• Sonuç bulunamadı

E- Fotoğraf ve resimler (slayt, illüstrasyon, heykel, kolâj, minyatür, serigrafi vs.)

1. Fotoğraf ve Slayt

Fotoğraf eserlerinin, dolayısıyla reklam fotoğraflarının eser korumasından faydalanabilmesi için, öncelikte sahibinin hususiyetini yansıtan özgün bir eser olması gerekir415. Hususiyet, fotoğraf eserlerinde daha çok temanın seçimi ve sunumunda yani kompozisyonda belirir416. Estetik nitelik ise, ya doğal görüntünün estetik nitelikli ânını yakalayıp tespit etmekle ya da, çıplak gözle bakıldığında estetik niteliği pek de fark edilemeyen sıradan bir görüntünün; ışık, açı, perspektif, kadraj, çizgi, renk, kontrast gibi unsurların yanısıra; enstantane, diyafram, mercek, filtre ve flash gibi değişkenlerin de, doğru seçimi ve kullanımı sayesinde estetize edilmesiyle sağlanabilir417.

Bunun yanı sıra reklam fotoğrafları da tüm diğer eser türlerinde olduğu gibi, işlenme eser niteliği kazanabilir. Reklam fotoğrafçısına “storyboard” şeklinde verilen

414

Ünsal, s. 315.

415 Tez konusunu “reklam fotoğraflarındaki yaratıcılık” olarak seçen Uygun, araştırması sonucunda

yaratıcılık konusunda ulaştığı bazı sonuçlar şunlardır: 1. Bir reklam fotoğrafçısı, reklamın oluşum sürecinde yer alan diğer kişilere bağlı olmasına ve onların fikirlerini görselleştirmesine rağmen reklamın son halini almasında kişisel katkı, kişisel yaratıcılık göstermektedir. 2. Fotoğrafçı ajanstan gelen fikre fotoğrafik dilde katkıda bulunmaktadır. 3. Bir reklam fotoğrafçısı, fotoğrafın etkisini artırmak için neler yapılabileceği konusunda bilgiye sahip olmasından hareketle, bir tasarımcı olmadığı halde, fikrin sunumunu yaratıcı bir şekilde ortaya koyabilmektedir (Semra Uygun; Reklam Fotoğrafçılığı ve Yaratıcılık, Yayımlanmamış Yük. Lis. Tezi, Đstanbul 2007, s. 126).

416 Kompozisyon, genel olarak bir yüzey sanatının, özel olarak fotoğrafın dilini oluşturan tüm anlatım

öğelerinin, belli bir çerçeve içinde, anlatımı etkili kılacak, izleyicinin duygu ve düşünceleri ile anlatılanı paylaşmasını sağlayacak doğrultuda düzenlenmesidir. Kompozisyonu belirleyen unsurlar; ışık, açı, kadraj, çizgi, renk, karşıtlık (kontrast) ve perspektiftir. Ayrıntılı bilgi için bkz.: Uygun, s. 70 vd.

417 Benzer ifadeler için bkz.: Ayiter, s. 59–60; Öztrak, s. 24; Erel, Fikir ve Sanat, s. 71. Yasaman,

fotoğraf eseri özelinde hazırladığı bilirkişi raporunda, sanat eserinin estetik niteliğinin tayininde eserin özüne ve biçimine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerektiğini; öze ilişkin incelemede konu, tema ve anlam sorgulanırken, biçime ilişkin incelemede, kontur, strüktür, form, denge, proporsiyon, ritm, perspektif, kullanılan ışık, renk gibi kompozisyon öğelerinin sorgulanması gerektiğini ifade etmektedir. (Hamdi Yasaman; Fikir e Sınai Mülkiyet Hukuku, Fikir ve Sanat Eserleri Endüstriyel Tasarımlar Patentler ile ilgili Makaleler, Mütalaalar Bilirkişi Raporları (Mütalaalar), Đstanbul 2006, s. 141).

