• Sonuç bulunamadı

3. MORİSKOLARA YÖNELİK ASİMİLASYON/PROPAGANDA ARAÇLARI

3.7. Simgeler / Resimler Yoluyla Uygulanan Asimilasyon/Propaganda

Simgeler ve resimler kültürü korumak, sürdürmek ve yaymak için önemli bir iletişim aracıdır. Bu nedenle Müslüman kültürü yansıtan muska, ay yıldızlı takılar ve hatta kına Hristiyanlığa karşı tehdit olarak görülmüş, Katolik simgelerinin (haç, Meryemana vs.) kullanımı ise teşvik edilmiştir.

Holland arşivinde yer alan ve Bleda’nın kaleme aldığı ilgili belgede simgeler ile ilgili olarak şöyle denmiştir; “dini hükümlerde mihraptaki kutsal haça veya diğer kutsal varlıklara karşı kötü hisseden her kimsenin kâfir olarak kabul edilmesi gerektiği yer almış ve bu yüzden Valencia Krallığında yeni din değiştirenlerin de tüm kutsal varlıklara karşı kötü hissetmelerinden, zorlanmadıkça günah çıkarmadıkları veya komünyona (ergenlik dönemindeki ikinci vaftiz) katılmadıklarından dolayı kâfir olarak kabul edilmeleri gerektiğini” yazılmıştır. Arşivin ilgili bölümünde “Moriskoların Hristiyan simge ve imgelerine saygı göstermediklerinin altı çizilmiştir”. “Örneğin Moriskolardan bahsedilerek onların dinsiz olduklarının kabul edilmesi gerektiği, engizisyon ve diğer türden zararlardan kaçınılması adına bu insanların Hristiyan oldukları sözlerine inanılmaması” gerektiği vurgulanmıştır. Bunun nedeni olarak “Moriskoların Hristiyan inancını

318H.A.: Zayas’a göre, basıldığı tarihten ölümü olan 8 Haziran 1608 tarihi arasında Batı Hint Adalarının Başpapazlığını ve Başengizitörlük yapmış olan Valladolid Piskoposu, Juan Bautista de Acevedo tarafından düzenlenip tarihlendirilmeden imzalanan 20 Ocak 1603 tarihinde Valladolid’de basılan papazlığa ait haber

reddetmekte oldukları ve Hristiyanlarla kızlarını evlendirmemekte, inançlılarla birlikte yaşamak istememekte, 1572 yılında Mağribîlerden Hristiyanlığa dönenlerin aslen Hristiyan olanlarla birlikte yaşamalarını emreden kurallara göre yaşamamakta, kiliseye girerken kutsal suya dokunmamakta, kilisenin mihrabında kutsal hacın göğe doğru kaldırıldığı zaman Hristiyanlara gülmek için arkalarını dönmekte veya gözlerini indirmekte oldukları” ifade edilmiştir. İlaveten arşivde “Moriskoların kutsal haça değil saygı göstermeyi, ondan tiksindikleri ve nefret ettikleri; yaşadıkları yerlerde veya yakınlarında yollarına konan haçlara bakıldığında görüldüğü gibi haçları devirdikleri, kestikleri veya kötü muamele ettikleri” yazılmıştır. “Moriskoların eylemlerinden dolayı haçları demirden yapmanın daha uygun görüldüğü” belirtilmiştir. “Bu hain suçun pek korkunç olduğu ve Hristiyan dinine büyük bir hakaret olduğu beyan edilmiş, bütün bunların karşısında ise eski Hristiyanların sessiz, suskun ve uyukluyor vaziyette oldukları” ifade edilmiştir. “Moriskoların Hristiyan simgelerini tanımadıkları için bazı yaptırımlar uygulanması gerektiği” savunulmuştur. Örneğin ilgili belgede “Tanrı’ya İsa’nın onurunu koruması ve onun hacına hakaret edenleri cezalandırması için Kral’ın harekete geçmesinin beklendiği ve Konstantinopolis’teki (İstanbul) Santa Sophia (Ayasofya) mabedinin yeniden kutsallaştırılması için yalvarıldığı” ifadeleri geçmiştir319. Bu durumda ilgili arşiv belgesinde “inancın ve adaletin cesur koruyucusu Kralın, kutsal haça bu kötü muameleleri yapan bu yeni Hristiyanlara, onları nihayetinde cezalandıracak kişi olarak ne yapacağı” sorulmuştur. İlaveten “bu şeytani/kötücül insanların hakaretlerinden ve saygısızlıklarından korumak adına Krallıkta bulunan yollardaki haçlara dikkat edilmesi ve iyi bakılmasının önemli olduğu”320 tavsiye edilmiştir.

