• Sonuç bulunamadı

1.3. Popüler Edebiyat ve Popüler Roman

1.3.4. Popüler Romanın Gelişimi

1.3.4.2. Türk Edebiyatında Popüler Roman

1.3.4.2.2. Cumhuriyet Döneminde Popüler Roman

Cumhuriyet’ten sonraki dönemde yazılan romanların çoğunluğu popüler tarzın özelliklerini taşır. Özellikle 1923’ten sonra yazılan romanların büyük çoğunluğunun kolay okumalara izin veren romanlar olduğu görülmektedir. Ömer Türkeş, 1920–1960 arasında 545 yazarın 1682 roman yazdığı ve bunların önemli bir çoğunluğunun popüler niteliğe sahip eserler olduğu tespitinde bulunmaktadır. (2012: 32)

S. Dilek Yalçın Çelik, 1923–1980 yılları arasında yazılmış popüler romanları; “Halk romanları, duygusal aşk romanları, popüler tarihi romanlar ve polisiye

romanlar” diye dört gruba ayırır. (2007: 365–398)2 Yalçın, bu dönem romanlarının yaklaşık 1980’li yıllara kadar konu, kurgu, zaman, mekân ve anlatım olarak fazla bir değişiklik geçirmemiş olduğu için bu tarz romanları “popüler romanlar” olarak adlandırır. Bilge Ercilasun ise 1923’ten sonraki popüler kalıplara uygun romanları; aşk romanları, milli ve tarihi romanlar, çocuklara hitap eden romanlar (1997: 441)3

şeklinde bir sınıflamaya tabi tutar.

Popüler romanlar, insan yaşamına getirdiği yeni heyecanlar bakımından önemli bir türdür. “Aşk, heyecan, esrar, kahramanlık, gerilim zekâ, tüm insanlığın zaman

zaman peşinde koştuğu, elde etmeye çalıştığı kavramlar(ı)” (Kongar, 1982: 62),

insanlar çoğu zaman popüler romanlarla yoluyla yakalamaya çalışır. Popüler romanlar alt kültür grubunda yer alan insanlara pembe ve beyaz dünya sunar ve gerçeklerden kurtulma fırsatı sağlar.

Aşk izleği ekseninde popüler çizgiyi sürdüren romancılar arasında Kerime Nadir Azrak, Esat Mahmut Karakurt ve Muazzez Tahsin Berkand en bilinen popüler aşk romancılarıdır. Popüler romancılığın bu dönemdeki bilinen diğer yazarları arasında; Server Bedi, Mebrure Sami Koray, Selami İzeet Sedes, Ercüment Ekrem Talu, Mükerrem Kamil Su, Cahit Uçuk, Burhan Cahit Morkaya, Suat Derviş, Ethem İzzet Benice Selahattin Enis, Mahmut Yesari, Aka Gündüz, Abdullah Ziya Kozanoğlu,

2

Bk. S.Dilek Yalçın Çelik, “Popüler Roman”, (Edt. Talat Sait Halman vd.), Türk Edebiyatı Tarihi, Cilt 3, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul, s.365-398.

3 Bk. Ercilasun, Bilge (1997), “Türk Edebiyatında Popülerlik Kavramı Ve Başlıca Eserler”,Yeni Türk

Sermet Muhtar Alus, Reşat Enis Aygen, Peride Celal, Oğuz Özdeş, Nihal Atsız, Osman Cemal Kaygılı, Feridun Fazıl Tülbentçi, Nizamettin Nazif Tepedenlioğlu yer almaktadır.

Cumhuriyet dönemi romanı içerisinde popüler tarzda yazılan roman örnekleri daha çok aşk, tarihi ve çocuk romanları türünde ağırlık kazanır. Tanzimat döneminde Şinasi ile başlayan popülerlik kavramı, Cumhuriyetle birlikte türün yetkin örnekleriyle önemli mesafe aldığı ve çeşitlilik kazandığı görülür. Edebiyatımızda roman türünün yerleşik örneklerini veren büyük romancılarımızın popüler tarzda eserler verdiğine tanık oluruz. Peyami Safa, Refik Halit Karay, Mehmet Rauf gibi romanımıza yetkin eserler kazandırmış isimler, dönem dönem popüler bir sunumla eserler kaleme alırlar. 1980’lere kadar Kerime Nadir, Muazzez Tahsin ve Esat Mahmut ile seyrini sürdüren popüler romancılık bu dönemden sonra Ahmet Günbay Yıldız ve Emine Şenlikoğlu gibi isimlerle yerini “İslami hidayet romanları”na bırakır.