reklam temasının, fotoğrafçı tarafından resme alınması halinde; eğer hem “storyboard” hem de fotoğraf eser sayılabilecek nitelikte ise bu durumda, fotoğraf işlenme eser kabul edilecektir.

a. Reklam Fotoğraf ve Slâytlarının Güzel Sanat Eseri (FSEK m.4/1-b.5) Sayılması

Televizyon ve basın reklamlarında, özellikle de basılı işlerde (reklam afişi, broşür vb.), reklamın içeriğini destekleyici fotoğraflar kullanılmaktadır. Slaytlar ise televizyon reklamlarında bilhassa advertorial (tanıtıcı)418 reklam filmlerinde mesajların ve bilimsel verilerin inandırıcılığını artırmak amacıyla görsel unsur olarak nadiren kullanılabilmektedir419. Bu fotoğraflar ve slaytlar FSEK m. 4/1-b.5 kapsamında güzel sanat eseri sayılabilir ve reklamın bütününden ayrı bir korumadan faydalanabilirler. Bununla birlikte her fotoğraf ve slaytın güzel sanat eseri olarak nitelendirilemeyeceği de unutulmamalıdır.

Bir fotoğrafın güzel sanat eseri olarak değerlendirilmesi için, “fotografik eserin, fotoğrafçılık sanatı ve tekniğine göre meydana getirilmiş, estetik değeri olan” bir fikri ürün olması gerekmektedir420. Güzel sanat eserlerinin diğer eserlerden ayrılan yönlerinin başında estetik421 ve bir araca tespit edilmiş olma422 şartı gelir. Günümüzün teknoloji seviyesi ve teknolojinin ilerleme hızı dikkate alındığında kanun yapıcıların kullandıkları kazuistik üsluptan uzaklaşmaları daha bir mecburi hale gelmiştir. Çünkü henüz yakın zamanlara kadar sıkça kullanımı olan slâytların, artık kullanımının çok daraldığı herkesin malumudur. Slaytlar yerine bilgisayarla senkronize (eşgüdümlü) projeksiyon aygıtları kullanılmaktadır. Diğer taraftan güzel sanat eseri sayılacak olan fotoğrafın sabit araca tespiti zorunluluğu günümüz koşullarında tartışmalara neden

418

Bkz.: Birinci Bölüm, VII, B, 4.

419 Slayt, “saydam bir yüzey üzerine alınmış, projeksiyonda kullanılmaya özgü pozitif görüntü, saydam,

diyapozitif” demektir. Bkz.: http://tdkterim.gov.tr/bts/.

420 Ateş, Eser, s. 237.

421 Estetik vasıf kişiden kişiye değişebilen bir kavram olmakla birlikte bediî vasıf; latif, güzel, göze ve

gönle hoş gelen, duyguları okşayıcı görünümler olarak kabul edilmektedir. Bkz.: Celal Esad Arseven Sanat Ansiklopedisi, Đstanbul 1943, s. 202 (Aktaran, Tekinalp, Fikri Mülkiyet, s. 118). Erel bedii vasfı, görme duyularımıza hitap ederek estetik haz uyandırma olarak tarif etmektedir (Erel, Fikir ve Sanat, s. 70). Ayiter ise, “….geçerli sanat telakkilerine göre estetik muhtevalarının sanattan bahsedilebilmesini mümkün kılacak bir derecede bulunması icap eder” diyen Alman Federal Mahkemesi’nin bu görüşüne katılmaktadır (Ayiter, s. 56 vd.).

