• Sonuç bulunamadı

Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu"

Copied!
266
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK (TİCARET HUKUKU)

ANABİLİM DALI

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN SORUMLULUĞU

Yüksek Lisans Tezi

Temel GÜNER Tez Danışmanı

Prof. Dr. Kemal ŞENOCAK

(2)
(3)
(4)

i İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER ... i KISALTMALAR ... x GİRİŞ... 1 §1- KONUNUN SUNULUŞU ... 1 §2- İNCELEME PLANI ... 2 BİRİNCİ BÖLÜM LİMİTED ŞİRKETLERDE MÜDÜR KAVRAMI §3- MÜDÜR KAVRAMI ... 4

I- MÜDÜR KAVRAMI ... 4

II- MÜDÜR SEÇİLEBİLMEK İÇİN GEREKLİ OLAN ŞARTLAR ... 4

A- Müdür Seçilebilmek İçin Aranan Kanuni Şartların Genel Değerlendirmesi ... 4

B- Müdür Olarak Atanacak Kişilerin Ehliyeti ... 7

C- En Az Bir Müdürün Ortak Olması Şartı ... 7

D- Esas Sözleşmeyle Aranacak Şartlar ... 9

III- TÜZEL KİŞİLERİN MÜDÜR ATANMASI ... 11

A- 6762 sayılı ETK Döneminde Tüzel Kişilerin İdare Meclisi Üyeliği ... 11

B- 6102 sayılı TTK Döneminde Tüzel Kişilerin İdare Meclisi Üyeliği... 12

1- Müdür Atanabilecek Tüzel Kişiler ... 12

2- Tüzel Kişi Adına İşlem Yapacak Bir Gerçek Kişinin Belirlenmesi ... 12

a- Tüzel Kişi Müdür ile Gerçek Kişi Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği ... 13

b- Gerçek Kişi ile Şirket Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği ... 15

c- Gerçek Kişinin Sorumluluğu ... 15

aa- Gerçek Kişinin Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluğu ... 15

bb- Gerçek Kişinin Limited Şirkete Karşı Sorumluluğu ... 16

cc- Gerçek Kişinin Tüzel Kişi Müdüre Karşı Sorumluluğu ... 17

§4- LİMİTED ŞİRKET YÖNETİMİNDE BAŞVURULABİLECEK TEMSİL İLİŞKİLERİ VE BU İLİŞKİLERİN SORUMLULUK HUKUKUNA ETKİLERİ ... 18

(5)

ii II- Müdürler Kurulu ile Şirket Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği ve Bu İlişkinin

Sorumluluk Hukukuna Yansımaları ... 20

A- Müdürler Kurulu ile Şirket Arasındaki Organ İlişkisi ... 20

B- Organ İlişkisinin Sözleşmeden Kaynaklanan Borçlar Bakımından Etkisi ... 23

C- Organ İlişkisinin Haksız Fiilden Kaynaklanan Borçlar Bakımından Etkisi ... 24

III- Şirket ile Müdürler Arasındaki Sözleşme İlişkisi ve Bu İlişkinin Hukuki Niteliği .... 27

İKİNCİ BÖLÜM SORUMLULUĞA İLİŞKİN GENEL ESASLAR §5- MÜDÜRLERİN SORUMLULUĞUNA GENEL BAKIŞ ... 30

I- Sorumluluğun Önemi ... 30

II- Sorumluluğun İşlevleri ... 33

§6- SORUMLULUĞUN ŞARTLARI ... 34

I- Sorumluluk Türleri Çerçevesinde Sorumluluğun Şartlarına Genel Bakış ... 34

II- Kusur Şartı ... 34

A- Müdürlerin Sorumluluğunun Kusur Esasına Dayanması ... 34

B- Kusuru İsbat Külfeti ... 37

III- Hukuka Aykırılık Şartı ... 42

IV- Zarar Şartı ... 44

A- Zarar Şartına Genel Bakış ... 44

B- Zarar Türleri ... 45

1- Maddi Zarar ... 45

2- Manevi Zarar ... 46

3- Doğrudan-Dolayısıyla Uğranılan Zarar ... 48

V- İlliyet Bağı Şartı ... 50

A- İlliyet Bağı Kavramına Genel Bir Bakış ... 50

B- İlliyet Bağının Türleri ve Müdürlerin Sorumluluğuna Etkileri ... 51

1- Farazi (Önüne Geçen) İlliyet ... 51

2- Ortak İlliyet ... 51

(6)

iii

4- Seçimlik İlliyet ... 52

§7- MÜDÜRLERİN SORUMLULUĞUNA HÂKİM OLAN İLKELER ... 52

I- Kişisel Sorumluluk İlkesi ... 52

II- Müteselsil Sorumluluk İlkesi ... 53

A- Mutlak Teselsül ... 53

B- Farklılaştırılmış Teselsül ... 55

C- Mutlak Teselsül ile Farklılaştırılmış Teselsülün Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi ... 56

D- Mutlak Teselsülün Uygulanacağı Bazı Durumlar ... 58

E- Farklılaştırılmış da Olsa Teselsülün Uygulanmayacağı Durumlar ... 58

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MÜDÜRLERİN SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN HALLER §8- MÜDÜRLERİN SORUMLULUĞUNUN KANUNİ DAYANAKLARI ... 60

I- Sorumluluğa İlişkin Hükümlerin Kanun Sistematiğindeki Yeri ... 60

II- Genel Sorumluluk Hali Olarak TTK m. 553 Kapsamında Sorumluluk ... 61

III- Belge ve Beyanların Kanuna Aykırı Olmasından Kaynaklanan Sorumluluk ... 62

IV- Sermaye Hakkındaki Yanlış Beyanlardan Kaynaklanan Sorumluluk ... 64

V- Ayınlara Emsaline Oranla Yüksek Fiyat Biçilmesinden veya Aynın Niteliğinin Farklı Gösterilmesinden Kaynaklanan Sorumluluk ... 65

VI- Halktan Para Toplamaktan Kaynaklanan Sorumluluk ... 67

VII- Yapısal Değişiklik İşlemlerinden Kaynaklanan Sorumluluk ... 67

VIII- Kamu Borçlarından Sorumluluk ... 69

A- VUK m. 10 Kapsamında Sorumluluk ... 69

1- Konuya Genel Bakış ... 69

2- Sorumluluğun Kişi Bakımından Kapsamı ... 69

3- Görev Yapılan Döneme Göre Sorumluların Belirlenmesi ... 72

4- Sorumluluğun Zaman Bakımından Sınırı ... 75

5- Kanuni Temsilcilere Başvurulabilmesi İçin Gerekli Olan Şartlar ... 78

a- Öncelikle Şirketi Takip Şartı ... 78

(7)

iv

c- Kusur Şartı ... 80

B- AATUHK m. 35 Kapsamında Sorumluluk ... 81

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM MÜDÜRLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ §9- KANUNDA MÜDÜRLER İÇİN ÖNGÖRÜLEN YÜKÜMLÜLÜKLER ... 83

I- Müdürler İçin Öngörülen Yükümlülüklere Genel Bakış ... 83

II- Müdürlerin Genel Yükümlülükleri ... 83

A- Sadakat Yükümlülüğü ... 83

B- Sır Saklama Yükümlülüğü ... 84

1- Sır Kavramı ... 84

2- Müdürlerin Sır Saklama Yükümlülüğü ... 85

C- Şirketle Rekabet Etmeme Yükümlülüğü ... 86

1- Yasağın Öngörülme Amacı ... 86

2- Yasağın Kapsamı ... 87

a- Yasağın Kişi Bakımından Kapsamı ... 87

b- Yasağın Konu Bakımından Kapsamı ... 89

aa- Şirketin İşletme Konusuna Girme Şartı ... 89

bb- İşlemin Ticari Nitelik Taşıması Şartı ... 91

cc- Fiilin Süreklilik Arz Etmesi Şartı ... 91

c- Rekabet Yasağının Yer Bakımından Sınırı ... 92

3- Rekabet Teşkil Eden Fiiller ... 92

a- Aynı Alanda Faaliyet Gösteren Başka Bir Şirkette Ortak Olmak ... 92

b- Aynı Alanda Faaliyet Gösteren Başka Bir Şirkette İdareci Olmak ... 94

c- Kendi veya Başkası Adına İşlem Yapmak ... 95

4- Rekabet Yasağının Kaldırılması ... 95

5- Rekabet Yasağına Aykırılığın Hüküm ve Sonuçları ... 96

(8)

v

b- Yasağın İhlali Durumunda Başvurulabilecek Kanuni İmkânlar………....97

aa- Tazminat Hakkı ... 97

bb- İşlemin Şirket Adına Yapılmış Sayılmasını Talep Hakkı ... 98

cc- Menfaatin Ortaklığa Bırakılmasını Talep Hakkı ... 99

c- TTK m. 553 Kapsamında Sorumluluk Davası Açma Hakkı ... 100

d- Aykırılığın Diğer Sonuçları ... 103

e- Yaptırımlar Arasında Tercih ... 104

f- Zamanaşımı ... 105

D- Özen Yükümlülüğü ... 105

1- Özen Kavramı ... 106

2- Gösterilmesi Gereken Özen Derecesi ... 107

3- Özen Yükümlülüğüne Uygun Davranılıp Davranılmadığının Tespiti ... 111

E- Şirketle İşlem Yapmaktan Kaçınma Yükümlülüğü ... 115

1- İşlem Yapma Yasağının Müdürler Bakımından Uygulanabilirliği ... 115

2- Yasağın Temelinde Yatan Düşünce ... 115

3- Yasağın Şartları ... 116

a- İşlemin Taraflarından Birinin Müdür Olması ... 116

b- Şirketle İşlem Yapılması ... 117

4- Yasağın Kaldırılması ... 118

5- Yasağa Aykırılığın Sonuçları ... 118

a- İşlemin Şirketi Bağlamaması ... 118

b- Tazminat Hakkı ... 119

F- Müzakerelere Katılmama Yükümlülüğü ... 120

1- Yasağın Şartları ... 120

(9)

vi

BEŞİNCİ BÖLÜM

YETKİ DEVRİ DURUMUNDA SORUMLULUK

§10- YETKİ DEVRİ, DEVRİN ŞARTLARI VE DEVRİN SORUMLULUĞA ETKİSİ.. 124

I- Limited Şirketlerde Yetki Devri ... 124

II- Yetki Devrinin Şartları ... 125

A- Esas Sözleşmede Hüküm Bulunması ... 125

B- Yetkinin Devredilebilir Nitelik Taşıması ... 126

C- İç Yönerge Hazırlanması ... 128

III- Murahhaslık Müessesesi ... 128

A- Murahhas Kavramı ve Murahhasların Özellikleri... 128

B- Murahhas Seçimi ... 129

IV- Yetki Devrinin Sorumluluğa Etkisi ... 130

A- Yetki Devri ile Sorumluluğun da Devredilmesi ... 130

B- Yetkiyi Devredenlerin Sorumluluktan Kurtulabilmeleri İçin Gerekli Olan Şartlar ... 130