Türk edebiyatında Ahmet Mithat ile başlayan popüler edebiyat geleneği günümüzde farklı bir içerikle devam etmektedir. Yüksek sanatsal zevk bekleyen okurların beklentilerini karşılayamayan bu eserlerin, edebi beğenisi oluşmamış okurların her zaman hayal dünyası için önemli olduğunu unutmamak gerekir. Geniş okur kitlelerine ulaşmayı amaçlayan bu eserler edebi açıdan zayıf bulunsalar bile hepsi edebiyatımızın bir parçası olarak görülmektedir.

1.3.4.2.2.1. Popüler Halk Romanları

Halk romanları şeklinde tanımlanan popüler romanlar, “konularını, günlük

hayattan alarak basit entrikalar üzerine kurarlar. Yazarlar toplum sorunlarını romanlarına konu edinmiş, gözlemci ve gerçekçi bir anlatım tarzını benimsemiş olsalar bile, popülist çizginin dışına çıkamazlar.” (Çelik, 2007: 386) Bu eserlerde gündelik

yaşam üzerinden çıkan yazar, birçok unsuru popüler çizgide okuyucuya sunmaya çalışır. Mizah ve hiciv unsurları ile dolu bu romanların estetik değerden yoksun oldukları anlaşılmaktadır. Popüler halk roman örneklerini veren yazarlar arasında Sermet Muhtar Alus, Osman Cemal Kaygılı, Burhan Cahit Morkaya, Mahmut Yesari ve Raşat Enis Aygen’i sayabiliriz. Bu yazarlardan Burhan Cahit Morkaya, “popüler

edebiyat düzeyindeki yapıtlarıyla geniş bir okur kesimine ulaşmıştır.” (Çimen, 2009: 20)

romanlarında döneminin toplumsal değişikliklerini ve Batılı yaşamın toplum üzerindeki etkilerini popüler romanın şekil ve içeriğine uygun şekilde ele alır.

1.3.4.2.2.2. Popüler Aşk Romanları

Türk edebiyatında Servet-i Fünûn romancılığı ile başlayan duygusallık, Cumhuriyet dönemi popüler aşk romanları ile devam eder. “Marazî hassasiyet” romanları ya da “duygusal aşk romanları” (Çelik, 2007: 387) olarak da adlandırabilecek bu romanlar, aşırı duygusallığın yoğun bir şekilde işlendiği eserlerdir. Popüler romanların diğer türlerine göre daha fazla ağırlık kazanan “aşk romanları” daha çok romantik aşk öyküleri üzerine kuruludur. Romantik tiplerin eserin merkezine yerleştiği bu tür romanlarda kadın erkek ilişkilerine bağlı olarak aşk acısı, hayal kırıklığı, ölüm, ayrılık, imkansız aşk konuları işlenir. Bir dönem Türk sinemasını da besleyen bu romantik aşk öykülerini merkezine alan bu tür romanlar günümüzde de canlılığını korumaktadır.

1923’ten sonra Türk edebiyatı roman türü açısından oldukça verimli bir dönem geçirir. Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1950’lili yıllara kadar yazılan romanların çoğunluğunu ise popüler romanlar oluşturmaktadır. Bu dönemde yazılan popüler edebiyat ürünleri konularına göre; aşk romanları, millî ve tarihî romanlar, çocuklara hitap eden eserler (Ercilasun, 1997: 441) şeklinde bir sınıflamaya tabi tutulmaktadır. Serveti Fünûn dönemindeki aşırı duygusallığın zemininde yükselen Cumhuriyet dönemi popüler aşk romanları, birçok yönüyle ilk roman örneklerinin karakteristik yapısıyla paralellik gösterir. 1930’lu yıllardan itibaren ağırlığını hissettiren popüler romanları, konu olarak en çok “aşk”ı işler. Cumhuriyet’in başından 1960’lara kadar yazılan bu tarz romanlar; modern yaşam örnekleri ile dolu kadın erkek ilişkileri, balo, çay ve plajlarda eğlenen insanların gündelik yaşam görüntüsü ile dolu benzer konular etrafında tekrar eder. Servet-i Fünûn edebiyatındaki aşırı duygusallığın etkisiyle oluşan aşk romanlarının popüler edebiyatın gelişimine katkısı çoktur. Servet-i Fünûn romanlarındaki kahramanlarındaki marazilik “Servet-i Fünûn hayat görüşü popüler