olmaktadır. Analog fotoğraf makineleri, ışığa duyarlı (ilaçlı) film şeritleri (duyarkat) üzerine objektiften süzülen ışığın yansıması ile görüntüyü sabit bir araca tespit etmekte idi. Dijital makinelerin yaygınlaşması ile artık profesyonel fotoğraf çekimlerinin tamamına yakını dijital makineler ile yapılmakta ve dijital ortamda saklanmaktadır. Bu makineler, objektiften gelen görüntüyü ışık sensörleri ile algılamakta; bu ışıkları dalga boylarına ayrımlayıp sayısal dile çevirmekte ve çeşitli görüntü formatlarından biri yardımıyla belleğe depolamaktadır423. Analog filmlerin aksine bu dijital veriler bir araç kullanmaksızın çıplak gözle görülememekte; görülebilmek için bir görüntüleyici aygıta ihtiyaç duymaktadırlar. Fakat netice olarak kanunda açıkça yazmasa bile öğretide, güzel sanat eserleri, seyirlik yani estetik duygulara hitap eden eserler oldukları için, bunlarda sabit bir araca kaydedilme ve temaşaya sunulabilme unsuru aranmaktadır. Đster Compact Disc (CD), ister Flash Disc (FDisc) ya da Hard Disc Driver (HDD) olsun, hangi tür belleğe hangi formatta kaydedilmiş olduğuna bakılmaksızın bu dijital eserler de uygun aygıtla veri kaybı olmaksızın defaatle kamuya ve temaşaya sunulabilmektedir424. Dolayısıyla dijital fotoğraflar açısından da sabit bir araca kaydedilme niteliğinin sağlandığı ve diğer şartlar da varsa, FSEK m. 4/1-b.5 kapsamında güzel sanat eseri olduğu kabul edilmelidir425.

b. Reklam Fotoğraf ve Slâytlarının Đlim ve Edebiyat Eseri (FSEK m.2/3) Sayılması

FSEK m. 2/3, estetik vasfı bulunmayan ve fakat mahiyetleri gereği oluşturulmasında kayda değer emek harcanan fotoğraf ve resimleri ilim ve edebiyat eseri olarak koruma kapsamına almıştır. Bu maddenin uygulanabilmesi için fotoğrafın,

423

Avi, Jpeg III, Jpeg IV, Exif gibi değişik görüntü formatları vardır.

424 Bunların dışında, fotoğraf aygıtının gövdesindeki (body) yuvaya takılan ve sayısal fotoğraf verilerini

bilgisayar ortamına aktarmakta yahut depolamakta kullanılan, MMC, SD, SDHC, MS gibi küçük boyutlu veri depolama aygıtları da vardır.

425 Aynı görüşte olan Ateş, bilgisayar ortamında “sanat şaheseri” sayılabilecek tablolar meydana

getirilebileceği gibi, çeşitli araçlarla çekilen çok üstün kalitedeki fotoğraflar maddi bir cisim üzerine sabitleştirilmeksizin bilgisayarın sabit diskinde veya manyetik nitelikteki diğer görüntü kaydedici ortamlarda saklanarak istenildiği an tekrar görme duyusunun idrakine sunulabileceğini; bu durumda bunlardan estetik değere sahip olanları güzel sanat eseri olarak, bu niteliğe sahip olmamakla birlikte teknik ve bilimsel bir konuyu öğretme işlevine sahip olanları da ilim ve edebiyat eseri olarak himaye etmenin gerektiğini belirtmektedir. Geniş bilgi için bkz.: Ateş, Hakların Kapsamı, s. 65, özellikle dn. 156; Suluk/Nal, s. 55; Tekinalp, s. 114, 122.

