• Sonuç bulunamadı

Dinî Şiarlar ve Ayinler

Dördüncü Bölüm

3. Dinî Şiarlar ve Ayinler

cinsiyetle ilgili sosyolojik meselelerde tartışılan konulardan biri de, kadınların dinî merasimlere katılmasıdır. Bu konuda Batılı ülkelerde ya-pılan araştırmalar, bu tür merasimlere kadınların erkeklere nazaran ka-tılımının daha fazla ve daha düzenli olduğunu gösteriyor. örneğin ki-liselere giden nüfusun %60’ını kadınların oluşturduğu belirtiliyor.81 Bu yüzden islam’ın kadınların ibadî merasimlerdeki yerine bakış açısını be-yan etmek, önem arz edebilir.

islam dininde, dinî talimlerde tartışılmaz bir yeri olan bireysel iba-detlerin yanı sıra, toplu ibadetlere ve ayin lerlere de özel ilgi gösteril-miştir. Ama islam’ın iki cinsin sosyal ilişkilerine yönelik hassasiyetinden hareketle, bu semavi dinden kadınların toplu ayinlerlere katılımı konu-sunda özel bir tavır beklemek mümkündür. Bu noktayı, konu ile ilgili

79 Schimmel, “Women in mystical ıslam”, islam: critical concepts in Sociology, Vol.

3. P.150.

80 Vesailu’ş-Şia, c.14, mukaddimatu’n-nikâh, babları, 84. bab, s.117-118.

81 Delamont, The Sociology of Women, P.182.

fıkhî ahkâmı araştırarak aydınlatmak gerekmektedir. Bu nedenle bu bö-lümde toplu ibadet ayinlerlerinde cinsiyetin yerini ve tecellisini irdele-meye çalışacağız.

Kadınların camilere gelmesi ve cemaat, cuma, bayram ve meyyit (ce-naze) namazları ve ayrıca hac ibadeti gibi toplu ibadetlere katılmaları ko-nusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Bu hadisler iki temel noktayı içerir:

islam dini bir yandan kadınların camilere gelmelerine ve toplu ibadetlere katılmalarına hiçbir engel koymazken, öbür yandan birçok yerde kadınla-rın katılımı için hiçbir zaruret ve hatta özel teşvikte de bulunmamaktadır.82 Bilakis, rivayetlerden; kadınların evde ibadet etmelerine öncelik verildiği anlaşılmakta ve kadınlar için tüm bunlar, erkeklerin camilere gelmeleri ve toplu ibadetlere katılmaları için, bazen farz düzeyine ulaşacak kadar birçok teşvik ve vurgu yapıldığı halde söz konusudur.

ilk nokta konusunda, Şia ve Ehlisünnet’in hadis, tefsir ve tarihî kay-naklarında kadınların cemaat, cuma, bayram, yağmur, cenaze namazla-rına ve yine hac, umre ve camilerde i’tikâf gibi merasime katılmalanamazla-rına izin veren birçok rivayet söz konusudur.83 Hatta bazı rivayetlerde, Pey-gamber Efendimizin (s.a.a) erkeklere, kadınların camilere gelmelerine mani olmamalarını tavsiye ettiği beyan edilir.84

ikinci noktaya gelince, kadınlara toplu ibadetlere katılma izni ve-ren rivayetlerde genellikle kadınlara tavsiye ve teşvik edici bir ifade göze çarpmazken, birçok rivayette kadının evde namaz kılması daha fazi-letli olarak belirtilmiş veya kadın için en iyi caminin, evinin içi olduğu

82 Hac, umre ve bayram namazı bu kuraldan müstesnadırlar; Haccu’l-islam erkek ve kadınlara farzdır. Onun dışında ise hac ve umre erkek ve kadınlar için müstehaptır.

bk. Vucubu’l-Hac babları, Vesailu’ş-Şia, c.8, 46. bab ve 58-61. bab, s.95 ve 108-113 ve c.10, Umre babları, 10. bab, s.251. Yine bk. Beyhakî, es-Sünenu’l-Kubra, c.4, s.350.

Bayram namazının müstesna oluşu hakkında ise metinde değinilen tartışma vardır.

