• Sonuç bulunamadı

3. MORİSKOLARA YÖNELİK ASİMİLASYON/PROPAGANDA ARAÇLARI

3.11. Engizisyon Mahkemeleri Aracılığı ile Yürütülen

3.11.3. İnfazlar

Tüm belgesel kanıtlar toplandıktan sonra mahkemenin engizitörlerden, yerel piskopos temsilcilerinden (el oridinario), ve birçok adli ve ilahiyatsal müşavir (consultores) oluşan jüri veya “consulta de fe” sanığın suçu veya uygulanacak cezası hakkında bir oylama yapabilirlerdi. Ancak bu ceza auto de fe’ye (engizisyon tarafından verilen bir cezanın herkesin önünde infazı) kadar açıklanmazdı. Eğer engizitörler arasında fikir ayrılıkları olur ise Suprema’ya (Engizisyon Yüksek Şurası) gidilirdi. Dört olası sonuç vardı; sanık a. Beraat edebilir (sanığın şüphe altında kalması kaydı ile yeterli kanıt bulunmayışı nedeniyle serbest bırakılması) (acquitted) b. Günaha karşılık ceza alabilir (kefaret, genellikle suçlarını kabul edenlere verilen en hafif cazlardan bir tanesiydi) (penance, dine küfretme veya çok eşlilik için verilen cezalarda uygulanırdı), (de levi, hafif ceza), (de vehementi-daha ağır ceza). De Levi cezası alanlar ıslah evinde (casa de penitencia) affedilirler ve kiliseye geri kabul edilirlerdi. Ancak tüm malvarlıklarına el konulur ve pişmanlık elbisesini (sanbenito-sarı keten bezinden yapılmış ceket, arkasında iki kırmızı çapraz haç bulunan, daha ağır cezalarda alevler ve dragonlar ile güçlendirilmiş, pişmanlık giysisi) bir süre giymek zorunda kalırlardı. Sanbenito giymek sanığa sürekli günahını hatırlatan aşağılayıcı bir araç, inançlılar için ise sapkınlık yapmamaları için bir uyarı mekanizmasıydı. Sanık teorik olarak affedilse dahi, toplum tarafından dışlanmış olarak yaşamını sürdürür ve kötü şöhreti ailesini ve birçok neslini etkilerdi. Sanbenito giyenler bazı işlerde çalışamıyor, silah taşıyamıyor, pahalı kıyafetler giyemiyor veya ziynet eşyası takamıyordu. De

Vehementi’den (ağır ceza) tövbe edenler durumlarını kötüleştirerek “uzlaşma”

(reconciled) durumuna düşebilir. c. Razı olabilir/uzlaşabilir (reconciled). Bu durumlarda ağır ceza mahkûmları olarak, kırbaç, kürek mahkûmiyeti, malların gasp edilmesi, cezalandırıcı hapis cezası ve ömür boyu sanbenito giymek gibi cezalar alabilmişlerdir. Birbiri ardına suçlu bulunur ise uzlaştırılan sapkın kötü yola sapanlar olarak daha sert cezalar için seküler mahkemelere verilirdi. Engizisyon mahkûmlarının %80’i pişmanlık veya razı olma cezası alırlardı. d. Ölüme mahkûm edilebilir (kişisel veya temsili olarak kuklasını yakmak). Verilen en ağır ceza auto

yılları arasındaki Engizisyon mahkûmlarının %2.25’i yakılarak öldürülmüştür (637 kişi). 1615-1700 yılları arasında bu oran %1’e düşmüştür (142 kişi). Engizisyonun tüm işlemleri tamamıyla bir sessizlik içerisinde yürütülmüştür. “Kralı ve engizisyonu ilgilendirdiği süre sessizliğini koru” deyimi bu dönemde meşhur olmuştur. Bu sessizlik kuralı engizisyonun tüm mahkeme çalışanlarından tanıklara kadar herkesi kapsamaktadır (söz konusu sessizlik kuralı günümüz suç çeteleri veya mafya organları tarafından dışarıya bilgi sızmaması amacıyla kullanılmaktadır;

code of silence). Sanıklar serbest bırakıldıklarında davaları veya diğer mahkûmlar

ile ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmayacaklarına dair yemin ettirilirler. Bu gizlilik kuralı nadiren kırılmıştır.387

