• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.5. Öğretmen Adayı Kategorisi

4.7.1. Öğretmen Adayı Kategorisi Öğrenciyle Empati Alt Kategorisi

4.7.1.1. Öğrenciyle Empati Alt Kategorisi Öğretmen Davranışlarının Etkisi Boyutu

VK’yı izledikten sonra katılımcılar kendilerini sınıftan bir öğrenci yerine koymuşlardır. Bu sırada ifade ettikleri bazı görüşler, öğrenci olmaları durumunda öğretmenin davranışlarından nasıl etkilendiklerine dair düşünceler olmuşlardır. ÖA4, izlediği VK’daki sınıf ortamına benzer olarak lisans öncesi eğitimindeki arkadaşlarını göz önüne getirdiğinde bazılarının hiçbir işle ilgilenmediğini hatırlamıştır. Kendisi de öğretmenin sürekli oturduğu ve başka işlerle uğraştığı bu sınıfta bir öğrenci olsa, dersi dinlemeyeceğini ve farklı işlerle meşgul olacağını söylemiştir. ÖA6 da öğrencilerin dersi dinlemediğini belirtmiştir. Problem çözmek için tahtaya çıkan ve sırada oturan öğrenciler de dâhil herkesin ders saatinin bitmesini beklediğinden söz etmiştir. Bu ifadeler ışığında matematiğe ilgi duymamak alt boyutu oluşturulmuştur.

ÖA4: Ben hatırlıyorum vardı en arkaya geçip hiçbir şeyle ilgilenmeyenler. Oyun oynayanlar, bunun yanında dersten soyutlanmış şekilde farklı şeyler yapan öğrenciler vardı yani. Kesinlikle sıkılırdım. Hocanın sürekli oturduğu ve başka şeylerle uğraştığı bir sınıfta belki dersi dinlemezdim ve başka alanlara yönelirdim.

ÖA6: Zaten kimse dinlemiyor dersi. Tahtaya çıkan öğrenciler bile soruyu düşünmüyor. Oturanları bir kenara bıraktık, tahtaya çıkan bile soruyu düşünmüyor arkasına bakıyor. Bir an önce oradan kurtulma hevesinde.

VK’daki sınıfta bulunan öğrencilerin matematiğe karşı ilgilerinin azalacağını veya yok olacağını savunan ÖA1, bu durumun da öğrencilerde düşünme becerilerini zayıflatacağını düşünmüştür. Öğrencilerin düşünmek veya sorgulamak yerine gördükleri kavramları ezberlemeye yöneleceklerini söylemiştir. Aşağıdaki ifadelerden yola çıkılarak matematiğe ilgi duymamak ve ezber yapmak alt boyutları ortaya çıkarılmıştır:

ÖA1: Bu şekilde olan bir öğretmenin öğrencilerinin matematiğe ilgilerinin olmaması ya da olan ilgilerinin giderek azalması kaçınılmazdır. Ayrıca öğrencilerin düşünme becerileri zayıflayacak; gördükleri her kavramı sorgulamadan ezberleme yoluna gideceklerdir. Bu durum ise düşünen, sorgulayan, merak eden bireyler yetişmesine engel teşkil edecektir.

Öğretmenin dersteki davranışlarından dolayı katılımcılar, öğrencilerin ilerleyen yıllarda bile bu etkileri taşıyabileceğini savunmuşlardır. ÖA1, öğretmenin belki farkında olmadan öğrencilerin geleceği ile oynadığını belirtmiştir. Öğretmenin soru çözen öğrencilere yaklaşımı nedeniyle; belki de fen alanlarında başarılı olacak öğrencilerin bunun yerine matematik dersinin ağırlıkta olmadığı bölümleri tercih edebileceğini düşünmüştür. ÖA2 ise sınıftaki öğrencilerin öğretmenlik mesleğinden soğuyabileceklerini ifade etmiştir. Sadece matematik dersinin öğretmeninden soğumuş olsa bile öğrencilerin tüm meslek öğretmenlerine karşı cephe alabileceğini söylemiştir. ÖA6 da böyle bir sınıfta öğrencilik hayatının geçmesi durumunda, ilerleyen yıllardaki çalışmalarında veya bölüm seçiminde etkilerinin devam edeceğini bildirmiştir. Matematiğe ilişkin herhangi bir şey yapmaktan kaçınacağından bahsetmiştir. ÖA’ların aşağıdaki ifadelerinin desteğiyle meslek seçimi alt boyutuyla birlikte öğretmenlikten soğumak ve fen alanlarından kaçınmak alt boyutları oluşturulmuştur:

