• Sonuç bulunamadı

Yeni Dini Hareketin Çatışma Sürecine Girmesi

Belgede Kur'an'da toplumsal çatışma (sayfa 57-60)

Din, toplumun birey, grup, sınıf ve tabakalarını, farklılıklarıyla birlikte bütünleştirir, ayrılık ve bölünmelerden uzak tutar. Dinin önemli işlevlerinden biri, içerisinde çeşitli nedenlerle ortaya çıkan sosyal farklılık ve farklılaşmalardan dolayı bölünüp parçalanmak tehlikesiyle karşı karşıya bulunan toplumu birleştirmek, bütünleştirmek ve insanlarda oluşturduğu zihniyet yapısıyla toplumda çıkması muhtemel karışıklık ve düzensizlikleri, hatta çatışma veya savaşları önlemektir. Din, toplum içindeki dağınıklığa, düzensizliğe, bunalıma ve ümitsizliğe karşı bütünleşmeyi, umudu, motivasyonu koyar.264 Din, toplum için görece olumlu işlevlerde bulunmanın yanı sıra olumsuz bir takım işlevlere de sahip bulunabilmektedir. Bunlardan biri, bazen bütünleştirmenin zıddına parçalama noktasına da varan çatışmadır. Dinin tarihsel ve çağdaş olarak toplum içinde çatışma işlevine sahip olduğu bilinmektedir. Din, kendi inananları içinde bir birlik ve bütünlük sağlarken, daha

261 Walter H. Capps, “Toplum ve Din”, Din, Toplum ve Kültür-Din Sosyolojisi ve Antropolojisine Giriş

kitabının içinde, Çev. Ali Coşkun, İz Yay., İstanbul, 2005, s.24.

262 Günay, a.g.e., s.445. 263 Günay, a.g.e., s.252. 264 Okumuş, a.g.e., s.72.

genel anlamda bir çatışma işlevi görebilir.265 Dinin ortaya çıkardığı yeni bir tecrübeye sahip olunmasıyla din, bütün üyeleri samimi olarak tam bir şekilde birleştiren ve bütünleştiren şeydir; fakat din, o inancı paylaşanları, kendilerinin paylaşmadığı dünyanın kalan kısmından ayırır; bu nedenle inanmak, toplumsal farklılaşmaların ötesinde büyük çatışmaların nedeni de olabilir.266 Bu bakımdan din, öteden beri şiddetli toplumsal savaşımlarla keskin çatışmaların kökenini oluşturmuştur.267

Toplumsal davranışlar ve onların tezahür biçimleri olan sosyal hareketler, toplumda uyum, çatışma ve değişme ile ilişkilidirler ve daha doğrusu bir anlamda, sosyal hareket sosyal değişmenin bir tezahür biçimi olduğuna göre, dini hareketlerin de toplumsal değişmenin önemli bir tezahürü olduğu belirtilmelidir.268 Sosyal değişmenin en önemli dinamiklerinden biri çatışmadır. Egemen olanlarla egemenlik altında bulunanlar arasında, bazı gruplar ve farklı değer sistemleri arasındaki çatışmalar tarihe eşlik etmişlerdir. Bu nedenle din, daima bütünleştirici bir rol oynamamış, sık sık şiddetli çatışmalara da neden olmuştur. R. K. Merton, örneğin inanç için yapılan savaşlar gibi, dinin yıkıcı güçlerine işaret etmişti. Bazı dini sistemler egemenliği kabul ederler; diğer bir kısmı, hâkimiyet altında bulunanlara, mevcut egemenlik ilişkilerini yıkmanın yüce dini bir görev olduğuna dair dayanak çerçevesi oluştururlar.269 Eğer bir dini grup kendi ahlaki ölçülerini tüm topluma uygulamak isterse, farklı ahlaki ölçüler çatışmalara neden olabilirler.270 Dinin değiştirici rol oynayan taraflarından bir kısmı, çatışma motifinden gelir. Çatışma çok defa değişimin kaynağıdır ve bu değişim toplum için iyi olabilir. Din çatışmaya ve toplumda değişime katkıda bulunabilir. Çatışma geçicidir ve yeni bir mana ve birleşme içindir; fakat değişmenin dinamiğini taşır. Din, gelenekleşme, kültürleşme zorunluluğu ve bireysel ve sosyal istikrar, sosyal yapı ihtiyacı dolayısıyla muhafazakâr; fakat inancın dinamik psikolojisi sebebiyle de inkılâpçıdır. Sosyal değişmenin dinamiklerinin en önemlisi psikolojik faktör olduğuna göre, dinin değişme ile olan bağını anlamak kolaydır.271