1- Devrin Geçerli Olması Şartı ... 130

2- Murahhasların Seçiminde Gerekli Özenin Gösterilmesi Şartı ... 131

3- Faaliyetlerin Gözetimi Şartı ... 132

4- Gerektiğinde Talimat Verilmesi Şartı ... 134

C- TTK m. 553/2 ve TTK m. 553/3 Hükümlerinin Sorumluluğa Etkisi ... 135

ALTINCI BÖLÜM SORUMLULUĞU SONA ERDİREN HALLER §11- ZAMANAŞIMI ... 138

I- Sorumluluk Davası İçin Öngörülen Zamanaşımına Genel Bakış ... 138

II- İki Yıllık Zamanaşımı Süresi ... 139

A- İki Yıllık Süre ve Sürenin İşleyebilmesi İçin Gerekli Olan Şartlara Genel Bakış.. ... 139

B- İki Yıllık Sürenin İşleyebilmesi İçin Gerekli Olan Şartlar ... 140

(10)

vii

2- Zarar Verenin Öğrenilmesi ... 142

3- Bazı Özel Durumlarda Öğrenme Şartının Sağlanması ... 143

a- Davacının Küçük veya Kısıtlı Olması Durumunda... 143

b- Davacının Tüzel Kişi Olması Durumunda ... 143

c- Dolayısıyla Zararların Tazmini Durumunda ... 146

III- Beş Yıllık Zamanaşımı Süresi ... 148

A- Sürenin Amacı ve Uygulama Şartları ... 148

B- Zararın Beş Yıllık Zamanaşımı Süresinden Sonra Ortaya Çıkması Sorunu ... 149

IV- Ceza Dava Zamanaşımına İlişkin Daha Uzun Sürenin Uygulanması ... 152

V- Altı Aylık Hak Düşürücü Süre ... 156

VI- TBK m. 147/4 Hükmünün Sorumluluk Davalarında Uygulanabilirliği ... 157

VII- Zamanaşımının Durması ... 157

VIII- Zamanaşımının Kesilmesi... 158

§12- İBRA ... 159

I- İbra Kavramı... 159

II- İbranın Hukuki Niteliği ... 160

III- İbranın Kapsamı ... 161

A- İbranın Kişi Bakımından Kapsamı ... 161

B- İbranın Konu Bakımından Kapsamı ... 163

IV- İbra Kararının Alınması ... 165

A- İbra Kararı Almaya Yetkili Organ ve İbranın Zamanı ... 165

B- İbra Kararı ve Oy Hakkından Yoksunluk ... 167

C- İbra Kararının Alınamayacağı Durumlar ... 174

D- İbra ve Ret Kararının Geçersizliği ... 175

E- İbra Kararının Geri Alınamaması ... 178

E- İbra Davası ... 180

1- Davanın Konusu ... 180

(11)

viii

V- İbra Kararının Sorumluluk Davalarına Etkisi ... 181

A- Şirketin Dava Hakkına Etkisi ... 181

B- Ortakların Dava Hakkına Etkisi ... 182

1- Doğrudan Zararlar Bakımından ... 182

2- Dolayısıyla Zararlar Bakımından ... 183

a- İbra Kararında Olumlu Oy Kullanan Ortakların Dava Hakkına Etkisi ... 183

b- İbra Kararında Olumlu Oy Kullanmayan Ortakların Dava Hakkına Etkisi ... 184

c- İbra Kararından Sonra Ortak Olan Kişinin Dava Hakkına Etkisi ... 185

C- Alacaklıların Dava Hakkına Etkisi ... 187

YEDİNCİ BÖLÜM SORUMLULUK DAVASININ TARAFLARI VE USULE İLİŞKİN KONULAR §13- AKTİF DAVA EHLİYETİ OLANLAR ... 188

I- Şirket ... 188

A- Şirketin Dava Hakkı ... 188

B- Şirket Adına Sorumluluk Davası Açılabilmesi İçin Genel Kurul Kararının Gerekip Gerekmediği Sorunu ... 189

C- Davada Şirketin Temsili ... 192

II- Ortak ve Alacaklıların Dava Hakkı ... 194

A- Doğrudan Zararlar Bakımından ... 194

B- Dolayısıyla Zararlar Bakımından ... 195

1- Ortaklar ... 195

2- Azınlık ... 199

3- İntifa Hakkı Sahibi ... 201

4- Alacaklılar ... 204

III- Şirketin, Ortakların ve Alacaklıların Dava Hakkı Arasındaki İlişki... 212

§14- PASİF DAVA EHLİYETİ ... 215

§15- SORUMLULUK DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME İLE YARGILAMA USULÜ ... 216

(12)

ix

I- Görevli Mahkeme ... 216

II- Yetkili Mahkeme ... 217

A- Yetkili Mahkemeye Genel Bakış ... 217

B- Yetki Sözleşmesi ... 218

III- Uygulanacak Muhakeme Usulü ... 219

IV- Tahkim Kaydı ... 219

SONUÇ ... 220

KAYNAKÇA ... 226

ÖZET ... 250

(13)

x

KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser

AATUHK : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ABD : Ankara Barosu Dergisi

AkÜHFD : Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

AÜEHFD : Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

AY : 1982 Anayasası

AYM : Anayasa Mahkemesi

B. : Bası/Baskı

BATİDER : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi Bkz./bkz. : Bakınız

BÜHFD : Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

C. : Cilt

D. : Daire

Dan. : Danıştay

dk. : Dakika

dn. : Dipnot

DVDDGK : Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

E. : Esas

E.T : Erişim Tarihi

EBK : 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu

ed. : Editör

ErcÜHFD: : Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi ErzÜHFD : Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

(14)

xi

GSÜHFD : Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

GÜHFD : Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

HD : Hukuk Dairesi

HMK : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu

HUMK : 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu İBD : İstanbul Barosu Dergisi

İİK : 2004 sayılı İcra İflas Kanunu

İkt. Mal. Der. : İktisat ve Maliye Dergisi

İnÜHFD : İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

İTÜSBD : İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

İÜHFM : İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

K. : Karar

kgk : Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu KHK : Kanun Hükmünde Kararname

KVK : 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu LHD : Legal Hukuk Dergisi

MHB : Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Münasebetler Araştırma ve Uygulama

Merkezi

MÜHFHAD : Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi

RG : Resmi Gazete

s. : Sayfa

S. : Sayı

sn. : Saniye

SÜHFD : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

T. : Tarih

(15)

xii

TBK : 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TCK : 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

TFM : Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi THD : Terazi Hukuk Dergisi

THYKS : Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu

TL : Türk Lirası

TMK : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu TTK : 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu

vb. : ve benzeri

vd. : ve devamı

VUK : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu

YD : Yargıtay Dergisi

YHGK : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu YİBK : Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu

(16)

1

GİRİŞ §1- KONUNUN SUNULUŞU

Ticari hayatta sıkça karşılaşılan limited şirketler, ekonomide önemli bir yere sahiptir. Nitekim toplam şirket sayısı incelendiğinde limited şirketlerin bu sayının çoğunluğunu oluşturduğu dikkat çekmektedir1.

Hâl böyle olmakla birlikte kanun koyucu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK)2 çoğunlukla limited şirketlere ilişkin özel hüküm öngörmek yerine, anonim şirketlere atıf suretiyle düzenleme yöntemini benimsemiştir. Bu tercihin sonucu olarak, limited şirket yöneticilerinin sorumluluğu bakımından anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümlere atıf yapılmıştır (TTK m. 644/1-a). Kanun koyucunun bu tercihi öğretiye de yansımış, akademik çalışmalar genellikle anonim şirketler ekseni etrafında şekillenmiştir. Nitekim yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin birden çok başyapıt bulunmasına rağmen bu çalışmalar yönetim kurulu üyeleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Her ne kadar anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin müdürler bakımından da uygulanacağı kanunda açıkça öngörülse de, konunun limited şirket müdürleri açısından ayrıca incelenmesinin faydalı olacağı düşünülerek bu çalışma hazırlanmıştır. Ayrıca anonim şirketlere ilişkin eserlerin çoğunun 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu (ETK)3 dikkate alınarak hazırlanması ve uygulamanın ihtiyaçlarına cevap veremeyen ETK’da gerek TTK ile gerekse 6335 sayılı Kanun4 ile köklü değişiklikler yapılması ve bu değişikliklerin en önemlilerinin sorumluluk hükümlerinde gerçekleşmesi bizi bu çalışmayı hazırlamaya teşvik etmiştir.

