• Sonuç bulunamadı

SAVAŞ ÖNCESİ GENEL DURUM VE PLANLAR

1.8. CEPHELER HAKKINDA KISACA BİLGİ

1.8.2. Bulgaristan Tuna Bölges

Bulgaristan’ın Tuna boyundaki bölgesinde yer alan cephenin kuzey sınırı Tuna’ya, güneyden Balkan Sıradağları (Stara Planina), doğudan, Karadeniz’le sınır olup, batıdan Sırbistan, Bosna ve Arnavutluk ile sınırı bulunmaktadır. Balkan sıradağları enlemesine uzanır. Balkan sıradağlarının karakteristiği olarak batı kısmı dışında, yassı ve ormanlık, kuzey yamaçları ve dik, neredeyse ağaçsızdır. Buradaki iklim, Tuna Bulgaristan’ın engebeli kısımlarından çok daha şiddetli ve değişkendir; çok fazla yağış alır. Sıradağların batı kısmı dardır (20 km), doğuda 60-70 km’ye kadar genişler. Batıda ve özellikle orta kesimde, Balkan sıradağları 2000 m rakıma ulaşır. B sırtlar, doğuya doğru iner, tepeler 500 metreyi geçmez, Karadeniz’de 60 metrelik bir uçurumla sona erer. Zirveler çoğunlukla çayırlarla kaplı olup en yüksek yeri olan Truva 1563 m, en uygun olanı ise Şipka Geçidi’dir.208 Ayrıca buralardan

birçok patika yol geçer. Ruslar savaş öncesi Balkanların coğrafi koşulları ve buralardan geçişle ilgili yanlış fikirler edinmişti; yani buralardan iklim şartları nedeniyle geçiş oldukça büyük bir çaba gerektiriyordu. Hâlbuki Rusların bu fikri bu coğrafya için sadece kışları geçerliydi. Bu yıllarda Rusçuk-Elena hattının batısındaki nüfus esas olarak Bulgarlardan oluşuyordu. Bu hattın doğusunda Türk, Tatar ve Çerkes nüfusu egemendi. Bulgaristan Tuna’sının doğusunda, Yunanlılar ve Ermenilerden oluşan bir grup Gagavuzlar bulunuyordu.209 Nüfusun temel uğraşı

tarımdı; şehir sakinleri ticaret ve zanaat ile uğraşıyorlardı. Uygun yıllarda, Bulgaristan Tuna’sında sık sık kuru rüzgâr, kuraklık ve dolu fırtınası ovadaki verimliliği olumsuz etkiliyordu. Mevsim koşulları elverişli olduğunda ise buralarda yüksek verim alınabiliyordu. Bu bölgenin en kurak yeri olan Dobruca’da sığır yetiştiriciliği gelişmişti. Yerleşim için oldukça elverişli olan Bulgaristan Tuna bölgesinde ana yerleşim yerleri olarak ahşaptan yapılmış Koliba’lar (kulübeler) vardı.210Bulgaristan’nın Tuna boyundaki bölgesinde birçok yol vardı, ancak yoğun

trafik için sadece birkaçı uygundu. Bu karayolu hatları şöyleydi; 1) Rusçuk-Bela 2) Rusçuk-Osman Bazar 3) Sistova-Şipka 4) Plevne-Lofça ve Troyan arası 5) Plevne- Orhaniye üzerinden Sofya 6) Plevne-Bela 7) Osman Bazarı-Tyrnov ve Lofça. Yaz aylarında, yoğun trafik nedeniyle, bu yollar tozlarla kaplanıyordu. Kötü hava

208 Geysman, Russko-Turetskaya…,s. 12-13

209 Belyayev,Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878 gg., s.127 210 Geysman, Russko-Turetskaya …, s.22-24

76

koşullarında çamurlaşan yol ulaşımı olumsuz etkiliyordu. Tüm bu koşullar Rus ordusunun ulaşımı, konuşlanması açısından Rus komutasının karamsarlaşması ve yanlış kararlar almasına sebep oluyordu. 211

Ruslar açısından bu bölgede bulunan Türk kaleleri büyük öneme sahipti. Ruslar tarafından “dörtgen” olarak isimlendirilen Silistre, Rusçuk, Varna ve Şumnu kaleleri Tuna’nın kuzeyden ulaşımını sağlayan yolları ve buradan Bulgaristan’a ulaşım sağlayan yolları kontrol ediyordu. Aynı zamanda bu kaleler, Rusların olası Bulgaristan içlerine sızmaya çabalarını engelleyen bir tehdit oluşturuyordu. Osmanlı ile yapılan önceki savaşlarda, İstanbul’a en kısa sürede ulaşmaya çalışan Rus birlikleri, kaçınılmaz olarak, bu “dörtgen/dörtlü” kalelere karşı harekete geçmek zorunda kalıyordu; Bu uzun süren ve her zaman başarılı olmayan bir harekâta dönüşüyordu.212 Mesela, Silistre, Rus birlikleri tarafından 1810 ve 1829’da saldırıya

uğradı, 1854’teki kuşatma girişimi yine başarısızlıkla sonuçlandı. Şumnu’ya 1774, 1810, 1828’de başarısız saldırılar gerçekleştirdiler ve 1829’da etrafından geçebildiler. Varna, 1773, 1810’da Rus birliklerinin ele geçirme girişimleri başarısız oldu.1828’de üç aylık bir kuşatmanın sonucunda ele geçirildi. Doğu krizinin başlamasıyla birlikte Osmanlı, bu kalelerde top menzilini de hesaba katarak bir dizi iyileştirme yaptı. Bulgaristan’ın Tuna boyundaki bölge, Osmanlıya, Rus kuvvetlerinin kuzeyden ilerlemesi durumunda, avantajlar sağlıyordu çünkü nehrin geçiş noktasına yakındı. Bu da Rus birliklerini kaçınılmaz olarak bu kalelerle karşı mücadele etmek zorunda bırakıyordu ve Osmanlının sağ kanadı, kanadın güvenliğini sağlamak için doğuya yayılma girişimlerini engelliyordu.213

