici Hakları Komisyonuna da başvurabilirler. Firma merkezi ve Diş Hekimleri Odası üretici firma yetkili satıcısını ve teknik servisi uyarır. Netice alınamazsa mahkemeye başvurulur.” cevabı verilmiştir.

Burada ayıp ihbarının geciktirilerek yapılıp yapılmadığının ve yapıldı ise bunun neticesinin takdirini hâkime bırakmak gerekir. Çünkü garantili olarak satılan bir ürünün alıcıda oluşturduğu güven ve nasılsa korunurum düşüncesi sebebiyle alıcı, muayene yükümlülüğünü yerine getirirken bir parça özensiz hareket edebilir. Kanundaki muayene ve ihbar külfetine ilişkin zaman kısıtlamaları burada geçerli değildir. Fakat bu özensizliğin makul sınırının ve sonucunun hâkim tarafından belirlenmesi gerekir. Hâkim, özellikle ayıp ihbarının geç yapılması yüzünden alıcının uğradığı zarardan dolayı garanti verenin sorumluluğunu ya kaldırmalı ya da azaltmalıdır. Meselâ soğutucusu arızalanan bir ürünün arızalı olarak kullanılmaya devam edilmesi, bu arızasının garanti verene ihbar edilmemesi ve akabinde de söz konusu arızanın ürünün motorunun tamamen yanmasına sebep olması veya bekleme sebebiyle üründe paslanma meydana gelmesi durumunda garanti verenin malî sorumluluğu azaltılabilir veya kaldırılabilir.

Gerek muayene gerekse ihbar külfetine ilişkin getirilen hükümler düzenleyici

niteliktedir406. Garanti verenin ağır kusurundan dolayı sorumsuzluğunu içeren şartlar

hariç olmak üzere, tarafların garanti belgesi ile bu hükümlerin aksini

kararlaştırmaları mümkündür407. Tüketiciler açısından Tüketicinin Korunması

Hakkındaki Kanunda tanınmış hakları daraltamazlar. Meselâ garanti belgesinde, ihbara ilişkin süre düzenlemeleri yapmaları, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre daha uzun süre kararlaştırılması mümkündür. Fakat 30 günlük muayene ve ihbar süresi kısaltılamaz. Tüketici olmayanlar içinse belirlenen muayene ve ihbar sürelerinin dürüstlük kuralına (Medeni Kanunun 2 nci maddesi) aykırılık taşımaması

406

Ayıba karşı tekeffül hükümlerinin emredici nitelikte olmadığına ilişkin bkz., Bucher, Eugen / Buz Vedat, Mağdur Edilen Alıcı, Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, Seçkin Yayınevi, Ankara 2004, s. 7, http://www.eugenbucher.ch/pdf_files/92t.pdf (10.12.2012); Canbaz Karaosmanoğlu, s. 49.

407

Arı, s. 2; Oktay Özdemir, Saibe, Yargıtay Kararları Işığında Ticari Satış Sözleşmesinde Ayıp Kavramı ve Ayıba Bağlı Hakları Kullanmak İçin Uyulması Gereken Külfetler, Prof. Dr. Hüseyin Ülgen’e Armağan, İstanbul 2007, s. 40; Doğanay İsmail, Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, 1. Baskı, Ankara 2003, s. 152 ve s. 157. Eriş’e göre Ticaret Kanunundaki gözden geçirme ve bildirim süreleri kısaltılmayacağı gibi uzatılamaz da. Bkz., Eriş, Gönen, Açıklamalı-İçtihatlı En Son Değişiklikler ile Birlikte Türk Ticaret Kanunu, Ticari İşletme ve Şirketler, Ankara 2004, s. 774.

yani alıcının seçimlik haklarını kullanmasına engel olacak derecede kısaltılamaması gerekir408.

