• Sonuç bulunamadı

Müdürler Kurulu ile Şirket Arasındaki Organ İlişkisi

Hukuk sistemimiz, tüzel varlıklara da kişilik tanıyarak hak edinmelerine ve borç altına girmelerine imkân tanımıştır (TMK m. 47). Ancak tüzel kişilere tanınan hakların kapsamı ve bu hakların kullanış şekli, bazı yönlerden gerçek kişilerden ayrılmaktadır. Nitekim gerçek

77 Bilgili, s. 34.

78 Organ ilişkisi ile ifa yardımcısı ilişkisinin karşılaştırması için bkz. Öztan B., s. 91-93; Şenocak Z., s. 130- 132.

79 Bilgili, s. 34.

21 kişiler, her türlü hakkı elde etmeye ve her türlü borç altına girmeye ehilken; tüzel kişiler, gerçek kişilere özgü olanlar dışındaki hak ve borçları edinebilirler (TMK m. 48). Yine gerçek kişiler ile tüzel kişiler arasında hakların kullanılma şekli bakımından da fark bulunmaktadır. Nitekim gerçek kişiler, hak elde etmeye ve borç altına girmeye yönelik iradelerini bizzat oluştururken; tüzel kişilerin yapıları gereği bu yöndeki iradelerini bizzat oluşturma imkânları yoktur. Tüzel kişiler, iradelerini oluşturabilmek için kendi varlığından bağımsız gerçek kişilere ihtiyaç duyarlar81. Şirket adına hareket eden bu kişiler organ olarak nitelendirilmektedir.

Kanunda organ kavramına ilişkin açık bir tanım bulunmamakla birlikte öğretide, şirket tüzel kişiliği adına hareket eden, onun adına hukuki işlemler yapan ve şirketi dış ilişkide temsil yetkisi olan kişi veya kişiler organ olarak nitelendirilmektedir82. Ayrıca gerek tüzel kişilerin gerçek kişi temsilcilerinin gerekse gerçek kişilerin, şirket tüzel kişiliği perdesi arkasına saklanarak sorumluluktan kaçmalarını önlemek adına yapılan bu tanımın mümkün olduğunca geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu nedenle organ ilişkisinin kabulü için kanun veya esas sözleşmede açıkça bu yönde bir nitelendirmenin varlığı aranmamakta, bağımsız şekilde hareket edip şirketin irade oluşumunda doğrudan etki eden83 herkes şirket organı olarak kabul edilmektedir84. Fiili organ olarak nitelendirilen bu kişilerin, şirket

81 Öztan B., s. 107; Bilgili, s. 20; Kırca, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu Üyeliği, s. 53; Çamoğlu, Sorumluluk, s. 33.

82 Bilgili, s. 20.

83 Hâkim pay sahibinin, idare meclisi toplantısında azil tehdidi savurarak üyelerin ne yönde karar vermesi gerektiğini belirttiği durumlarda kararı etkileyen hâkim pay sahibi, fiili organ durumundadır. Yine gerek fiili gerekse hukuki engellerden dolayı üye seçilemeyen kişinin, kendi talimatlarını yerine getirecek birini üye seçtirmesi ve bu üyenin yasaklı kişinin emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmesi durumunda yasaklı kişi fiili organ durumundadır. Örnekler için bkz. Helvacı, Sorumluluk, s. 10. Kırca, fiili organların etkisi ile hareket edilen bu gibi durumlarda, şirket menfaatinin göz ardı edilme ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekmekte ve bu gibi durumlarda idare meclisi üyelerinin özen yükümlülüğüne uygun hareket edip etmediklerinin daha ciddi bir şekilde incelenmesi gerektiğini belirtmektedir [Kırca, İsmail: Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarında Takdir Yetkisi – Özen Borcu (Anılış: Takdir Yetkisi), BATİDER, C. XXII, S. 3, 2004, s. 95]. Pulaşlı ise, şirketin kararlarında etkili olabilmeyi organ nitelendirmesinin temel unsuru olarak görmekte, bu olanağının ortadan kalktığı anda organ sıfatının da sona ereceğini belirtmektedir (Pulaşlı, Ali Naim İnan’a Armağan, s. 579). Yargıtay ise, bir kararında şirkette hâkim ortak konumunda bulunan derneği, sadece bu konumu sebebiyle fiili organ olarak nitelendirmenin mümkün olmadığına hükmetmiştir. Bkz. Y. 11. HD, T. 4.11.2014, E. 2014/8173, K. 2014/16828: “…Davacı ile davalı dernek arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı, davacının satın aldığını bildirdiği hisse senetlerinin şirkete ait olduğu, dernek ile ilişkilendirilemeyeceği, derneğin de davacı gibi davalı şirketin paydaşları arasında yer aldığı, sadece yöneticilerinin aynı olmasının derneğe karşı sorumluluk davası açılmasına gerekçe teşkil etmeyeceği…” (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası). Yargıtay başka bir kararında ise, müdürlük görevi sona ermesine rağmen fiilen şirketi yönetmeye devam eden ortağın sorumlu olacağına hükmetmiştir. Ancak kararda sorumluluğun dayanağı belirtilmemiştir. Bkz. 11. HD, T. 11.12.2017, E. 2016/12844, K. 2017/7063 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