Moriskolara karşı yürütülen propaganda kampanyası yazılı metinlerin yanı sıra görsellere de yansımıştır (yukarıda propaganda tanımının yapıldığı bölümde resimler aracılığı ile propagandaya atıf yapılmıştır). Örneğin 1603 yılında Francisco Ribalta’nın (1532-1611) Valencia Başpiskoposu Juan de Ribera’nın

postası. Kesin basımdan önce piskoposun düzeltmesi ve onayına sunulan taslaktır. (Zayas, Belge: 44, s. 538-540).

319H.A.: Burada Jaime Bleda Papa VIII. Clemente’in Türklere karşı bir haçlı seferi düzenlenmesi hakkındaki uzun ömürlü rüyasını ima etmektedir.

(1532-1611) isteği ile çizdiği tabloda, İspanyolların günümüze kadar gelmiş en güçlü ideolojik ikonlarından bir tanesi olan Saint (Aziz) James tasvir edilmiştir.

Louis Althusser’e göre ideoloji teriminin:

“Ona nesne olarak düşüncelerin teorisini olumlayan Cabanis321, Destutt de Tracy tarafından oluşturulduğu kabul edilir. Bu durumdan 50 yıl sonra Marx bu terimi değerlendirdiğinde ideolojiye yeni bir anlam vermiştir. “Bundan böyle ideoloji, bir insanın ya da bir toplumsal grubun zihninde egemen olan fikirler, tasarımlar sistemidir”. Althusser, insanların hangi sebeple hakiki varoluş şartlarını “kendi kendilerine tasarımlamak” için gerçek varoluş koşullarının düşlemsel “yer değiştirmesine” ihtiyaç duyduklarını sorgulamıştır. Bu soruya ilk cevabının çözümünün bir bölümü şu şekildedir: “Suç, Despotlar ve papazlarda: Çünkü insanlar Tanrı’ya inandıklarını sanarken aslında papazlara ya da Despotlara boyuneğerler: bunlarsahtekârlıkta ortaktırlar ve papazlar Despotların ya da Despotlar papazların hizmetindedir.”322

Moriskolar konusu çerçevesinde Althusser’in ideoloji ile ilgili düşünceleri değerlendirildiğinde, Kral III. Philip’in toplu Morisko sürgünü kararı almasında (1609) veya Engizitör Jaime Bleda’nın kitaplarında (yukarıda kitaplar bölümünde incelenmiştir) ve Holland arşivine giren yazışmalarında toplu sürgünü desteklemesi din ekseninde Althusser’in yukarıdaki ifadeleri ile bağdaştırılabilir.

Tablo, günümüzde Valencia’nın Algemesi (aynı zamanda sürgünü destekleyenlerden Jaime Bleda’nın doğum yeri) kasabasının San Jaime Apostol kilisesinde bulunmaktadır. Söz konusu tabloda Müslümanlar ile Hristiyanlar birbirlerinin zıddı olarak resmedilmiş ve Müslümanlar fanatik bir mezhebin temsilcisi olarak tasvir edilmiştir. Müslümanların ruhları şehvet ve hainlik ile dolu olarak resimde çok çirkin ve vahşi bir şekilde betimlenmiştir. Çünkü düşünceye göre “Kutsal Katolik inancının” düşmanları olarak en onursuz şekilde tasvir edilmeyi hak etmektedirler, bu da atların nallarının altıdır (Müslümanlar).323 Söz

320H.A.: Zayas’a göre Vaizler rabıtasından Fray Jaime Bleda tarafından hazırlanan, “Valencia Krallığı’nda Yaşayan Yeni Din Değiştirenlere Karşı İnanç Davasını Koruma” adlı kitabın bazı noktalarının özeti. (Zayas, Belge: 40, s. 422-424,428 ve 459).

321Pierre-Jean-Georges Cabanis: 1757-1808 yılları arasında yaşamış, duyumsalcı okuldan Fransız

filozofudur. De Tracy’ye göre düşünce, duyumlamaya indirgenebilir. Düşünmek, hatırlamak, yargılamak ve istemek, hepsi duyumlamaktır.

322Althusser, L. (1989), İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları (Çev. Yusuf Alp, Mahmut Özışık). İstanbul: İletişim Yayınları. (Eserin orijinali 1950’de yayımlandı) 39, 43 ve 44.

