• Sonuç bulunamadı

3. MORİSKOLARA YÖNELİK ASİMİLASYON/PROPAGANDA ARAÇLARI

3.6. Yasaklamalar Yoluyla Uygulanan Asimilasyon/Propaganda

Moriskolara karşı uygulanan asimilasyon, baskı, sindirme ve propaganda politikaları yukarıda incelenen sadece kitap, dil ve eğitim aracılığı ile gerçekleşmemiştir. Söz konusu politikalar dinsel ve kültürel etmenleri de yasaklayıp yok etmeyi amaçlamış ve bu şekilde Hristiyanlaştırmayı hızlandırmayı hedeflemiştir. Aynı şekilde neticede Moriskoların hayat tarzını değiştirmek

298H.A.: Zayas’a göre, Pedro Franquesa y Esteve (bürokrat/asilzade/Lerma Dükü’nün sağ kolu) tarafından tarihlendirilmiş ve imzalanmış, III. Philip'e yönelik belgedir. Moriskoların eğitimine ilişkin düzenlenen kurulun toplantısından notlar bulunmaktadır. Sonda III. Philip tarafından yazılmış 11 satır ve onun imzası yer almaktadır. (5 Ocak 1600). (Zayas, Belge: 36, s. 372-373).

299H.A.: Zayas’a göre, Pedro Franquesa y Esteve (bürokrat/asilzade/Lerma Dükü’nün sağ kolu) tarafından tarihlendirilmiş ve imzalanmış, Kral III. Philip’e sunulan belgedir. Valencia Krallığı'ndaki Moriskoların eğitiminden sorumlu olan konseyin kuruluş amacını ve işlevlerini yeni Krala hatırlatmayı amaçlayan bildiridir (5 Ekim 1598) (Zayas, Belge: 33, s. 362-363).

istenmiştir. Dinsel ve kültürel öğelerden kasıt İslami giyim-kuşam tarzı (çarşaf, başörtüsü, sarık, cüppe), Müslüman diyeti (domuz ve içki tüketilmemesi, helal gıdalar vs.), ibadetler (namaz, oruç, zekât, camiler vs.) hamam kültürü, Bayramlar (Ramazan ve Kurban), halk dansları (zambras ve leilas), doğum, sünnet, cenaze ve defin törenleri (İslami usullere göre) ile müzik ve şarkılardan oluşmaktadır.

İslami kültürel geçmişten gelen ve Moriskoların halen uyguladığı gelenekleri tanımlamak için çalışmalar yapılmış ve bu adetlerin hayatlarından çıkarılması umut edilmiştir. Mağribîlere ait olan özelliklerin listesi yapılmış ve bunların kademeli olarak arındırılmasının sağlanması amaçlanmıştır. Sorunun kaynağı eğitimsiz bir Hristiyanın dini sembolleri kültürel imgelerden ayıramaması ve nihai olarak Mağribi özelliklerine ilgi duyanların bile Morisko olarak etiketlenmesi sonucunu doğurmasıdır. Asimilasyon yanlıları tarafından her hareket şüpheli hale gelmiş; tuzlanmış domuz eti yememek, çok fazla yıkanmak, yüzü örtmek ve eli kalbin üzerine koyarak insanları selamlamak bile para cezası ödemeye ve yaptırımlara neden olmuştur.301

Yukarıda incelenen dil konusunda da bahsi geçtiği üzere asimilasyon ve baskı politikalarının zirveye çıktığı 1526 yılı Kral V. Carlos’un fermanı ile Moriskolara bir dizi yeni yasaklar getirilmiştir. Söz konusu fermana göre:

1. Muhtelif bölgelerde yaşayan Morisko cemaatleri birbiriyle irtibat kuramayacaklardır.

(Bu madde insan için en temel ihtiyaç olan iletişimi yasaklamakta, asimilasyonu sağlamak için Müslümanların birbirleriyle olan iletişimin kesilmesini zorunlu görmektedir. Ortaçağ Avrupa’sında bile oldukça ağır bir yaptırımdır).

2. Bulundukları bölgelerden, ancak idarecilerin izniyle ayrılabileceklerdir (Moriskolar yaşadıkları köylere hapsedilerek bir tür modern “ghetto” kurulmuştur).

3. Etlerin İslami usullere göre (helal) kesilmesini engellemek için kasaplık yapamayacaklardır (İslami diyete müsamaha gösterilmemiştir).