Bu bağlamda limited şirket organizasyonunda son derece önemli görevler üstlenen müdürlerin, bu görevlerini şirket menfaatine kullanmalarını sağlamak adına en işlevsel araçlardan biri olan sorumluluk hükümleri, limited şirket yapısına uygun şekilde incelenmeye çalışılmıştır. Nitekim kanun koyucu, müdürlere tanıdığı geniş yetkinin (TTK m. 625/1) kötüye

1 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2018 Yılı Veri Bülteni’ne göre, aktif olarak faaliyet gösteren 1.813.035 şirketin 741.242’sini limited şirketler oluşturmaktadır. Bkz. https://risk.gtb.gov.tr. (E.T: 01.04.2018).

2 RG. 14.02.2011, S. 27846. 3 RG. 09.07.1956, S. 9353.

4 Bkz. Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulaması Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, RG. 30.06.2012, S. 28339.

(17)

2 kullanılabileceğini göz önünde bulundurmuş, bu tür kötüye kullanımları önlemek ve müdürler üzerinde caydırıcı etki yaratabilmek adına sorumluluğa ilişkin hükümleri bir başlık altında toplayarak kanunun 11’inci bölümünde detaylı bir şekilde düzenlemiştir.

Görevini gereği gibi yerine getirmeyerek zarara sebep olan müdürlere karşı, öncelikle şirkete ve şirketin zararı sonucu kaçınılmaz olarak zarara uğrayacak olan ortak (TTK m. 55/1) ve alacaklılara (TTK m. 556/1) sorumluluk davası açma hakkı tanınmıştır. Ayrıca ortak ve alacaklılara da dava hakkı tanınarak şirketin dava hakkını kullanmaması riskine karşı ortak ve alacaklılar korunmak istenmiştir. Bu nedenle çalışmamızda şirket, ortak ve alacaklıların dava hakkı detaylı bir şekilde incelenmeye çalışılmıştır.

§2- İNCELEME PLANI

Çalışmamız toplam yedi bölümden oluşmaktadır. Müdür kavramı başlığını taşıyan birinci bölümde, müdür kavramından kısaca bahsedilerek özellikle müdür seçilebilmek için kanunda aranan şartlar incelenmiş ve bu şartlar sorumluluk hukuku bakımından değerlendirilmiştir. Ardından, tüzel kişilerin müdürler kurulu üyeliği ve buna bağlı olarak tüzel kişi müdür adına işlem yapacak olan gerçek kişinin durumu özellikle sorumluluk hukuku çerçevesinde incelenmeye çalışılmıştır. Sonrasında, müdürler kurulu ile limited şirket tüzel kişiliği arasındaki ilişki irdelenmiş ve bu ilişkinin sorumluluk hukukuna yansımalarına diğer temsil türleriyle karşılaştırmalı olarak yer verilmiştir.

Sorumluluk hukukunun genel esasları başlığını taşıyan ikinci bölümde ise, öncelikle sorumluluk hukukunun önemine ve sorumluluğa ilişkin hükümlerin şirket işleyişindeki fonksiyonuna dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Akabinde, sorumluluk davası açılabilmesi için gerekli olan zarar, kusur, hukuka aykırı fiil ve illiyet bağı kavramları ayrı başlıklar altında incelenmiş ve bu inceleme esnasında genel hükümlerdeki sorumluluğun şartları ile müdürlerin sorumluluğunun şartları mümkün olduğunca birlikte ele alınmaya çalışılmıştır. Bu bölümün son kısmında, sorumluluğa hâkim olan kişisel sorumluluk ve farklılaştırılmış teselsül ilkelerine yer verilmiştir.

Sorumluluğun kanuni dayanakları başlığını taşıyan üçüncü bölümde ise, müdürlerin sorumluluğuna ilişkin maddelerin kanun sistematiğindeki yeri ve ilgili maddelerdeki sorumluluk halleri ayrı başlıklar altında incelenmiştir. Bu bölümde TTK’da düzenlenmeyen kamu borçlarından sorumluluğa da mümkün olduğunca değinilmeye çalışılmıştır.

(18)

3 Müdürlerin genel yükümlülükleri başlığını taşıyan dördüncü bölümde ise, kısaca müdürlerin yükümlülükleri tanıtılmış ve çalışmanın sınırlarını aşmamak adına sadece önem arz ettiği düşünülen rekabetten kaçınma ve sadakat borcu gibi genel yükümlülükler incelenmiştir. Yetki devri durumunda sorumluluk başlığını taşıyan beşinci bölümde ise, öncelikle yetki devrinin şartları incelenmiş, ardından devrin sorumluluk hukukuna etkilerine yer verilmiş, ayrıca kanundaki bazı çelişkilere dikkat çekilmeye çalışılmıştır.

Sorumluluğu sona erdiren haller başlığını taşıyan altıncı bölümde ise, zamanaşımı ve ibra genel olarak tanıtılmış ve bu kurumların sorumluluk hukukuna etkileri incelenmiştir. Sorumluluğu sona erdiren sulh ve feragat gibi diğer kurumlar özel bir başlık altında incelenmemekle birlikte, yeri geldikçe bu kurumlara da değinilmeye çalışılmıştır.

Sorumluluk davası ve usule ilişkin diğer konular başlığını taşıyan yedinci ve son bölümde ise, sorumluluk davasında aktif ve pasif dava ehliyeti olan kişiler, dava hakkı bulunan kişiler arasındaki ilişki, sorumluluk davasında yetkili ve görevli mahkeme ile usule ilişkin diğer konulara yer verilmiştir.

(19)

4

BİRİNCİ BÖLÜM

LİMİTED ŞİRKETLERDE MÜDÜR KAVRAMI §3- MÜDÜR KAVRAMI

I- MÜDÜR KAVRAMI

Türk Medeni Kanunu (TMK)5 m. 48 hükmü gereği, tüzel kişiler de hak edinmeye ve borç altına girmeye ehildirler. Ancak varsayımsal bir kişiliğe sahip olan bu toplulukların yapıları gereği, hak edinmeye ve borç altına girmeye yönelik iradelerini bizzat oluşturmaları mümkün değildir. Bu topluluklar, iradelerini oluşturabilmek için kendi varlığından bağımsız gerçek kişilere ihtiyaç duyar6. Organ olarak isimlendirilen bu kişiler, tüzel kişinin iradesini oluşturup beyan eder.

Tüzel kişiliğe sahip limited şirketler de, iradelerini bizzat değil organları aracılığıyla oluşturur. Limited şirketlerin irade oluşumunda rol oynayan genel kurul ve müdürler kurulu olmak üzere iki zorunlu organ bulunmaktadır. Bu organlardan genel kurul, pay sahiplerinin tamamından oluşurken; müdürler kurulu, pay sahibi olsun veya olmasın esas sözleşme ya da genel kurulca belirlenen kişilerden oluşmakta, müdür olarak isimlendirilen bu kişiler şirketi temsil ve idare görevini yerine getirmektedir7.

II- MÜDÜR SEÇİLEBİLMEK İÇİN GEREKLİ OLAN ŞARTLAR

A- Müdür Seçilebilmek İçin Aranan Kanuni Şartların Genel Değerlendirmesi

TTK incelendiğinde limited şirket müdürler kurulu üyeliği için aranan şartların son derece yetersiz olduğu, hatta neredeyse hiçbir kanuni şartın bulunmadığı dikkat çekmektedir.

5 RG. 08.12.2001, S. 24607.

6 Öztan, Bilge: Medeni Hukuk Tüzel Kişilerinde Organ Kavramı ve Organın Fiillerinden Doğan Sorumluluk, Ankara 1970, s. 107; Bilgili, Fatih: Yeni Gelişmelerle İsviçre ve Alman Hukuklarında Anonim Ortaklıklarının Organlarının Davranışlarından Dolayı Üçüncü Kişiler Karşısındaki Sorumluluğu ve Organların Tazminat Borcu, Ankara 2004, s. 23 vd.

7 Yıldız, Şükrü: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’na Göre Limited Şirketler Hukuku ( Anılış: Limited Şirketler), İstanbul 2007, s. 245; Şener, Oruç Hami: Limited Ortaklıklar Hukuku (Anılış: Limited Ortaklık), Ankara 2017, s. 641; Çevik, Orhan Nuri: Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, B. 3, Ankara 1994, s. 268;

Arslanlı, Halil/ Domaniç, Hayri: Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi, C. III, İstanbul

1989, s. 658; Kaya, Mustafa İsmail: Limited Şirkette Müdürler Kurulunun Oluşumu ve İşleyişi (Anılış: Müdürler), SÜHFD, C. XXII, S. 1, 2014, s. 63; Yıldırım, Ali Haydar: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’na Göre Limited Ortaklık Müdürünün Hukuki Durumu, İzmir 2008, s. 103 vd; Karaahmetoğlu, İsmail Özgün: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Limited Şirketin Temsili, Ankara 2014, s. 27 vd.

(20)

5 Gerçekten de, kanunda en az bir müdürün ortak olması dışında başka bir şart aranmamıştır. (TTK m. 623/1). Bu şart da müdür seçilecek kişinin şahsı, yeteneği veya tecrübesi dikkate alınarak değil, idare meclisinin tamamen şirkete yabancı kişilerden oluşmasının yaratacağı olumsuzlukları gidermek adına öngörülmüştür.

Hâlbuki hayatın olağan akışında şirket yönetecek bir kişinin, en azından şirketin faaliyet alanıyla ilgili asgari ticari bilgi ve tecrübeye sahip olması beklenir8. Ancak mevcut düzenleme karşısında ticari hayatın işleyişinden habersiz kişilerin de limited şirket yönetiminde söz sahibi olması imkân dâhilindedir.