sahibinin hususiyetini taşıması ve bedii vasfının olmaması426; ayrıca bilgi aktarım amaçlı yani ilmi ve teknik maksatlı kullanılmış olması gereklidir. Burada “teknik ve ilmi” söz öbeğini dikkatle tahlil etmek gereklidir. Mer’i kanunu hazırlayan Hirsch, bu terkibe iki önemli kavrama göndermede bulunarak ulaşmıştır. Đlki “fenni” 427, ikincisi ise “tatbiki ilim”428 kavramıdır. Hirsch, mülga Hakkı Telif Kanunu m. 2’de geçen; “…sair fenni musattahat ve mücessemat…” tabirine nispetle, “fenni” kelimesinin “tatbiki ilim” manasında anlaşılması gerektiğini ve “öntasarı”da bu manayı ilzam etmek üzere; “ilmi (teknik)” veya “ilmi ve teknik” tabirlerini seçtiğini ifade etmektedir429. FSEK m. 2/3’de böyle bir maddeye yer verilmesinin nedeni, ciddi fikri çaba ve emek isteyen ve fakat estetik vasfı bulunmayan ilmi nitelikli ve çizim ağırlıklı fikri mahsulleri korumaktır. Kanunun metnine bakıldığında “teknik ve ilmi” sözcükleri arasında “ve” bağlacının kullanılmış olması; Hirsch’in belirttiği gibi “fen” kelimesinin her iki kavrama da şamil olmasındandır430. Böylelikle kanun metni mülga Hakkı Telif Kanunu’nun terminolojisini “tatbiki ilim” manasında iktibas etmiş olmaktadır431. Bunun önemli sonucu, her iki unsurun da yani, hem öğretici (bilgi verici gaye) ve açıklayıcı (bilgi verici muhteva) hem de, uygulamaya dönük (nazari değil, tatbiki ilimler anlamında teknik gaye) olmak niteliğinin, ilim ve edebiyat eseri sayılmak için, bu tip eserlerde gerekli oluşudur432. Örneğin “maket”lerden hem FSEK m. 4/II’de hem de m.

426 Bu unsur mutlak manada anlaşılmamalı bedii vasıfla birlikte ilmi ve teknik vasıf da bulunan

fotoğraflar her iki madde hükmüne göre de korunabilir. Hangi yön ağır basmakta ise o yöne ilişkin maddeye göre değerlendirilmesi gerektiği öğretide çoğunlukla kabul edilmektedir (Erel, Fikir ve Sanat, s. 61; Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 86; Belgesay, Şerh, s. 21; Öztrak, s. 22). Karş.; Tekinalp, Fikri Mülkiyet, s. 114-115.

427 Hirsch, Fikri Say, s. 44.

428 Hirsch, Fikri ve Sınaî Haklar, s. 149–150. 429

Hirsch, Fikri Say, s. 44–45.

430 Hirsch, Fikri Say, s. 44–45.

431 Arslanlı FSEK m. 2/3 hükümlerine, 1901 tarihli Alman Telif Hakkı Kanunu’nun mehaz teşkil ettiğini,

orada da “ilmi ve teknik” tabirlerinin yer aldığını ifade etmektedir (Arslanlı, s. 19). Bu görüş nazarında,

Hirsch’in Hakkı Telif Kanunu’nun (m. 2, 7) terminolojisi ile Alman Telif Hakkı Kanunu terminolojisini

uyumlaştırmak istediği sonucuna varılabilir.

432 Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 86; Suluk/Nal, s. 50-51. Ayiter ağırlıklı olarak “öğreticilik”

niteliğine önem verirken; benzer şekilde; “Bilimsel, teknik, bedii vasfı bulunmayan fotoğraflar ya mülkiyet hakkı çerçevesinde yahut eğer bir şahıs fotoğrafı söz konusu ise şahsiyet hakları çerçevesinde korunur” diyerek en azından fotoğraflar açısından hem bilimsel hem de teknik niteliğin bir aradalığına vurgu yapmıştır (Ayiter, s. 49–50). Kaya ise klasik manada “öğreticilik” unsurunun mutlak manada aranmaması gerektiğini belirtmiş ve şöyle demiştir; “Ancak belirtmek gerekir ki, ilmi ve teknik nitelik arz etmek bir unsur olmakla birlikte; öğretici vasfın bulunması bu maddede zikredilen eserlerin tümünde aranmaz ya da vazgeçilmez bir unsur olarak kabul edilemez” [Arslan Kaya, Şehir Planları (Rehberleri) Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında Eser midir?, Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal Tekinalp’e Armağan, C.II, Đstanbul, 2003, s. 326]. Arslanlı da Kaya ile aynı fikirdedir. Her teknik eserde ilmin de

2/3’de bahsedilmektedir. Estetik niteliği bulunmasa bile maketler, ilmi ve teknik mahiyetleri varsa ilim ve edebiyat eseri olarak korunacaklardır. Maket uçak veya gemi yapımcılığı ürünlerinin estetik olanları güzel sanat eseri olarak korunurken; yer şekillerini üçboyutlu gösteren topografya maketleri ilim ve edebiyat eseri olarak korunacaktır433.

