• Sonuç bulunamadı

Batum İçin Türk-Gürcü Görüşmeleri ve Nihaî Ültimatom

BÖLÜM 2: OSMANLI HÂKİMİYETİNDE BATUM: SİYASÎ ve ASKERÎ GELİŞMELER ASKERÎ GELİŞMELER

2.1. Batum’un Osmanlı Devleti Tarafından İşgal Edilmesi

2.1.6. Batum İçin Türk-Gürcü Görüşmeleri ve Nihaî Ültimatom

1

Bu dağların Batum‟a uzaklığı 13-20 km arasındadır.

2

Belen, 1967:157; The Times, April/Nisan 16, 1918, n. 41765, s. 6; The Times, April/Nisan 16, 1918, n. 41765, s. 5; The Manchester Guardian, April/Nisan 12, 1918, s. 5.

Türk ordusu Batum harekâtına başarılı bir şekilde devam ettiği sırada1

Trabzon‟da Osmanlı devleti ile Maverâ-yı Kafkasya arasındaki barış görüşmeleri devam etmekteydi. Türk delegasyonu tarafından 6 Nisan 1918 tarihinde verilen notada, 21 Mart beyannamesinin 48 saat zarfında yani 8 Nisan 1918 tarihine kadar kabul edilmesi istenmekteydi. Çhenkeli bu durumu Tiflis‟e acil olarak bildirmişti. Fakat 8 Nisan‟a gelindiğinde hala Tiflis‟ten bir cevap gelmemişti. Bunun üzerine Çhenkeli Rauf Bey‟den bu sürenin 48 saat daha uzatılmasını istemişti. Osmanlı hükümeti de 10 Nisan 1918‟e kadar Maverâ-yı Kafkas hükümetine süre tanımıştı (Şahin, 2002:421). Böylece Türk ileri harekâtı da durdurulmuştu.

Osmanlı devletinin ültimatomu üzerine Batum Komutanı Tuğgeneral Gedevanov, şehirde önlemlerini artırmak için 8 Nisan 1918‟de şu şekilde bir talimat yayınlamıştı: 1) Savaş emirlerinin ihlali veya askerî birliği kasten terk etmenin cezası ölüme kadar çıkacaktır; 2) Bütün askerler birliklerinde olacaklardır. İzin almadan sokaklarda dolaşanlar tutuklanıp mahkemeye verileceklerdir; 3) Sokaklarda ve meydanlarda toplantılar yasaktır. Bu kararı ihlal edenler ve yanlış söylenti yayarak panik yaratanlar, en ağır ceza ile cezalandırılacaklardır (Kavkazkoe Slovo, Aprel/Nisan 1 (14), 1918, n. 74, s. 4). Batum Kalesi komutanının bu sert önlemlerinde, savaş hazırlıklarının dışında panik havası da görülmekteydi. Ayrıca yerli Müslüman halkın Türklere yardım etmelerinden de çekinilmekteydi.

Tarihler 10 Nisan‟ı gösterdiğinde Tiflis‟ten beklenen haber hala gelmemişti. Bunun üzerine barış yanlısı olan Çhenkeli daha henüz Tiflis‟in onayını almadan Brest-Litovsk Barışı‟nı kabul ettiğini açıklamıştı. Brest-Litovsk Antlaşması Maverâ-yı Kafkas heyeti tarafından kabul edildiğine göre Elviye-i Selâse‟nin tahliye edilmesi meselesinin gündeme alınması gerekiyordu. Bu konularda her zaman aceleci davranan Enver Paşa, 11 Nisan 1918‟de bir tane Trabzon‟daki delegelere iki tane de Vehib Paşa‟ya olmak üzere üç telgraf göndererek Elviye-i Selâse‟nin derhal işgal edilmesini istemişti2

.

1

The Manchester Guardian, April/Nisan 9, 1918, s. 5; Range Ledger, April/Nisan 6, 1918, s. 1; Record Journal of Douglas County, April/Nisan 12, 1918, s. 6.

2

Enver Paşa Trabzon‟daki askeri delegeler olan Miralay Tevfik Salim ve Binbaşı Hüsrev Beylere Çhenkeli‟nin Brest Barışı‟nı kabul etmesine karşılık kendisine şu teklifin yapılmasını emretmişti: “…ilk şart olarak eski hududa kadar arazimizin derhal ve tahribat yapılmadan tahliye edilmesi ve kıtaatınız tarafından tahliye edilen mahallerin işgali…”. Enver Paşa Vehib Paşa‟ya gönderdiği ilk telgrafta Elviye-i Selâse‟nin tahliye tarzı üzerinde durarak Gürcülerin silah ve cephaneleriyle