1.8.3. Dış Balkanlar (Zabalkan)

Zabalkan terimi, Balkanlar dâhil olmak üzere Karadeniz, Marmara ve Ege Denizini, Rodop, Burundağ, Karadağ ve Radomir Dağlarını kapsayan geniş bir bölgeye verilen isimdir. Cephenin bu bölümünün kuzey sınırı, Balkan sıradağlarının güney etekleriyle, Güney Marmara ve Ege denizi, doğuda, Zabalkan bölgesi Karadeniz’le, batıdan, Tuna’daki Vidin şehri, Ege Denizindeki Selanik üzerinden bir

211 Belyayev, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878 gg., s.128 212 Geysman, Russko-Turetskaya …, s.25

77

hatla sınırdır. Yüzey yapısı itibariyle, Zabalkan, merkezdeki Meriç (Yukarı Trakya) ovalarının kuzeyden Srednya Gora dağ sırtıyla, güneyden Rodoplar’la, doğudan Karadeniz ve Yıldız Dağlarıyla, batıdan, Pirin Dağları ve Rila dağ sırtlarıyla sınırlandırılmış geniş bir çöküntüdür. Meriç ovaları, daha nemli ve ılıman bir iklime sahiptir. Bulgaristan Tuna bölgesinde daha az yağış görülmektedir. Kar yağışı da en fazla bir ay sürer.214 Orta Dağ sırası, Balkanlardan çok daha alçak olup (en yüksek

noktası 1064 m’dir), bunları geçmek daha kolaydır ve Balkanların aksine, dik kuzey ve yumuşak güney yamaçlarıyla kendini belli eder. Rodop Dağlarının batı kısımları en yüksektir (en fazla 1200-1700 m). Dağlar ormanlarla ve meralarla kaplıdır. Rila ve Pirin dağlık alanları Balkan Yarımadası’ndaki en yüksek yerlerdir (en yüksek nokta 2925 m’dir). Tepeler sivri, eğimler dik, bir bütün olarak dağlara ulaşmak zordur.215 Maritsk ovaları ve dağlık bölgeleri 1877’de Edirne’ye kadar olan nüfus esas olarak Bulgarlardan oluşuyordu. Edirne’den Karadeniz ve Ege Denizleri kıyılarında Türkler ve Yunanlılar yaşıyordu. Buralardaki nüfusun genel olarak tarımla uğraşıyordu. Alışılmış tahıllara ek olarak, Maritsky ovalarının verimli topraklarında pirinç, tütün, güller (gül yağı - Kazanlık) ve üzüm yetiştirilirdi. Maritsk ovası, nüfusun en yoğun olduğu bölgeydi.216

1877’de cephenin topraklarında İstanbul’dan Semenli üzerinden Filibe’ye ve Yanbolu’ya giden bir demiryolu vardı ve bunlardan en önemlileri Burgaz’dan Kazanlık üzerinden geçerek Sofya-İstanbul, Edirne-Filibe karayollarının güneyinden geçen yollar vardı. Çok fazla olmasına rağmen bu yollar çamurlu olmalarından dolayı askerlerin geçişi için uygun değildi. Filibe’den Edirne’ye kadar olan Meriç Nehri 300 metre genişliğindedir. Genel olarak, Zabalkan, Bulgaristan Tuna bölgesinden daha verimli bir operasyon cephesiydi. Tek istisnası, batı tarafındakiRodop Dağları, Rila ve Pirin sıradağlarıydı. Savaştan önce, cephe alanı Ruslar tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmediği için savaş sırasında büyük sorunlara yol açtı. Ayrıca Rus ordusunun savaşa Artamonov’un Verts ölçekli haritası ve Avusturya menşeli bir harita ile girmesi, aslında Rusya’nın sadece gözlem ve toplanılan verilerden yola çıkarak hareket ettiğinin göstergesi sayılabilir. Rusya

214 Rostunov, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878, s.74 215 Belyayev, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878 gg., s.130 216 Geysman, Russko-Turetskaya …, s.24-25

78

Genelkurmay Başkanlığı tarafından savaştan önce Osmanlı ile ilgili basılan “Askeri İstatistik Özetleri”, “Balkanlar”, “Avrupa Türkiye’sindeki Rotalar” gibi yayınlar da güvenilirlik açısından bir fark yaratamadı. Geçmişteki savaşlarla karşılaştırıldığında 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Rus birliklerinin Osmanlı hakkında eskiye nazaran daha doğru veriler elde edebildiği söylenebilir. Savaş planlamaları her ne kadar eksikliklerle dolu ve hatalı olsa da bunlar savaş sırasında düzeltilmişti. Özellikle savaş sırasında yayımlanan Rus Gazileri, Askeri Koleksiyon gibi gazete ve dergiler, Osmanlı ve ordusu ile ilgili çok önemli bilgiler içeriyordu. Gazenkampf gibi gayrı resmi yayınlar da Osmanlı ordusu hakkında o dönemde doğru bilgiler sunmuştur.217