ÖA1: Burada o öğretmen farkında olmadan öğrencilerin belki geleceği ile oynuyor. Ya belki o insan biraz gayret etse o tahtada mesela “Ya başka yapan var mı?” diye sorduğu insan, hani atıyorum belki bir mühendislik tercih edecek. Gerçekten o alanda çok da başarılı olacak. Yani belki senin oradaki davranışın yüzünden, sırf sözel bölüme gitmek durumunda kalacak.

ÖA2: Öğretmenliğe karşı da soğurdu bence. Bir meslek, bir tane öğretmen yüzünden meslek grubuna soğurdu. Belki hani bu öğretmenin yüzünden diğer derslerine giren öğretmenlerle de arası açık olabilir bu öğrencilerin. Hani meslek grubuna soğurdu.

ÖA6: Matematikle ilgili bir bölüm, bir çalışma yapmayı hayatta düşünmezdim. Matematikten ne kadar uzak bir bölüm varsa onu seçerdim.

Sınıfta paylaşım içerisinde bulunan öğrencilerin illa ki birtakım sesler çıkartacağını söyleyen ÖA2, izlediği VK’da böyle bir sahneye rastlamadığını belirtmiştir. Aksine sessizlik olduğundan bahsetmiştir. Bu davranışın öğrencilerin kendi içlerinden gelen bir saygı ifadesi olmadığını, öğretmenin tutumundan dolayı ses çıkarmadıklarını bildirmiştir. ÖA6 da öğrencilerin sakin durmasının sebebinin öğretmenin davranışlarından kaynaklandığını düşünmüştür. Tahtaya çıkan öğrencilerin de soru sormaya çekindiklerini söylemiştir. Aşağıdaki ifadeler öğretmenden korkmak ve çekingen olmak alt boyutunu oluşturmuştur:

ÖA2: Hani ses çıkması demek öğrencilerin bir şeyleri paylaştığını gösterir. Burada hiçbir şey yok. Sessizlik vardı. Hani öğrenciler dersi sevdiklerinden, hocalarına öğretmenlerine saygı duyduklarından değil, korktuklarından sessiz duruyorlardı.

ÖA6: Çocuklar sakin duruyor ama korkudan sadece. Yanlış yapmaktan da korkuyorlar. Soru soran yok, neden? diyen yok. Tahtaya çıkanlar da bence çekiniyor öğretmenden.

Öğretmenin sınıf içerisinde sergilediği davranışlarının, öğrencilerin meslek seçimini etkileyeceğini söyleyen katılımcılar, bunun yanı sıra matematik dersine karşı duygu ve düşüncelerini de etkileyeceğini ifade etmişlerdir. ÖA1, derse katılmayacağı gibi derse gelmek bile istemeyeceğini belirtmiştir. Psikolojik olarak kendini kötü hissedeceğini ve durumun kötüleşmesi durumunda kaydını aldırmayı düşünebileceğini söylemiştir. Benzer düşüncelere sahip olan ÖA2 de bu sınıftan bir öğrenci yerine kendini koyduğunda, okula gelmek istemeyeceğini ve matematikten soğuyacağını söylemiştir. Matematiğe karşı bir korku oluşacağını ve çalışmak istemeyeceğini belirtmiştir. Öğretmenin bu şekildeki davranışlarının öğrencilerini olumsuz etkileyerek matematikten uzaklaştıracağını söylemiştir. ÖA3, matematik dersinin kendisi için çok gerekli olduğu inancına sahip olduğunu belirtmiştir. Aksi halde matematikten soğumuş olacağını ifade etmiştir. Bu ifadelerden anlaşılacağı üzere öğrencilerin derse karşı soğuyacaklarını belirtilmiştir ve matematikten soğumak alt boyutu oluşturulmuştur.