Kanun koyucunun bu tercihi, her ne kadar özel teşebbüslerin özgürlük alanını genişleten bir fonksiyona sahip olsa da, müdürler için öngörülen objektif özen yükümlülüğü (TTK m. 626)9 ve ağır sorumluluk rejimi (TTK m. 549 vd.) dikkate alındığında, yönetim konusunda gerekli özeni gösteremeyeceği, dolayısıyla sorumluluğuna sebep olacak davranışlarda bulunacağı neredeyse seçilmeden belli olan kişilerin müdür olmasına imkân tanınması uygun olmamıştır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, müdür seçilecek kişilerin ehliyetine ilişkin anonim şirket hükümlerinden (TTK m. 359/3) ayrılarak herhangi bir düzenleme yapılmaması, özellikle sınırlı

ehliyetsizlerin ve sınırlı ehliyetlilerin müdür tayini konusunda belirsizliğe sebep olmaktadır.

8 Yönetim kurulu üyelerine ilişkin aynı yönde bkz. Çamoğlu, Ersin: Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu (Anılış: Sorumluluk), B. 3, İstanbul 2010, s. 5; Mimaroğlu, Sait Kemal: Anonim Şirketlerde İdare Meclisi Azalarının Hukuki Mes’uliyeti, Ankara 1967, s. 31; Doğanay, İsmail: Anonim Şirketlerde, Daha Önce Alınmış Bir Karar Olmadan İdare Meclisi Azaları Aleyhine Açılan Davalar İçin Şirket Genel Kurulunun Sonradan İcazet Vermesi Hali, Kararsız Olarak Açılan Davayı Muteber Hale Getirir mi? ( Anılış: Kararsız Dava), BATİDER, C. V, S. 4, 1970, s. 718.

9 Belirtmek gerekir ki, kanuni bir şart mevcut olmadığından, şirket yöneticileri için öngörülen objektif özen yükümlülüğü (TTK m. 626), müdür seçilecek kişinin şirketin faaliyet alanına ilişkin bilgi ve tecrübe sahibi olmasını gerektirmez. Esas sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça bu vasıfları taşımayan kişi de müdür seçilebilir. Böyle birinin müdürlük görevini kabul etmesi tek başına özen yükümlülüğüne aykırılık, dolayısıyla sorumluluk için bir sebep de oluşturmaz. [Öğretide yeterli olmayan kişinin müdürlük görevini kabul etmesi, kabul kusuru olarak adlandırılmakta ve TTK m. 553/3 hükmü ile birlikte artık kabul kusurunun tek başına sorumluluğa yol açmayacağı, ayrıca zararın ortaya çıkması gerektiği belirtilmektedir. Bkz.

Çamoğlu, Ersin: Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki

Sorumluluğu (Anılış: Şener Akyol’a Armağan), Prof. Dr. Şener Akyol’a Armağan, İstanbul 2011, s. 413, 414]. Ancak her hangi bir zorunluluk bulunmasa dahi, müdür seçilecek kişinin, şirketin bir bütün olarak genel gidişini kavrayacak nitelikte olması, kendisi bilgi sahibi olmasa dahi uzman kişilerden yardım alarak şirket faaliyetlerini yürütebilecek vasıfları taşıması uygun olacaktır. Aksi takdirde sorumluluğun gündeme gelmesi kaçınılmazdır. Yönetim kurulu üyelerine ilişkin aynı yönde bkz. Pulaşlı, Hasan: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’na Göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Özen Yükümlülüğü ve Müteselsil Sorumluluğu (Anılış: Özen Yükümlülüğü), BATİDER, C. XXV, S. 11, 2009, s. 52, 53; Hacımahmutoğlu, Sibel: Anonim Otaklığın Yönetim Kurulu Üyelerinin Özen Yükümlülüğü, Fonksiyonel Bir Yaklaşım (Anılış: Özen Yükümlülüğü), BATİDER, C. XXXI, S. 3, 2015, s. 32, 33; Akdağ Güney, Necla: Anonim şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu (Anılış: Sorumluluk), İstanbul 2010, s. 73; Mimaroğlu, s. 31;

(21)

6

Kanaatimizce yapılacak bir düzenlemeyle müdür seçilecek kişinin tam ehliyetli olması, şirketin faaliyet konusuna giren alandaki ticari teamüllere vâkıf olması veya belirli bir hayat tecrübesine sahip olması gibi kanuni şartların öngörülmesi uygun olacaktır10

. Bu yönde yapılacak bazı düzenlemelerin teşebbüs hürriyetini kısıtlayacağı kaygısı anlaşılabilir olsa da11 en azından anonim

şirket yönetim kurulu üyeleri için öngörülen hükümlere paralel düzenleme yapılması, öğreti ve yargı uygulamasında ortaya çıkması muhtemel ihtilafları önlemek, dolayısıyla hukuki belirliliği sağlamak adına yerinde bir düzenleme olacaktır.

Mevcut hükümler karşısında müdürlerin niteliğinden kaynaklı özellikle sorumluluk hukukunda ortaya çıkması muhtemel olumsuzlukların önüne geçmek, ancak esas sözleşmeyle müdürlerin niteliğine ilişin bazı özel şartlar öngörmek veya yetersiz kişileri iradi olarak müdür seçmekten kaçınmak suretiyle mümkün olacaktır12.

10 Yönetim kurulu üyeliği için aynı yönde bkz. Helvacı, Mehmet: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu (Organı) Konusunda Getirdiği Yenilikler, Avrupa Birliği Perspektifinden Türk Ticaret Kanunu Tasarısının Sermaye Piyasasına Etkileri, Uluslararası Konferans (Anılış: Yenilikler), Ankara 2010, s. 191.

11 Nitekim TTK Tasarı m. 359/3 hükmünde, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin en az yarısı ile tüzel kişi adına tescil ve ilan edilen kişilerin ve tek kişilik yönetim kurulunda üyenin, yükseköğrenim görmesi şartı öngörülmüş, ilgili maddenin gerekçesinde, bu şartla yönetim kurulunun kalitesini artırılarak kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlanacağı belirtilmiştir. [ Bu hususta bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324), TBMM Dönem 23, Yasama Yıl: 2, 359/3’ün madde gerekçesi, s. 166, www.kgm.adalet.gov.tr (E.T: 15.03.2018)] Ancak uygulamadan gelen tepkiler üzerine yönetim kurulu üyelerinin yarısının yükseköğretim görmüş olma şartı, dörtte bire düşürülmüştür (Bu değişikliğin yerinde olmadığı yönünde eleştiri ilişkin bkz. Helvacı, Yenilikler, s. 191). Değişikliğin gerekçesinde, Anadolu’da geleneksel aile şirketlerinin çoğunlukta olduğu ve bu şirketlerde yönetici olan kişilerin çoğunluğunun yükseköğrenim görmemiş olduğu belirtilerek, kişilerin kendi kurdukları şirkette yönetici olamamasının, Anayasa tarafından güvence altına alınan çalışma ve teşebbüs hürriyetine aykırı olacağı belirtilmiştir. [Bu hususta bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324), TBMM Dönem 23, Yasama Yıl: 2, Sıra Sayısı: 96, 22. Dönem Adalet Komisyonu Raporu (1/1138), s. 489, www.kgm.adalet.gov.tr. (E.T: 15.03.2018)]. Yine uygulamadan gelen tepkiler üzerine, 6335 sayılı Kanun’un 42’inci maddesiyle yapılan değişiklik sonucu yükseköğrenim görme şartı tamamen kaldırılmıştır. Belirtmek gerekir ki, üyelerin niteliğine ilişkin bu şart, limited şirket müdürleri bakımından tasarının ilk halinde dahi aranmadığı gibi yönetim kurulu üyelerine ilişkin hükme atıf da yapılmamıştı. Bu hususta bkz. Yıldız, Limited Şirketler, s. 250. Süreç hakkında detaylı bilgi için ayrıca bkz. Çeliktaş İlyas: Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Nitelikleri Konusunda Karşılaşılabilecek Sorunlar, 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu Beklerken, MÜHFHAD, C. XVIII, S. 2, 2012, s. 601 vd. TTK’nın mevcut halinde durum böyle olmakla birlikte özel kanunlara tabi bazı şirket tiplerinde yöneticiler için özel şartlar aranmıştır. Örneğin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 25’inci maddesinde (RG. 01.11.2005, S. 25983), banka genel müdürlerinin, hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde, mühendislik alanında lisans düzeyinde öğrenim görmüş olanların ise belirtilen alanlarda lisansüstü öğrenim görmüş olmaları ve bankacılık veya işletme alanında en az on yıllık mesleki tecrübeye sahip olmaları şartı aranmaktadır. Aynı kanunun 23’üncü maddesinde müdürler için aranan bu şartların banka yönetim kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de aranacağı düzenlenmiştir. Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği’nin 15’inci maddesinde de (RG. 27.05.2015, S. 29368) benzer bir düzenleme bulunmaktadır. İlgili maddenin ikinci fıkrasına göre, menkul kıymet yatırım ortaklığı yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun dört yıllık yükseköğrenim kurumlarından mezun olmuş olmaları ve finansal piyasa alanında en az beş yıllık tecrübe sahibi olmaları gerekmektedir.

(22)

7

B- Müdür Olarak Atanacak Kişilerin Ehliyeti

TTK m. 359/3 hükmünde anonim şirket yönetim kurulu üyeleri için açıkça tam ehliyetli olma şartı öngörülmüş ancak limited şirket müdürlerinin ehliyeti konusunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Limited şirket müdürleri bakımından ortaya çıkan bu boşluk karşısında tam ehliyetli olmayan kişilerin müdür seçilip seçilemeyeceği sorusu gündeme gelmektedir.

Öğretide genel kabul gören görüşe göre, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümler limited şirket müdürleri bakımından da uygulanacağından anonim şirket yönetim kurulu üyeliği için aranan şartlar ( TTK m. 359) kıyasen limited şirket müdürleri için de aranmalı, bu nedenle müdür seçilecek kişiler de tam ehliyetli olmalıdır13. Bu tespit, olması gereken hukuk açısından (de lege ferenda) bizce de isabetlidir. Ancak gerek kanunda açıkça tam ehliyet şartının aranmamış olması gerekse yönetim kurulu üyelerine ilişkin hükme atıf yapılmaması, müdürler bakımından tam ehliyetli olma şartının aranmaması gerektiği görüşünü de savunulabilir kılmaktadır14.