83 Vesailu’ş-Şia, c.5, Salatu’l-cuma babları, 18 ve 22. bablar, s.35 ve 37 ve Salatu’l-iyd babları, 28. bab, s.133, 135, c.2, Salatu’l-cenaiz babları, 39. bab, s.817-818; c.7, i’tikaf babları, 7. ve 11. bab, s.408 ve 412; ve yine bk. Biharu’l-Envar, c.22, s.190 ve c.85, s.23; yine bk. Buharî, Sahih-i Buharî, c.1, s.211 (günlük namazlar) ve c.2, s.7, (bayram namazı); Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, c.2, s.26 (bayram namazı) Beyhakî, Sünenu’l-Kubra, c.3, s.342 (ayat namazı) ve Kufî, el-musannef, c.2, s.19 (cuma namazı).

84 rivayetin metni şöyledir: “Allah cariyelerini camilerden alıkoymayın.” Beyhakî, Sünenu’l-Kubra, c.3, s.134.

beyan edilmiştir.85 Bazı rivayetlerde de, kadının evde kıldığı namazın fa-ziletinin, camide cemaat ile birlikte kılacağı namazdan daha fazla olduğu ifade edilir.86

müslümanların genel anlayışından hareketle bu tür rivayetler, islam’da böyle bir cinsiyet ayrımının umumi mekânlarda, iki cinsin birbirine ka-rışmasından doğacak muhtemel fesattan kaçınmak için yapıldığı şeklinde algılanır. Bu arada her türlü gaflet ve zihnin maddi işlerle meşgul olması ile bağdaşmayan ibadî ibadetlerin hakiki cevherini göz önünde bulundu-rarak, birbirine karışma meselesini sırf cinsel sapkınlıklarla özdeşleştir-memeliyiz. Bu tür ayırmalarla aslında ibadeti esas ruhundan, yani Allah’ı anmaktan boşaltacak durumları önlemek amaçlanmıştır.

Bazı rivayetlerin dayandırıldıkları belgelerde sorun yaşanıyor ve bazı-ları da sadece kadının namaz kıldığı mekânın kapalı olmasının öncelikli olduğunu beyan ediyor olsa da bu rivayetlere bakarak, islam’ın kadınla-rın umumi mekânlarda bulunmasını haklı gösteren sosyal ve iktisadi za-ruretlerin aksine, kadınların manevi mükâfat kazanmak üzere cemaat ve cuma namazlarına katılmasının pek de zaruri olmadığı sonucu çıkarıla-bilir. Çünkü zaten bu tür namazlardan beklenen mükâfatlar ve hatta daha fazlası, kadının evde bireysel olarak kıldığı namaz için belirlenmiştir.

Evet, bazen özel şartlarda, kadınların bu tür namazlara katılması, si-yasi, iktisadi veya eğitim amaçlı olabilir. Bu şartlarda devletin teşhisi ile kadınların toplu ibadetlere katılma maslahatı, evde bireysel olarak namaz kılmasına tercih edilebilir. nitekim bayram namazları gibi durumlarda söz konusu hükümlerde hâla birtakım muğlak noktalar bulunmakta ol-duğundan bu rivayetlerden, en azından islamî hükümetin ideal bir şe-kilde gerçekleştiği durumlarda kadınların toplu ibadetlere katılmasının öncelikli olduğu sonucu çıkarabiliriz. [17]

85 rivayetlerde şöyle geçmektedir: “Kadının arka odada namaz kılması ön odada namaz kılmasından daha faziletlidir, ön odada namaz kılması ise evin ortasında namaz kılmasından daha faziletlidir.” Vesailu’ş-Şia, c.3, Ahkâmu’l-mesacid babları, 30. bab, s.510, yine bk. Beyhakî, Sünenu’l-Kubra, c.3, s.131 ve Kufî, el-musannef, c.2, s.277.

86 Bir rivayette şöyle geçmiştir: “Kadın Cuma günü camide imamla birlikte iki rekât Cuma namazı kılsa namazı eksik olur ve eğer camide dört rekât namaz kılsa namazı eksik olur.