Bu genel bilgiler ışığında reklamda kullanılan fotoğraf ve slaytlar, uygulamaya yönelik (teknik) olmadıkları gibi, öğretime yönelik öncelikli amaçları da yoktur. Bu nedenle reklam fotoğraf ve slâytları FSEK m. 2/3’den faydalanamayacaktır434. Ancak kanaatimizce, uygulamalı reklam eğitiminde kullanılan fotoğrafları, bu amaçla çekildikleri belli olmak kaydıyla, bu madde kapsamında değerlendirmek mümkündür435.

c. Reklam Fotoğraf ve Slâytlarının Haksız Rekabet (FSEK m.84) ve Kişilik Hakları (FSEK m.86) Açısından Değerlendirilmesi

Eser niteliğinde olmayan ancak reklamda kullanılan fotoğraf ve slâytların FSEK m. 84 ve 86 hükmüne göre korunması da mümkündür436. Madde 84’e göre:

“Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarayan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir...

Eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tespit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır”.

payı bulunacağından, öğretici vasıfta olmasa dahi, teknik nitelikteki bütün şekillerin koruma göreceğinin savunulabileceğini ifade etmiştir (Arslanlı, s. 20). Aksi fikirde olanlardan, Tekinalp; bir maketin, krokinin, resmin, haritanın, çizim ile ifade edilen bir bilim ve edebiyat eseri olarak kabul edilebilmesi için teknik veya bilimsel bir içeriğe sahip olması gerektiğini vurgularken (Tekinalp, s. 115); Erel , “bu kategoriye giren eserlerin amacı belirli bir bilimsel veya teknik konuyu yüzey ya da cisim halinde canlandırarak öğretmek yahut açıklamaktır” diyerek, teknik ve ilmi vasıftan herhangi birinin bulunmasının yeterli olduğunu belirtmişlerdir (Erel, s.61). Belgesay ise bambaşka bir açıdan olaya bakmakta; eserin ifade şekline göre zihin yormakla anlaşılabilecek nitelikte ise 2. hisse hitap etmekte ise 4. maddeye göre himaye olunacağı görüşünü ileri sürmektedir (Belgesay, Şerh, s. 23).

433 Bu tip maketler, çoğunlukla sivil yahut askeri okullarda eğitim maksatlı olarak sıkça

kullanılmaktadırlar.

434

Öztrak, s. 19; Erel, Fikir ve Sanat, s. 61–62.

435 Reklamcılık açısından fotoğraf, teknik bir konudur. 436 Đnal/Baysal, s. 121.

Burada korumanın konusu eser olmayıp eseri nakle (tekrara) yarayan araçtır437. Hükümde geçen “nakle yarayan bir alet üzerine tespit” ifadesinden kasıt çoğaltma yani bir fotoğrafın aynının çoğaltılıp alınmasıdır438. Reklam afişlerinde kullanılan fotoğrafların kaynağı iki çeşittir. Ya sırf reklam için fotoğraf çekimi yapılır ya da daha önce çekilen fotoğraflar kullanılır439. Ajans, yeni fotoğraflar çekmiş (çektirmiş) ve bunları kullanmakta ise; ve ortada korunan bir eser de varsa; eserin sahibi, o fotoğrafı çeken kişi yani ajansın kendi çalışanı (hizmet akdi) veya ısmarladığı (istisna akdi) kişi olacağından; ajans mali hakları kullanmakta bir sıkıntı çekmeyecektir. Yok, eğer çekilen fotoğraflar FSEK kapsamında korunan bir eser değilse bu durumda, bu fotoğrafları kullanmak için ilk kaydeden ya da yayan ajans olduğunda, bu sefer FSEK m. 84 hükmünden faydalanacaktır. Ajans önceden çekilip kaydedilmiş fotoğrafları kullanacaksa, eser niteliğinde olsun veya olmasın fotoğrafın çoğaltım ve yayım gibi mali haklarını devralmalıdır. Zira haklı olarak eser sahibi yanında ilk tespiti yahut çoğaltmayı yapan kişi de m. 84’de belirtilen hakların sahibi olarak fotoğrafın kullanımını engelleyebilecektir440.