C- En Az Bir Müdürün Ortak Olması Şartı

TTK m. 623/1 hükmünde müdürlerden en az birinin ortak olması şartı öngörülerek müdürler kurulunun tamamen üçüncü kişilerden oluşmasına müsaade edilmemiştir15. Bu şart

13 Çamoğlu, Ersin: Limited Ortaklıkta Müdür Sıfatının Kazanılması ve Kaybedilmesi (Anılış: Müdür Sıfatı), Yargı Dünyası, S. 224, Ekim 2014, s. 12; Yıldız, Limited Şirketler, s. 250; Şener, Limited Ortaklık, s. 648;

Kaya, Müdürler, s. 65; Yıldırım, s. 11; Karaahmetoğlu, s. 30 vd. ETK döneminde limited şirket müdürleri

için aynı yönde bkz. Çevik, s. 269. Kanunda açıkça tam ehliyetin aranmadığı ETK döneminde, yönetim kurulu üyelerinin tam ehliyetli olması gerektiğine ilişin aynı yönde bkz. Domaniç, Hayri: Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi, C. II (Anılış: A.Ş), İstanbul 1988, s. 467; Teoman, Ömer: Kendilerine Yasal Danışman Atanan Kişilerin Anonim Ortaklıklarda Yönetim Kurulu Üyesi Olup Olamayacakları Sorunu, İkt. Mal. Der., C. XXVI, S. 10, 1980, s. 416, 417; Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 13. Aynı yönde bkz. Y. 11. HD, T. 05.12.1986, E. 1986/6726, K. 1986/6565 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

14 Nitekim Öztan, kanunda açıkça tam ehliyet şartının aranmadığı durumlarda sınırlı ehliyetsizlerin de idare meclisi üyesi olabileceğini belirtmektedir (Öztan B., s. 128). ETK döneminde yönetim kurulu üyeleri için aynı yönde bkz. Arslanlı, Halil: Anonim Şirketler, C. II-III, Anonim Şirketlerin Organizasyonu ve Tahviller (Anılış: C. II-III), İstanbul 1960, s. 99-101; Ayhan, Rıza: Anonim Şirketlerde Yönetim Kuruluna Üye Seçilebilmek İçin Ehliyet Şartı (Anılış: Ehliyet), SÜHFD, C. I, S. 1, 1988, s. 244, 245.

15 Ortak olma şartının, şirket amacının gerçekleşmesi ve üyenin şirkete olan aidiyetini artırmak için öngörüldüğü söylenmekle birlikte, öğretide, gerek müdür olacak kişiye sadece bu şartı sağlamak için göstermelik pay devri yapılması gerekse bu şartı yerine getiren müdürün sahip olduğu pay miktarının bir öneminin olmaması sebebiyle ortaklık şartının amacına hizmet etmediği belirtilmektedir. Bu hususta bkz. Helvacı, Yenilikler, s. 186; Doğan, Beşir Fatih: Anonim şirket Yönetim Kurulunun Organizasyonu ve Yönetim Yetkisinin Devri, B. 2, İstanbul 2011, s. 52; Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 14, dn. 17. Nitekim anonim şirket yönetim kurulu üyeliğine başlayabilmek için ortak olma şartını arayan eski düzenlemeye TTK m. 359 hükmünde yer verilmemiş, madde gerekçesinde, ETK döneminde pay sahibi olma şartını arayan gereksiz zorunluluğun ortadan kaldırıldığı, böylece az ortaklı anonim şirketlerde çok üyeli yönetim kurulu oluşturulmasına olanak

(23)

8 kapsamında müdürler kurulu tek üyeden oluşuyorsa bu üyenin; birden fazla üyeden oluşuyorsa bu üyelerden en az birinin ortak olması gerekmektedir. Yine yönetim ve idare yetkisi tamamen tek bir murahhasa bırakılmışsa bu kişinin; birden fazla murahhas atanmışsa bunlardan en az birinin ortak olması gerekmektedir16.

Bu vesileyle ifade edelim ki, tüzel kişinin müdür tayini durumunda17, tüzel kişi adına işlem yapmak üzere atanan gerçek kişinin ortak sıfatını taşıması, bu şartın sağlanması için yeterli olmayacaktır. Müdürlük sıfatı, tüzel kişiye ait olacağından ayrıca tüzel kişinin pay sahibi olması gerekecektir18. Yine kanunda açıkça pay sahibi olma şartı arandığından pay üzerinde intifa19 veya rehin hakkı bulunan kişilerin müdür seçilmesi de bu şartın sağlanması için yeterli olmayacaktır. Buna karşılık payın üzerinde rehin veya intifa hakkının bulunması, pay sahibinin müdür seçilmesine, dolayısıyla en az bir müdürün ortak olması şartının sağlanmasına engel değildir.

Kanun koyucunun öngördüğü “en az bir müdürün ortak olması şartı” karşısında, kaçınılmaz olarak akla şu soru gelmektedir: Acaba ortak olma şartını sağlayan müdürün ortaklık sıfatı sona ererse bunun sonucu ne olacaktır? Bu durumda en az bir müdürün ortak olması şartı sağlanmadığı gerekçesiyle tüm üyelerin görevinin sona erdiği savunulabilecek midir? Bu konuyu yönetim kurulu üyelerinin göreve başlayabilmeleri için ortalık şartının arandığı ETK

tanındığı, ayrıca hile-i şer’iyeye başvurulmadan uzman ve profesyonel yönetim kurullarının oluşmasının önünün açıldığı belirtilmiştir. Bkz. TTK m. 359’un gerekçesi.

16 Yıldız, Limited Şirketler, s. 246, 250; Şener, Limited Ortaklık, s. 645; Yıldırım, s. 13. 17 Bu konuda detaylı bilgi için bkz. aşağıda Birinci Bölüm, §3, III, s. 11 vd.

18 Önemle belirtelim ki, öğretide anonim şirket yönetim kurulu/müdürler kurulu üyeliği için aranan kanuni veya esas sözleşmesel şartların tüzel kişi yönetim/müdürler kurulu üyelerinin gerçek kişi temsicileri bakımından da aranması gerektiği, aksi takdirde yönetim/müdüdürler kurulu üyeliği için aranan şartların dolanılacağı, tüzel kişi yönetim kurulu üyesinin/müdürün, temsilcisi gerçek kişide vücut bulduğu düşünüldüğünde bu sonuca varmanın kanunun amacına daha uygun olacağı haklı olarak ifade edilmektedir [bkz. Kırca, İsmail: Anonim Şirketlerde Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği (Anılış: Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği), BATİDER, C. XXVIII, S. 2, 2012, s. 55, 56; Çostan, Hülya: Özel Hukuk Tüzel Kişilerinin ve Kamu Tüzel Kişilerinin Yönetim Kurulu Üyeliği, BATİDER, C. XXIX, S. 1, 2013, s. 122; Eminoğlu,

Cafer/Çakır, Fatma Betül: Anonim Ortaklılarda Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyesi Seçilmesi ve Kamu

Tüzel Kişilerinin Yönetim Kuruluna Temsilci Ataması, GÜHFD, C. XVIII, S. 3-4, 2014, s. 284. Yönetim kurulu üyeliği için aranan şartların, kanun veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe gerçek kişi temsilci bakımından aranmayacağı yönünde farklı görüş için bkz. Akdağ Güney, Necla: Anonim Şirket Yönetim Kurulu (Anılış: Yönetim Kurulu), B. 2, İstanbul 2016, s. 32, 33]. Nitekim kanun koyucu da anonim şirketlere ilişkin TTK m. 359/3 hükmünde yönetim kurulu üyesinin tam ehliyetli olması gerektiğine ilişkin şartı açıkça gerçek kişi temsilci açısından da aramıştır. Tam ehliyetli olma şartı dışındaki diğer şartlar ise öğretideki baskın görüş doğrultusunda gerçek kişi bakımından da aranacaktır. Ancak burada ortak olma şartı bakımından bir istisna tanınmasının dolayısıyla, gerçek kişi bakımından ayrıca ortak olma şartının aranmamasının daha isabetli olacağını belirtmek isteriz.

19 Benzer yönde bkz. Kendigelen, Abuzer: Anonim Ortaklık Payı Üzerinde İntifa Hakkı (Anılış: İntifa Hakkı), B. 1, İstanbul 1994, s. 330.

(24)

9 döneminde üyenin ortaklık sıfatını kaybetmesi hali bakımından inceleyen Şenocak20, ortaklık şartını öngören hükmün düzen hükmü olduğunu, bu şarta uyulmamasının üyenin sorumluluğunu artırmak dışında bir sonucunun olmadığını, ortaklık sıfatını kaybeden üyenin görev süresi doluncaya veya genel kurulca azledilinceye kadar görevine devam edeceğini, dolayısıyla bu süreç bakımından TTK m. 553 kapsamında sorumlu tutulabileceğini belirtmektedir.

Yazarın bu haklı tespiti karşısında ortak olma şartının sağlanmamasının müdürlerin sorumluluğu bakımından kural olarak bir önemi yoktur. Bununla birlikte aşağıda etraflıca inceleneceği üzere21 müdürlerin ortak olup olmaması, şirkete borçlanma yasağından kaynaklı sorumluluk açısından önem arz etmektedir. Şöyle ki, TTK m. 395/2 (TTK m. 644/1-b) hükmünde ortak olmayan müdürlerin şirkete borçlanması tamamen yasaklanmış ve bu yasağa aykırılığın yaptırımı olarak, borçlanılan miktar kadar alacaklılara karşı doğrudan sorumlu olunacağı belirtilmiştir. Ortak olan müdürlerin ise, bazı şartlar altında şirkete borçlanmasına müsaade edilmiş, ancak gerekli şartlar sağlanmamasına rağmen şirkete borçlanan ortak müdür için hangi yaptırımın uygulanacağı düzenlenmemiştir (TTK m. 358).

