• Sonuç bulunamadı

Feragat Kesin Hükmün Sonuçlarını Doğurur

Belgede Davadan feragat (sayfa 140-143)

Genel kabule göre davadan feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur, davayı sona erdirir, aynı dava yeniden açılamaz, açılırsa kesin hüküm nedeniyle reddedilir. Bununla birlikte doktrinde feragatin kesin hüküm teşkil etmeyeceği yönünde görüşler de vardır. Bu görüşe göre feragatin kesin hüküm teşkil etmeyeceği ancak kesin hükmün hukuki neticelerini doğuracağı ileri sürülmüştür529. Zira burada taraf işlemi ile dava son bulduğu için, bir mahkeme kararı değil, bir taraf usul işlemi vardır. Yargısal bir tasarruf söz konusu değildir. Maddi anlamda bir yargısal tasarruf, kanuni hakikat vasfından kaynaklanır. Taraf işlemi olması nedeniyle maddi anlamda kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurmasına imkan yoktur530. Bu sebeple feragat şekli anlamda bir kesinlik taşırlar ve bu kararlara karşı temyiz yoluna gidilemez531.

524 Kuru, c. IV, s. 3638-3645. 525

Ansay, Muhakeme Usulleri, 1954, s. 367. 526

Çağlayan, Kanun Yolları, s. 139. 527 Kuru, c. IV, s. 3630.

528 Yasin, s. 175. 529

Berkin, Rehber, s. 714; Belgesay, Şerh, s. 193; Önen, Usul, s. 280; Bilge, s. 311; Üstündağ, s. 576;

Tanrıver, s. 113; Selçuk, Sami, Medeni Usul Hukukunda Kesin Hükmün Şartları, Kesin Hüküm İtirazı,

AD, Kasım 1973, s. 946; Aslan, 163-165; Çenberci, Mustafa, Hukukta Kesin Hükme İlişkin İçtihatlar, AD, yıl 35, Eylül-Aralık 1964, sy. 9-12, s. 1152; Önen; Sulh, s. 149; Önen, Yargılama Hukuku, s. 280. 530

Önen, Sulh, s. 149; Berkin, Rehber, s. 714; Önen, Feragat ve Kabul, s. 34; Selçuk, s. 946; Üstündağ, s. 576; Aslan, s. 165; Çenberci, Kesin Hüküm, s. 1153.

531 Önen, Feragat ve Kabul, s. 34; Berki, Sulh, s. 298; Selçuk, s. 945-946; Çenberci, Kesin Hüküm, s. 1153.

Davadan feragat beyanı ile dava sona ermekte, mahkeme işin esasını inceleyememektedir. Mahkeme somut olaya maddi hukuk kurallarını uygulayarak bir sonuca ulaşmadığına göre, burada maddi anlamda bir kesinlikten söz etmek mümkün değildir532. Bu sebeple HUMK’nun 95. maddesi ifadeyi şekli anlamda kesinlik şeklinde anlayarak, feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğurduğunu kabul etmenin yerinde olduğu ifade edilmiştir533. HUMK’nun 95. madde yer alan kesin hüküm ibaresinin isabetli olmadığı, kesin hüküm denince maddi anlamda kesinliğin ifade edildiği, halbuki feragat üzerine işin esasına girilerek bir karar dahi verilemediği, bu sebeple bu ifadenin yerine kesinlik veya kesinleşme teriminin kullanılmasının yerinde olduğu belirtilmiştir534.

Diğer taraftan feragatin maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğine ilişkin olarak; davanın doğrudan davacının feragati ile değil, feragat nedeniyle mahkemece verilen karardan sonra son bulduğu, dolayısıyla feragat nedeniyle son bulan bu kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği ve bu karara karşı kanun yollarına gidilebileceği savunulmuştur535.

AYİM de bu görüşü benimsemiş ve bu konuyu özellikle vurgulamıştır. Nitekim mahkeme görevsiz bir mahkemenin feragat nedeniyle vermiş olduğu kararın dahi kesin hüküm teşkil edeceğini ve bir daha dava konusu edilemeyeceğini karar içeriğinde Kuru’ya atıf yaparak hükme bağlamıştır536.

Diğer yargı kararlarında genelde feragatin kesin hüküm teşkil ettiği belirtilmekte, fakat bu kesin hükmün doktrinde tartışıldığı gibi maddi anlamda kesin hüküm teşkil edip etmediğine değinilmemektedir. Fakat yukarıda da belirtildiği üzere Danıştay’ın feragat nedeniyle uyuşmazlığın son bulduğu fakat davanın ise mahkeme kararıyla son bulduğuna ilişkin kararlarından, maddi anlamda kesin hükmün oluştuğunu kabul ettiği yorumuna gidebiliriz. Fakat, işin esasına inerek bir karar vermediğini, özellikle hukuk yargılamasından farklı olarak davanın reddine değil de, karar vermeye yer olmadığına karar vermesi ise; şekli anlamda kesin hükmü benimseyenlerin görüşüne uymaktadır. 532 Aslan, s. 166. 533 Aslan, s. 167. 534 Aslan, s. 165.

