• Sonuç bulunamadı

4. Türk Kamu Yönetiminin Kurum Dışına Dönük Halkla İlişkiler

4.1. Yönetsel Saydamlık

Halkla ilişkiler yönetimin parçasıdır (Verčič ve Grunig, 2000:9) ve halkla ilişkilerin önemli bir yönetim disiplini olarak ele alınmasına yönelik artan bir ihtiyaç vardır (Warnaby ve Moss, 1997:7). Çünkü, kurumun çeşitli kitlelerle ilişkilerini kurumdaki herkes etkileyebilirse de, halkla ilişkiler politikaları, hedefleri ve etkinlikleri ortaya koymak bir yönetim işlevidir (Center ve Jackson, 2003:1). Bir yönetim işlevi olarak halkla ilişkilerin yönetimde sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi de, bilhassa dış hedef kitlelerle sağlıklı ilişkiler geliştirmesine bağlıdır. Sağlıklı ilişkilerin geliştirilebilmesi için ise yapılması gereken ilk şey yönetimin halka açılması yani yönetsel saydamlıktır. Bu nedenle kamu yönetiminde kurum dışı halkla ilişkiler uygulamasının belki de en önemli amacı yönetsel saydamlığın gerçekleştirilmesidir.

Halka açılan bir pencere olan (Sabuncuoğlu, 1998:3) halkla ilişkilerde açıklığın ve şeffaflığın öneminin vurgulanması maksadıyla cam ev benzetmesinde bulunulmuştur. Kurumların kamularından saklayacak şeyleri olmamalıdır. Başka bir ifadeyle kurumlar, saklamak mecburiyetinde kalacakları uğraşılardan uzak durmalıdır. Olumlu bir imaj bakımından, dışarıdan bakıldığında kurumların, bütün karar ve uygulamaların rahatlıkla görülebildiği camdan bir ev saydamlığında olmaları beklenir (Biber, 2003b:20). Halkla ilişkilerin de sağlamaya çalıştığı şey budur.

Bunun için de, yönetsel bir araç olarak halkla ilişkiler; kurumların ilgili oldukları kitlelere kuruluş amaçlarına, politikalarına etkinliklerine ilişkin bilgileri aktararak kamuoyunun bilgilenmesini amaçlar. Bu halkla ilişkilerin halka hesap vermesinin bir gereği olduğu kadar, yönetimde açıklık ilkesinin de bir gereğidir. Bilgi verme, halkın bilme-öğrenme hakkı ile ilgili olup bu hak aynı zamanda demokratik kuramın “bilgili-ilgili vatandaş” şartı ile bütünleşmektedir. Kuram tarafından hem ussal bireyin, hem vatandaşın kamusal konularda bilgili olması, bu konularla ilgilenmesi, kendini alakadar eden kararlarda denetim sağlamasının bir gereği olarak kabul edilmektedir. Halkla ilişkiler hem halk tarafından talep edilen, hem yönetimce gerekli görülen bilgileri aktararak “bilgili-ilgili vatandaş” ihtiyacına cevap vermektedir (Sezer, 1995:151). Şüphesiz yönetimde açıklık bilgi almaktan ibaret olan bir fonksiyon da değildir. Yönetsel bilgilerin herkese açık tutulmasının yanı sıra yönetsel yerlerin, etkinliklerin, dosyaların da açık tutulması,

(Abadan, 1964), (Acar, 1994), (Üzün, 2000), (Sezer, 1995), (Tortop, 1986b), (Tortop, 2001), (Yalçındağ, 1986), (Bensghir, 2000), (Center ve Jackson, 2003), (Ataol, 1987), (Uysal, 1983), (Kadıbeşegil, 2003), (Varol, 1988), (Yalçındağ, 1974), (Wali, 1967), (Küçükkurt, 1988), (Asna, 1998), (Gregory, 2001), (Çamdereli, 2000), (Abadan, 1955), (Ertekin, 1978), (Günkut, 1986), (Tortop, 1998), (Asna, 1968).

isteyenin bunları görmesi/gezmesi isteyenin herhangi bir etkinliğe tanıklık etmesi onu izlemesi, isteyenin de dosyaya bakması ondan örnek çıkarmasının olanaklı olması gerekir (Akıllıoğlu, 1991:2). “Halkla ilişkilerde başarının şartı, her konuda açık şeffaf olmak” (İşçi, 2002:11) olduğundan, özellikle kamu yönetimlerinde bu denli bir saydamlığın sağlanması vatandaşın yönetim üzerindeki denetimini de daha kolay hale getirecek, vatandaşa bu anlamda daha fazla imkan vererek, yönetimin gelişmesine katkı sağlayacaktır.