edebiyatta yaygın bir şekil almıştır. Türk aydınının yayılmış olan bu, inançsızlık, tarihi perspektiften yoksunluk, sığlık ve darlık, Saffet Nezihi, Saffetî Ziya gibi yazarların romanlarından başlayarak cemiyeti etkisi altına almış, Kerime Nadir ve Muazzez Tahsin’lerle günümüze kadar gelmiştir.” (Ercilasun, 1997: 328) Bu yazarların temsil

ettiği popüler aşk romanlarında; hedef kitle olarak genç kızlar seçilir, abartılı romantik aşk tablolarıyla zengin ve aristokrat bir yaşantıyı özendirecek yaşamlar öne çıkarılır.

Popüler aşk romanları denilince hiç şüphesiz Kerime Nadir, Esat Mahmut ve Muazzez Tahsin akla gelir. Kerime Nadir ile Muazzez Tahsin; “Aşkı meşrulaştıran

ikili” (Türkeş, 2002: 53) olarak görülmüştür. Söz konusu iki yazar, popüler türün

kendisiyle özdeşleşen eserler kaleme almışlar ve 1930’lardan 1960’lara kadar Türk okuyucusunun en beğendiği ve okuduğu popüler romancı olmuşlardır.

Bu isimleri Nezihe Muhittin, Oğuz Özdeş, Peride Celal, Reşat Enis, Suat Derviş, Mükerrem Kamil Su, Güzide Sabri, Server Bedi gibi isimler izler. “Bugün orta kuşak

diyebileceğimiz okuryazar neslin gençlik yıllarında, ortaokul ya da lise çağlarında en azından bir kitabını okudukları bu yazarlarımız gerçi Türk edebiyat tarihlerine alınmaya ‘değer’ bulunmamışlardır ama onlar çağdaş Türk romanının belli bir döneminde özel ve önemli bir rol oynamışlardır.” (Baypınar, 1984: 64) Bu tarzın hâkim

olduğu popüler romancılar arasında Cahit Uçuk, Mebrure Sami Koray, Ethem İzzet Benice de duygusal tonun ağırlık kazandığı romantik aşk romanları ile Cumhuriyet dönemine damga vuran yazarlar arasındadır.

Cumhuriyet dönemi popüler aşk romanları arasında iki isim öne çıkar. Ömer Türkeş, “öne çıkmış iki isim var ki, bugün bile hatırlıyoruz onları; Nasıl bir dönem

bütün çizgi romanlar Tommiks-Teksas adıyla anılmışsa, aşk romanları da bu ikiliyle özdeştir. Yalnızca büyük kentlerde değil, Anadolu’nun her yerinde, az çok okur-yazar her Türk kadınının evinde, bu ikilinin kaleminden çıkmış birkaç eser bulunur. Türk sinemasının en çok gişe yapmış filmlerinden birçoğunun onların romanlarından uyarlandığını herhalde tahmin edersiniz.” (Türkeş, 1999: 53) der ve Muazzez Tahsin

Berkand ve Kerime Nadir Azrak’ın tür içerisinde özel yere sahip olduklarını vurgular. Çalışmaya konu olarak aldığımız Muazzez Tahsin’in geniş okuyucu kitlelerinin benimseyerek okuduğu aşk romanları, popüler aşk romanlarının karakteristik yapısına uygun metinlerdir. Romantik aşk ilişkilerini merkeze alan romanlarının kurgusu, evlilik, eğitim, batılı yaşam gibi izlekler ve şahıs kadrosunun toplumsal konumlarıyla birbirinin tekrarı olduğu görülmektedir.