ÖA1: Derse katılmak, dinlemek isteyeceğim gibi; derslere gelmek dahi istemezdim. Ayrıca sınıfın durumuna ve kendi durumuma bakar, kendimi kötü hissederdim. Birkaç dersin hocası da bu şekilde olursa okuldan kaydımı aldırırdım.

ÖA2: Bu sınıftan bir öğrenci olsam ben okula gelmek istemezdim. Matematik öğrenmek istemezdim. Hani matematikten soğurdum. Bu sınıfta olmak istemezdim hocam. Bu sınıftaki öğrencilerden biri olsaydım matematikten korkar, çalışmak, yapmak istemezdim. Hatta derse katılmak bile istemezdim. Bu şekildeki bir öğretmenin öğrencilerin bundan sonraki tüm matematik derslerine bakış açılarını zorlaştıracak ve çocukları matematikten uzaklaştıracaktır.

ÖA3: Eğer, yani matematik öğrenmemin benim için ne kadar gerekli olduğu bilincine sahip olmamış olsam, matematikten soğurdum.

Öğrenciyle empati kuran katılımcılar, izlemiş oldukları VK’da kendilerini değersiz olarak hissedebileceklerini söylemişlerdir. Öğretmenin sınıfta oluşturduğu ortam nedeniyle böyle bir hisse kapılacağını söyleyen ÖA5, bu durumdan kendini sorumlu tutarak matematikten soğuyacağını söylemiştir. Derse korkarak ve istemeyerek gideceğini belirtmiştir. Bu duygu ve düşünceler içerisinde derse girmek dahi istemeyeceğini söylemiştir. Aşağıdaki ifadeler ile kendini değersiz hissetmek ve matematikten soğumak alt boyutları oluşturulmuştur:

ÖA5: Bu öğrencilerden biri olsam geri zekâlı ve değersiz hissederdim. Çünkü öğretmen öyle bir sınıf ortamı oluşturmuş ki “İnsanlar yanlış yapamaz.” düşüncesi ile hareket ediliyor. Dolayısıyla tahtada yapamadığımdan kendimi suçlar, neden bunları anlamıyorum der ve matematikten de nefret ederdim. Ayrıca derse tiksinerek ve korkuyla girerdim. Yanlış yapmaktan, aslında elimde olsa derse dahi girmezdim.

ÖA5, aynı zamanda tahtada öğretmenin kendisiyle hiç ilgilenmediği için değersiz hissine kapılacağını belirtmiştir. Öğretmen doğru cevap verilmesine odaklandığı için, kendisinden çok doğru cevabın önemli olduğunu düşüneceğini ifade etmiştir. Doğru cevabı öğretmene vererek, belki öğretmen gözünde değerli konumuma geçerim düşüncesiyle arkadaşlarından kopya alacağını söylemiştir. Aşağıdaki ifade kapsamında kendini değersiz hissetmek ve kopya çekmek alt boyutları oluşturulmuştur:

ÖA5: Ayrıca öğretmenin zahmet edip değerli kafasını kaldırıp bana bakmadığı için değersiz gibi hissederdim. Çünkü öyle bir durumda ben önemli değilim ki doğru cevap

önemli diye düşünürdüm. Sonuçta da doğal olarak arkama dönüp sınıftan kopya alırdım.

Öğretmenin tavırlarının öğrenciler üzerindeki etkilerinin kişiden kişiye değişeceğini savunan ÖA4, kendisinin farklı bir reaksiyon göstereceğini belirtmiştir. Yukarıda da bazı katılımcıların ifade ettiği gibi kimi öğrencilerin dersten soğuyabileceğinden bahsederken, böyle bir durumda kendisinin derste daha aktif olarak yer alacağını söylemiştir. Karakterinden dolayı toplum karşısında konuşmayı sevdiğini, izlediği VK’daki öğretmenin davranışlarına inat olarak tahtada aktif rol alacağını bildirmiştir. Aşağıdaki ifadeden yararlanılarak aktif katılım alt boyutu oluşturulmuştur:

ÖA4: Bu öğrenciden öğrenciye göre değişir. Kimi öğrenci dersi de sevmez, öğretmeni de sevmez dersten soyutlanır. Ama bu bende ters teperdi. Böyle öğretmenlere inat ben çok aktif olurdum. Tahtadan inmezdim mesela. Ciddiyim diyorum. Çok da severim topluluk karşısında konuşmayı da. Yapım gereği inmezdim tahtadan, sürekli bir şeyler sorardım. Bir şeyler yapardım, bir aktivite içinde olurdum.