Geleneksel toplumdan kopan bir dini grubu öncekilerden ayıran başlıca özellikler, orada yeni bir dünya görüşü, yeni bir toplum düzeni ve öncekilere kıyasla farklı bir takım

265 Okumuş, a.g.e., s.74.

266 Wach, Din Sosyolojisi, s.155; Sezen, İslam’ın Sosyolojik Yorumu, s.100. 267 Giddens, a.g.e., s.462.

268 Günay, a.g.e., s.440.

269 Günter Kehrer, “Din Sosyolojisi”, Çev. M. Emin Köktaş, Der: Yasin Aktay-M. Emin Köktaş, Din

Sosyolojisi kitabının içinde,Vadi yay., 2. Bas., Konya, 1998, s.96.

270 Kehrer, a.g.e., s.98.

değerlendirmelerin yer etmesidir.272 Bütün peygamberler, yeni bir düzen kurmak istemişler ve kurmuşlar, sosyal hayata yeni bir işlerlik kazandırmışlardır. Fakat dinler yepyeni bir toplum, yepyeni bir değerler sistemi yaratmaz; ancak yeni bir dünya görüşü, yeni bir sıralanış, yeni bir mana kazandırır. Bunu tarihi olanın ve mevcudun üzerine kurar.273 Bu nedenle din, ilk örgütlenme dönemlerinde mevcut toplumsal yapısını, kendi yapısal ve fonksiyonel özellikleri ile değişikliğe uğratarak, yeni bir toplumsal yapının oluşmasını sağlamaktadır.274 Böylece dinsel hareketler doğar doğmaz, adeta çevrelerine adaptasyon için bir tarz geliştirme mücadelelerine girişirler.275 Din, çevre şartlarının zorlamasıyla ortaya çıkmış bir inanç değildir. Aksine gerçek din, çevre şartlarını ve kültürün diğer unsurlarını değiştiren ve onları belli bir mana etrafında bütünleşmeye yönlendiren temel bir unsurdur.276 Bu bakımdan dinsel bir sistem ile yer aldığı çevre arasındaki ilişki dinamiktir. Bir dinsel sistem, kaynak bulmak için zorunlu olarak çevresine bağımlılık gösterir; ama bu kaynaktan kullanırken de o çevreyi belirgin şekilde değiştirebilir.277

Tüm toplumsal tabakalara uzanan ve üyelerine kesin olarak farklılaşmış dini değerler sağlayan dini örgütlerin durumu, toplumun tabakalaşma ilişkilerini yansıtan dini çoğulculuğa göre önemli derecede çatışma yüklüdür.278 Dolayısıyla birbirine rakip iki dini yönelişin ortaya çıkışı, birbirlerinin meşruiyet iddialarını çürütmekte ve bütüncül bir meşrulaştırmaya götürebilecek tam bir toplumsal uzlaşma ortaya çıkmasını engellemektedir.279 Peygamberlerin tebliğleri, toplumsal bir hareketin doğurduğu bütün durumlarda toplumdaki mevcut sosyal yapıda bir değişimi, o ortamı yeniden kurmaya yönelik doğal bir muhalefeti de içermektedir. Peygamberlerin meydan okumalarının kabul görüp başarılı olması halinde taraftarlarının sosyal hayatı üzerinde köklü değişiklikler gerçekleştirdikleri bir olgu olarak gün yüzüne çıkmaktadır. Bu da peygamberlerin tebliğ ve uygulamasını üstlendikleri dinin amacının toplumsal değişmeyi sağlamak olduğunu ortaya koymaktadır.280

272 Günay, a.g.e., s.252.

273 Sezen, İslam’ın Sosyolojik Yorumu, s.27. 274 Çelik, a.g.e., s.49.

275 Robert J. Wuthnow, “Din Sosyolojisi”, Din ve Modernlik- Toplumbilim Yazıları I- kitabının içinde, Çev.

Adil Çiftçi, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2002, s.75.

276 Sezen, Sosyoloji Açısından Din, s.57. 277 Wuthnow, a.g.m., s.66-67.

278 Kehrer, a.g.e., s.77-78. 279 Şentürk, a.g.e., s.66. 280 Yolcu, a.g.e., s.48.

Belgede Kur'an'da toplumsal çatışma (sayfa 57-60)