Romanlara kadın-erkek ilişkileri, kent soylu insanların yaşamı ve onların sosyal konumları açısından bakıldığında toplum gerçeğinden oldukça uzak olduğu anlaşılmaktadır. Popüler aşk romanlarının en çok okunmuş yazarlarından biri olan Muazzez Tahsin, romantik aşkı merkezine alan ve birbirini tekrarlayan telif ve yarı

uyarlama romanlarıyla 1960’lı yıllara kadar Türk okuyucusunun severek okuduğu bir romancıdır. Popüler aşk romanları ile “yığın”ların hayal dünyasına seslenen yazarın, hiçbir edebi kaygı taşımadan yazdığı romanları “aşk engel- kavuşma” şeklindeki yapıyı tekrar eder. Başkişilerinin tamamının kadın olduğu romanlarındaki öykünün ekseni aynıdır; aynı kahramanlar, aynı acılar ve mutluluklar vardır. Yazar, bunların biri eskidiğinde, diğer eserinde değişik bir sunumla yenisini ortaya koyar.

Yazarın romanları kurgusu nedeniyle “aşk romanı” olarak okunmayı özendiren eserlerdir. Aşk anlatısının öznenin kadın olduğu romanlarda baskın şekilde işlenen aşk olgusunun, benzer klişelerle üretilmiş popüler romanlarla birçok yönden benzerlik gösterdiği görülmektedir. Romanlarının dilinin sadeliği, kolay okunuyor olması, biçim ve içerik açısından popüler edebiyat ürünlerinin niteliklerini taşımaları bu görüşü desteklemektedir.

Muazzez Tahsin’in duygusal aşk romanlarının “popüler aşk romanı” yapısıyla benzeştiği temel nokta, kadın ve erkek karakter arasındaki aşkın, “ilk karşılaşma- ayrılma ve mutlu son” yapısına sahip olmasıdır. Özellikle kadın okurların hedef kitle olarak seçildiği aşk romanlarında, aşkın mutlu sonla noktalanması, okur olarak bu romanlara yönelmelerinin temel nedenlerinden biridir. Söz konusu yapıtlarda aşkın öznesi karakterin tüm düşleri ideal bir erkekle kurabileceği severek evlilik üzerine odaklanacaktır. Zayıf toplumsal kimliği ile dikkat çeken genç kız, kimliği güçlü bir erkekle gerçekleştirebileceği bir evliliği düşleyerek kendisini gerçekleştireceğine inanır. Yazı yaşamını 1980’lere kadar hiç değişmeden popüler çizgide sürdüren yazarın, eserleri bir dönem boyunca Yeşilçam sinemasındaki filmlerin de vazgeçilmez kaynağı olarak görülmüştür.

Popüler aşk romanlarının en çok okunan yazarlarından biri olan Kerime Nadir Azrak, halkın en çok okuduğu aşk romancılarımızdandır. Azrak, otuz altı romanı ile Cumhuriyet döneminin en tanınmış popüler romancısı olarak bilinmektedir. Eserleriyle satış rekorları kıran bu yazar, “Hıçkırık” romanı ile ün yapar. İnkılâp Kitabevi sahibi G. Fikri, “Hıçkırık”ın yayınladığı ilk yıllarda yirmi bin adet bastığını söyler. (Andı, 2004: 85) Kerime Nadir’in romanları da uzun yıllar boyunca sinemaya kaynaklık etmiştir. Bir kısmı filme alınan romanlarının önde gelenleri; “Kalp Ağrısı”, “Sonbahar”, “Gönül Hırsızı”, “Hıçkırık”, “Seven Ne Yapmaz?”, “Samanyolu”, “Günah Bende mi?”, “Solan Ümit”, “Aşka Tövbe”, “Ruh Gurbetinde”, “Son Hıçkırık”, “Esir Kuş”, “Kırık Hayat”, “Dehşet Gecesi”, “Aşk Bekliyor”, “Boş Yuva”, “Suya Düşen Hayaller”dir.

