• Sonuç bulunamadı

3. MORİSKOLARA YÖNELİK ASİMİLASYON/PROPAGANDA ARAÇLARI

3.11. Engizisyon Mahkemeleri Aracılığı ile Yürütülen

3.11.1. Hapishaneler ve Sorgulamalar

Engizisyon hapishanelerinin durumu seküler ve kamu zindanlarına göre çok daha iyi durumda bulunmuştur. İspanyol seküler mahkemelerinin ortaya koyduğu adalet anlayışı ile son derece kötü bir üne sahip olmuştur. Kiliseye ait mahkemelerin ise kararlarında daha hoşgörülü davrandığını belirtmekte fayda bulunmaktadır. Engizisyon mahkemesinde veya diğer durumlarda günah çıkartan papaz (confessor) zanlı hasta olduğunda doktor çağırtma hakkına sahip olmuştur. Tutuklu mevsimsel yemekler yiyip ve eğer varlıklı ise kendi menüsünü seçebilmiştir. Zanlıya karşı açılan dava 3 ayrı duruşma dizisi ile başlamıştır. Bu ön celselerin amacı tutukluda “suçluluk psikolojisi” uyandırarak sapkınlığını kabul etmesi ve günah çıkararak tövbe etmesini sağlamaktır. Sorgulamanın ilk aşamasında sanığın yetiştirilme tarzı ile ilgili kişisel detayları (eğitimi, diğer ülkelere yaptığı seyahatleri gibi) vermesi gerekmiştir. Kendisine tutuklu olma sebebini bilip bilmediği sorularak vicdanını sınaması gerektiği telkin edilmiştir.374 Zanlılar tutuklandıktan sonra büyük olasılıkla kendilerinin ölüm ile baş başa

373Plaidy, J. (1978), age, 138-139.

kaldığını hatırlatmak için kapkaranlık bir odaya alınmıştır. Ancak zavallı kurban belki de hemen bu odada ölüm gelse daha mutlu olabilecektir. Pencereden hiçbir ışık gelmemekle birlikte, odanın diğer tarafında bulunan siyah kadife ile kaplı masada bir haç üzerinde Hz. İsa imgesi ve altı adet yanan mum bulundurulmuştur. Bununla beraber masada İncil’in bir kopyası yer almıştır. Masanın yanında bir vaiz kürsüsü ve onun yanında bir mum daha konmuştur. Vaaz kürsüsünün yanında bir sekreter, kurbanın itham edildiği suçları seslice okuyagelmiştir. Engizitörler ise beyaz elbiseleri ve siyah kukuletaları ile masada oturagelmişlerdir. Muhafızlar tarafından evinden getirilen sanık masanın karşısında durur, korumalar ise kurbanın arkasında sıralanmaktaydılar. Engizitör Başkanı birkaç dakika için sanık gelmemiş gibi davranır, önüne konulan kâğıtlara bakıyormuş gibi yapmaktaydı. Bu durum sanığın korkularını artırmak için talimatnamede yazılmıştır. Bu taktik aslında işliyor ve sanık engizitörün dikkatle incelediği kâğıtlarda neler yazılı olduğunu merak etmekteydi. Nihayetinde engizitör okumuş olduğu kâğıtları bir kenara koyar ve sekreter sanığın adını, adresini ve ayrıntılarını sormaya başlardı. Sonra engizitörün gözleri sanığa doğru yönelir ve ona “tutukluluk sebebini bilip bilmediğini” sormaktaydı. Neden tutuklandığına dair hiçbir fikri olmayan afallamış zavallı adam “masum olduğunu” beyan ederdi. Bunun üzerine engizitör talimatnameye uyarak tekrar masadaki kâğıtlara döner ve onları çalışmaya başlardı. Sanığa “herhangi bir düşmanının olup olmadığı” ve “günah çıkarmaya düzenli olarak gidip gitmediğini” sorar ve bunları doğru bir şekilde cevaplamasını isterdi. Daha sonra engizitör soru serisine devam ederdi: “piskoposluk bölgesi”, “en son ne zaman günah çıkarmaya gittiği” gibi sorular sorardı. Engizitörler sanığın içinde bulunduğu dehşet durumundan etkilenmemeleri konusunda uyarılmışlardı. Sanık ruhen yıkılıp ağlayarak ailesi ile ilgili yürek parçalayıcı hikâyeler anlatırdı. Kurbanın engizitörleri iyi bir Katolik olduğuna inandırsa dahi engizitörlere bu durumdan etkilenmemeleri tembihlenmiştir. Engizitörlere sapkınların çok “kurnaz” ve “üçkâğıtçı” oldukları söylenmiştir. Engizisyon’a göre, sanıkların Katolik inancını izledikleri ve sapkınlıklarını gizlice devam ettirmediklerinin garantisi bulunmuyordu. İnandırıcı sapkınların sadece kiliseye karşı suç işlemeleri değil başkalarını da ayartmamaları için engizitörlere sıklıkla “bir kişinin mahkûmiyeti, binlercesinin kurtuluşuna vesile olabilir” cümleleri hatırlatılıyordu. Bu görüşmelerin yapılma amacı kurbanın ruhen yıkılmasını sağlayarak itiraf etmesini sağlamak ve bu ikrar esnasında olabildiğince aile üyeleri ve komşularının töhmet altında bırakılmasını