Bir kez bir cezanın şiddetine karar verildiğinde engizitörler cezanın ne olacağının resmi olarak açıklanacağı “auto de fe” mahkemesi için bir tarih verirlerdi. İki farklı seremoni bulunuyordu. Birincisi “auto público general” veya “auto particular” (autillo). Birincisi “auto público general” büyük bir faaliyet olarak şehir meydanında tüm sivil ve dini erkânın daveti ile büyük kalabalıkları çekmek için resmi tatillere denk getirilirdi. Verilen hükümler gün boyu okunur ve ölüm cezası verilenler gece karanlığı bastırmadan infaz edilirlerdi. İkincisi “auto

particular/autillo” ise daha çok yarı resmi (daha az maliyetli) işlerdi. “Autillo”’lar

sıklıkla kilisede az bir seyirci önünde ve dolayısı ile daha az kamusal aşağılamaya maruz bırakarak uygulanırdı. Bu tür mahkemeler ağırlıklı olarak hafif cezalar için uygulanırdı. Kamusal “auto de fe”’ler titizlikle planlanmış, sahne düzeni olan bir tiyatro faaliyetiydi. Maliyet ve hazırlıklar göz önünde bulundurulduğunda bu tür faaliyetler nadiren yapılırdı. Bu tür görsel faaliyetlerde zanlılara pişmanlık cübbeleri ve şapkaları giydirilir, engizitör tören alayı üyeleri tarafından yeşil haçlar (bir tarafı merhameti simgeleyen zeytin yaprağı, diğer tarafı adalet için kılıç) taşınırdı. Evlerin balkon ve pencereleri izleyiciler ile dolardı. Eğitici bir dram olma özelliğinin yanı sıra auto mahkemesi dini ve siyasi topluluklar tarafından hâkim olunan toplumdaki asayiş, tertip ve kademeleri dikkatlice hazırlanan koreografi ile resimlendirmiştir. “Auto de fe” kamusal alanda “Katolik inancının üstünlüğünü” kilisenin en tiksindirici düşmanlarından temizleyerek açığa vurmak istemiştir. Bu tiyatro faaliyeti hem zanlıların sapkınlık suçları nedeniyle lanetlenmeleri için hem de binlerce kişiye

hitap eden kamusal bir söylev (the Sermón de la Fe) için bir fırsattı. Bu şekilde “auto” toplumsal bir “inanç faaliyetine” dönüştürülerek günahkârlar ve inanların rol aldığı bir tiyatro özelliğini taşıyordu. Hristiyan inancını inkâr edenlerin aldıkları cezalara şahit olarak kamuoyu eski Hristiyan modeline uymayan ve baskın otoriteyi tanımayanların akıbetine tanık oluyordu. “Auto de fe” yarı dini, yarı adli bir seremoniydi. Hazır bulunan herkese bir ders vererek inançlı, inançsız boyun eğmemenin sonuçlarını dünyadaki inanç mahkemesi olan kutsal mahkemede görüyorlardı. Katolik hâkimiyetinin kutlamalarına katılmamak resmi kiliseye uymama, inananların dünyasından soyutlanma, engizitör soruşturmasına konu olabilecek kırıcı bir davranış, sosyal dışlama ve en yüksek derecede lanetlenme şeklinde tanımlanıyordu.388

