• Sonuç bulunamadı

3. MORİSKOLARA YÖNELİK ASİMİLASYON/PROPAGANDA ARAÇLARI

3.3. Dil ve İsimler Aracılığı ile Uygulanan Asimilasyon/Propaganda

3.3.2. Morisko Fernando Nuñez Muley’in Dil ve diğer konulardaki

dil olmak üzere diğer konulardaki itirazlarını içeren belgesi bu bölüm yerine Moriskoların kullanmış olduğu kitle iletişim araçları kısmı altında incelenebilirdi. Ancak Nuñez Muley’in eserinde dil ve kültürel asimilasyon konusundaki baskılara dikkat çekmesi nedeniyle bu bölümde değerlendirilmiştir.

Morisko Muley, tezlerini içeren “Kraliyet Heyet Başkanı ve Granada Şehri Yüksek Mahkemesine hitaben yazılan Bildiri” (Memorandum for the President of

the Royal Audiencia and Chancery Court of the City and Granada) (Moriskoların

kültürel iç dünyasını anlatan 16. yüzyılın anahtar tarihsel belgelerindendir) adlı baskılı yayınını hazırlamış ve İspanyol idaresine (Madrid) sunmuştur. Söz konusu raporda Muley, “Arapça’nın İslam inancı ile direk bir bağının olmadığını” yazmıştır. Muley raporunda 1567 fermanını eleştirerek “Moriskolara Kastilyanca öğretecek kimse bulunmaz iken Moriskoların bu dili nasıl öğreneceklerini, öğrenemezler ise ne olacağını, Moriskoların Arapça yazmaları yasaklandığında günlük işlerini nasıl yürüteceklerini, evleri soyulmadan kapılarını nasıl açık bırakacaklarını” sorgulamıştır. Yaklaşık 30-40 senedir Morisko erkeklerinin Kralın kendilerine bazı hakları (vergi yükünden muafiyet veya silah taşımak gibi) vereceği umuduyla Kastilyan tarzı kıyafet ve ayakkabı giydiğini belirtmiştir (bu bölüm giyim kuşam ile ilgili asimilasyonun altında da incelenebilirdi, ancak belgenin bütünlüğünün

bozulmaması için dil bölümüne eklenmiştir). Morisko Muley raporunda, bağnaz din adamı Pedro de Deza’yı (raporu okuyan kişi) uyararak bu uygulamanın Kraliyet ve halkını tahrip edeceğini belirtmiş ve Kraldan bu fermanın değiştirilmesini talep etmiştir.269

Granada’nın diğer İspanyol Moriskolarına oranla dil ve gelenek itibarıyla en fazla Araplaşmış nüfusu barındırması nedeniyle asimilasyon politikaları özellikle bu şehirde daha baskın uygulanmıştır. 1526 yılında Granada’da bulunan kilise yetkilileri ülkede yasaklanması gereken (Moriskolar para ödeyerek 40 sene bu yasaklardan muhaf tutulmuşlardır) tüm Morisko geleneklerinin geniş kapsamlı listesini çıkarmışlardır. Daha sonra bu kapsamlı liste 1567 asimilasyon fermanına derç edilmiştir.270 Yukarıda iletişim bölümünde kısaca tanımlanan ve kuşaklar arası bir iletişim aracı olan geleneklerin Hristiyanlığa tehdit olarak görülmesi ve neticesinde bunların kapsamlı bir listesinin oluşturulması ve nihayetinde yasaklanması (1567 asimilasyon fermanı) gerçekleşmiştir.

Muley’in kısa süre sonra (1568) Morisko isyanını başlatacak olan tepkisinin asıl nedeni 16. yüzyıl İspanya tarihinin en yıkıcı politikalarından birine karşı uyarıda bulunmaktır. Muley’in itirazlarına konu olan Kral II. Philip’in 7 Kasım 1567 yılında ilan edilen fermanı Granada Krallığında vaftiz edilen Müslümanlar ile (Moriskolar) özellikle bir kitle iletişim aracı olan dil ile ilgili kabul edilemez kararlar almıştır. Söz konusu fermana göre; 3 sene içerisinde tüm Granadalı Moriskoların (kim oldukları biliniyordu) Arapça konuşma ve yazmaları yasaklanarak (bu kısım Arapça isimler, yazı ile konuşmaya müdahale ve yasaklama altında da incelenebilirdi, ancak belgenin bütünlüğünün bozulmaması için dil bölümüne eklenmiştir), Kastilyanca öğrenmeleri ve tüm Arapça kitap ve metinlerin imha edilmesi emredilmiştir. Bununla beraber, tüm Morisko erkek ve kadınlarının Arap kıyafetleri giymeleri yasaklanmış, emre uymayanların kırbaç gibi ağır cezalar ile karşılaşacakları ve yine itaat etmezlerse ülkeden kovulacakları bildirilmiştir (bu kısım dinsel ve kültürel öğeler altında da incelenebilirdi, ancak belgenin bütünlüğünün bozulmaması için dil bölümüne eklenmiştir). Morisko hanelerinin

269Carr, M. (2013), Carr, M. (2013). “The Memarandum of Fernando Nunez Muley”. CM Critical Muslim 6

Reclaiming Al-Andalus, Londra: Muslim Institute ve Hurst Publishers, Sayı: (6), 86-89. 270Carr, M. (2013), agm, 85.

kapılarının Cuma günleri ve diğer Hristiyan festivallerinde açık bırakılması emredilmiş bu şekilde ibadetlerinin gözlemlenmesi amaçlanmıştır.271 Muley raporunda dinsel çoğulculuğun faydalarını anlatmaktan ziyade, Morisko kültürel gelenekleri ile İslami dinsel pratikleri karşılaştırarak her şeye karışan yasakların yanlış, mantıksız ve erişilemez hedefler olduğunu savunmuştur.272 Bu durum 16. yüzyıl Avrupa’sında kültürel baskı ve asimilasyon politikalarının ne kadar uç noktalara vardığını anlamak için çarpıcı bir örnektir.