D- Esas Sözleşmeyle Aranacak Şartlar

Yukarıda da vurgulandığı üzere TTK’da müdürlerin niteliğine ilişkin herhangi bir şart aranmamış, en az bir müdürün ortak olması şartı sağlandığı takdirde neredeyse herkesin şirket yönetimine katılmasına imkân tanınmıştır. Ancak ortak olma şartının sağlanması ve hatta müdürlerin tam ehliyetli olması, seçilen kişilerin her durumda müdürlük görevinin gereklerini yerine getirebileceği anlamına gelmemektedir. Hayatın olağan akışında şirket yönetecek bir kişinin, şirketin faaliyet alanıyla ilgili asgari ticari bilgiye vâkıf olması beklenir. Hal böyle olunca, müdürlerin niteliğine ilişkin kanundaki eksikliğin özellikle sorumluluk hukukunda ortaya çıkarabileceği olumsuz sonuçları önlemek adına, esas sözleşmeyle düzenleme yapabilme imkânı önemli bir işleve sahiptir.

Bu bağlamda esas sözleşmeyle, müdür seçilecek kişinin, şirketin faaliyet alanı ile ilgili tecrübe sahibi olması, eğitim seviyesinin belirli bir düzeyde olması, ortak olması, belirli yaşta

20 Şenocak, Kemal: Anonim Ortaklıkta Iskat Kararının Sonuçları (Anılış: Şenocak, K.), GÜHFD, C. XI, S. 1-2, 2007, s. 284.

(25)

10 olması gibi şartlar öngörülebilir22. Yine belirli yaşı geçmemiş olmak gibi olumsuz şartların öngörülmesi de mümkündür. Şüphesiz esas sözleşmeyle bazı özel şartlar öngörebilme imkânı tüzel kişi müdür adına işlem yapacak gerçek kişi bakımından geçerli olduğu gibi murahhas tayini bakımından da geçerlidir. Hemen ifade edelim ki, emredici hükümler ilkesi23 de bu yönde düzenleme yapmaya engel değildir24.

Ancak bu imkân sınırsız değildir. Esas sözleşmeyle öngörülecek şartların dürüstlük kuralına25 ve kişilik haklarına aykırı olamaması gerekir. Bu nedenle örneğin, haklı gerekçe olmaksızın cinsiyet ayrımı yapan veya müdürlerin/gerçek kişi temsilcinin/murahhasın belli bir dine mensup olmasını öngören esas sözleşme hükümleri geçerli olmayacaktır26.

Son olarak belirtmek gerekir ki, müdür seçilebilmek için esas sözleşmeyle öngörülecek şartlar kanuni şartları ağırlaştırabilirse de hafifletemez27. Örneğin esas sözleşme ile müdürlerin tamamının ortak olması şart koşulabilir ancak en az bir müdürün ortak olması şartı bertaraf edilemez.

22 Bu hususta bkz. Çamoğlu, Müdür Sıfatı, s. 12; Yıldız, Limited Şirketler, s. 249; Yıldırım, s. 14; Kaya, Müdürler, s. 64; Domaniç, A.Ş, s. 469; Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 12; Kırca, İsmail/ Şehirali Çelik,

Feyzan Hayal/ Manavgat, Çağlar: Anonim Şirketler Hukuku (Anılış: C. I), C. I, Ankara 2013, s. 414.

23 TTK m. 579 (TTK m. 340) hükmünde, kanunun limited şirketlere ilişkin hükümlerinden, ancak kanunda buna açıkça izin verilmişse sapılabileceği düzenlenmiştir. Emredici hükümler ilkesi olarak nitelendirilen bu durum şirketler hukukunda sözleşme özgürlüğünü oldukça kısıtlamıştır. Emredici hükümler ilkesi hakkında detaylı bilgi için bkz. Karasu, Rauf: Anonim Şirketlerde Emredici Hükümler İlkesi (Anılış: Emredici Hükümler), B. 2, Ankara 2015, s. 45 vd.

24 Aynı yönde bkz. Karasu, Emredici Hükümler, s. 149 vd. Nitekim anonim şirketlerde emredici hükümler ilkesini düzenleyen TTK m. 340 hükmünün gerekçesinde de aynı yönde şu ifadelere yer verilmiştir: “340’ıncı madde bu kanunun herhangi bir hükmünden açıkça anlaşılmasa bile, esas sözleşme ile, yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere yöneticiler, denetçiler, işlem denetçileri ve benzeri kişiler için yaş, ek meslekî nitelikler ve kişisel şartlar konulmasına; komisyonlar ve kurullar oluşturulmasına; şeref başkanlıkları ve danışma konseyleri ihdas olunmasına, kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasına engel değildir. Çünkü her anonim şirket, yöneticilerinde kanunda öngörülenlere ek olarak nitelikler aramak, yaş sınırları koymak ve danışma kurulları kurmak hakkına sahiptir.” Limited şirketlerde emredici hükümler ilkesini düzenleyen TTK m. 579’un gerekçesinde de TTK m. 340 hükmünün gerekçesine atıf yapılmıştır. 25 Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 12. Yazar, genel kurulun seçim hakkını kullanırken esas sözleşme

hükümleriyle bağlı olduğunu, dürüstlük kuralına aykırı kayıtların genel kurulun münhasır seçim yetkisine müdahale anlamına geleceğini ve bu nedenle dürüstlük kuralına aykırı kayıtların geçerli olmayacağını belirtmektedir.

26 Yıldırım, s. 15. Benzer yönde bkz. Akdağ Güney, Yönetim Kurulu, s. 29 vd. 27 Yıldırım, s. 14; Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 12.

(26)

11

III- TÜZEL KİŞİLERİN MÜDÜR ATANMASI

A- 6762 sayılı ETK Döneminde Tüzel Kişilerin İdare Meclisi Üyeliği28

ETK m. 312 hükmünde tüzel kişilerin anonim şirket yönetim kurulu üyesi olamayacağı29, tüzel kişi adına işlem yapmak üzere atanan gerçek kişinin yönetim kurulu üyesi sıfatını taşıyacağı düzenlenmişti. Aynı kanunun limited şirketlere ilişkin 540’ıncı maddesinde ise, tüzel kişilerin limited şirkete müdür seçilebileceği kabul edilmekteydi30.

TTK m. 359 hükmüyle tüzel kişilerin de yönetim kurulu üyesi olmasına imkân tanınmış31, böylece anonim ve limited şirket arasında tüzel kişilerin idare meclisi üyeliği konusunda ortaya çıkan farklı uygulamaya son verilmiştir. Ayrıca gerçek kişinin fiillerinden tüzel kişinin sorumlu tutulup tutulamayacağı konusunda ortaya çıkan tartışmalar da açık kanun hükmüyle sonlandırılmıştır. ETK m. 540 hükmü ise, TTK m. 623’de aynen karşılık bulmuştur.

Belirtmek gerekir ki, gerek anonim gerekse limited şirketler bakımından tüzel kişinin idare meclisi üyesi seçilmesine imkân tanınması, özellikle sorumluluk hukuku bakımından yerinde olmuştur. Zira tüzel kişi adına işlem yapmak üzere atanan gerçek kişi idare meclisi üyesi kabul edildiği takdirde sorumluluktan kurtulmak isteyen tüzel kişilerin, maddi durumları kötü olan gerçek kişileri temsilci seçerek sorumluluktan kaçınmalarının önü açılmış olacaktı32. Ayrıca ticaret şirketlerinin kurulabilmesi için asgari sermaye şartının olduğu (TTK m. 580/1, TTK m. 332/1) ve müdür seçilecek gerçek kişinin ekonomik durumu hakkında kanuni bir şartın

28 Karışıklığa sebep olmamak adına belirtelim ki, çalışmamızda idare meclisinde tüzel kişinin bulunduğu şirket için şirket, idare meclisi üyesi seçilen tüzel kişi için tüzel kişi ve tüzel kişiyi idare meclisinde temsil edecek gerçek kişi için ise gerçek kişi terimleri kullanılmıştır.

29 Bu hususta detaylı bilgi için bkz. Tekinalp, Ünal: Anonim Ortaklıkların Yönetim Kurullarında Tüzel Kişilerin Temsili (Anılış: Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulunda Temsili), Ankara 1965, s. 12 vd.

30 Bu hususta bkz. Çevik, s. 270; Karaahmetoğlu, s. 39 vd. ETK m. 540 hükmünde açıkça tüzel kişinin müdür olabileceği belirtilmesine rağmen öğretide anonim şirketlere ilişkin hükme kıyasen tüzel kişinin değil, tüzel kişi adına işlem yapacak gerçek kişinin müdür sıfatını taşıyacağı da savunulmuştur. Bkz. Arslanlı/Domaniç, s. 661, 662.

31 Belirtmek gerekir ki, mevcut düzenleme karşısında gerçek kişinin müdürler/yönetim kurulu üyesi seçilmesi mümkün değildir. Bizzat tüzel kişinin müdürler/yönetim kurulu üyesi seçilmesi gerekmektedir. Bu nedenle tüzel kişiyi temsil edecek gerçek kişinin idare meclisi üyesi olacağına ilişkin genel kurul kararları batıldır. Bu hususta bkz. Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 52; Çostan, s. 120; Eminoğlu/Çakır, s. 279. 32 Nitekim yönetim kurulu üyeliği sıfatının gerçek kişiye ait olduğunun kabul edildiği ETK döneminde öğretide baskın görüş, gerçek kişinin fiillerinden tüzel kişinin sorumlu tutulamayacağı, gerçek kişinin bizzat sorumlu olacağı yönündeydi. Bu hususta öğretide ileri sürülen görüşler için bkz. Tandoğan, Haluk: Hükmi Şahsıların Anonim Şirket İdare Meclisinde Temsili (Anılış: Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulunda Temsili), BATİDER, C. I, S. 1, 1961, s. 14-29. Azınlıkta kalan görüş ise, gerçek kişinin fiillerinden dolayı tüzel kişinin de sorumlu tutulacağını kabul etmekteydi. Bu yönde bkz. Tekinalp, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulunda Temsili, s. 119 vd.; Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 207.

