• Sonuç bulunamadı

Aval Verenin Sorumluluğunun Sona Ermesi

Belgede Aval kurumu (sayfa 136-140)

Poliçenin muhatap690

(bononun ise düzenleyen) tarafından tamamen ödenmesiyle, kambiyo senedinden doğan borç sona erer ve poliçe, kıymetli evrak vasfını kaybeder691

. TTK m. 708 uyarınca, belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenecek bir poliçenin hamili, poliçeyi ödeme gününde veya onu izleyen iki iş günü içinde ödenmek üzere ibraz etmezse, alacaklı temerrüdüne düşmüş olur692

. Bu durumda, muhatap (bonoda düzenleyen), TTK m. 712 uyarınca, gideri ve riski hamile ait olmak üzere poliçenin bedelini bir bankaya tevdi edebilir693. Doktrinde, asıl borçlu sıfatı ile kabul eden muhatabın (bonoda düzenleyen) veya bunlar lehine aval verenlerin tevdi imkânı olduğu belirtilmektedir694. Kanımca, aval veren poliçe bedelini tevdi edemez695

. Zira, aval veren bir başvuru borçlusudur. Başvuru borçluları, poliçe bedelini tevdi ettiği takdirde, senet kendilerinde olmadığından, kambiyo senedine dayanarak başvurma hakkını kullanmaları söz konusu olamaz. Ayrıca, senet asıl borçluya ibraz edilmediği ve çoğu halde kendilerine başvuru da gündeme gelmeyeceği için, yapılan ödeme, ihtiyari bir ödeme olarak kalacaktır. Bununla birlikte, TTK m. 757, f. 2 uyarınca, poliçenin irade dışında elden çıkması halinde, mahkemenin, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verebilir. Bu hükümde, kabul eden muhatap lehine aval verenin poliçe bedelini tevdi edemeyeceğinin bir kanıtıdır.

3.3.2 Hamilin Başvurma Hakkının Düşmesi

Aval veren, kimin lehine aval verirse versin bir başvuru borçlusudur. TTK m. 730’da düzenlenen durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde696, hamilin başvurma hakkı düşer. Dolayısıyla, hamil, aval verene de başvuramaz697

.

690 Bazı yazarlar, poliçede asıl borçlu olan muhatap tarafından ödemeyle, poliçe borcunun sona ereceğini ve

poliçenin kıymetli evrak vasfını yitireceğini belirtmektedir. Bkz. Öztan, 1997, s. 685; Kanımca, poliçede kabul etmemiş olan muhatabın, poliçenin asıl borçlusu konumuna gelmeyeceğini göz ardı etmektedirler. Bir başka deyişle, muhatap kabul etsin veya etmesin, vadede poliçe bedelini ödediği takdirde, senetteki diğer tüm borçluların sorumluluğu sona ermekte ve poliçe, kıymetli evrak vasfını yitirmektedir.

691Öztan, 1997, s. 685.

692Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, s. 184.

693 Tevdi imkânının, bir yükümlülük değil, bir hak olduğu hususunda bkz. Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya,

s. 186-187.

694Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, s. 216; Öztan, 1997, s. 702. 695

Aynı doğrultuda bkz. Demirkapı, s. 197.

696 Aval verenin sorumluluğunun doğması başlığı altında, hamilin başvurma hakkının düştüğü durumlar

incelendiği için, tekrardan kaçınmak amacıyla, bu bölümde yalnızca bu durumun, aval verenin sorumluluğunu sona erdiren hallerden biri olduğuna değinilmiştir.

697Demirkapı, s. 197; Aksi yönde, Öztan, ibraz sürelerinin kaçırılması sebebiyle, hamilin müracaat hakkı

düşmüş ise, temerrüdün sonuçlarının ancak sorumluluğu devam etmekte olan kabul eden ve onun için aval veren kimse bakımından söz konusu olacağını belirtmektedir . Bkz. Öztan, 1997, s. 680.