gerçekleştirmekti. Ancak sanığın muhafızlardan korkmayan inatçı ve cesur birisi olması durumunda, engizitör diğer taktikleri kullanmak zorunda kalmaktaydı. Engizitör bu durumda ifadesini yumuşatır, mahkûmun iyiliğini istiyor gibi hareket ederek, sanığa hiçbir zarar gelmesini istemediğini, kendini şeytani yollara sapan bir çocuğun babası olarak gördüğünü söyleyip güven kazanmaya çalışmaktaydı. Bu durumdaki bir babanın hisleri nasıl olurdu? Pişmanlık! Çocuğunu tekrar kutsal yola sokmak için istek ve arzu! İşte engizitörler bu şekilde hissetmişlerdir. Günah çıkarma çok fazla şeyi başarabilmekteydi. Bağışlanmayı, acil tahliyeyi ve en önemlisi ruhun günah yükünden kurtulmasını sağlayabilirdi. Bir günahın bağışlanması amacıyla papazın önerdiği kefareti gerçekten yerine getiren kişiye engizisyon ne demeliydi? “Kiliseye geri dön, affedildin?”. Gerçek tövbekârlar doğal olarak sapkınlıktan tiksinerek kendilerine verilen bu emirnameden başkalarının da yararlanmasını istemişlerdir. Bazı diğer gizli günahkârlar olmalıdır. Geçmiş günahlarından pişman olanlara göre diğerlerine de tövbe etmeleri için bir şans verilmesi gerekirdi. Bu nedenle engizitörlere günahlarını paylaşanların isimlerini verdiklerinde ettikleri tövbe ile ilgili hiçbir şüpheleri kalmıyordu. Bu yöntem çok başarılı şekilde işliyordu. Birçoğu kendileri için hazırlanan bu tuzağa düşüyor artan sayıda sanık engizisyon mahkemelerine getiriliyordu.375 Holland arşivinde yer alan konu ile ilgili belgede, Hristiyan kanunlarına göre din değiştirenlerin dostlarını, akrabalarını ve ebeveynlerini ifşa etmek ve “kutsal engizisyon” tarafından bu insanların cezalandırılmasına aracı olmanın zorunlu olduğu yazılmıştır. Belgede “Moriskoların aralarında çok büyük bir bağlılık olduğu ve inancın kökleri bu insanlarda tam tutmayıp zayıf kaldığı için bu aracılığı yapmayı başaramadıkları ve tereddüt ettikleri”376 yazılmıştır.

Üç hafta süren toplam 3 celseden sonra herhangi bir itiraf gelmez ise mahkemenin savcısı sapkınlık çeşitlerini de içeren iddianameyi engizitörler ve sanığın huzurunda yaparlardı. Sanık derhal iddianamenin bireysel noktalarını cevaplandırmak zorundaydı. Bunu yaparken yazılı itham veya iddianameyi görmeksizin her zaman doğruyu söyleyeceğine dair yemin ettirilerek cevap verirdi.

375Plaidy, J. (1978), age, 139-141.

376H.A.: Zayas’a göre, bu belgeyi Sobrino adına ve kendi adına imzalayan, Gaspar Escolono olarak anılan Rahip Franciscano Antonio Sobrino’nun sekteri tarafından kaleme alınan bildiri (1600). (Zayas, Belge: 42, s. 479).

Sanığın tüm ifadeleri sorulara verilen olumsuz cevaplar dâhil kayıt altına alınıyordu. Gerçekleştirilen bu ilk sorgudan sonra sanığın engizitör huzurunda avukatlık hizmeti (abogado de preso) almasına imkân sağlanıyordu. Sanık yerine engizitör tarafından atanan avukatın görevi çok fazla müvekkilini savunmak değil, mahkemenin tüm şartlarına uyulduğundan emin olunması nihai olarak sanığın suçunu kabul etmesini sağlanması, merhamet dilemesi ve kilise’ye tekrar kabul edilmesi için çabalamasıdır.377

3.11.2. Yargılama Süreci ve İşkenceler