535 Kuru, c. IV, s. 3652; Çağlayan, Kanun Yolları, s. 57; Yaman, s. 358; Candan, s. 770; Turhanoğlu, s. 202; Coşkun-Karyağdı, s. 350; Yasin, s. 172; Karagözoğlu, s. 35.

536

‘... feragat hakkın özünden vazgeçme olduğundan … görevsiz mahkemenin verdiği karadan sonra, görevli mahkemede tarafları konusu ve dava sebebi aynı olan yeni bir dava açılması halinde dahi kesin hüküm vardır ...’. AYİM1D, E. 1992/1087, K. 1993/76, KT. 02.02.1993, AYİMD, 1994, sy. 8, s. 142- 144.

Bizim kanaatimiz ise ortada bir yoldur. Nitekim feragat halinde mahkemenin somut olaya hukuk kurallarını uygulayarak esastan bir karar vermediği doğrudur. Fakat davaya son veren ise taraf beyanı değil, mahkeme kararıdır. Diğer taraftan şekli anlamda kesin hüküm teşkil edeceğine ilişkin görüş sahiplerinin aksine, bu kararların temyize konu olabileceği açıktır. Bu sebeple feragat üzerine verilen kararlar her ne kadar somut olaya uygulanarak verilmiş kararlar olarak görememekle birlikte, maddi anlamda kesin hüküm olarak değerlendirmenin, çıkacak problemleri önleme fonksiyonu bakımından daha yararlı olacağı kanaatindeyiz.

Fakat hangi görüş kabul edilirse edilsin, ister sonuç itibariyle kesin hüküm, isterse maddi anlamda kesin hüküm, feragat ile dava karara bağlandıktan sonra aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeniden dava açılamaz, açılırsa dava kesin hüküm nedeniyle reddedilir. Nitekim Yargıtay, Danıştay ve AYİM’nin kararları da bu doğrultudadır537.

Buna karşılık davanın konusu, sebebi ve taraflarından sadece birinin değişik olması durumunda birinci davadaki feragat ikinci davanın görülmesine engel teşkil etmez. Bunlardan davanın konusunun farklı olması538, sebebinin farklı olması539 veya feragat nedeniyle reddedilen dava ile ikinci davanın taraflarının farklı ise, birinci davadaki feragat,

537. ‘... aynı konuda evvelce Danıştay’da açılan davanın feragat nedeniyle esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra, bu kez AYİM’nde açılan yeni davanın, kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir ...’. AYİM1D, E. 1996/895, K. 1997/554, KT. 16.09.1997, 1998, AYİMD, sy. 12, s. 158-160; ‘... feragat hakkın özünden vazgeçme olduğundan, bu nedene dayanılarak görevsiz mahkemenin verdiği karadan sonra, görevli mahkemede tarafları konusu ve dava sebebi aynı olan yeni bir dava açılması halinde dahi kesin hüküm vardır ... hakim dava konusu yapılan haktan feragat

edildiğini resen gözetir ...’. AYİM1D, E. 1992/1087, K. 1993/76, KT. 02.02.1993, AYİMD, 1994, sy. 8, s. 142-144; ‘... mahkemelerinin feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolundaki kararı üzerine feragat edilen davaya konu vergi ve ceza için düzenlenen ihbarnamelere karşı yeniden dava açılmasında da isabet görülmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden ibarettir. ... kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi ...’. D3D, E. 1989/2126, K. 1990/2994, KT. 30.10.1990, DBB; ‘... Bu hükümlere göre davadan vazgeçme (feragat), davanın taraflarından birinin kendi iradesiyle davayı kesin olarak sona erdirmesidir. Bu şekilde sona erdirilen bir davanın ise, aynı konu ve sebebe dayalı olarak aynı tarafa karşı açılması artık olası bulunmamaktadır ...’. D1D, E. 1994/87, K. 1994/104, KT. 28.06.1994, DD, 1996, sy. 90, s. 707-709.

538

‘... Önce açılan bir nafaka davasından feragat eden davacı, ancak ilk açılan dava anına kadar olan alacağını kaybeder. Sonrası için bu feragatin tesiri olmaz ...’. Y2HD, 2610/2649, KT. 21.05.1964, ABD, 1966/4, s. 698, Kuru, c. IV, s. 3636; ‘... Bakma borcuna riayetsizlik feragatle reddedilen ilk davadan sonra da devam etmişse bu son duruma dayanılarak yeni bir dava açılmasına engel yoktur ...’. Y1HD, 12815/13138, KT. 30.12.1977, YKD, 1978/4, s. 520, Kuru, c. IV, s. 3636.

539

Mesela boşanma davalarında ikinci boşanma davası yeni sebeplere dayansa idi, birinci boşanma davasının feragat nedeni ile reddedilmiş olması, ikinci boşanma davasının feragat nedeni ile dinlenmesine engel teşkil etmeyecekti. Çünkü iki davanın dava sebepleri değişik olacaktı.

ikinci davada taraf olup da birinci davada taraf olmayan kişi hakkında kesin hüküm teşkil etmez540.

E. Davanın Tekrar Açılması Halinde Önceki Feragatin İleri

Belgede Davadan feragat (sayfa 140-143)