• Sonuç bulunamadı

Ahiret gününe iman etme

Belgede Kur'an'da toplumsal çatışma (sayfa 67-70)

2.3.1. Çatışmanın Düşünsel Temelleri

2.3.1.2. Ahiret gününe iman etme

İnsanların yaptıkları her şey, söyledikleri her söz melekler tarafından yazılmaktadır.327 Kim zerre kadar bir iyilik ya da kötülük yapmışsa onun karşılığını görecektir.328 Ahiret gününe iman etme insanların hayatını her yönden değiştiren bir davranıştır. Çünkü ahiret gününe iman eden bir insan, davranışlarını hep Allah'ın istediği bir şekilde düzenlemesi gerekecektir. Dünya hayatının karşısında duran ahiret günü, insanları etkileyerek hayatlarına bir yön çizmektedir. Artık dünyada yaptıkları her bir davranışın hesabını ahirette vermek zorunda kalacaklardır.329 Bu nedenle insanlar ahiret gününü kabul etmeleriyle hayatları bambaşka bir şekle bürünecektir.330

322 49/Hucurat, 13. 323 2/Bakara, 21. 324 2/Bakara, 22, 29; 4/Nisa, 116. 325 33/Ahzab, 72; 59/Haşr, 21. 326 2/Bakara, 28. 327 50/Kaf, 17-18. 328 99/Zilzal, 7-8. 329 2/Fatiha, 4. 330 2/Bakara, 4.

Dünya hayatını ahiret karşılığında satanların, Allah yolunda savaşması emri verilmekte,331 iman edip hicret eden, mallarıyla ve canlarıyla cihad eden bu mü’minlerin Allah katında daha üstün oldukları vurgulanmaktadır.332 Mü’minleri acı bir azaptan kurtaracak ticaret Allah'a ve Resulü’ne inanmak, mallar ve canlarla Allah yolunda cihad etmek ile gerçekleşecektir.333 Yani Allah yolunda savaşmak için en önemli şartın bu dünya hayatına değer verilmemesi oluşturmaktadır. Değilse bu dünya hayatındaki nimetleri düşünenlerin kendilerini Allah yolunda feda etmeleri mümkün olmayacaktır. Bu nedenle dünya hayatından Allah rızası için vazgeçebilmek için ise oldukça önemli bir gayretin sarf edilmesi gerekecektir. Dünya hayatını ahiret için satmak, bunun yapılabilmesi için ise, ahirete öyle bir iman ile bağlı olmak gerekir ki, bu dünyadaki geçici mutluluklar hiçbir anlam ifade etmesin. Ayrıca mü’minlerden çaba gösterenlerin ayrıca önemli olduklarını görmekteyiz. Mallarını, canlarını Allah yolundan esirgeyen ve savaştan geri kalan münafık karakterli ya da dünyayı ahirete tercih eden Müslüman olduğunu söyleyen kimselerin Allah katında değerleri yoktur.334 Onların bu dünyaya tutkunlukları Allah'ın yolunda cihad etmekten daha sevimli olduğu için onların yanlış yolda olduklarını görmekteyiz.335 Bu bakımdan mü’minler sadece inanmış olmakla kalmayan, her şeyleriyle Allah yolunda çaba harcayan kimseler olmalıdırlar. Değilse mü’minler, mallarıyla ve canlarıyla savaşmamak için, gerçekten bir mazeretleri yoksa,336 asla geri kalmayı istemezler.337

Allah, Yahudilere, eğer sadece cennet onlara ait olduklarını iddia ediyorlarsa ölümü istemelerini istemekte; ancak onların işledikleri günahlar nedeniyle ölümü istemeyeceklerini belirtmektedir.338 Onların ölümü istemeyecekleri gibi yaşamak için ellerinden gelen her şeyi yapmak isterler. Hatta putperestler dünya hayatlarına olan bağlılıklarından dolayı ya da ölümdeki azaptan korktukları için bin yıl yaşamayı isterler.339 Kâfirlerin yaptıkları hatalarının farkında olması ölümden kaçmalarına neden olmaktadır. Hâlbuki mü’minlerin ölümden korkmaları söz konusu değildir. Bu nedenle her hangi bir çatışma durumunda kâfirler ölümden korkarak mücadele ettikleri için, mü’minlerin mücadelesi gibi hiçbir zaman savaşamayacaklardır. Çünkü mü’minler öldükten sonra cennete gireceklerini bildiklerinden dolayı, ya zafer elde ederiz ya da şehit olarak cennetteki nimetlere kavuşuruz 331 4/Nisa, 74; 9/Tevbe, 111. 332 9/Tevbe, 20, 41, 88. 333 61/Saf, 10-11. 334 9/Tevbe, 38-39, 42, 81-82. 335 9/Tevbe, 24. 336 9/Tevbe, 91-92. 337 9/Tevbe, 44-45, 86-87, 90, 93; 48/Fetih, 11. 338 2/Bakara, 94-95; 62/Cum’a, 6-7. 339 2/Bakara, 96.