ÖA1, sınıftan bir öğrenci olması halinde kendinde güven duygusunun zedeleneceğini belirtmiştir. Zor bir durumla karşı karşıya kalacağını düşünmüştür.

İzlediği videodaki öğrencilerin de benzer hisleri taşıdığını söyleyerek, onların da kendilerine güvenen bireyler olmayacağını ifade etmiştir. Derste yaşadıkları güven kaybının günlük hayatta da yansımalarının olacağını bildirmiştir. Öğrencilerin kesinlikle güven duygusundan yoksun kalacaklarını söylemiştir. ÖA5 de böyle bir sınıf ortamında kendine olan güvenini kaybedeceğini ve sanki konuya ilişkin hiçbir fikri olmadığını hissedeceğini ifade etmiştir. Kendi yaşantısında da buna benzer bir durum yaşadığını ve hala bazı konularda yapamama duygusunu yaşadığını belirtmiştir. ÖA1 ve ÖA5’in ifadeleri kapsamında güvenini kaybetmek alt boyutu oluşturulmuştur:

ÖA1: Yani hani ben öğrenci olarak kendime olan güvenimi kaybederim. Yani derse gelmek istemem. Ya gerçekten çok zor bir durum. Yani hani bilemiyorum. Bu öğrencilerin birçoğu bir kere kendine güvenen bireyler olmayacak. Bu bir yani, kendine hiçbir alanda güvenemeyecekler. Hani yaparsın da böyle bir mutluluk duyarsın ya, “Ben bunu yaptım” bir kere o duygu onlarda olmayacak.

ÖA5: Kendimi güvensiz hissederdim. Hani hiçbir şey bilmiyormuş gibi. Her seferinde daha fazla şekilde korku oluşuyor yani. En basitinden 5. Sınıfta ebob-ekok konularını işliyorduk. Hatırlıyorum yani hiçbir şey anlamadım. Hala eksik yani... O zamandan beri ebob-ekok görünce ben bunu yapamam diyorum.

Öğretmen, problemleri çözmesi için öğrencileri sırayla tahtaya kaldırmaktadır. ÖA3, böyle bir durumda sıranın kendisine gelmeden dersin bitmesi beklentisine gireceğini belirtmiştir. Öğretmenin bu tavrından dolayı kendisinin çekineceğini ve tahtaya kalkmaktan korkacağını ifade etmiştir. ÖA4 de benzer duygularla sıranın kendisine gelip gelmeyeceği konusunda korkarak bekleyeceğini söylemiştir. ÖA’ların aşağıdaki ifadelerinden yola çıkılarak tedirgin olmak alt boyutu oluşturulmuştur:

ÖA3: Dersin sıra bana gelmeden bitmesini beklerdim. Hocadan çekinir ve tahtaya çıkmaya korkardım.

ÖA4: Konuyu anlamadıysam belki sıra bana geldiğinde nasıl yapacağım diye korkardım.

4.7.1.2. Öğrenciyle Empati Alt Kategorisi Lisans Öncesi Eğitime Benzer Boyutu

Katılımcıların, 3. VK’da izledikleri ile lisans öncesi eğitimde yaşamış oldukları durumların benzer olduğu tespit edilmiştir. 1. ve 2. VK ile karşılaştırıldığında son izlenen VK’nın öğretmeninin diğerlerine nazaran çeşitli yönleriyle en kötüsü olduğu sonucuna varılmıştır. Sınıf ortamının yabancı olmadığını, yaşadıkları olaylar olduğunu ifade etmiştir. ÖA6, VK ile ilgili olumlu yönde bahsedebileceği herhangi bir şey olmadığını söylemiştir. Ancak daha önce görmüş olduğu eğitime en yakın olanın da bu olduğunu bildirmiştir. Aşağıdaki ifadeler kapsamında lisans öncesine eğitime benzer boyutu oluşturulmuştur.