Çünkü, kamu yönetiminin genişlemesi, yapı ve işleyiş bakımından karmaşık bir nitelik göstermesi, ayrıca günlük yaşama artan orandaki müdahalesi, etkin bir kamuoyu denetimini de gerekli hale getirmektedir. Böyle bir denetim ise, yönetimin kendisini dışa açmasını, kamuoyunun, yönetimin eylem ve işlemleri ile ilgili bilgi sahibi olmasını, kararların nasıl ve kimlerce alındığını bilmesini gerektirir. Dolayısıyla, yönetilenlerinde elde ettiği bilgiler ışığında yönetime aktif bir şekilde katılabilmesiyle denetim daha etkin duruma gelecektir (Eken, 1994:25). Ayrıca, alınacak karar ya da gerçekleştirilecek işlem konusunda önceden bilgilenmeye fırsat verilmesi, ilgili kişi ve kurumların karar ya da işlemden önce fikir beyan etmelerine fırsat vermesidir (Buran, 1995:216). Böylece vatandaş gerçekleştirilen işlem ve eylemleri bizzat gördüğü, olumlu ya da olumsuz tepkisini daha bunlar hayata geçirilmeden verdiği için kamu yönetimine karşı aklında herhangi bir kuşku kalmayacak, olumsuz tutumlara sahip olmayacaktır.

Sadece “Allah devlet kapısına düşürmesin,” “Allah hâkime, hekime muhtaç etmesin,” “devletin ayağının bastığı yerde ot bitmez” gibi atasözlerinin vatandaşlar arasında yaygın şekilde kullanıldığı Türkiye’de değil, dünyanın diğer ülkelerinde de Vatandaşların devlete karşı genellikle olumsuz olan tutumları (Mıhçıoğlu, 1976:16) yönetsel saydamlık sayesinde büyük oranda ortadan kalkacak, olumluya doğru bir yönelim içerisinde olacaktır. Yönetsel saydamlık sadece olumsuz tutumları olumluya çevirmekle kalmayacak kamu yönetimi-vatandaş arasındaki yanlış anlamaların ortadan kaldırılmasında da önemli bir rol üstlenerek, büyük bir fayda sağlayacaktır.

Bu noktada şunu unutmamak gerekir ki, yanlış bilgilenenlerin yanlış yargılara varmaları engellenemez. Yönetimin haklı olduğu, doğru söylediği konulardan bazıları, kamuoyuna tümüyle başka şekillerde yansımış, yanlış yorumlanmış olabilir. Halkla ilişkilerin amacı bu nevi yanlış yorumlara sebebiyet vermeyecek doğrultuda halkın aydınlatılmasıdır. Çoğu zaman yönetimin kamu yararı doğrultusunda gerçekleştirdiği çalışmalar halka iyi anlatılmadığı için yönetim suçlanır. Gerçekleştirilen çalışmalar

gerçekte olduğundan başka türlü yorumlanır. Bu durumda kusur tümüyle yönetimindir. Halkı bilgilendirme ödevini gerektiği şekilde yerine getirmemiştir (Tortop, 1986c:121). Yönetim, politika ve eylemlerini açıklayıp, bunların haklılığını en iyi biçimde ortaya koyamadığı müddetçe de, kamu tarafından belki yanlış anlaşılıp, olumsuz yönde eleştirilebilir (Aşkun, 1986:88) ve eleştirilecektir. Bu yüzden hizmetlerde yaşanan gecikmeler, aksaklıkların sebepleri halka açıklanmalıdır. Söz konusu bu açıklama sayesinde halk ferahlar ve gecikmeyi, hizmette yaşanan aksaklığı haklı bulabilir (Tortop, 1986a:151-152). Böylece yanlış anlaşılmalara mahal verilmediği için de yönetim ile halk arasında gereksiz gerginlikler yaşanmasının önüne geçilmiş olur.

Sonuç olarak, kurumun açıklanması sakıncalı görülen çok özel sırları haricinde hiçbir şeyin kamuoyundan gizlenmemesi gerektiğini, kamuoyunu yanıltıcı, şaşırtıcı, kandırıcı, tutarsız, gizli kapaklı politika ve eylemlerden kaçınmanın şüphesiz, kuruma karşı olan güveni artırıcı bir özellik taşıdığını, kurumun uzun vadede başarısının onurlu çalışma, güvenilirlik ve dürüstlük kavramlarına uymaktan geçtiğini hatırdan çıkarmayan (Çamdereli, 2000:23) halkla ilişkiler, kamu yönetiminde yönetsel saydamlığın gerçekleştirilmesini kendine amaç edinmiştir. Saydamlık sayesinde hem halkın yönetsel bilgisi artacak, kamu yönetimini denetlemesi kolaylaşacak ve etkin hale gelecek, hem vatandaşların alınacak olan kararlara, eylemlere ve işlemlere daha onlar hayata geçemeden katılmaları sağlanacak, hem de vatandaşta kamu yönetimine karşı söz konusu olabilecek yanlış anlamaların bu şekilde önüne geçilmiş olacaktır.