düşüncesiyle mücadele edecekleri için, onların çatışmaları çok daha etkili olacağı açıktır. Allah yolunda öldürülenlere ölü denmemesinin340 ve birçok müjdeyle karşı karşıya olmalarının,341 amellerinin boşa çıkartılmamasının342 mü’minler üzerindeki etkisini, yani şehit olmalarında edecekleri mücadelenin şiddetinin ne kadar yüksek olacağını görebiliriz. Ayrıca mü’minler arasında da cihad edenlerin her hangi bir özrü olmaksızın oturanlara oranlara derece bakımından üstün kılınması ile Allah yolunda cihadın teşvik edildiğini görmekteyiz.343

Tabi burada ahiret gününü kabul etmeyenlerin, kabul edenler karşısındaki tutumları da araştırılması gerekmektedir. Ahiret gününü kabul etmeyen inkârcıların inananlara bakışının normalde bir etkisinin olmaması gerekmektedir. Çünkü inananların ahireti kabul etmeleri kendilerini ilgilendiren bir durumdur; bundan dolayı kendileri bu durum karşısında bir tavır almaları gerekmeyecektir. Fakat inananların ahireti kabul etme davranışları birçok yönden kendilerini etkilediği gibi, hayatı da bu inanca göre düzenlemeleri istenmektedir. Kur'an'ın sözünü ettiği kulluğun sadece yapılması gereken ibadetlerden ibaret olmamakta, bireysel ibadetlerin bu anlamda pek bir anlam ifade etmediği; Kur'an'ın insanlardan isteği bir bütün olarak hayat tarzının oluşturulması olmaktadır.344 Bu nedenle ahiret inancının inkâr edenler üzerindeki hayatı yönlendirme isteği, onların bu inanca karşı olumsuz bir tavır sergilemelerine neden olmaktadır. O halde ahiret inancının inkârcılar üzerindeki olumsuz etkisinin hayata olan etkileri, yani toplumsal karşılığının bulunması olduğunu söyleyebiliriz. Burada bireysel olarak inanılan ve sadece bireye bir etki sağlayan ahiret inancının inkârcılar üzerinde bir olumsuz etki yaratması söz konusu olmadığını görmekteyiz. Bu nedenle günümüz dünyasında ortaya çıkan bireysel dini duygu ve davranışların, Kur'an'ın mü’minlerden istemiş olduğu bir ahiret inancı özelliğini taşımadığını anlamaktayız. Çünkü Kur'an, ahiret inancının tek başına bir anlamı olmadığını, buna ek olarak, belli bir hayat planı ortaya çıkarılmasını öngörmektedir.345

Allah, insanların bu dünyada yaptıkları davranışları değerlendirirken kullanacağı temel kriterin kendisinin emirlerinin yerine getirilip getirilmediği olduğunu buyurmaktadır. Bu nedenle Allah, yarattığı kulları dünyada kendi istediği şekilde kulluk yaparlarsa onları ölümlerinden sonra cennete koyacağını ve birçok nimetle ödüllendireceğini

340 2/Bakara, 154; 3/Âl-i İmran, 169. 341 3/Âl-i İmran, 170-172; 22/Hac, 58-59. 342 47/Muhammed, 4.

343 4/Nisa, 95.

344 Özsoy, a.g.e., s.114. 345 2/Bakara, 4.

söylemektedir.346 Böylece inananlar bu müjde ile hayatlarını Allah'ın istediği şekilde düzenleyerek, bu ödülü almak istemektedirler. Bunun için de bu dünyada dini yaşama anlamında karşılaşacakları sıkıntıların gelecekte kendilerine ödül olarak dönmesi onların bu sıkıntılara katlanmalarını sağlamaktadır. Tabi sadece sıkıntılar değil; hayatın her anında karşılaşılan durumlara karşı cennete girme ümidi ile hayat sürdürülmektedir. Mü’minlerin cennete girme ümitlerinin karşısında ise, eğer kulluklarını yapmazlarsa, kâfirler gibi cehennem azabının kendileri için bir gün olsa dahi hafifletilmesi için yalvarmaları347 söz konusu olacaktır.

Belgede Kur'an'da toplumsal çatışma (sayfa 67-70)