ÖA2: Videolar içerisinde bu zaten en kötüsüydü hocam. Hani ama bir yerde ben bunu izlerken öncesine gittim ben lisans öncesi gittim. Çok da yabancı gelmedi bir yerde bana. Hani yaşadığımız şeyler.

ÖA6: Olumlu söyleyeceğim hiçbir şey yok zaten. Bol bol eleştireceğim bu dersi. Ama benim gördüğüm eğitime de en yakın olan bu.

VK’ya benzer durumlar yaşayan katılımcıların, ilkokul ve ortaokuldaki eğitim- öğretim yıllarında zorlandıkları ve bu durumu unutamadıkları ortaya çıkmıştır. Soru çözüm sırasının kendisine gelmesini beklerken tedirgin oldukları belirlenmiştir. Öğretmenin sorusuna yanlış cevap verme korkusu yaşadıklarını ifade etmişlerdir.

ÖA5: Ama biz zaten bu sınıftaydık. O yüzden… Hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum. İlköğretim, ortaokul zamanlarında böyleydi aynen. Sıra bana gelecek diye ecel terleri döktüğüm oluyordu. Bir de sıra gelince “Ne yapacağım?” hani “Yanlış bir şey yapar mıyım?”, tamam o an yine soruyu yaparım da hani ola ki öğretmen soru sorarsa ayrıyeten…

İfadeleri ile tedirgin olmak alt boyutu oluşturulmuştur.

4.7.2. Öğretmen Adayı Kategorisi Ders Tasarımı Alt Kategorisi

4.7.2.1. Ders Tasarımı Alt Kategorisi Yöntem Boyutu

Katılımcılar, öğretmenin sınıfta uyguladığı herhangi bir yöntem bulunmadığını bildirmişlerdir. Sınıftaki öğretmenin tutum ve davranışlarından rahatsız olan katılımcılar, bu sınıfta öğretmen olmaları durumunda, derste kullanacakları yöntemleri ve öğrencilere nasıl davranacaklarını ifade etmişlerdir. Amerika ve Japonya’daki öğretmenlerin yöntemlerini beğendikleri ve kullanmak istedikleri belirlenmiştir. Yani

öğrencilere grup çalışması yaptırarak, materyal ve teknoloji kullanımını önemsedikleri ortaya çıkmıştır. Grup çalışması, materyal ve teknoloji alt boyutları oluşturulmuştur.

ÖA2: ABD’deki yöntemle Japonya’daki yöntemi birbirine birleştirirdim. Grup yöntemi ve materyal kullanımı. Hani fırsat varsa. Ki günümüzde fazlasıyla var teknolojiyi de kullanmaya çalışırdım. Bir bilgisayar, bir akıllı tahta, bir sunum... Hani öncesinde öğrencilere dikkat çekecek bir şeyler. Hani hem gruplandırma yöntemi, hem materyal kullanımı hem de teknolojik şeyleri kullanmayı tercih ederdim herhalde.

ÖA3: Yani materyal kullanılabilirdi. Bir şeyler getirip sayıların üstlerini çocuklara daha iyi kavratabilirdi yani.

4.7.2.2. Ders Tasarımı Alt Kategorisi Öğretmenin Tutumu Boyutu

Katılımcıların ders tasarımlarında, kullanılan yöntem ve stratejiler dışında derste öğrencilerle ilişkilerin iyi olmasına verilen önem ortaya çıkmıştır. Öğretmenin sahip olması gereken özelliklerle ilgili görüşler bildirmişlerdir. Bu yönde elde edilen ifadeler öğretmen tutumu boyutunu oluşturmuştur. Katılımcılar, öğrencileriyle daha samimi bir ortamda ders işlemek istediklerini belirtmişlerdir. Samimi bir şekilde öğrencilere yaklaşımın önemli olduğu sonucuna varılmıştır. Sahip olunan alan bilgisinin kitleye aktarımı için sıcak davranabilmenin gerekliliği görülmüştür. Samimi olmak alt boyutu oluşturulmuştur.

ÖA4: Yani bence öğretmen iletişiminin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yani sadece bilmek de yetmiyor burada. Bildiğini aktarabilmek, öğrenciye sıcak davranabilmek, onu yönlendirebilmek. Yani samimi olduğunu gösterebilmek, sevdiğini hissettirebilmek bunlar çok önemli. Ben çok dikkat ederim bunlara.