4. Mescitler kapatılacak, Arap isimleri (Hamit, Ali, Zehra, Ayşe gibi) ve unvanları kullanılmayacaktır (İsimler iletişim ve kültürün korunması için odukça önemlidir).

5. Çocuklar sünnet ettirilmeyecektir (İslami gelenekler yasaklanmıştır).

300H.A.: Müzekkere: Bir iş için üst makama yazılan yazı.

6. Kilise çanları çalarken veya rahipler sokaklardan geçerken saygı ifadesi olarak baş açılarak diz üstü çökülecektir (Hristiyan propagandası ile asimilasyon politikaları uygulanması amaçlanmıştır).

7. Kadınlar İslami kıyafetlerini302 (almalafas, çarşaf, muska, nazarlık, ayyıldız sembolü ve kına dâhil303) terk edeceklerdir (Semboller iletişimde önemli bir yer tutar. Dini ve kültürel mesajlar kimi zaman semboller aracılığı ile diğer insanlara ve gelecek kuşaklara aktarılırlar. Kıyafet ve semboller yasaklanarak asimilasyonun tamamlanmasına çalışılacaktır. İslami kıyafetlerin terk edilerek Müslümanların onları Hristiyanlardan ayıran özelliklerin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir).

8. Hamamlar kapatılacaktır.304 (Diğer unsurlar gibi mekânların da iletişimde önemli bir yeri vardır. Mekânlara bakılarak inanca ve kültüre ilişkin çıkarımların yapılması her zaman mümkün olmaktadır. Hamamlar kapatılarak İspanya Müslümanlarının din ve kültürleriyle bağlarının kopartılması amaçlanmıştır).

1544 yılında Guadix (Arapça Vadi Aş olarak bilinmekle beraber305, Şuşteri olarak bilinen ilk Arap şair 1212 yılında bu şehirde doğmuştur306 Brennan hatıralarında Guadix halkının Anadolu insanı ile benzerlik taşıdığını yazmıştır307) piskoposluğu rahipler meclisi özellikle Perşembe ve Cuma akşamları yıkananları şüpheli olarak görmeye başlamıştır. Bununla beraber, bir Morisko geleneği olan yerde oturmak da İslami olarak değerlendirilmiştir.308 Söz konusu örneklerden anlaşılacağı üzere engizisyon Moriskoları bir para ve işkence kaynağı olarak görmeye başlamış ve varlık nedenlerini Moriskoların davranışları ile özdeşleşmeye başlamıştır. Fermanda yazılı bulunan yasakları uygulamak ve denetlemek ise kilisenin bizzat yürüttüğü engizisyon mahkemelerinin görevleri arasında yer almıştır.

3.6.1. Oruç

Asimilasyonu tamamlamak, Moriskoları tamamen sindirmek ve baskı altına almak amacıyla dini ve resmi makamlar tarafından Müslümanların/Moriskoların tatbik ettikleri oruç gibi en önemli İslami ibadetlerin kökünün kazınması

302Özdemir, M. (1996), agm, 294 303Cook, K., P. (2008), age, 116. 304Özdemir, M. (1996), agm, 294. 305Brenan, G. (2008), age, 190. 306Brenan, G. (2008), age, 192. 307Brenan, G. (2008). age, 196. 308Kamen, H. (1985), age, 107.

amaçlanmıştır. Bu şekilde gelecek kuşaklar ile iletişimi sağlayabilecek İslami geleneklerin gençlere ve çocuklara benimsetilmesi ve uygulanması engellenmiştir.