84 Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 143-148, Doğan, s. 8; Yasaman, s. 100; Pulaşlı, Ali Naim İnan’a Armağan, s. 579, 583; Çamoğlu, Sorumluluk, s. 34, 35; Altay, Anlam Sıtkı: Anonim Ortaklıkta Yönetim Yetkilerinin Devrinin Sorumluluğa Etkileri (Anılış: Yönetim Yetkilerinin Devri), İstanbul 2011, s. 30; Karaca, s. 13.

22 yönetimine sürekli olarak etki etmesi şartı da aranmamakta, şirketle ilgili münferit işlere katılan ve o işe yön veren kişinin de sadece etki edilen işlemle sınırlı kalmak kaydıyla sorumlu tutulacağı kabul edilmektedir85.

Öğretide müdürler kurulu ile şirket arasında organ ilişkisinin varlığı hakkında tereddüt bulunmamakla birlikte86, münferiden müdürler ile şirket arasında ne tür bir ilişki olduğu konusunda görüş birliği sağlanamamıştır. Bir görüşe göre, münferiden müdürler ile şirket arasında organ değil, organ görevlisi ilişkisi bulunmaktadır87. Bizim de katıldığımız diğer bir görüşe göre ise, münferiden müdürler ile şirket arasında da organ ilişkisi bulunmaktadır88. Akdağ Güney89, öğretide ortaya çıkan bu ayrımın müdürlerin sorumluluğu bakımından pratik