Bu hüküm haksız rekabet hükümlerine gönderme yapmaktadır, bu nedenle eser niteliği taşımayan ancak reklamda kullanılan (afişlerde, broşürlerde) fotoğrafları ilk tespit eden yahut kullanan kişi ya da kişiler, mütecaviz tacir olmasa dahi, şartları varsa BK 48 ve TTK m. 56 vd. kapsamında haksız rekabet hükümleri yoluyla koruma talep edebilirler441.

437 Arslanlı, s. 55; Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 191.

438 Belgesay, Şerh, s. 195; Ayiter, s. 81; Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 191.

439 Günümüzün medya dünyasında, fotoğrafların alınıp satıldığı fotoğraf borsaları olduğu gibi, internet

üzerinden bir ücret karşılığı veya bedelsiz fotoğrafların sunulduğu internet siteleri mevcuttur.

440 Tekinalp, m. 84’ün uygulanabilmesi için plak, kaset veya videobant içeriğinin FSEK’in,

MarkKHK’nın veya TasKHK’nın kapsamına girmemesi ve ticari maksatlarla yapılan çoğaltmanın haklı olması gerektiğini belirtmiştir (Tekinalp, Fikri Mülkiyet, s. 273). Yalnız AB müktesebatı ile fikri hukuk mevzuatımızın kümülatif korumayı işaret eden çeşitli hükümleri karşısında, bu görüşün gerekçesi müellifçe açıklanmamıştır. Bu görüşe katılamadığımızı belirtmeliyiz. Başka hangi mevzuata göre korunduğuna bakılmaksızın bu madde hükmü uygulanacaktır. Çünkü bu madde FSEK’e göre genel hüküm niteliğinde olan Haksız Rekabet hükümlerine atıf yapmaktadır. FSEK’in fikri mahsulle ilgili emeği koruyayım derken; aksine, bu korumayı daraltıyor olması, pek olası değildir.

441 Đnal/Baysal, s. 121. Hirsch, hak sahibi, çoğaltımın yanı sıra yayımı da menedebilir derken (Hirsch,

Fikri Say, s. 24); Ayiter, korumanın kapsamının sadece çoğaltıma ilişkin olduğunu ileri sürmektedir (Ayiter, s. 81).

Kişilik haklarına ilişkin m. 86 ise, şöyledir: “Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin… muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemez…”

Kişilik hakkı kapsamında yer alan bu korumada korunan, resim veya portrenin cismi değil, muhtevasında tasvir edilen kişidir442. Resim ve portre ifadesini; fotoğraflar, karikatürler, hatta büst, kabartmalar, şahsı canlandıran temsil ve taklitler de dâhil olacak şekilde, geniş yorumlamak gerektiği söylenmektedir443. Gökyayla, ekranda yer alan görüntünün de bu madde kapsamında olduğunu ifade etmektedir444. Hükmün uygulanabilmesi için öncelikli şart, resim ve portre üzerinde tasvir olunan kişinin kimliğinin anlaşılabilir olmasıdır445. Kişinin, başkasınca resmedilen kendi portresi üzerinde446, şahsi çalışması mahsulü olmadığı için fikri bir hakkı da yoktur447. Ancak bu hükümle; portre, resim ve fotoğraflar; şahsı tanıttığı için, tasvir edilene portresi üzerinde MK. 24 gereği bir kişilik hakkı tanınmaktadır448. Hükmün uygulanabilmesi için tasvir edilenin teşhire veya yayıma muvafakat vermemiş olması gerekir. Muvafakatin mutlaka açık olması gerekmez, zımnen de rıza gösterilebilir. Örneğin reklam spotu için resmi alınan veya çizilen bir kişinin, ücret alması yahut resmin ne maksatla çekildiğini biliyor olması, zımni muvafakat olarak kabul edilmelidir449.