Engizisyon mahkemelerinin verdiği ibretlik cezalar Moriskolar arasında korku ve nefrete yol açıyor ve bir kişinin davası tüm cemaate mal edilebiliyordu. Engizisyon da bu şekilde Moriskolar üzerinde baskı kurmak ve paralarını gasp etmek için mahkeme kararlarını bir araç olarak kullanmaktan çekinmiyordu. Yöneltilen ithamların çoğu da uydurma ve gerçek dışıydı. Örneğin 1606 yılında Maria Paez isminde genç bir Morisko kız, anne babası, kız kardeşleri, amcaları, yeğenleri ve arkadaşlarını suçlayarak Almagro Morisko’larının sonunu hazırlamıştır (ancak burada engizisyonun başkalarına suç atmak için türlü işkence teknikleri ve aletlerini kullandığı göz ardı edilmemelidir). Kızın babası itirafta bulunmadığı ve tövbe etmediği için yakılmış, itirafta bulunan annesi tövbe ettirilip ömür boyu hapse mahkûm edilmiş ve geri kalan 25 Almagro Moriskosunun hepsi ceza almıştır. Bununla beraber görülen her davada müsadere de (mallara el koyma) olduğundan engizisyon ciddi ölçüde maddi kazanç sağlamaktaydı. Moriskolara verilen hükümlerin örnek bir özeti aşağıda verilmiştir:

Mahkeme devam ederken ölen……….5 Beraat………..14 Takipsizlik……….5 Ertelenen……….30 De levi yemini ile vazgeçen………… 24 De vehementi yemini ile vazgeçen… 15 Eğitilmesine karar verilen……….32

Mahkeme salonunda kınanan…………8 Ruhani kefaret………..6 Müsadereli tövbe………78 Müsaderesiz tövbe………...5 Para cezası (en çok 100 duka)………..5 Sürgün………...2 Sanbenito giyme………..5 Sanbenito ve bir süre hapis………….27

Sanbenito389 ve müebbet hapis…… 32 (genellikle 3 sene sonra tahliye) Sanbenito ve müebbet hapis………….3 (aftan faydalanmaksızın) Kırbaç (çoğunlukla 100, bazen 200)…15

Kürek mahkumiyeti (3 ila 10 sene)…...14 Ordu tarafından yakılma……….11

24 Eylül 1559 Sevilla auto de fe’sinde (mahkeme) 3 Morisko yakılmış ve sekizi Sanbenito giymeye ve hapse mahkûm edilmiştir. Aynı zamanda bunların arasında kadınların da olduğu altısına kırbaç cezası verilmiştir.390

Arşivde Bleda, “barış için, devletin bekası için ve diğer faydalar ve zararlar hesaba katıldığında bu dinsiz insanların uygun şekilde cezalandırılmalarının uygun ve doğru olan davranış olacağı” yazılmıştır. İlaveten ilgili belgede, “Moriskolar arasından yargılanıp asılarak ölenlerin Muhammed’in dini için öldüklerini beyan edip onun şehitleri olmakla övündükleri” belirtilmiştir.

Engizisyon mahkemesinin hüküm verdiği ve Holland arşivinde yer alan örnek bir olay 3 Nisan 1588 yılında Valladolid’de yaşanmıştır. “Olmedo’nun komşusu olarak bilinen ve gerçek bir Hristiyan olmak istediğine dair yapmacık eylemlerde bulunmasının ardından din dışılıktan hüküm giyen María Romero (Morisko) ile Isabel de Soto (Morisko) haklarında yakılma kararı” verilmiştir. “Her ikisi de engizisyon mahkemesi’nin hapishanelerine geri gönderilmiş ancak María Romero burada bir hastalığa yakalanmıştır. İnfaz vakti geldiğinde daha önce Hristiyan taklidi yapmasına rağmen sonra “Muhammed’in” yolunda öleceğini iddia etmiş ve diğer kutsal ölülerin yakılmış olduğu yerde yakılmayı istemiştir. Çünkü bu durumun onun şerefine olduğunu düşünmüş ve kendisinin diğerlerinin göstermiş olduğu sabır/direnişe sahip olamadığı için pişmanlık duymuştur. Sonrasında bunun için