Enver Paşa‟nın bu kesin emirlerine rağmen Çhenkeli hala oyalama taktiklerine başvurmaktaydı. Bunun üzerine III. Ordu Kumandanı Vehib Paşa 11 Nisan 1918‟de birliklerine tekrar ileri harekât emri vermişti (Kafkas Cephesi, c. II/2 1993:487; Çakmak, 1936:268). Bu arada VI. Kolordu‟ya bağlı olarak 37. Kafkas Fırkası Kumandanı‟nın emrinde Batum taarruzunu desteklemekle vazifeli 10. Kafkas Fırkası‟na da Borçka üzerinden Batum istikametine hareketi emredildi. Ayrıca, Batum‟a doğudan gelebilecek bir yardımı önlemek ve 37. Kafkas Fırkası‟nın sağ yanını korumak üzere, 37. Kafkas Fırkası emrine verilen 11. Alay, 10 Nisan 1918‟de Batum‟un 4-5 km kadar doğusundaki Orta Batum‟u işgal etmişti. Halit Bey kumandasındaki 3. Kafkas Fırkası‟nın 7 ve 8. Alayları da Çokvis dağının doğu ve batısında mevzilenmişlerdi (Kafkas Cephesi, c. II/2, 1993:487). 10/11 Nisan gecesi 37. Kafkas Fırkası, Gürcülere ait Mahmudiye grubunun güneyindeki müfreze tabyalarından üçünü ele geçirmişti1. Türk birlikleri artık Batum‟un 5 km güneyindeki Kahaberi dağına kadar gelmişlerdi (Kafkas Cephesi, c. II/2, 1993:487). Bu arada önemli bir gelişme Orta Batum‟u ele geçiren 11. Alay‟dan gelmişti. Bu alay Batum‟un teslim olması için su ve elektriği kesmişti (Tanin, 24 Mayıs 1334/1918, n. 3396, s. 1; Kafkas Cephesi, c. II/2, 1993:487). Batum çevresindeki Türk birlikleri çemberi iyice daraltırken, Vehib Paşa Batum‟un savaş yapılmadan ve kan dökülmeden teslim edilmesi için Gürcü tarafına ültimatom göndermeyi düşünmüştü2

. Vehib Paşa adına 37. Kafkas Fırkası Kumandanı Miralay Kazım Bey tarafından Batum Komutanı General Gedevanov‟a 12 Mart 1918‟de gönderilen (Hovannisian, 1967:152)3

bu ültimatom şu şekildeydi:

“1- Brest-Litovsk Antlaşması‟na göre, sizin askeri kuvvetlerinizin tahliye etmesi gerektiği Üç Sancak‟ın arasında, Batum şehri ile birlikte Batum Sancağı da dâhil olduğu ve sizin 1293 sınırı gerisine çekilmeniz gerektiği için, Batum‟u kuşatan tabyalar bütün askerî malzemelerle birlikte bizim kuvvetlerimiz tarafından mümkün olduğunca süratli bir şekilde işgal edilmelidir.

gitmelerine müsaade edilebileceğini ancak Ermenilerin silahsız olarak çıkmaları gerektiğini bildirmişti. Vehib Paşa‟ya gönderdiği diğer yazıda ise Iğdır‟ın da işgal edilmesi istenmekteydi (Şahin, 2002:424).

1

Ati, 13 Nisan 1334/1918, n. 103; Sabah, 14 Nisan 1334/1918, n. 10205; Tasvir-i Efkâr, 13 Nisan 1334/1918, n. 2423; İkdam, 13 Nisan 1334/1918, n. 7607. Bu baskında dört mantelli sahra topu ile dokuz makineli tüfek ve 32 piyade tüfeği ve biraz da esir ele geçirilmişti (Kafkas Cephesi, c. II/2 1993:487).

2

Kadişev, 1960:49; Hovannisian, 1967:152; Kazemzadeh, 1951:99; Tanin, 24 Mayıs 1334/1918, n. 3396, s. 1.

3

Vehib Paşa, Miralay Kazım Bey‟den imza yerine “Osmanlı Hücum Kuvve-i Askeriye Kumandanı” ibaresini yazmasını istemişti (Kafkas Cephesi, c. II/2 1993:488).

2- Bunu esas kabul ederek, 13 Nisan 34 saat 4‟e (akşam) kadar istihkâmları terk etmenizi teklif ediyorum. Bu teklifi kabul ettiğiniz takdirde, sizin askerleriniz şehirden tamamen çıkıncaya kadar benim askerlerim şehre girmeyecek ve tabyalarda kalacaklardır. Kafkas cephesindeki Türk kuvvetlerinin kumandanı sizin askerlerinizin silahlarıyla birlikte Batum‟u terk etmelerine müsaade edecektir. 3- İnsanlık adına kan dökülmesine mani olmak ve Gürcü kuvvetlerinin şeref ve haysiyetini korumak için, benim dostane teklifime cevap bekliyorum. Teklifin kabul edilmemesi halinde sizi uyarıyorum ki saldırı için tüm hazırlıklar tamamlanmıştır ve bu durum, tahribât, suçsuz yere kan dökülmesi ve müdâfilerin esir edilmesiyle neticelenecektir.

4- Yarına (13 Nisan 1334) kadar sizin cevabınızı bekliyorum. Saat 16‟dan itibaren kendime hareket özgürlüğü tanıyacağım” (DMZG, belge no: 80, s. 161-162; Şahin, 2002:425-426).