Muley’in tezlerinde haklılık payı bulunmuştur. Acaba insan hayatının hangi alanları din bölümüne girmiştir? Söz konusu tartışmada o zamanlar neyin gelenek, neyin dinsel tören olduğunun ayrımını yapmak zor olmuştur. Bazı sağlıkla, dille, yiyeceklerle veya bayramlar ile ilgili pratikler bir kişinin dini eğilimi ile ilgili bir fikir verebilmiştir. Bayram gelenekleri genellikle hayat veya ölüm (düğün, doğum, ölüm) ile ilgili olduğu için kilise ekseninde değerlendirilmiştir. Ancak acaba bazı kültürel özellikler dinsel geleneklerden ayrı bir şekilde değerlendirilebilmiş midir? İspanyol tarihçi De Mármol y Carvajal raporunda yalnızca Arapça kitapların değil, tılsım ve uğur ile ilgili kitapların da yasaklanması gerektiğini önermiştir. De Mármol y Carvajal’a kişilerin taşıdıkları semboller ile kendilerini ifade ettikleri için “Moriskoların da haç takmaları ve Meryem Ana’nın simgesini taşımaları” gerektiğini savunmuştur. Kullanılan sembollerin değişiminin, Moriskoların yeni dinlerini kabul etmelerinde bir adım olduğunu ve Granada’nın yeni Hristiyan cemaati için çok önemli bir aşama olacağını dile getirmiştir (bu kısım dinsel ve kültürel öğeler altında da incelenebilirdi, ancak belgenin bütünlüğünün bozulmaması için dil bölümüne eklenmiştir).273 Conversolar’a da (vaftiz edilen Yahudiler) tanınan bu ayrıcalık, ödenen vergi karşılığında bazı haklar verilmesi suretiyle 40 sene boyunca Moriskolara bazı ibadet ve uygulamalarını sürdürmelerine imkân sağlamıştır. Ancak, kilise yetkileri bu durumu istismar ederek Morisko geleneklerini içeren yiyecek, kıyafet, dil ve dans (zambras ve

leilas) ile ilgili dönemsel bazı yasaklar da getirmiştir.274

271Carr, M. (2013), agm, 81-82.

272Carr, M. (2013), agm, 86-89.

273Arenal-García, M. ve Mediano Rodríguez, F. (2013), age, 45-47.

Nuñez Moriskoları Granada’nın “yerli halkı (naturales) olarak tanımlamış ve bu kişileri ayrı tutulması gereken dışarıdan gelen yabancılar olarak değil, bu topraklara ait yerli insanlar olarak” tanımlamıştır. “Arapça’nın kullanımını dinsel pratikten ayrı tutmanın gerekliliğini” özellikle vurgulamış, “Arapça konuşan ve Hristiyanlıkları sorgulanmayan doğu Hristiyanlarının varlığına atıf yapmış ve Suriye ve Mısır’dan gelen rahip ve rahip olmayan Hristiyanların Türk tipi kıyafet (sarık ve kaftan) giydiklerini” vurgulamıştır. Ayrıca “onların Arapça ve Türkçe konuştuklarını söylemiş, Latin veya Roman dili bilmediklerinin altını çizmiş ve bunların hepsine rağmen Hristiyan olduklarını” dile getirmiştir. Daha sonra “ana konu olan herkesin önünde bir engel gibi duran Arapça’ya dönerek; insanların doğup büyüdükleri ana dillerini nasıl yasaklarız?” diye sormuştur. “Mısırlılar, Suriyeliler, Maltalılar ve diğer Hristiyan insanlar Arapça konuşup, okuyup yazıyorlar ve yine de bizim gibi Hristiyanlar” demiştir. Morisko kökenli (vaftiz olmuş) bir başka Cizvit Ignacio Las Casas’da (d. 1550 – ö. 1608) Arapça konusunda Nuñez ile benzer fikirleri savunmuştur. Granada doğumlu Las Casas, sadece Kur’an’ın ve fıkhın Arapça yazılmış olmasından dolayı “dilin din ile eşit tutulması doğru değildir” demiştir. Bununla beraber “bizim konuştuğumuz Latince gibi doğuda Hristiyan ve Yahudiler Arapça konuşmaktadır” ifadesini kullanmıştır.275 Bu dönemde İspanya’da baskı amaçlı uygulanan asimilasyon ve propaganda politikaları İslam ülkelerinde Hristiyanların özgürce Arapça konuştuklarının dile getirilmesi durumu ile de dizginlenememiştir. Bu durum bağnazlık ve asimilasyonda ne derece ileri gidildiğine dair önemli bir kanıttır.

Kültürün ve inancın taşıyıcısı olan gelenekler iyi bir iletişim aracı olarak değerlendirilirler. Geleneklere yönelik kapsamlı bir değişimin Müslümanların asimilasyonunda kullanılmış ve başarılı olmuştur. Dil (Arapça) ise din (İslam) ile bağdaştırılmış ve bu nedenle yasaklanmıştır. İkinci neden ise Moriskoların Arapça aracılığı ile sürdürdükleri kültürlerini yok etmek olarak düşünülebilir. Üçüncü neden ise Arapça’yı yasaklayarak Moriskoların tamamen İspanyolca konuşmalarını sağlamak şeklinde değerlendirilebilir.

Tezi, Princeton Üniversitesi Felsefe Bölümü, Michigan, ABD, 39

3.4. Eğitim Aracılığıyla Uygulanan Asimilasyon/Propaganda ve Morisko