ÖA2: Ben olsaydım en azından daha samimi bir ortamda ders işler, küçük ipuçları vererek yardımcı olmaya çalışırdım. Çünkü küçük yaşlarda çocuklar otoriteden daha çok samimiyete ihtiyaç duyuyorlar.

Ders esnasında genel olarak masasında oturmayı tercih eden öğretmeni eleştiren katılımcılar, aktif rol almanın önemini vurgulamışlardır. Ders dışı etkinliklerle uğraşmanın öğrencilerin dikkatlerini dağıtacağı tespit edilmiştir. Öğrencilerin derste ilgilerini çekebilmek ve soruların çözümünde yardımcı olabilmek için öğretmenin aktif olması gerektiği belirlenmiştir. Aktif rol almak alt boyutu oluşturulmuştur.

ÖA3: Bu dersi ben işliyor olsaydım üslü sayıların kurallarına örnek sorular çözer ve sınıfa yönelttiğim soruların dolaşarak çözümlerini gözlemler, yapamayanlara yardımcı olur ve daha sonra çözümünü yapmak isteyenlere yaptırırdım.

ÖA4: Dersin öğretmeni ben olsaydım ders esnasında başka şeylerle uğraşmazdım. Çünkü böyle bir ortamda hem ders anlatıp hem de başka şeylerle uğraşmak öğrencilerin de dikkatini dağıtır. Kesinlikle oturduğum yerde kalmazdım, aktif olmak gerektiğini düşünüyorum.

Yapılan görüşmelerde dersi yoğun olarak eleştiren ÖA’larının, VK’nın öğretmeninin yerinde olmaları halinde neler yapacaklarına dair düşünceleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Yöntemlere ilişkin düşüncelerinde grup çalışması yaptırmak, materyal ve teknoloji kullanımının ön plana çıktığı görülmüştür. ÖA’ların ders tasarımına ait bu düşüncelerinde, izlenen ilk iki VK’da kullanılan yöntemlerin etkili olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenin öğrencilerine karşı ilgisiz olduğunu söyleyen ÖA’larının, bu durumdan rahatsız olduklarını ve bu olumsuz tabloyu öğrencilerine yaşatmamak için onlarla samimi olacağını bildirdikleri görülmüştür. Ayrıca öğretmenin sınıfta çok pasif kaldığını belirterek, kendilerinin sınıfta aktif olmak istedikleri gözlemlenmiştir.

İzlemiş oldukları üç VK içerisinde, lisans öncesi eğitimlerine en çok benzeyen dersin bu VK olduğu ortaya çıkmıştır. VK izlendikten sonra geçmişlerini hatırlayarak, o dönemlerdeki derslerinde tedirgin olduklarını hatırlamışlardır. Dersteki öğrenciler yerine kendini koyan ÖA’ları, öğretmenin sergilemiş olduğu davranışların etkilerinden bahsetmişlerdir. Öğrencilerin güvenlerini

kaybedebilecekleri ve matematiğe ilgilerinin azalabileceği belirlenmiştir. Matematiğe ilgileri azalan öğrencilerin ezbere yönelebilecekleri düşünülmüştür. Derste kendilerini değersiz hisseden öğrencilerin matematikte soğuyacakları ve kopya girişimlerinde bulunabilecekleri belirtilmiştir. Geleceğe yönelik olarak meslek seçimlerinde etkili olabileceği düşünülmüştür. Küçük yaşlarda kendileri için olumsuz manada geçen matematik derslerine katılmanın, ilerideki meslek seçimlerinde fen alanlarına dair ön yargı oluşturarak kaçınmasına neden olacağı söylenebilir. Öğrencilerin soru sormada veya tahtaya çıkmaktaki çekingenliklerinin sebebinin öğretmenlerinden korkmak olduğu düşünülmektedir. ÖA4 ise kendisinin karakter olarak farklı bir yapıda olduğunu ve tepkisinin de bu yönde farklı olacağını belirtmiştir. Öğretmenin bu davranışları karşısında derse sürekli aktif katılım yapma reaksiyonu göstereceğini söylemiştir.