(27)

12 bulunmadığı dikkate alındığında, tüzel kişinin idare meclisi üyesi kabul edilmesi, gerçek kişinin fiillerinden şirketi sorumlu tutabilmenin yanı sıra zararın tazmin edilebilirliği açısından da yerinde bir düzenleme olmuştur33.

B- 6102 sayılı TTK Döneminde Tüzel Kişilerin İdare Meclisi Üyeliği 1- Müdür Atanabilecek Tüzel Kişiler

TTK m. 623/2 hükmü gereği, limited şirketlere gerçek kişiler müdür seçilebileceği gibi tüzel kişiler de seçilebilir. Kanunda tüzel kişi tipleri arasında herhangi bir ayrım yapılmadığından kural olarak tüzel kişiliğe sahip her topluluğun (dernek, vakıf, anonim şirket, limited şirket vb.) müdür seçilmesi mümkündür34. Ancak esas sözleşmeyle bu imkânın bazı tüzel kişilere özgülenmesi örneğin, sadece anonim şirketlerin müdür seçilebileceğinin kararlaştırılması mümkündür35.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, TTK m. 623/2 hükmü, tüzel kişilerin müdür tayini konusunda sadece imkân tanımakta, bir zorunluluk öngörmemektedir36. Ancak öğretide esas sözleşmeyle müdürlerin tamamının veya belli bir kısmının gerçek veya tüzel kişilerden oluşması şartının öngörülebileceği de ifade edilmektedir37.

2- Tüzel Kişi Adına İşlem Yapacak Bir Gerçek Kişinin Belirlenmesi

ETK döneminde öğretide tüzel kişinin üye kabul edilmesi halinde tüzel kişi adına işlemleri organının yapacağı, bu organın sürekli değişme ihtimalinin olduğu, bu durumun idare

33 Akdağ Güney, Yönetim Kurulu, s. 40; Tandoğan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulunda Temsili, s. 15;

Yıldırım, s. 6; Çamoğlu, Sorumluluk, s. 210; Vergi alacakları bakımından aynı yönde bkz. Barlass, İrfan:

Anonim ve Limited Ortaklılarda Kanuni Temsilcilerin Vergisel Sorumluluğu, İstanbul 2006, s. 136. Nitekim gerekçede de tüzel kişilerin idare meclisi üyesi seçilmesine imkân tanınmasının amacının, tüzel kişiliği sorumlu tutarak şirkete, ortaklara ve alacaklılara güvence vermek olduğu, böylece çok uluslu büyük şirketlerin yöneticilerin arkasına saklanarak sorumluluktan kurtulmasının önleneceği ve tüzel kişinin temsilcisinin eylem ve kararlarından tüzel kişinin sorumlu tutulamayacağı yönündeki yapay teorinin reddedildiği belirtilmiştir. Bkz. TTK m. 359 ve TTK m. 623’ün gerekçesi.

34 Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 53, Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 121. Alman hukukunda tüzel kişilerin müdür olamadığı yönünde bkz. Çamoğlu, Müdür Sıfatı, s. 12, dn. 3. 35 Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 53. Faklı görüş için bkz. Eminoğlu/Çakır, s. 280.

Yazarlar, esas sözleşmeyle bu yönde yapılacak bir sınırlamanın emredici hükümler ilkesine aykırı olacağını belirtmektedir.

36 Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 52; Sevi, Ali Murat: Anonim Ortaklıkta Tüzel Kişi Yönetim Kurulu Üyesi Adına Tescil Edilen Gerçek Kişinin Hukuki Sorumluluğu, BATİDER, C. XXXII, S. 3, 2016, s. 40.

37 Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 53. Yazar, müdürler kurulunun tamamının gerçek kişilerden oluşmasının şart kılınmasının emredici hükümler ilkesine aykırı olmayacağını belirtmektedir. Benzer yönde bkz. Akdağ Güney, Yönetim Kurulu, s. 32. Bu yöndeki düzenlemelerin emredici hükümler ilkesine aykırılık teşkil edeceğine ilişkin bkz. Eminoğlu/Çakır, s. 280.

(28)

13 meclisinin işleyişinde sorunlara yol açabileceği belirtilerek, şirket adına işlem yapacak gerçek kişinin, yönetim kurulu üyesi sıfatına sahip olmasının daha uygun olacağı savunulmaktaydı38. ETK döneminde dile getirilen bu kaygıyı gidermek adına39 gerek limited şirketlere ilişkin TTK m. 623 hükmünde gerekse anonim şirketlere ilişkin TTK m. 359/2 hükmünde, tüzel kişinin idare meclisi üyesi seçilmesi durumunda tüzel kişi adına işlem yapmak üzere bir40 gerçek kişinin belirleneceği ve şirket adına sadece seçilen gerçek kişinin toplantılara katılıp oy kullanabileceği öngörülmüştür41.

a- Tüzel Kişi Müdür ile Gerçek Kişi Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği

Tüzel kişilerin müdür seçilmeleri durumunda tüzel kişiliği müdürler kurulunda temsil edecek bir gerçek kişinin belirlenmesi şart kılınmış ancak seçilen gerçek kişi ile tüzel kişi müdür arasında ne tür bir ilişki bulunduğu hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Gerçek kişi ile tüzel kişi müdür arasındaki ilişkinin tespiti, gerek gerçek kişinin gerekse tüzel kişi müdürün, şirkete ve üçüncü kişilere karşı sorumluluğu bakımından önem arz etmektedir. Bu nedenle gerçek kişi ile tüzel kişi müdür arasındaki ilişkinin tespiti gerekmektedir.

Gerçek kişi ile tüzel kişi müdür arasında, hem iç hem de dış ilişki bakımından Türk Borçlar Kanunu (TBK)42 m. 40 anlamında temsil ilişkisi değil organ ilişkisi bulunmaktadır43. Gerçekten de, tüzel kişi adına işlem yapmak üzere gerçek kişinin belirlenmesinin temelinde

38 Tandoğan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 4; Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 199, dn. 564’de anılan yazarlar.

39 Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 52, dn. 2; Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 122; Eminoğlu/Çakır, s. 281. Yazarlar, bu düzenlemeyle her toplantıya farklı kişilerin gönderilmesi suretiyle kurulun çalışmasının ve istikrarının bozulmasının önüne geçildiğine dikkat çekmektedir. Aynı yönde bkz. TTK m. 359/2’nin gerekçesi.

40 Bu nedenle öğretide tüzel kişiyi temsil etmek üzere sadece bir kişinin seçilebileceği, yedek üye veya birlikte temsil kaydıyla birden fazla üye seçilemeyeceği kabul edilmektedir. Bkz. Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 54; Eminoğlu/Çakır, s. 281; Şener, Limited Ortaklık, s. 646; Çevik, s. 270; İmregün,

Oğuz: Anonim Ortaklıkta Yönetim Kurulu Üyelerinin Ortaklığa Karşı Hukuksal Sorumu (Anılış: Erdoğan

Moroğlu’na Armağan), Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu’na 65. Yaş Günü Armağanı, İstanbul, 1999, s. 259. 41 TTK m. 359/2 hükmünde tüzel kişi adına sadece temsilci olarak seçilen gerçek kişinin toplantılara katılıp oy

kullanabileceği belirtilmiştir. Kanunda sadece toplantılara katılmak ve oy kullanmak zikredilmesine rağmen öğretide gerçek kişinin, müdürlük görevinin icrası adına gerekli her türlü işlemi yapabileceği kabul edilmektedir. Bkz. Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 56; Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 125; Akdağ Güney, Yönetim Kurulu, s. 42. Limited şirketlere ilişkin TTK m. 623 hükmünde ise bu yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak öğretide TTK m. 359/2 hükmünün kıyasen limited şirketler bakımından da uygulanacağı kabul edilmektedir. Bkz. Şener, Limited Ortaklık, s. 646.

42 RG. 04.02.2011, S. 27836.

(29)

14 yatan sebep, organ ilişkisinin kabulünü gerektirir44. Zira tüzel kişi, kendisinin yürütemeyeceği işlemleri kendi adına yapmak üzere gerçek kişiyi görevlendirmektedir. Burada gerçek kişi temsilci olarak atandığı anda, gerçek kişi ile tüzel kişi müdür bir bütün haline gelmekte, adeta tüzel kişilik gerçek kişilikte somutlaşmaktadır45. Gerçek kişi temsilcinin şirket adına yapabileceği işlemler dikkate alındığında da aradaki ilişkinin organ ilişkisi olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü gerçek kişinin şirket adına yapacağı işlemler, çoğunlukla genel temsil yetkisiyle yapılacak türden değildir46. Müdürler kurulunda temsilen oy kullanmanın mümkün olmaması buna en bariz örnektir47. Organ sıfatının kazanılabilmesi için kanun veya esas sözleşmeyle bu yönde bir nitelendirilmenin yapılmasının şart olmadığı; şirket iradesinin oluşumunda etkili olmanın yeterli olduğu dikkate alındığında da tüzel kişi müdürün irade oluşumunda etkili olan gerçek kişinin, organ sıfatına sahip olduğunu kabul etmek gerekir48. Nihayet tüzel kişinin müdür sıfatını taşımasına imkân tanıyan düzenlemenin temelinde yatan düşünce de aradaki ilişkinin organ ilişkisi olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Nitekim bu düzenlemenin amacı, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, tüzel kişiyi mümkün olduğunca sorumlu tutabilmektir49. Aradaki ilişki temsil olarak nitelendirildiği takdirde bu amaca hizmet edildiği söylenemeyecektir. Zira TBK m. 40 anlamında genel temsil ilişkisinde haksız fiil, temsil kavramına dâhil olmadığından gerçek kişinin haksız fiilinden tüzel kişi müdürü ve dolayısıyla şirketi sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Organ ilişkisi kabul edildiği takdirde ise, haksız fiiller organ temsilinin kapsamına girdiğinden, gerçek kişinin haksız fiilinden tüzel kişi ve dolayısıyla şirket sorumlu tutulabilecektir. Bu sebeple, ancak ve ancak gerçek kişi ile tüzel kişi arasında organ ilişkisinin varlığı kabul edildiği takdirde tüzel kişinin müdürler/yönetim kurulu üyesi olabilmesine imkân tanıyan hükmün amacına hizmet eden bir nitelendirme yapılmış olacaktır50.