3.3.3 Kambiyo Senedinin İptali

Kambiyo senedinin zayi olması halinde, TTK m. 652, f. 1 uyarınca, mahkemeden alınacak iptal kararı üzerine, hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir.

Poliçe ve bono bakımından, hakkın senetsiz olarak ileri sürülebileceği kişiler sınırlandırılmıştır. Buna göre, TTK m. 764, f. 2 uyarınca, iptal kararı üzerine, dilekçe sahibi, yalnızca kabul edene (bonoda düzenleyene) karşı poliçeden doğan istem haklarını ileri sürebilir. Hükümde, başvuru borçlularına698

, bu iptal kararıyla başvurup başvurulamayacağı ise düzenlenmemektedir699. Kanımca, TTK m. 764, f. 2’nin açık düzenlemesi ve başvuru için senedin ibrazının şart olması dolayısıyla iptal kararıyla, başvuru borçlularına başvurulamayacaktır. Aval veren de, kimin lehine aval verirse versin başvuru borçlusu olduğu için, iptal kararıyla ona da başvurulamaz700

.

Çek bakımından ise, TTK m. 818, f. 1/s’de, çekte, poliçenin iptali hükümlerinin uygulanacağı düzenlenirken, TTK m. 764, f. 2’ye atıf yapılmamaktadır. Bu bağlamda, TTK m. 652, f. 1 uyarınca, çekte alınan iptal kararı ile protesto çekilip başvurma hakkı kullanılabilecektir701

.

3.3.4 Zamanaşımı 3.3.4.1 Genel Olarak

Kambiyo senetlerinde, hamilin, elindeki senetten doğan talep haklarını asıl borçlulara ve başvuru borçlularına karşı kullanması zamanaşımı süreleriyle sınırlandırılmıştır702

. Zamanaşımı hükümleri, kambiyo senetlerinden doğan bütün talep haklarına ilişkindir703

.

698Öztan, vadede senet ibraz edilmiş, ödenmemiş, bunun üzerine gerekli protesto düzenletilmişse, senedin bu

andan sonra kaybı halinde, yeni bir senet düzenlenmesinin faydalı olacağını; böyle bir senet üzerine, cirantaların da imzaları attırılabilirse, kendilerine karşı müracaat hakkından yararlanmanın mümkün olacağını belirtmektedir. Bkz. Öztan, 1997, s. 281.

699 Başvuru borçlularına başvurulamayacağı hususunda bkz. Poroy/Tekinalp; s. 116, 122; Öztan, 1997, s.

279, 281; Kınacıoğlu, önce, hükümde, senet borçlularının çeşitli kategorileri arasında açık bir ayrım yapılmadığını ve iptalin gayesinin, hak sahibine, senedin ziyaı anında sahip bulunduğu hakları ileri sürebileceği duruma yeniden kavuşturmak olduğu için, başvuru borçlularına iptal kararıyla başvurulabileceği kanaatinde olduğunu belirtmekte; ancak, daha sonra, ödemeyi yapan müracaat borçlusunun, kendinden önce gelen diğer borçlulara rücu edebilmek için bizatihi kendi hakkını, yani kendi cirosunun ciro zincirindeki yerini ve bağlayıcı vasfını ve senet muhtevasını, şüpheye mahal bırakmayacak tarzda ispat etmek mecburiyetinde olduğunu, iptal kararının ise bu hususlarda yeterli bir dayanak noktası teşkil etmediğini, meselenin bu bölümünü göz önünde tuttukları zaman, iptal kararı alan şahsın, yalnız asıl borçluya karşı haklarını kullanabileceğini kabul etmenin daha isabetli olduğunu belirtmektedir. Bkz. Kınacıoğlu, s. 88.

700 Poliçede kabul eden muhatap ve bonoda düzenleyen lehine aval verenlere, iptal kararıyla

başvurulabileceği, zira bunların asıl borçlu konumunda olduğu hususunda bkz. Öztan, 1997, s. 279-281;

Kınacıoğlu, s. 88.