Holland arşivi’nde oruç ibadeti ile ilgili Bleda tarafından bazı tespitler yapılmıştır. Bu çerçevede, “Moriskoların her yıl oruç tuttukları, bir önceki seneye göre oruç zamanını öne aldıkları ve bunu son derece titizlikle yaptıkları, oralarda yaşayan herhangi bir gerçek Hristiyanın bazı açık işaret ve delillerden bunu görebileceği” ifade edilmiştir. “İlk olarak bu ay (Ramazan ayından bahsediliyor) boyunca genci yaşlısı, zengini fakiri, kadını erkeği akşama kadar hiçbir şey yemedikleri için öğleden önce onların evlerine girenlerin ateşin yakıldığına dair hiçbir iz bulamayacakları” belirtilmiştir. “Moriskoların bacalarına bakanların öğleden sonra vaktine kadar duman göremeyecekleri, gün içinde fiziksel işlerde çalışan Moriskoların bu ayda yalnızca öğlene kadar çalıştıkları, pazardan meyve alırken bu ayda normalde yapılan gibi meyvenin tadına bakmadıkları, güneşin batıp yıldızların ortaya çıkmaya başladığı zaman Moriskolardan kimsenin dışarıya çıkmadıkları çünkü akşam yemeklerine odaklandıkları” yazılmıştır. İlaveten “akşama kadar ekmek almadıkları, dini bayramlarda rahiplerin onları kiliselerde tutamadıkları, ne kadar yorgun olurlarsa olsunlar akşama kadar dirildikleri ve bütün bunların oruç tutmanın bariz işaretleri olduğu” ifade edilmiştir. “Oruçtan sonraki ayda da Moriskoların Paskalya (arşivde İspanyolca: Pasqua olarak geçer) Bayramına benzeyen bu zamanda daha özenli giyinmeye dikkat ettikleri, Aziz Juan Günü civarına denk gelen “Halahancara” dedikleri, Ağustos’ta “Halagrtreth” olarak anılan ve Ocak ayında da “Yanayd” dedikleri diğer dini kutlamalarında da aynı şekilde özenli giyinmeye çalıştıkları” belirtilmiştir. “Moriskoların bütün bu hatalarının yanında bu yeni Hristiyanların en arsızca devam ettirdiği hatanın, orucun kendilerine Kuran’ın indirildiği zamana denk geldiği saçmalığına inandıkları ve Hz. Muhammed’in her yıl bir ay boyunca akşama kadar yemeden içmeden yaptığı Ramazan orucu”309 olduğudur. Bleda söz konusu tespitleri ile Moriskoları

309H.A.: Zayas’a göre belge aceleyle yazılmış fakat okunaklıdır. Belgenin sonunda Valencia Valisine 30 Aralık 1579 tarihli olarak gönderilen (II. Philip Dönemi) F.L.B. baş harfleriyle imzalı (o dönemde kutsanma sürecinde olan Fray Luis Beltrán) bir mektup bulunmaktadır. Beltrán, 1581 yılında vefat etmiştir fakat belgenin başında yazan tarih yalnızca bu mektuba aittir. Bu belgenin bütününde Moriskoların fiziksel olarak ortadan kaldırılmaları ve evleri barklarıyla birlikte geriye kalan tüm mülklerine el konulması yönünde Engizisyon tarafından geliştirilen tüm argümanlar/gerekçeler detaylı olarak yer almaktadır. Bu geliştirilen yol, 1609 ile 1612 yılları arasında yaklaşık yarım milyon insanın tehcir edilmesine neden olmuştur. Belge, 1603 tarihinde düzenlenmiş olmalıdır. İspanya’daki Morisko nüfusunun çoğunluğunun tehcir edilmesinden

etiketlemiş ve ötekileştirmiş ve Kraliyet nezdinde onları Hristiyanların tam tersi olarak göstermeye çalışmıştır.

Segorbe Piskoposu Don Feliciano de Figueroa, İslami uygulamaların kökünü kazımak için Morisko hanelerine Ramazan ayında gün ortasında papazlar gönderip ailelerin yemek yiyip yemediklerini denetletmiştir.310 Bu şekilde Figueroa Moriskoların gizliden gizliye İslam inancını sürdürüp sürdürmediklerini anlamak için onların oruç tutup tutmadıklarını gözlemlemek istemiştir.

3.6.2. Giyim-Kuşam, Bayramlar, Danslar ve İslami Diyet

Yukarıda iletişim bölümünde kısaca tanımlandığı üzere giyim-kuşam özellikle ortaçağ’da kimin hangi kültürden geldiğini tanımlamakta önemli bir etkendir. Kültürü tanımlama açısından önemli bir iletişim aracı olan İslami giyim kuşamın ve diğer kültürel gelenek (danslar, diyet, cenaze ve defin) ve özel günlerin (bayramlar) mutlaka tahrip edilmesi gerekiyordu.