Muazzez Tahsin ve Kerime Nadir ile birlikte Cumhuriyet dönemi aşk romanlarının “bestseller üçlüsü” olarak bilinen romancılarından biri de Esat Mahmut Karakurt’tur. Romanlarında daha çok “ulusal duyguları ya da kahramanlık duygularını

güçlendirmeye çalışmış” (Önertoy, 1984: 32) bir romancıdır. Eserlerinin çoğu filme

alınan yazar bugün diğer iki popüler romancı gibi artık okunmayan yazarlar arasına girerek tozlu raflardaki yerini almıştır. Bir popüler romancı olarak aşk ve macera ağırlıklı romanları arasında, “Vahşi Bir Kız Sevdim”, “Çölde Bir İstanbul Kızı”, “Dağları Bekleyen Kız”, “Allah’a Ismarladık”, “Ölünceye Kadar”, “Son Gece”, “Kadın Severse”, “İlk ve Son”, “Kocamı Aldatacağım”, “Ankara Ekspresi”, “Sokaktan Gelen Kadın”, “Bir Kadın Kayboldu”, “Ömrümün Tek Gecesi”, “Erikler Çiçek Açtı”, “Son Tren”, “Kadın İsterse” başta gelir.

Popüler aşk romancılığı içerisinde önemli bir yer edinmiş romancılardan biri de Peride Celâl’dir. 1950’ye kadar popüler çizgide yazan Celal, daha sonraki romanlarında psikolojik tahlillere ve gözleme ağırlık verir. Bilinen eserleri arasında “Yaz Yağmuru”, “Kızıl Vazo”, “Aşkın Doğuşu” yer almaktadır.

Türk edebiyatının tanınmış yazarları arasında gösterilen Refik Halit Karay da bazı romanlarıyla popüler türün içerisinde anılan bir romancıdır. İlk eserleriyle edebiyatımızda kalıcı örnekler veren yazarın, “1950’den sonraki romanlarıyla daha çok

gazete ve tefrika romancılığına yöneldiği” (Ercilasun: 1997: 446) görülmektedir. II.

Meşrutiyet döneminde başladığı yazı yaşamı ile 1950’lere kadar yetkin sanat örnekleri veren Karay, 1950’den sonra popüler bir çizgide ilerleyerek daha geniş halk kitlesine ulaşmayı amaçlar ve bu çizgide eserler kaleme alır. Yazarın “aşk ve serüven romanı” olarak görülen “Nilgün” (1950–1952) romanı, popüler türün özellikleriyle paralellik taşır. “Nilgün”, yazıldığı dönemde okuyucular tarafından çok sevilen ve okunan popüler eserlerin başında gelir. Bu eser, dönemin toplumsal yaşamına etki eden bir eserdir. Yazarın “Nilgün romanı, devrinde o kadar sevilmiş, popüler olmuş ki, yeni doğan kız

çocuklarına bol bol Nilgün adı takılmış” (İleri, 1997: 59) bir eserdir.

Ethem İzzet Benice de “Çıldıran Kadın”, “Yakılacak Kitap”, “Istırap Çocuğu”, “Aşk Güneşi”, “Beş Hasta Var” adlı eserleriyle popüler tarzın bilinen yazarları arasında sayılır.

İnci Enginün, 1923–1950 arası eser veren kadın romancıların ortak özellikleri üzerinde dururken, bu yazarların Cumhuriyet’i yaratan şartlar içinde doğmuş ve yetişmiş olduklarını ifade eder. Enginün, bu yazarların kolay okunan eserleriyle,

özlenen kadın tipi ve kadının çeşitli özlemlerini halk seviyesine indirmeye çalıştıklarını (1975: 26) belirtir. Türk edebiyatına katkıları azımsanmayacak kadar büyük olan bu yazarların, kendileri gibi eserleri de unutulmuştur.

1.3.4.2.2.3. Popüler Tarihi Romanlar

Popüler edebiyatın içerisinde yer alan popüler tarihi romanlar, konusunu tarihi dekor içinden seçen ve macera öğeleri içeren romanlardır. Şahıs kadrosunda tarihi tiplere yer verilen bu romanlar, aynı şekilde tarihin fon olarak kullanıldığı ve geçmişin yüceltilmeye çalışıldığı eserlerdir.

Popüler tarihi romanlarda tarihi kendisine malzeme olarak kullanan yazar, geçmişteki tarihi kahramanlardan birinin serüvenlerini gerçeklikten uzak bir romantizmle ele alır. Tarihin parlak dönemlerinin seçilmesi ile okur, üyesi olduğu topluluğun geçmişindeki parlak dönemlerin gururunu yeniden yaşar.