Müdür sıfatına sahip olmamakla birlikte şirketin iradesini etkileyen bu kişiler, öğretide fonksiyonel organ olarak da nitelendirilmektedir. Bkz. Poroy, Reha/Tekinalp, Ünal/Tekinalp, Gülören: Ortaklıklar Hukukunda Organların Sorumluluğu, Doğumunun 100. Yılında Atatürk’e Armağan, İstanbul 1982, s. 349. Farklı nitelendirme için bkz. Helvacı, Sorumluluk, s. 9, dn. 21. Yazar, esas sözleşmeyle veya genel kurul karıyla seçilmeyen ancak fiilen organmış gibi hareket eden bu kişileri fonksiyonel organ olarak tanımlamamak gerektiğini, nitekim şirkette hâkim durumda olup herhangi bir yönetimsel işe karışmayan kişinin fonksiyonel organ yerine “olgu organ” olarak nitelendirmenin daha uygun olacağını belirtmektedir. Bilgili ise, organ kavramını maddi ve şekli organ olarak iki alt başlığa ayırmakta, kanun ve esas sözleşmeyle organ olarak nitelendirilen kişileri şekli organ kabul etmekte, şekli organ kapsamı dışında kalıp tüzel kişilikte en yüksek düzeyde yönetim ve temsil yetkisinin yerine getiren kişileri (fiili/fonksiyonel/olgu organ) maddi anlamda organ olarak nitelendirmektedir (Bilgili, s. 32, 33). Fiili organ kavramına ilişkin ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Öztan B., s. 36-82; Altay, Yönetim Yetkilerinin Devri, s. 29 vd.; Aksoyak, Mustafa: Anonim Şirketlerde Fiili Yönetim Kurulu Üyeliği, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2016, s. 14 vd. Nitekim TTK m. 553’ün gerekçesinde de fiili organ kavramından bahsedilmiş ancak mehaz kanunda geçen ve fiili organları da kapsayan “uğraşan” ifadesinin bilinçli olarak kanun metnine alınmadığı, bu kelimenin kanun metnine alınması halinde Türk uygulamasında ifadenin amacını aşacak şekilde yorumlanacağı, bu nedenle fiili organ kavramının içeriğinin, madde metninde geçen “yönetici” kavramı dikkate alınarak öğreti ve yargı kararlarıyla tespit edileceği belirtilmiştir. Helvacı ise, TTK m. 553 hükmünde sadece “yönetim kurulu üyelerinden” bahsedilmeyip, ayrıca “yönetici” teriminin kullanılmasının yeni kanunun olumlu bir düzenlemesi olduğunu, bu ifade ile aslında kâğıt üzerinde şirketi yönetir durumda görünmeyen, ancak gerçekte şirketi yöneten kişileri sorumlu tutmanın mümkün hale geldiğini ifade etmektedir. Helvacı, Mehmet: Sorumluluk Davasında Getirilen Yenilikler (Anılış: Video), Anonim ve Limited Ortaklık Yöneticilerinin Sorumluluğu Sempozyumu I. Oturum sunum videosu, http://video.bilkent.edu.tr/series_listing.php?category=3&lang=tr&series_id=44, E.T: 11.12.2018, dk., dk. 29, sn. 20 vd.

85 Yasaman, s. 100; Doğan, s. 14; Altay, Yönetim Yetkilerinin Devri, s. 42, 43; Aksoyak, s. 111; Pulaşlı,

Hasan: Şirketler Hukuku Şerhi, C. III (Anılış: Şerh C. III), Ankara 2018, s. 2553.

86 Bu hususta detaylı bilgi için bkz. Karaahmetoğlu, s. 77 vd.

87 Çamoğlu, Sorumluluk, s. 37; İmregün, Erdoğan Moroğlu’na Armağan, s. 26; İmregün, Oğuz: Anonim Ortaklılar (Anılış: A.Ş), B. 4, İstanbul 1989, s. 228; Kaplan, İbrahim: 6102 Sayılı YTTK Hükümlerine Göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri ve Diğer Üst Yöneticilerin, Şirkete, Ortalara ve Şirket Alacaklılarına Karşı Hukuki Sorumluluğu, AÜHFD, C. LXV, S. 4, s. 3502.

88 Kaya, Müdürler, s. 74; Yıldırım, s. 28; Helvacı, Sorumluluk, s. 30, 31. Yazar, idare meclisi üyeleri münferiden organ olarak kabul edilmediği takdirde üyenin yaptığı işlemin kendisini değil şirketi bağlamasının açıklanamayacağını belirtmektedir. Ayrıca bkz. Doğan, s. 9. Yazar, münferiden müdürler ile şirket arasındaki ilişkiyi organ ilişkisi olarak nitelendirmeden farklılaştırılmış teselsülü uygulamanın mümkün olamayacağını, nitekim farklılaştırılmış teselsülde sorumluluğun müdürler kurulunda değil kusurları oranında üyelere ait olduğunu belirtmektedir.

23 bir sonucu olmadığına dikkat çekmektedir. Nitekim münferiden müdür ile şirket arasında ister organ ister organ görevlisi ilişkisi olduğu kabul edilsin, bu kişilerin yaptığı işlemden şirket bizzat sorumlu tutulmakta ayrıca bu kişiler, müdürlerin sorumluluğu hükümleri kapsamında değerlendirilmektedir.