Evinde dört rekât namaz kılması daha faziletlidir.” Vesailu’ş-Şia, c.5, s.37; yine bk.

c.3, s.510.

Bu rivayetlerden elde edilen sonuç şudur: Kadının evde kıldığı na-maz, camilerde veya diğer umumi mekânlarda bireysel veya cemaat şek-linde kılacağı namazdan daha faziletlidir. Ama eğer kadınlar evde de cemaat namazı kılmak sureti ile evde tek başına kıldıkları namazın fa-ziletlerini bir arada elde etmek istiyorsa, bu durum anlatılan rivayetlerle çelişki arz etmez ve bu duruma, diğer bazı rivayetlerde de işaret edilmiş ve onaylanmıştır.87

Dolayısıyla islam’da bu tür cinsiyete dayalı ayrımları yorumlarken, cinsel ayrımcılığa değil, daha çok kadın ve erkeğin doğal özelliklerini göz önünde bulundurarak cinsiyet meselesine vurgu yapmak gerekir.

Bu iddiayı doğrulayan başka şahitler de vardır; örneğin, kadın ce-maat namazında erkeklere imamlık edemez, ancak kadınların cece-maat na-mazına imamlık etmesinde bir sakınca yoktur. [18]

Yine, söz konusu iddiayı doğrulama bağlamında kadın ve erkeğin hac ve Umre ibadetleri sırasında izlemeleri gereken hükümlerin benzer-liklerine ve farklılıklarına değinmek mümkündür. Hac ve umre ibadet-lerinin hükümlerine baktığımızda, kadın ve erkek için çoğunlukla ortak hükümler belirlendiği anlaşılır. mesela Şeyh Tusî gibi bazı fakihler bu ortak hükümleri genel bir kaide olarak gündeme getirmiş ve birkaç is-tisna dışında, ihram sırasında erkek için haram olan her şeyin kadın için de haram olduğunu ve yine erkek için caiz olan her şeyin, kadın için de caiz olduğunu beyan etmiştir.88

öte yandan istisna durumların araştırılması, kadın ve erkeği birbirin-den ayırt ebirbirin-den bu hükümlerin doğal cinsel özelliklere özen göstermekten ve ayinler sırasında cinsel tahriklerden duyulan kaygılardan kaynaklandığı düşüncesini ön plana çıkarıyor ki, erkeğin başını kapatmasının yasak ol-ması ve kadınlara buna iznin verilmesi ve hatta farz olol-ması,89 erkeğin di-kilmiş kıyafet giymesinin yasak olması ve kadınlara izin verilmesi,90 ayrıca erkeğe yüksek sesle telbiye, Safa ve merve arasında koşar gibi yürümesi

87 age. c.5, Salatu’l-cemaa babları, 4. ve 60 bablar, s.379-380, h.2 ve 7, s.461.

88 Tusî, el-mebsut; c.1, s.320.

89 Vesailu’ş-Şia, c.9, Turuku’l-ihram, babları, 5. bab, s.138.

90 age. Turuku’l-ihram babları, 35. ve 50. bablar, s.115 ve 133 ve ihram babları, 33. bab, s.41 ve 43.

(Hervele), Kâbe’ye girmek ve Hacerü’l-Esved’e dokunmak için müsaade edilmesi ve bu işlerin kadınlar için mustahab hükmünde olmaması,91 bu istisnaların en önemlileridir.

Her hâlükârda, bu tartışmanın esas noktası şudur: islam’ın toplu ibadet ayinlerlerinde cinsiyet ayrımı, özel sosyal maslahatlara dayalıdır ve cinsiyet eşitsizliği meselesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Bütün bunlar ge-nellikle toplumun manevi ortamını iyileştirmek ve şehvetten arındırmak için gündeme gelmiştir.

Kadının evden çıkması için kocasının izninin gerekmesinin muhte-melen kadınların bu ayinlerlere katılma yolunda engel oluşturması, bu konuda cinsiyet ayrımı simgesi olarak gündeme gelebilir. Ama geçmiş bölümlerde bu sorunu bertaraf etmek üzere bazı islamî çözümlere işaret ettiğimizden bunları burada tekrarlamıyoruz.92