Popüler tarihi romanlar, popüler aşk romanları gibi benzer kalıpları taşımaktadır. Bir sanat kaygısı taşımayan ve geniş okuyucu kitlelerine ulaşmayı amaçlayan popüler tarihi romanlar, destan ve halk hikâyesinin yerini tutan metinlerdir. (Argunşah, 2006: 417) Çünkü popüler tarihi romanlardaki kahramanlar destan ve halk hikâyelerindeki kahramanlar gibi “düz” bir karakter yapısına sahiptirler. Bu karakterler, okurun “milli ve

dini kahramanlara olağanüstü fonksiyonlar yüklenerek mitik kahramanlar üretme(yi)”

(Lekesiz, 2002: 472) amaçlar. Orta seviyedeki okur, millî duygularını harekete geçiren kahramanla ilgili herhangi bir yorum ve sorgulama yapmadan romandaki serüveni takip eder. Gerçek olmadığını herkesin bildiği tarihi olayları, bir tarihi şahsiyet ile ilişkilendirerek basit bir dille sunan tarihi romanlar, zengin folklorik malzemeyle doludur. Bu bağlamda popüler tarihi romanlar bir ülkede hakim ideolojinin yerleştirilmesine de hizmet ederek milli kimliğin oluşumuna katkı sunan anlatılardır.

Bu türün özelliğini taşıyan romanlar değişik yaş gruplarına hitap ederler. Bu tür romanların hem çocuklar hem de büyükler için yazılanları vardır. Tarih ve edebiyat için bir değer ifade etmeyen tarihi romanlar, duygusal aşk romanlarından sonra Cumhuriyet’in ilk yıllarında en çok okunan kitaplar arasındadır. Tarihi fon olarak kullanan bu roman, tarihi bilginin yardımıyla bir stereotip karakter yaratır. Folklorik unsurların abartılı bir sunumla ele alındığı popüler tarihi romanların, çizgi romana yaptığı katkılar yadsınamaz. Bir hikâyenin ardışık resimler aracılığıyla anlatılması

diyebileceğimiz (Görgün, 2002: 52) çizgi roman, “Texas” ve “Tom Mix” adındaki tercümelerle 1950’li yıllarla birlikte adını duyurur.

Popüler tarihi romanların, daha sonraki yıllarda popüler aşk romanları gibi sinemaya uyarlanarak başka bir açıdan milli kimlik oluşumunda önemli görevler edindikleri görülür. Popüler tarihi roman türünün en büyük isimleri arasında Mümtaz Turhan Tan, Nihal Atsız, Abdullah Ziya Kozanoğlu, Reşat Ekrem Koçu, Feridun Fazıl Tülbentçi, Refiî Cevat Ulunay, Oğuz Özdeş Nizamettin Nazif Tepedenlioğlu gibi yazarlar yer alır. Nizamettin Nazif Tepedenlioğlu’nun “Kara Davut”, Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun “Kızıl Tuğ”, gibi romanları bu türün en çok okunan ve bilinen eserleridir. Kozanoğlu’nun romanlarında, yıkılan imparatorluğun yerine kurulacak ulus devlet modelini savunan ve Kemalizm’e yakın bir tarzda ümmetten millete geçişin propagandası görülür. (Türkeş, 2002: 196)

Geçmişin yüceltilmesine çalışan popüler tarihi romanların, tarihi bir romantizm havası yaratarak tarihe karşı ilgi uyandırmaktan başka amacı yoktur. “Hemen her yaş

grubuna hitap eden popüler tarih romanları, tarih bilgisinin yanı sıra, aşk, serüven ve macera gibi unsurları roman kurgusuna katarak, estetik ve sanat kaygılarını ikinci plana itmiş” (Çelik, 2006: 390) bir tarzı benimser. Gerçek edebiyat içerisinde kabul

görmeyen bu romanlar, Türk tarihinden aldığı konuları malzeme olarak işler. Tarihi kahramanların maceraları üzerinde yoğunlaşan tarihî roman türünün hareket ettiği nokta Atatürk devrinde oluşturulan tarih düşüncesini yerleştirmektir. Tarihi romanlar, kültürel dünyamızdaki romantizmi körüklemekte ve kahramanlık fikrini canlı tutmaktadırlar.