Alıcının veya işsahibinin ayıbı bilerek ürünü veya eseri teslim alması durumunda garanti belgesine dayanılamaz. Kanaatimce sonradan bu ürün ikinci el olarak devredilse ve sonraki alıcı ilk alıcının veya işsahibinin ayıbı bilerek ürünü teslim aldığını bilmese dahi garanti belgesine dayanamaması gerekir. Zira kimse sahip olduğu haktan fazlasını devredemez (nemo plus iuris ad alium transferre potest quam ipse habet).

Açıkça bir sebep bildirmeden genel bir ayıp iddiası garanti belgesinde aksi

düzenlenmediği sürece yeterli değildir409. Alıcının ayıp ihbarında bulunurken

çeşidini somut olarak belirtmesi ve ürünü kabul etmediğini garanti belgesi sebebiyle sorumlu olan tarafa açıklaması gerekir. Satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğunda alıcının bu açıklamayı satıcıya yapması gerekirken, garanti belgesinden doğan sorumlulukta bu açıklama üretici, ithalâtçı, bayi, acente gibi kişilere de yapılabilir. Eser sözleşmesinin varlığı durumunda bu açıklamanın yükleniciye yapılması gerekir.

Bu bildirim herhangi bir şekle bağlı değildir410.

Gözden geçirme süresi ve garanti belgesindeki garanti süresi arasındaki

ilişkiye gelince, bir görüşe411 göre taraflar arasında akdî garanti süresinin belirlenmiş

olması tek başına gözden geçirme süresinin uzatıldığı anlamına gelmez412. Yargıtay

19. Hukuk Dairesi de aynı görüşü benimsemiştir. Dairenin kararı413 şu şekildedir:

“…satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette gerek TTK’nın 25.414 ve

408

Zevkliler / Gökyayla, s. 140. 409

Arı, s. 9; Aral, s. 125. 410

Eser Sözleşmesinde ayıp bildiriminin şekle bağlı olmadığı konusunda Yargıtay 15. HD’nin 15.02.2005 tarihli ve E. 2004/4170, K. 2005/746 sayılı kararı için bkz., C. 31, S. 5, Kasım 2005, s. 1773-1774. Ayıp ihbarının tacirler arasında olsa bile şekle tabi olmadığı, ayıp ihbarının hukuki işlem benzeri bir fiil olduğu ve tanıkla ispat edilebileceği yönünde Yargıtay 15. HD’nin 13.05.2011 tarihli ve E. 2010/7511, K. 2011/2896 sayılı kararı için bkz., YKD., C. 37, S. 10, Ekim 2011, s. 1827-1828. 411 Tandoğan (I/1), s. 173. 412 Arı, s. 13. 413

13.11.2007 tarihli E. 2007/6360, K. 2007/9987 sayılı Yargıtay 19. HD’nin kararı için bkz., http://www.kararara.com/yargitay/19hd/k4257.htm (10.12.2012). Aynı hususun tacirler açısından incelenmesi hakkında bkz., aşa. s. 159-164.

414

gerekse BK'nın 198.415 maddelerinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan

kaldırmaz. Bu nedenle, o malın alıcısı olan kişinin, ‘satıcının ayıba karşı tekeffülü’ hükümlerinden yararlanabilmesi için mutlaka TTK’nın 25. ve BK'nın 198. maddeleri hükümlerinde, açık ve gizli ayıplar için öngörülen yasal süreler içerisinde ayıp ihbarında

bulunmuş olması şarttır.”. Bu konuda doktrindeki başka bir görüşe416 göre, garanti

süresi ihbar süresini etkiler. Garanti belgesinin varlığı halinde ihbar süreleri, sözleşme ile belirlenen sürelere kadar uzayabileceğinin kabulü gerekir. Daha önce de belirtildiği üzere bu konuda hâkime takdir hakkı tanınmalı ve her olay kendi şartları içerisinde yorumlanarak bir sonuca ulaşılmalıdır.