701

Poroy/Tekinalp, s. 116; Öztan, 1997, s. 281.

702Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 304. 703Poroy/Tekinalp, s. 254.

Zamanaşımı borçluya tanınmış bir def’i olduğu için, hâkim tarafından re’sen dikkate alınmaz704

.

Poliçe ve bono bakımından, TTK m. 749 zamanaşımı sürelerini, TTK m. 750 zamanaşımını kesen sebepleri ve TTK m. 751 zamanaşımının kesilmesinin705 hükmünü düzenlemektedir706

. TTK m. 753 uyarınca, sürelerin hesabında zamanaşımının işlemeye başladığı gün sayılmaz707

. TTK m. 752, f. 2 uyarınca, zamanaşımı süresinin son günü tatile rastlarsa, süre, tatili takip eden ilk iş gününün bitiminde sona erer708. Çek bakımından zamanaşımı süreleri ise, TTK m. 814’de düzenlenmiştir. Kambiyo senetleri bakımından zamanaşımının durmasına ise TBK m. 153 uygulanacaktır709. Zira, TTK’da buna ilişkin özel bir düzenleme mevcut değildir.

TTK m. 6 uyarınca, kambiyo senetlerine ilişkin zamanaşımı sürelerini düzenleyen hükümlerde aksine bir düzenleme mevcut olmadığı için, bu zamanaşımı süreleri, taraflarca senet üzerine yazma veya ayrı bir sözleşme yapma yoluyla değiştirilemez710

.

Poliçe ve bonodan doğan alacak hakkı kural olarak zamanaşımına tâbidir. Bununla birlikte, bu hak, TMK m. 864 uyarınca, taşınmaz rehni ile temin edilmişse veya İİK m. 143, f. 6 uyarınca, aciz vesikasına bağlanmışsa zamanaşımına uğramaz711.

3.3.4.2 Aval Verene Başvurulması Bakımından

Aval verenin tâbi olduğu zamanaşımı süreleri ve hükümleri bakımından, kimin lehine aval verildiği hususu önemlidir. Zira, TTK m. 702 uyarınca, aval verenin, lehine aval verdiği kişi gibi sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Doktrinde, kural olarak aval verenin, lehine aval verdiği kişinin TTK m. 749 ve TTK m. 814 uyarınca tâbi olduğu zamanaşımı sürelerine tâbi olduğu hususunda görüş birliği bulunmaktadır.

TTK m. 749 uyarınca, poliçe ve bonoda üç tür zamanaşımı süresi söz konusudur. Aval veren, TTK m. 749, f. 1 uyarınca poliçeyi kabul eden muhatap ( bonoda düzenleyen712) lehine aval verilmişse, kendisine karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıllık

704

Poroy/Tekinalp, s. 254; Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 305; Öztan, 2012, s. 198.

705 TTK m. 818, f. 1/p uyarınca, poliçe ve bonoya ilişkin zamanaşımının kesilmesine dair 750 ve 751’inci

maddeler, çek hakkında da uygulanacaktır.

706Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 304. 707

Benzer hükme, TTK m. 817’de çek bakımından yer verilmektedir.

708Öztan, s. 198.

709Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 399. 710Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 304.

711Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 305; Öztan, 2012, s. 202.

712 TTK m. 779, f. 1 uyarınca, bonoyu düzenleyen kişi, poliçedeki kabul eden muhatap gibi sorumlu

zamanaşımı süresine tâbidir713. Aval veren, TTK m. 749, f. 2 uyarınca, poliçeyi düzenleyen ve cirantalar lehine aval vermişse, hamilin kendisine karşı ileri sürebileceği istemler, süresinde çekilen protesto tarihinden (senette gidersiz iade olunacaktır kaydı varsa vadenin dolduğu tarihten) itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Aval veren, TTK m. 749, f. 3 uyarınca, senet bedelini ödeyen ciranta dışındaki diğer cirantalara veya poliçede düzenleyen lehine aval vermişse, senet bedelini ödeyen cirantanın aval verene karşı ileri sürebileceği istemler, cirantanın poliçeyi ödediği714

veya poliçenin dava yoluyla 715 kendisine ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar716

.