44 Tekinalp, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulunda Temsili, s. 127; Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 125.

45 Bu hususta bkz. TTK m. 359/2’nin gerekçesi.

46 Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 123; Akdağ Güney, Yönetim Kurulu, s. 43; Tandoğan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 24.

47 Benzer yönde bkz. Sevi, s. 45. Belirtmek gerekir ki, müdürler kurulunda temsilen oy kullanmayı yasaklayan açık bir kanun hükmü yoktur. Ancak yönetim kurulunda temsilen oy kullanmayı yasaklayan TTK m. 390/2 hükmünün kıyasen limited şirketler bakımından da uygulanacağı kabul edilmektedir. Bkz. Şener, Limited Ortaklık, s. 733; Yıldırım, s. 152; Kaya, Müdürler, s. 93; Karaahmetoğlu, s. 227.

48 Tekinalp, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulunda Temsili, s. 127, 129; Tandoğan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 23, 24; Sevi, s. 47.

49 Bkz. TTK m. 359’un gerekçesi.

(30)

15

b- Gerçek Kişi ile Limited Şirket Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği

Gerçek kişinin tüzel kişi müdür adına limited şirket müdürler kurulunda işlem yapacak olması, gerçek kişi ile müdürler kurulunda temsilen işlem yapılacak şirket arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı sorusunu da gündeme getirmektedir. Öğretide tüzel kişi müdür adına işlem yapmak üzere gerçek kişinin atanmasının, gerçek kişi ile limited şirket arasında kendiliğinden bir hukuki ilişki kurulmasına neden olmayacağı kabul edilmektedir51. Bizce de haklı olan bu kabul, gerçek kişi ile tüzel kişi müdür arasında organ ilişkisi bulunmasının doğal bir sonucudur52. Nitekim gerçek kişinin temsilci atanması durumunda, gerçek kişinin tüzel kişi müdürden bağımsız bir varlığa sahip olduğu söylenemeyeceğinden53 sadece tüzel kişi müdür ile limited şirket arasında organ ilişkisi kurulacak, gerçek kişi ile limited şirket arasında kendiliğinden bir ilişki kurulmayacaktır.

Hemen ifade edelim ki, tüzel kişi adına işlem yapmak üzere gerçek kişinin tayini, limited şirket ile gerçek kişi arasında sadece kendiliğinden bir hukuki ilişki kurulmasına engeldir. Limited şirket ile gerçek kişi arasında, gerçek kişinin temsilci olarak tayininden bağımsız bir ilişki bulunması veya sonradan bir ilişki kurulması elbette mümkündür54. Tüzel kişiyi temsil etmek üzere atanan gerçek kişi ile limited şirket arasında vekâlet ve hizmet akdi türü sözleşmelerin bulunduğu veya sonradan bu tür ilişkilerin kurulduğu durumlar böyledir55.

c- Gerçek Kişinin Sorumluluğu

aa- Gerçek Kişinin Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluğu

Hem gerçek kişi ile tüzel kişi müdür arasında hem de tüzel kişi müdür ile limited şirket arasında organ ilişkisi bulunduğundan gerçek kişinin tüzel kişi müdür adına yapmış olduğu işlemler sonuçlarını limited şirketin hukuk alanında doğuracaktır. Bu nedenle gerçek kişinin yapmış olduğu işlemlerden dolayı gerek gerçek kişi gerekse tüzel kişi müdür hak elde edemeyecek ve borç altına girmeyecektir. Örneğin gerçek kişinin, tüzel kişi müdürü temsilen şirket adına satış sözleşmesi yaptığı durumda üçüncü kişilere karşı sadece limited şirket alacaklı ve borçlu sıfatını taşıyacaktır.

51 Sevi, s. 49.

52 Aynı yönde bkz. Sevi, s. 49.

53 Nitekim TTK m. 359/2 hükmünün gerekçesinde de gerçek kişinin tescilinin, tüzel kişinin üyeliğini söz konusu gerçek kişinin kişiliğinde somutlaştırıp belirgin hale getirdiği belirtilerek, gerçek kişi ile tüzel kişinin bütünlüğüne dikkat çekilmiştir.

54 Sevi, s. 49. 55 Sevi, s. 50.

(31)

16 Ancak gerçek kişi, şirket adına işlem yaparken haksız fiil işlemişse bu fiilden gerçek kişi, tüzel kişi müdür ve limited şirket müteselsilen sorumlu olacaktır56. Zarar gören kişi, bu üç sorumludan istediğine başvurarak zararını tazmin edebilecektir. Gerçek kişi, zararı tazmin ettiği takdirde, eksik teselsülün bir gereği olarak57 tüzel kişi müdüre ve limited şirkete rücu edemeyecektir. Zararı limited şirket tazmin ettiği takdirde sadece tüzel kişi müdüre rücu edebilecektir. Limited şirket ile gerçek kişi arasında herhangi bir hukuki ilişki kurulmadığından ve gerçek kişinin tüzel kişi müdürden bağımsız bir kişiliği bulunmadığından limited şirket, gerçek kişiye ne sözleşmeye aykırılık ne de haksız fiil hükümleri kapsamında rücu edebilecektir. Ancak tüzel kişi müdür, rücu ilişkisi kapsamında zararı limited şirkete ödemişse tüzel kişi müdür de gerçek kişiye rücu edebilecektir. Zararı direk tüzel kişi müdür tazmin etmişse, gerçek kişiye rücu edebilecek ancak limited şirkete rücu edemeyecektir58.

bb- Gerçek Kişinin Limited Şirkete Karşı Sorumluluğu

Gerçek kişinin limited şirkete karşı sorumlu olup olmayacağı sorusunu cevaplayabilmek için gerçek kişi ile limited şirket arasındaki ilişkinin nitelendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda incelendiği üzere tüzel kişi adına işlem yapmak üzere gerçek kişinin atanması durumunda, gerçek kişi ile limited şirket arasında kendiliğinden bir hukuki ilişki kurulmamaktadır. Bu nedenle gerçek kişinin limited şirkete karşı sözleşmeye dayalı sorumluluğu da söz konusu olmayacaktır59. Bu durumda limited şirket, gerçek kişiye dolaylı olarak başvurabilecektir. Nitekim gerçek kişinin fiili tüzel kişi müdürün fiili sayılacağından limited şirket, tüzel kişi müdüre başvuracak, tüzel kişi müdür de aralarındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde gerçek kişiye rücu edecektir60.

Burada şu hususun incelenmesi yararlı olacaktır. TTK m. 553 hükmünde sorumlu tutulacaklar arasında sadece yönetim kurulu üyelerine (müdürlere) değil, şirket yöneticilerine de yer verilmiştir. Öğretide, maddede geçen yönetici kavramının, kendilerine verilen yetkileri,

56 Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 128.

57 Eksik teselsül halinde rücu ilişkisi hakkında bkz. Akıntürk, Turgut: Müteselsil Borçluluk, Ankara 1971, s. 138.

58 Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 59; Çoştan, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 127.

59 Yasaman, Hamdi: Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Açılabilecek Sorumluluk Davaları, GSÜHFD, 2013/2, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Saygı Sempozyumu, s. 100, 101; Pulaşlı, Hasan: Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Anonim Şirketlerde Yöneticilerin Hukuki Sorumluluğu, Prof. Dr. Ali Naim İnan’a Armağan (Anılış: Ali Naim İnan’a Armağan), Ankara 2009, s. 584.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilgi talepleriniz için www.teknofilter.com com adresini ziyaret edebilir veya info@teknofilter.com adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.. Telefon : +90212 852

57 Tüzel kişi, kendisi biz- zat yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğinde, VUK’un 10’uncu ve AATUHK’nın mükerrer 35’inci maddeleri kapsamında, anonim

Bu çalışmamızda, kamu alacaklarının ve vergi alacaklarının ayrılan yönleri ele alınarak bu iki ayrı alacaklardan anonim şirket yönetim kurulu ve limited

Evlenme yaşı 20 ve üzeri olan ve ailede kararlara katılan kadınların menopozal semptomları daha az yaşadığı, gebelik sayısı 6 ve üzeri olan, cerrahi yolla menopoza giren

Araştırmamızda elde edilen sonuçlara göre hemşirelik dördüncü sınıf öğrencilerinin ve hemşirelerin intörnlük uygulamasına ilişkin olumlu görüş ve

dokuz yüz doksan iki yüz otuz altı 7) 2 birlik, 8 onluk ve 4 yüzlükten oluşan sayının 419 eksiği kaçtır? sekiz yüz kırk iki dört yüz yirmi dokuz.. ġĠFRELĠ

2021 yılı Ocak ayında inşaat malzemeleri ihracatı miktar olarak geçen yılın Ocak ayına göre yüzde 12,4 gerileme gösterdi. İnşaat Malzemeleri Sanayi ihracatı

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunda 6762 sayılı mülga Ticaret Kanunu zamanında var olan mutlak