Konu açısından önemli bir Yargıtay kararı da şu şekildedir: “…Taraflar arasındaki 17.07.2002 tarihli sözleşmeye göre, davacı yüklenici, yaklaşık 350 metre civarında bir kuyu kazacaktır. … Ayrıca, İdari ve Mali Şartlar bölümünün 2.1. maddesine göre, kuyuda İnşa sonrasında yapılan deney sonucu bulunan hidrolik özelliklerinde 1 yıl süre ile inşa hatasından oluşan tıkanma ve dolgu nedeni ile bir kötüleşme olmayacağı, şayet olur ise kuyunun sondaj firması tarafından hiçbir ücret talep olunmaksızın onarılacağına dair bir garanti belgesi iş bitiminde işverene verilecektir. Görülüyor ki, yüklenici işin bitiminden sonra 1 yıl süre ile garanti vermiştir. Dolayısıyla, 1 yıllık garanti süresi içerisinde, süreye bağlı ayıp ihbarı yapılması gerekmemektedir. Başka bir anlatımla, eğer bir ayıp var ise, iş garanti edildiğine göre, ayıp bildirimi süresinde sayılır. Yine sözleşmeye göre, yaklaşık 350 metre civarında bir kuyu kazılacağını üstlenen yüklenici, dosyadaki delillere göre 350 metre civarında bir kuyu kazdığını kanıtlayamamıştır. Davacının, öncelikle bu derinlikte bir kuyu kazdığını, DSİ 5. Bölge Müdürlüğünden yeraltı suyu kullanma belgesi aldığını, ayrıca yapılacak deney sonucunda kuyunun amaca uygun olarak gerçekleştirildiğini gösterecek şekilde teslimin varlığını kanıtlaması gerekir. …Bilirkişi raporlarına göre açılan kuyunun 126 metreye kadar tıkanması olası görülmemektedir. Dolayısı ile yüklenici öncelikle kendi edimini sözleşmeye uygun biçimde yerine getirdiğini kanıtlamalıdır. Bedel ödenmesi bundan sonra

415

Yeni Borçlar Kanununun 223 üncü maddesine karşılık gelmektedir. 416

Yavuz, konunun oldukça karmaşık bir sorun olduğunu, garanti süresi ile varılmak istenen amaca bakılarak her özel durumun yorumlanması gerektiğini, garanti süresinin zamanaşımı süresi mi yoksa ayıpları bildirme süresi mi olduğunun kesin bir cevabı olmadığı kanaatindedir. Bkz., Yavuz / Acar / Özen, s. 86.

sözkonusu olur. Mahkemece, az yukarıda açıklanan hususlar gözönünde

bulundurulmadan, yetersiz inceleme ve keşifle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.”417.

Milletlerarası mal satımlarında alıcının bildirim külfeti hakkındaki

düzenlemeler418 de konu açısından önemlidir. Viyana Satım Sözleşmesinin 39 uncu

maddesinin birinci fıkrasına göre, “Alıcı bir sözleşmeye aykırılık saptadığı veya saptaması gereken tarihten itibaren makul bir süre içerisinde satıcıya, sözleşmeye aykırılığı türünü de belirterek bildirmezse, bu sözleşmeye aykırılığa dayanma hakkını kaybeder.”. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, “herhalde alıcı malların kendisine verildiği tarihten itibaren iki yıllık bir süre içerisinde sözleşmeye aykırılığı bildirmezse, bu sözleşmeye aykırılığa dayanma hakkını kaybeder; meğer ki bu süre sözleşmesel bir garanti süresiyle bağdaşmıyor olsun.”. Buna göre, garanti belgeli ürünlerdeki bildirim süresi açısından söz konusu maddeden çıkan anlama göre, garanti belgeli bir üründe ayıp saptandığı veya saptanması gerektiği andan itibaren makul bir süre içerisinde alıcı tarafından satıcıya bildirilmezse, alıcı haklarını kaybeder.

Belgede Garanti belgeleri (sayfa 162-167)