323Cabrillana Ciézar, N. (1999). Santiago Matamoros. Historia e Imagen. Málaga: Servicio de Publicaciones Diputación de Málaga, 45.

konusu tablo İspanya’nın birçok kilisesinde halen bulunmaktadır. Ancak birçok İspanyol bu simgelerin farkında değildir. Son yıllarda İspanyollar tarafından çizilen aynı tablolarda atların ayaklarının altında Müslümanlar artık yer almamaktadır. Tabloda ressam Santiago’yu Clavijo savaşında beyaz atının üzerinde ve Arapları çiğnerken tasvir etmiş, uhrevi (ahiretlik) ve Hz. İsa benzeri ve bulunduğu ortamdan bağımsız (Roelas adlı ressamın saldırgan tablosundan farklı olarak) yüz ifadesi çizilmiştir. Resimde324 yer alan Hristiyan imgesi aslında Müslüman geleneğinden gelen ve beyaz atına binen “Mahdi” adlı karakterden (Mehdi, kıyamet gününden önce beyaz atında sağ elinde kılıcı ile gelecek olup, iyi ile kötüyü birbirinden ayıracak ve iyileri beraberinde cennete götürecektir) esinlenmektedir.325 Bu durum aslında Hristiyanlığın Müslümanlığa karşı her zaman üstün olduğunu vurgulamayı amaçlarken tabloyu inceleyenlere bir özgüven aşılamayı ve simgeler yoluyla Hristiyanlık propagandası ile Müslümanlık anti-propagandası yapmayı hedeflemiştir.

Resim 3.1. Clavijo savaşını simgeleyen görsel

Propagandanın amacı ve oluşum süreci ile ilgili tanımında şu ifadelere yer verilmiştir:

324Resim 3.1. Clavijo savaşını simgeleyen görsel.www.wikipedia.org adlı internet sayfasından 12 Kasım 2015 tarihinde alınmıştır.

“Propagandanın belli bir amacı vardır. Bu amacı kitlelere kabul ettirmek ister. Bu nedenle de önceden seçilmiş ayıklanmış bilgileri sunar. En etkili, en kalıcı olacağına inandığı, araştırmalarla geliştirdiği simgeleri kullanır.”326

Amaca ilişkin bu tanıma göre Morisko karşıtı kullanılan simgeler aracılığı (bu durumda tablolar) ile yürütülen propaganda (kiliselerde ve diğer kamuya açık alanlarda bulundurulan söz konusu tablolar aracılığıyla) ile geniş kitleler nezdinde Morisko/İslam karşıtı düşünceler (anti-propaganda) oluşturulmaya ve halizhazırda Hristiyan kamuoyunda var olan bazı Morisko karşıtı önyargıların pekiştirilmeye çalışılmış olabileceği düşünülebilir.

Tablodan esinlenerek, 1610 yılında Gandía Dükü’nün sekreteri Gaspar Aguilar tarafından bir yazı kaleme alınmıştır.Aguilar Sierra de Laguar’daki Morisko ayaklanmasından sonra isyancıların gökyüzünde bir imgelem gördüklerini söyleyerek şöyle denmiştir:

İlahi kral tüm dünyaya himayesini sunarken onun dinçliği görülür. O yerinde durmayan bir ata binerken hiddet ve ihtiras doluydu.

O özel, büyük ve beyaz, güneş kadar yakışıklı, saf ışık ışınlarını hatırlatan sivri yeleli bir attı.

Savaşta ele geçirdiği gururlu ve düzenbaz maliklerin kafalarını ezerek Kafalarındaki yarım ay türbanları ele geçirmek savaştaki ganimet olmuştu, O birçok yerde ileri geri uçarak giderken, atın toynaklarının altında, Hamit’lerin, Süleymanların, Selimlerin, Emirler vardı

Onların hepsi ezilmiş ve karınları deşilmiş şekilde yatıyordu.327

Metinden de anlaşılacağı üzere ötekileştirme yoluyla asimilasyon ve propaganda resim ve imge kanalları ile açığa vurulmuş, kilise çevreleri ve toprak sahipleri dolaylı olarak Kraliyet ve Hristiyan kamuoyunu Moriskolara karşı etkilemeye çalışmıştır. Söz konusu tabloların kilise ve müzelerde nesilden nesile aktarıldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu resimlerin halen İslam karşıtlığını ve Hristiyan propagandasını devam ettirdiği varsayılabilir.

326Bektaş, A. (1996), age, 159.

3.8. Ötekileştirme/Etiketleme Yolu ile Uygulanan Asimilasyon/Propaganda