Bir tüketim nesnesine dönüşen bu romanlar, sanat olarak yeterli düzeyde olmayan, ancak edebiyatın içerisinde yeri olan eserlerdir. Anlatım, kurgu, dil ve üslûp olarak zayıflık bu türün de belirleyici özelliğidir. Popüler tarihi romanlar, bazen seriler halinde okuyucu karşısına çıkar.

“Bozkurtların Ölümü”(1946), “Bozkurtlar Diriliyor”(1949), “Deli Kurt”(1958) adlı eserleri ile Nihal Atsız, özellikle genç neslin ilgiyle okuduğu yazarlar arasındadır. Sevda Sezer’in de popüler tarihi romanlar yazmakta olduğu görülür. Mehmet Rauf’un 1924 yılında yazmış olduğu ve İstiklâl Savaşı sırasında geçen bir aşkı konu alan “Halâs” romanı da popüler tarihi romancılığın içerisinde ilk eserlerden biri olarak kabul edilmektedir. Halikarnas Balıkçısı’nın “Uluç Reis”(1962), “Turgut Reis”(1966) adlı romanları da tarihi roman grubuna giren eserlerdir. Bu türün özelliklerini taşıyan eserleri bazen seri olarak yayınlanırlar. Tarihi romanlar, tefrika halinde yayınlanılarak

gazeteler için bir kâr kapısı olarak görülmekte ve tirajların artmasında etkili olmaktadırlar.

1.3.4.2.2.4.Popüler Polisiye Romanlar

Polisiye roman, aşk ve tarihi romanlarına göre daha az gelişme gösteren bir türdür. Popüler romanın gelişimine katkısı çok büyük olan polisiye roman, 19. yüzyılın ikinci yarısında edebiyatımıza çeviriler yoluyla girer. Popüler edebiyatın belli başlı türlerinden olan ve “on paralık öyküler” (Üyepazarcı, 2000: 77) olarak adlandırılan polisiye romanlarda serüven ve macera, yapıtın dokusunu oluşturmaktadır. Edebiyatımızdaki ilk polisiye roman örneği, Ahmet Mithat Efendi’nin 1872 yılında yayınladığı “Esrar-ı Cinayet” adlı romanıdır. Kendisi de polisiye roman meraklısı olan Sultan Abdülhamid Han’ın hükümdar olduğu yılların önemli bölümünü kapsayan 1876– 1908 arasında, çoğu Fransız yazarlardan olmak üzere yaklaşık altmışa yakın polisiye roman çevirisi yapılır. Hatta Sultan 2. Abdülhamid’in ünlü polisiye roman yazarı Arthur Conan Doyle’yi görüşmek için İstanbul’a çağırdığı, ancak onun bir ajan olduğuna ilişkin şüphelerinin oluşması nedeniyle yazarla görüşmekten vazgeçtiği bilinmektedir. (Eren, 2008: 14).

Bu türün edebiyatımızdaki en önemli temsilcisi Server Bedi takma adıyla bilinen Peyami Safa’dır. Yazar, bu takma adla Türk edebiyatında bütün eserleriyle olmasa bile popüler çizgide türün en güzel örneklerini verir. Safa, Arsen Lüpen karakterine özenerek yerli bir tip tasarlar. Safa’nın Cingöz Recai tiplemesi, Arsen Lüpen’in yerli versiyonu olarak görülmektedir. Yazarın 1924 yılından itibaren yazmaya başladığı ve Cingöz Recai adıyla oluşturduğu roman serileri, sanat değeri taşımayan ve geçim kaygısıyla yazılan eserlerdir. Yazar, “Server Bedi adıyla yazdığı romanlarıyla

edebiyatımızın bugün de eksikliğini duyduğu popüler tarzın, korku, polisiye gibi türlerin güzel örneklerini vermiştir. Yazarın, edebî olmadığını düşündüğü ve bu yüzden kendi adını vermekten kaçındığı, geçim gayesiyle yazdığı bu romanlar onun bu konudaki kabiliyetini göstermesi bakımından ilgi çekicidir ve incelenmeye değer” (Ercilasun,

1997: 445) bir romancıdır. Geçim kaygısıyla sadece polisiye roman değil aynı zamanda