• Sonuç bulunamadı

SAVAŞIN SONU

3.12. AYASTEFANOS ANTLAŞMAS

Avusturya-Macaristan da, aynı derecede Rusya’ya karşı düşmanca tavır sergiledi. Rusların Barışın tesisi için öngördüğü şartlara, Avusturya-Macaristan hükümeti, Rusya’nın Reichstadt ve Budapeşte antlaşmalarıyla ilgili isteksizliğini açıkça belli etti. Bu anlaşmaların aksine Rusya, Balkanlar’da Sırbistan ve Karadağ’ı güçlendirmeyi, Bulgaristan’ı da güçlü bir Slav devletine dönüştürmeyi amaçlıyordu. İngiltere ve Avusturya-Macaristan hükümetleri, Rusya’dan, Türkiye ile ilgili tüm barış meselelerini uluslararası uluslararası bir alanda bir konferansla aktarmasını istedi. Rus hükümeti de Türklerle barış yapıp uluslararası bir konferansta barış antlaşmasını savunmayı umuyordu. Tüm bu hesap ve umutların temelinde Rus hükümeti İngiltere ve Avusturya-Macaristan ile artık yeni bir savaşın olmayacağına dair taşıdığı inançtı. Almanya’nın desteğiyle ve bu ülkenin herhangi bir şehrinde, Çarlık Rusya’nın umduğu gibi, Avusturya-Macaristan’a tanınacak küçük imtiyazlar sayesinde İngiltere’den ayırmak ve böylece yeni bir savaştan kaçınmak mümkün olabilirdi. Avusturya-Macaristan ile koalisyon olmasaydı İngiltere savaşmazdı ve Rusya böyle bir kongrede çıkarlarını barışçıl yollarla güvence altına alabilirdi. Bu

515 Rostunov, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878, s. 228 516 Belyayev, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878 gg., s. 460

188

umutlarla ve hesaplarla 3 Mart 1878’de San Stefano’da antlaşma imzalandı. Barış görüşmelerinde Rusya heyetinin başını çeken Ignatiev, antlaşmaya, Rusya’nın barış ön hükümlerinde öngörülenden daha ileri giden bazı hükümleri dâhil etti. Bu hükümlerin arasında, öncelikle Bulgaristan’ın Ege Denizi’ne erişiminin sağlanıp İstanbul ve sınırlarına oldukça yakın bir mesafede güneydoğu sınırlarının çizilmesi vardı. Ayrıca, antlaşma ile belirlenen toprak kazanımların bir sonucu olarak, Sırbistan ve Karadağ önemli ölçüde büyümekle kalmadı, aynı zamanda Avusturya’nın genişlemesini önleme avantajlı stratejik pozisyonlar kazandılar.517

Bu hükümlerin her ikisi de İngiltere ve Avusturya-Macaristan’daki istila planlarına oldukça aykırıydı. Rus-Türk savaşıyla ilgili olarak, Beaconsfield’in amacı hem Rusya’nın hem de Osmanlının eşit bir şekilde zayıflamasını sağlayıp, Türkiye’nin sırtından İngiliz burjuvazisinin kabaran istilacı iştahını rahatça karşılamaktı. San Stefano Antlaşması’yla, savaşın bir sonucu olarak zayıflamış olmasına rağmen Rusya’nın daha sonra Balkanlar’daki stratejik konumunu güçlendirme şansı ortaya çıktı. Bu nedenle Beaconsfield, ilk olarak, Rusya’nın Balkanlar’da güçlenmesine yol açan San Stefano Antlaşması’nın hükümlerinde temelli bir değişiklik yapma görevine soyundu.518

San Stefan Antlaşması, Avusturya-Macaristan’ın istilacı arzularına da aykırıydı. Egemen sınıflarının hayali, Selanik’ten Ege Denizi’ne erişmek, Balkan Yarımadası’nın batı kısmına derinlemesine nüfuz etmek, Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk’u kendine bağlamaktı. Bu hayali gerçekleştirmek için, Budapeşte Antlaşması, Balkan Yarımadası’nın batı kısmının Avusturya-Macaristan’ın etki alanına çıkması demekti. Aynı amaç için, Rusya’nın Balkan Yarımadası’nda güçlü bir Slav devleti oluşturmaması şartını da içeriyordu. Bu arada, San Stefano Antlaşması’nın ortak sınırı olan güçlü bir Sırbistan ve Karadağ’ın kurulmasıyla, Selanik’e güneybatı sınırlarıyla ulaşmasını engelleyen güçlü bir Bulgaristan’ın kurulmasıyla, Avusturya-Macaristan’ın işgal planlarına son vererek Budapeşte antlaşmasının bu hükümlerini ihlal ediyordu. Avusturya-Macaristan hükümetinin öncelikli hedeflerin arasında San Stefano Antlaşması’na göre oluşturulan

517 Genov, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878 gg. i podvig Osvoboditeley, s.213-214 518 Kolenkovskiy, Belolipetskiy, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878, s. 43-45