TTK m. 814 uyarınca, çek için tek bir zamanaşımı süresi belirlenmiştir. TTK m. 814, f. 1 uyarınca hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına -aval verene- karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. TTK m. 814, f. 2 uyarınca, çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar717

.

TTK m. 750 uyarınca, dava açılması718, takip talebinde bulunulması719, davanın ihbar edilmesi720 ve alacağın iflas masasına bildirilmesi, kambiyo senetlerinde zamanaşımını kesen sebeplerdir. TTK m. 751 uyarınca, zamanaşımını kesen sebepler, kimin hakkında gerçekleşmişse, ancak o kişi hakkında hüküm ifade eder. Doktrinde, lehine aval verilen hakkında gerçekleşen zamanaşımını kesen sebeplerin, aval verenin de zamanaşımını kesip kesmediği hususunda tartışma mevcuttur721. Kanımca, TTK m. 751’in açık düzenlemesi

713Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 306.

714 Ödeme kavramının, alacaklının takas, hibe gibi yollarla tatmin edilmesi şeklinde geniş yorumlanması

gerektiği hususunda bkz. Öztan, 2012,s. 199.

715Öztan, söz konusu hükmün, adlîmuamelelerin altı aydan fazla sürmesi ihtimaline karşı, dâvalı cirantayı,

kendine karşı sorumlu olacaklar hakkında zamanaşımını muhafaza edebilmek için, zamanaşımı kesmek üzere, dâvayı onlara karşı ihbara ve bunu belki de birkaç defa tekrara zorlayacağını; bu durumun ise, poliçe borçlusunu zamanında ödemeye zorlayan dolaylı bir tedbir olduğunu belirtmektedir. Bkz. Öztan, 2012, s. 199-200.

716

UNCITRAL m. 84’te, aval verene yönelik taleplere ilişkin zamanaşımı süresi açıkça düzenlenmektedir.

717Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 399.

718 Dava açılmasının, kambiyo alacağının kesin hükme konu oluşturacak şekilde çekişmeli yargıya konu

edilmesi olduğu hususunda bkz. Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 309.

719

Kambiyo senedi alacaklısının haciz veya iflas yolu ile senet bedelini tahsil için ilgili makamlara (yetkili veya yetkisiz icra dairesi) başvurmasına takip talebi denildiği hususunda bkz. Öztan, s. 350,530;

Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 310.

720

Alacaklının davanın açılmış ve görülmekte olduğunu senet dolayısıyla sorumluluk altında bulunan ilgililere tebliğ ettirmesi anlamına gelen davanın ihbarı, sadece TTK’da bulunan zamanaşımı kesen bir sebeptir. Bu hususun sebepleri için bkz. Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 310.

721Boztosun, TTK m. 614, f. 1 uyarınca avalistin tıpkı lehine aval verilen gibi sorumlu olacağından yola

çıkılarak, lehine aval verilenin borcunun zamanaşımına uğradığı takdirde avalistin de borcunun zamanaşımına uğrayacağının ileri sürülemeyeceğini; bu hükümden sadece avalistin genel olarak hangi zamanaşımı süresine tabi olacağını belirlemek için yararlanılabileceğini belirtmektedir. Bkz. Boztosun, s. 59 dpn. 25; Demirkapı, s. 200; Öztan, 1997, s. 810, 819; Aksi görüş; Arslanlı, avalin ancak senet dolayısıyla sorumlu bir kişi lehine

uyarınca, lehine aval verilenle aval verenin borçları farklı zamanlarda, zamanaşımına uğrayabilir722

.

3.4 Aval Verenin Hakları

Belgede Aval kurumu (sayfa 136-140)