Arşivde ilgili belgelerde “Moriskoların kendilerinden istendiği gibi kutsal Bayramları (Hristiyan) kutlamadıkları ve önemsemedikleri, aksine kutsal günlerde çalıştıkları, daha birçok günah işleyip çeşitli amaçlara ulaşmak için onları saklayıp yardım edecek eski Hristiyanlar buldukları”311 yazılmıştır.

önceki zamana ait son kesin belgedir. Belgede, Valencia engizitörü Fray Jaime Bleda’nın yaptığı işlerin bir özeti niteliğindeki “Defensio fidei in causa neophytorum sive Morischorum Regni Valentiae, totiusq. Hispaniae…” başlıklı betimsel bir giriş mevcuttur. 1618 yılında his Corónica de los moros de España (Felipe Mey, Valencia, 1618) II. Philip tarafından şahsi olarak finanse edilerek bastırılmıştır. Bu ek veya ilaveden, mümkün olan en düşük hayatta kalım oranı yüzdesiyle Moriskoları tehcir etme kararının alınmasında Fray Jaime Bleda’nın yalnızca şahsi değil, aynı zamanda merkezi bir rol oynadığı çıkarılabilir. Conde Albert de Circourt’a göre, “Bleda’nın kendisi tüm etkinliklere katılma yetkisinin yanı sıra ofislere, resmi, kamusal ve gizli törenlere erişim hakkına da sahip olmuştur. Diğer olumsuz etkilerine ek olarak bu belge, İspanya tarihinin en istatistikçi, şüpheci, fırsatçı ve felaket getiren ismi Lerma Dükü’nün büyüyen gücüne güç katmıştır. Bleda Lerma dükünün kendisinin bu talihsiz olayda “güçlü bir karar alıcı” olarak rol aldığını belirtir. Bazı kısımları daha önce yazılmış olma ihtimali taşısa da Bleda’nın mektupları Papa VIII. Clemente ve III. Philip’e yazılmıştır ve mektupların kopyaları burada yer almaktadır. Bleda, “calificador” olarak adlandırılan tetkikçi görevinde olmuştur; yani suçlu insanları icat eden, sorgulayıcı ve belki kendisi için ama şüphesiz Valencia Engizisyonu için mal ve mülklere el koyan kişidir. Ayrıca Denia Markizi, Lerma Dükü ve Kardinal Sandova’nın da suç ortağıdır. Herhangi bir zorunluluk olmasa da Engizitörlerin bir geleneği olarak Bleda da Beltranın rabıtasını takip eden vaizlerden (veya dominikoslar) biridir. (Zayas, Belge: 40, s. 419).

Giyim-kuşam ve hayat tarzının değiştirilmesi asimilasyonda kullanılan bir unsurdur. Birçok Hristiyan asilzade Moriskolar için bir miktar kültürel müsamaha ihtiyacı olduğunu anlamıştır. 1514 yılında Tendilla Kontu Kral Ferdinand’ın Moriskoların kıyafetlerinin yasaklama girişimini eleştirmiş ve şöyle demiştir: “İspanya’da eskiden hangi kıyafetleri giyiyorduk, saçlarımızı nasıl tarıyorduk, ne çeşit yemekler yiyorduk, Morisko biçiminde değil mi?.”312 Muley, Morisko danslarının dinsel olmaktan ziyade folklorik olduğunu savunmuş, Granadalı Moriskolar tarafından giyilen kıyafetlerin ise dinsel bir simgesi olmayan bölgesel kostümler olduğunu yazmıştır.313

İspanyol yetkililer, Aralık 1526 tarihli Granada uygulamalarının da gösterdiği gibi tüm Morisko geleneklerinin Hristiyanlığı kabul ettirmenin önünde bir engel olduğuna kanaat getirmişlerdir. 1538 yılında Toledo’lu bir Morisko, engizisyon mahkemesi tarafından tutuklanmış ve “gece müzik çalmak, geleneksel bir Morisko dansı (Arapça: Zambra) yapmak ve kuskus yemek” ile suçlanmış ve bu faaliyetleri sapkınlık ile bağdaştırılmıştır.314