189

Bulgaristan’ın her yönden zayıflatılması, Sırbistan ve Karadağ’ın birbirinden ayrılması ve topraklarının küçültülmesi, ileriki istilalar için Balkanların stratejik alanlarının, özellikle Bosna ve Hersek’in işgalini de içeriyordu.519

San Stefano Antlaşması’nın diğer hükümlerinin (Besarabya’nın Rusya’ya iadesi, bunun karşılığında Romanya Dobruca’yı alacaktı, Batum, Ardahan, Kars, Eleşkirt Vadisi’nin Rusya’ya bağlanması, Rusya’ya 310 milyon rublelik tazminat ödenmesi) Avusturya-Macaristan nezdinde bir değeri yoktu. Bu zamana kadar, Rus hükümeti, Almanya’nın desteği konusundaki umudunun boş olduğu anladı. Bismarck, daha 19 Şubatta, Almanya’nın kongre hakemi rolünü üstlenmeyeceğini, yalnızca savaşın tarafları arasındaki “dostça” ve “barışın çıkarları” için salt bir arabulucu olarak “dürüst bir komisyoncu” görevini yerine getirmeye hazır olduğunu açıkladı. San Stefano Barışı Antlaşması’nın imzalanmasından sonra Rus Hükümetine, Bismarck’ın özel şefkatinin Rusya’dan değil, Avusturya- Macaristan’dan yana olduğu açıkça belli oldu.520

Alman desteği konusundaki umutsuzluk ve İngiltere’nin yarattığı tehdit atmosferi, Çar hükümetinin kongrede antlaşmanın ilk halinin korunması fikrinden vazgeçmeye zorladı. Rusya’nın ana muhaliflerinden herhangi birine imtiyazların verilmesi konusunda ağırlık verildi. Aynı zamanda, kongre öncesinde, imtiyazlar sayesinde İngiltere’yle veya Avusturya-Macaristan’la anlaşmaya girmeleri mümkün olsaydı, Rusya’ya karşı koalisyonlarının önleneceği ve böylece yeni bir savaş olasılığının ortadan kalkacağı düşünülüyordu. Anlaşmaya dâhil olmayan bir rakip, bir bire bir savaşta yer almazdı. Bu tür yeni hesaplamalara dayanarak, St. Petersburg’da, her şeyden önce Avusturya-Macaristan ile bir anlaşmaya varmaya karar verdiler. Ignatiev bu amaçla Viyana’ya gönderildi. Avusturya-Macaristan’ın Rus tarafına geçişi için ve planlanan yeni savaşa katılmaması için ne gibi bir bedel talep edeceğini öğrenmesi için kendisine talimat verildi. Müzakereler sonucunda Avusturya-Macaristan çok şeyler istedi, bunlar;

1) Sırbistan ile Karadağ arasında sıkışıp kalmış olan Novo-Bazar (Yeni Pazar) Sancak’ını almak ve bu avantajlı stratejik konumdan her iki devletin üzerinde de

519 Belyayev, Russko-Turetskaya Voyna 1877-1878 gg., s.468

190 tam bir stratejik egemenlik elde etmek,

2) Karadağ’ı Adriyatik Denizi’ne erişimden mahrum etmek, 3) Bulgaristan sınırlarını İstanbul’dan uzaklaştırmak,

4) Sırbistan topraklarını Bosna lehine olacak şekilde küçültmek.521

Bütün bunlar, Rus hükümetinin yeni bir savaşın kaçınılmaz olduğu kanısına varmasına neden oldu; Bizzat Savaş Bakanı Milyutin’in kendisi Rusya’nın yeni bir savaşa katlanamayacağına inandığından, Rusya’nın saygınlığını göz ardı ederek, her türlü tavizin verilmesi suretiyle olası bir savaştan kaçınmanın gerekli olduğu düşünülüyordu. Çarlık yönetim kademesindekilerin tümü Rusya için yeni bir savaşın imkânsızlığı ve ölümcül sonuçları olacağın konusunda emindiler. İngiltere ile yapılan antlaşma 30 Mayıs’ta Londra’da Rus büyükelçisi Şuvalov tarafından imzalandı. Bu antlaşma uyarınca, Rusya, San Stefano Antlaşması’nda belirlenenlerden daha fazla taviz verdi. Böylece, Viyana hükümlerini reddedip Londra anlaşmanın şartlarını kabul ederek, Çar hükümeti guguk kuşu için şahinleri takas etti. Kongre sırasında İngiliz desteği konusundaki umut, antlaşmanın imzalandığı anda çok yanıltıcıydı, çünkü İngiltere, San Stefano Antlaşması’nın koşullarını destekleyeceğine söz vermediği için açık uçlu meseleler İngiltere tarafından tartışmaya açılabilirdi. Sonuç olarak, Rus hükümeti için Şuvalov’un Salisbury ile yaptığı anlaşmanın en olumlu sonucu, en azından bir süreliğine İngilizlerle bir savaş tehdidinin sona ermesiydi.522