Ultimatom verildikten sonra Vehib Paşa 12 Nisan 1918‟de Enver Paşa‟ya bir telgraf göndererek durumdan kendisini haberdar etmiştir1

. Artık her iki taraf için dönüşü olmayan bir yola girilmişti. Maverâ-yı Kafkasya hükümeti ya Batum‟u teslim edecek, ya da Türk ordusu Batum‟a savaşla girecekti. Batum‟da bulunan Noy Ramişvili, Türk ültimatomunu aldığında endişeli bir şekilde Çhenkeli‟ye müracaat etmiş, Batum‟un alınmaması durumunda, Maverâ-yı Kafkasya tarafından Brest-Litovsk Antlaşması‟nın her detayının tanınacağı hususunda, Çhenkeli‟nin Türk yetkililerini ikna etmesini istemişti. Fakat cevap olumsuzdu. Vehib Paşa kararını değiştirmemişti. Artık “Türk

1

Vehib Paşa‟nın Enver Paşa‟ya gönderdiği telgraf şu şekildedir: “Emr-i samilerini telakki etmezden evvel 37. Kafkas Fırkası Kumandanı‟na, Batum Kumandanlığı bera-yı tebliğ bir talimatnâme gönderilmesi ve bunda Brest-Litovsk Muahedesi ahkâmının selahiyet-i vasiayı haiz bulunan Maverâ-yı Kafkas hükümeti Trabzon heyet-i murahhasası riyasetince tamamen kabulü ve Batum da dâhil olduğu halde Batum livasının 1293 seferinden evvelki hududuna kadar tamamen tahliyesi ve bütün Gürcü askerinin muhaberâtta muhafaza eylediği şeref ve haysiyetin tamamen muhafazası için yalnız silahlarıyla çekilebilecekleri ilave edilmiştir. Esasen bu mesil de heyet-i murahhasa tarafından talep edilmiş ve takarrür etmişti. İşbu tebliğnâmenin madde-i mahsusası mucibince Gürcüler yarın (13-4-34) zevale kadar cevap vermeye mecbur tutulmuş ve eğer buna cevap vürud etmezse, derhal harekâta devam edileceği ihtar kılınmıştır.

“Gürcülerin silahlarıyla çıkmalarına muvafakat edişim, öteden beri hak-pay-ı devletlerine arz ettiğim vech ile bunların dostluğunu kazanmak esasına matuftur. Bendeniz Batum‟u almakla beraber yine Gürcülerle dost olmak esasını kabul etmekte ve bu nokta-i nazardan haiz-i ehemmiyet-i azime olmayan bazı taleplerinin isafını muvafık görmekteyim. Eğer Gürcülerle esaslı bir itilaf yapmaz ve onları kırarak daimi hasım vaziyetinde tutarsak, Şimalî Kafkas Müslümanlarıyla Bakû ve Gence ve Karabağ Aksam-ı İslamiyesi‟ne dest-i muavenet uzatamayacak ve binnetice Müslümanlık ezilecek ve belki de mahvolacaktır. Bugün bil-münasebe kendileriyle olan netice-i müzakeratı arz ettiğim Şimalî Kafkas heyet-i mebusesi de Şimalî Kafkasya‟nın Maverâ-yı Kafkas Federasyonu‟na dahil olabilmelerinin ve bizden muavenet görmelerinin ancak Gürcü dostluğu ile mümkün olabileceğini dermiyan etmektedirler. Bianenaleyh Trabzon heyet-i murahhasası ve Batum kumandanı ile olan muhaberat ve muhaverâtın, Batum‟un zabt ve işgalinden ziyade, Batum sancağının tamamen işgalinden sonraki Osmanlı ve Gürcü münasebât-ı mütekabilesine matuf bulunmakta ve Gürcüleri elde ederek, bugün Bolşevik hücum ve taarruzuna maruz kalan Şimalî Kafkas ve Şarkî Kafkas Müslümanlarıyla, Ermeni gaddarlığına hedef olan Cenubî Kafkas İslamlarının idareten istimdatlarına karşı en seri dest-i muaveneti uzatabilmek esasâtına istinad etmektedir” (Şahin, 2002:426).

kılıcını yalnızca Batum‟un derhal tahliye edilmesi durdurabilirdi” (Hovannisian, 1967:153). Gürcü Batum Komutanlığı, müddetin 24 saat uzatılmasını ve ondan sonra cevap verebileceklerini bildirdi. Fakat 37. Kafkas Fırkası Kumandanı Miralay Kazım Bey bu isteği reddetmişti1.

Osmanlı devletinin Maverâ-yı Kafkas hükümetine Batum‟u teslim etmesi için gönderdiği ültimatomu, Sovyet Rusya Brest-Litovsk Antlaşması‟nı unutarak protesto etmişti. Çiçerin ve Karahan imzasıyla Almanya‟ya başvurularak yapılan bu protestoda Sovyet Rusya, Türklerin Ermenilerden intikam alacaklarını ve onları yok edeceklerini öne sürerek, oluşacak katliamdan da Almanları sorumlu tutmuş ve onlardan Türklerin ilerlemelerini önlemelerini istemişti2.

Outline

Benzer Belgeler