Arşivde İslami diyeti (helal gıdalar, şarap ve domuz eti tüketilmemesi) önce tespit edip, eleştirip sonra engellemek ve nihai olarak Hristiyan diyetini teşvik etmek için bazı öneriler getirilmektedir. Örneğin “Moriskolara evlerinde (bahçelerinde) domuz yetiştirmek, domuz yemek ya da domuz pastırmasıyla pişirilen yiyecekleri yemek zorunluluğu getirilmesinin son derece önemli olduğu” beliritilmiştir. “Moriskoların ölü olan hiçbir şeyi Hristiyanlar gibi yemedikleri ve büyük batıl inançları olduğu”, “tüm eski Hristiyan doktorların, Müslüman hastaların domuz eti yemediği ve şarap içmediğinin ipuçları olduğu sonucuna vardıkları ve bu durumun da onları ağır kâfirlikten şüpheli olarak gösterdiği” yazılmıştır. “Bu lezzetli yiyecek ve içecekleri tatlarından hoşlanmadıkları gerekçesiyle tüketmedikleri ve bu seçimlerinde başka bir neden olmadığı bahanesini günümüzde bu insanların en kurnazlarının kullanmaktan kaçındıkları çünkü bu durumun ilk zamanlarda din

311Zayas’a göre Vaizler rabıtasından Fray Jaime Bleda tarafından hazırlanan, “Valencia Krallığı’nda Yaşayan Yeni Din Değiştirenlere Karşı İnanç Davasını Koruma” adlı kitabın bazı noktalarının özeti. (Zayas, Belge: 40, s. 425).

312Kamen, H. (1997), age, 221.

313Carr, M. (2013), agm, 86-89.

değiştirenler için açıklayıcı olabileceği ancak yıllar sonra doğanlar için yeterli olmayacağı” ifade edilmiştir. “Morisko ebeveynlerinin çocuklarını aynı öğretiyle yetiştirmezler ise, diğer et türleri yerine kandırmak veya alay için çocuklarına domuz eti yedirebilecekleri veya domuz yağıyla pişirilen bir yahni yedirip daha sonra çocuklarına söyleyebilecekleri” belirtilmiştir. “Eğer domuz eti yiyen çocuk büyük ise dört gün sonra dahi kusmaya çalıştığı, küçük çocuk yediğinde ağladığı ve daha sonra bunu başka nedenlerden dolayı değil, dinlerini korumak için yaptıklarına dair ikna olduğu” yazılmıştır. “Moriskoların açgözlü ve çıkarlarını koruyan insanlar olmalarına karşın 75 yıldan önce vaftiz edilmelerinin ardından Valencia ve Aragón krallıklarında bulunan 70 bin Morisko hanesine baktığınızda eski Hristiyanların yaptığı gibi domuz çiftleştirme ve büyük kar elde etme olanakları olsa da tek bir tane bile domuzun türetildiğininin görülmeyeceği” ifade edilmiştir. “İçlerinden bir tanesinin domuz etinden bir ısırık bile alsa diğerlerinin onu hemen ayıplayacağı” yazılmıştır. Don Pedro Vic Manrriqe yönetimindeki Lauro’da Rektör (bölge papazı) “domuz yağıyla pişirilmesi için Moriskolara otlar göndermiş ve yeni din değiştirenler bunu öğrendiklerinde çok sinirlenip Başpiskoposun huzurunda Rektör’ü suçlamışlardır”. “Bu Rektör de incir ağaçlarının meyvelerini yeni din değiştirenlerden koruyamayınca incirlere dokunmasınlar diye inek yağı serptirmiş fakat yine de yeni din değiştirenler hem incir ağaçlarını hem de diğer ağaçları baltayla kesmişlerdir”. “Bütün bu vakalardan bu yeni din değiştirenlerin dik kafalı kâfirler olduğu sonucu kesin olarak çıkmaktadır315” denmiştir.

3.6.3. Cenaze ve Defin

Moriskolar vefat ve defin işlemlerinde ölülerini yıkayıp kefene sararak ekili olmayan araziye gömmüşlerdir. Yıkama konusundaki engizisyon engellemelerinden sonra defin hususunda ise 1528 anlaşmasında cemaat vekilleri eski Hristiyanlar ile beraber yaşadıkları yerlerde ayrı mezarlıklara sahip olup olamayacaklarını sormuşlardır. Gelen cevaba göre mezarlıkları camiden kiliseye çevrilen yerlerin yanlarına yapabilecekleri ancak eski Hristiyanlar istemez ise buraya gömülmeyecekleri belirtilmiştir. Söz konusu durum az da olsa Moriskoları