389Suçunu itiraf edip uzlaşmaya giden kişinin giymek zorunda olduğu, sarı renkli, kırmızı Saint Andrew haçıyla işaretli giysi.

gerçek bir tövbekâr ve iyi bir Hristiyan kadın olamamasının izlerini taşıması nedeniyle ruhen gerçekleştirilemeyen kemikleri yakılarak gerçekleştirilmiştir. Onlara yakılma emri verilmesiyle eski Hristiyanlardan alacakları ani bir itikat ve inanç eğitimiyle kurtuluşa kavuşmaları beklenebilir ancak hak etmedikleri özgür yaşama sahipken eskiden yapmış oldukları günahlara geri dönmekte ve kendi sapkın mezheplerinin yolunda hayatlarını söndürmektelerdir” denmiştir. Bu durumda, “arşivde de yazıldığı üzere Kral’a Moriskolara uygulanan cezaların artırılması için din adamları tarafından baskı uygulanmıştır. İlgili belgede, “Kral’ın Moriskoların Tanrı’nın ya da halkın önünde hiçbir mazereti olmamasını sağlamak için elinden geleni yapması gerektiği, Moriskoları daha iyi hale getirebilmek, itaat etmelerini sağlamak adına mevcut cezalandırmaların artırılmasının uygun olacağı, ceza hukukundaki bu sert değişikliklerin bir sonucu olarak Moriskoların da Majestelerinin krallığını terk edecekleri” ifade edilmiştir. İlaveten “Moriskoların İspanya’dan gitmelerini sağlamak için bu mezhebin (İslam’dan bahsediliyor) Hristiyan dinini oldukça rahatsız eden ve İspanya’da bolca yer alan inatçı insanlarının ve takipçilerinin ortadan kaldırılması gerektiği”391 yazılmıştır.

Kamen’e göre Granada isyanından sonra bu şehirden sürülen Moriskoların bazıları Castilla’ya yerleşmiş ve güçlü İslami inanç ve Castilla’ya karşı olan “nefretlerini” beraberlerinde getirmişlerdir. Arcos de Medinaceli’de daha yaşlı ve uyum sağlamış olan Moriskolar yeni gelenler (Granada’dan) tarafından “kendilerini açıkça Müslüman olarak ilan etmeleri” için baskı görmüşlerdir. 1570 yılından itibaren Aragón ve Valencia Moriskoları engizisyon davalarının en önemli kısmını oluşturmuştur. Cuenca mahkemesinde ise Granada’lıların gelmesi ile dava açılan Morisko sayısı 5 kat artmıştır. Bu durum Castilla’lı Moriskoların İslami inancını kuvvetlendirmiş ve bir engizisyon mahkemesi dalgasına yol açmıştır. Zaragoza mahkemesinde 1540-59 yılları arasında 266 Morisko yargılanmış, 1560-1614 yılları arasında ise yargılanan Morisko sayısı 9 kat artarak 2371’e yükselmiştir. Valencia’da önceki dönemde 82 Morisko davası açılmışken sonraki dönemde bu sayı 30 kat artarak 2465’e yükselmiştir. Suçlanan Moriskolar 1580’lerde her iki mahkemenin toplam kamusal yargılamalarının (auto de fe) %90’nını

391H.A.: Zayas’a göre, Sekreter tarafından kaleme alınıp tarihlendirilmiş belge. Valladolid Engizisyonunda avukat olan (licenciado) Martín Gonçález de Çellorigo Oquendo tarafından imzalanmıştır (24 Nisan, 1598). (Zayas, Belge: 39, s. 402-404).

oluşturmuştur. Aragón Moriskoları, Valencia’nın yarısı kadar Morisko nüfusu barındırmasına rağmen, çok daha fazla infaz ve kürek mahkûmiyeti cezası almıştır (Aragón’da baskı daha serttir)392.