Memleketin siyasal ve toplumsal hayatında rol oynayan kimselere ait resimler; bir geçit resmine veya resmi törene katılan kişilere ait resimler; günlük olaylarla ilgili

442 Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 194.

443 Hirsch, Fikri Say, s. 26; Arslanlı, s. 59, Ayiter, s. 87; Belgesay, Şerh, s. 202; Erel, s. 234–235. 444

Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 194.

445 Gökyayla, Telif Hakkının Devri, s. 194; Beşiroğlu, “…ona (tasvir edilene) ait olduğunu hissettiren

resim, portre sayılması için yeter” demekteyken (Beşiroğlu, s. 202); Arslanlı, “…tasvir edilenin normal bir tetkikle anlaşılması… kafidir” demiştir (Arslanlı, s. 59). Erel ise, “bu vasıtaların korunması için tasvir ettikleri veya canlandırdıkları şahsa tam benzemeleri de gerekmez” demektedir (Erel, Fikir ve Sanat, s. 235).

446 Eğer kendi resmini çekmedi veya tablosunu yapmadı ise bu kural geçerlidir. Zira tarihte bazı

ressamların kendi portrelerini (otoportre) yaptıkları bilinmektedir. Hollandalı ressam Remrant (Rembrandt) bunlardan en ünlüsü kabul edilir. Đtalyan ressam Da Vinci ve bir başka Hollandalı Van Gogh’un otoportreleri de ünlüdür.

447 Belgesay, Şerh, s. 201.

448 YHGK, 03.10.1990 tarih, 4-275/459 sayılı kararında : “FSEK.’in 86. maddesi; eser niteliğinde

olmasalar bile kişinin resmini kişisel değer olarak kabul etmiş;…davacılara ait resmin, önüne gelen her türlü iletişim araçlarıyla ve ticari amaçla kullanılması ağır saldırı (zarar) niteliğindedir… Davacıların dış görünüşünün resim için ikinci planda kalıp kalmaması da önemli değildir. Asıl olan kişinin dış görünüşünün yayınlanan resimde yer almış olmasıdır”, demiştir (YKD, C. XVII, Nisan 1991, S. 4, s. 521–526).

449 Arslanlı, s.59; Yargıtay, benzer bir olayı tartışmış ancak kararında muvafakat olup olmadığına

değinmeksizin tazminat talebini kabul etmiştir. Bkz.: 11. HD. 05.04.2007, E. 2005/14024, K. 2007/5385 (Kazancı; Đnal/Baysal, s. 128, dn. 73).

haberler ve filmler içindeki resimler, tasvir edilen kimselerin muvafakati olmaksızın kamuya sunulabilirler (FSEK m. 86/II). Ancak bu sayılan resim ve fotoğrafların haber amaçlı değil de, reklam amaçlı kamuya sunulması caiz değildir450. Hukuken korunmaya değer bir menfaatin bulunmadığı hallerde, fotoğrafta görünen kişinin izni olsun veya olmasın, resmin kamuya sunulmasına bir engel yoktur. Örneğin, “röportaj” yahut “kullanıcı görüşü” temalı reklamlarda, açık alan çekimleri sırasında, -yakın plan çekilmemek kaydıyla- kamera kadrajına tesadüfen giren kişilerin izni olmaksızın bu tip eserler kamuya sunulabilmelidir451.

FSEK m. 86’da tanımlı kişilik hakkının ihlali halinde, MK m. 24–25, BK m. 49 ve Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 134, 139, 140 hükümleri uygulanır (FSEK m. 86/III). Bu maddeye göre yayım caiz olsa dahi MK m. 24 hükmü saklıdır.