315H.A.: Zayas’a göre Vaizler rabıtasından Fray Jaime Bleda tarafından hazırlanan, “Valencia Krallığı’nda Yaşayan Yeni Din Değiştirenlere Karşı İnanç Davasını Koruma” adlı kitabın bazı noktalarının özeti.” (Zayas, Belge: 40, s. 427 ve 458).

tatmin etmiş ve 1591 yılına kadar sürmüştür. Ancak 1591 yılında cenazelerin kilisenin içine defin edilmesi emir olunmuştur. Bu kabul edilemez durum karşısında Moriskolar önerdikleri maddi yardımlar ile makamlar tarafından gösterilen beyhude yerlere ve hatta gübre yığınlarına gömülmeyi talep etmişlerdir.316 Bu durum kullanılan asimilasyon ve propagandanın ne derece aşırı boyutlara vardığına dair bir örnektir. Moriskoların kiliseler içine gömülmeleri emri onların ölümlerinden sonra dahi huzur içinde olamayacakları bir ortama sürüklenmelerine neden olmuştur. Ancak burada Katolik makamların düşüncesi Moriskoların ölülerini ziyaret etmek için dahi kiliseye gelmelerini sağlamak ve “hastalıklı” insanlar olarak tanımladıkları bu kişileri öbür dünyada da kurtarmayı hedeflemiş olabilecekleri düşünülebilir. Her iki durumda da zorla asimilasyonun tiksindirici boyutu ortaya çıkmıştır. Bir diğer düşünce ise Moriskoların yapamayacakları uygulamaları sürekli gündeme getirip, onlardan daha fazla gelir elde etme düşüncesi ağır basmış olabilir (aşağıdaki arşiv belgesinde bu durumun ipucu yapılan ödeme ile verilmiştir).

Konu ile ilgili olarak Holland arşivinde yer alan belgede şöyle denilmiştir, “madem bu insanlar (Moriskolardan bahsediliyor) kâfir, neden kutsal makamlara girmelerine izin veriliyor ve neden öldüklerinde cenaze törenleri kilisede düzenleniyor?” “Bu iki uygulamanın da yapıldığı gerçektir. İlk uygulamaya bu insanları dine çekmek için izin verilmiş, cenaze uygulaması da 300 düka altından fazla ödemeleri karşılığında vazgeçebilecekleri şekilde 1591 yılında uygulanmıştır”. “Papa 8. Clemente döneminde Moriskolar kilise cenazelerinde defnedilmiştir”. “Her ne kadar bu uygulama bazılarına göre ölülerin Müslüman batıl inançlarıyla kilise dışında gömülmemeleri için başlatılsa da Moriskoların Hristiyan mabetlerinin içine girmeleri fikri korkunçtur”317 denmiştir.

Yine Holland arşivinde cenaze törenleri konusunda Valladolid Piskoposu Juan Bautista de Acevedo tarafından yazılanbir haber postası yer almaktadır. Söz konusu postada, “hiçbir Hristiyanın bu zamana kadar gömülmediği ve Hristiyanlıkla

316Lea, H.C. (2011) age, 188-189.

317H.A.: Zayas’a göre Vaizler rabıtasından Fray Jaime Bleda tarafından hazırlanan, “Valencia Krallığı’nda Yaşayan Yeni Din Değiştirenlere Karşı İnanç Davasını Koruma” adlı kitabın bazı noktalarının özeti. (Zayas, Belge: 40, s. 428).

alakası olmayan yerlere bazı Moriskoların definlerinin öğrenildiği için bundan sonra ölenlerinin sahip oldukları mülkün kalitesi ve miktarına bakılarak bağlı oldukları kiliselerde ya da bu kiliselerin mezarlıklarına gömülmelerinin uygun bulunduğu” ifade edilmiştir. “Herhangi bir Morisko vasiyetinde başka bir yerde ya da başka bir kilisede gömülmek istediğini belirtse dahi, bu durumun kati bir suretle yasak olduğu ve rahiplerin de bu emre uymaları gerektiği” yazılmıştır (kendi bağlı olduğu kilisesine gömülmelidirler). “Moriskoların ölülerini nasıl gömdüklerine dair duyulan rezillikler dolayısıyla artık defin işlemlerinin kendi başlarına yapmalarına izin vermeksizin defin işlemlerininin kilise mensupları tarafından yapılması uygun bulunmuştur”318 denilmiştir.