• Sonuç bulunamadı

2.YENİ YÖNETİM ANLAYIŞI (NEW PUBLIC MANAGEMENT)

YENİ YÖNETİM ANLAYIŞI

2.1.5. Yeni Yönetim Anlayışının Kapsamı

2.1.5.1. Yönetimin ve Devletin Yeni Rol (Görev) Anlayışı

Kamu yönetimi ve devletin genel ve köklü işlev değişimi, devletin bizzat yerine getirdiği bazı görevleri, toplumsal gereksinimlerin ve problemlerin üstesinden gelmek için özel sektöre bırakması düşüncesine dayanır. Bununla da, problemlerin çözümü için genel kamusal yetkiler çerçevesinde, şimdiye kadar var olan yapı ve işleyişlerin yeterince finanse edilememesi kuşkularını içinde barındırdığı ifade edilmektedir. İşte bu düşünceden hareketle, devletin faaliyetlerinin azaltılması gündeme gelmektedir. Bunun anlamı devlet görevlerinin azaltılması, piyasaya görev aktarımı (maddi özelleştirme) ve ortak görev üstleniminin (kamu-özel işbirliği) hedeflenilmesidir. Geleneksel politik düzen tartışmalarında özelleştirme ön planda bulunurken, bugün oldukça çeşitli biçimlenmeler çerçevesinde, ortak görev üstlenme biçimi (kamu-özel işbirliği) artan ölçüde ilgi ve anlam kazanmaktadır.

Devletin ve kamu yönetiminin yeni rol anlayışının esas hareket noktasını oluşturan düşünce, tanımlanmış devlet görevlerinin neler olduğu ya da olması gerektiği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Belli bir zaman dilimi içerisinde kamusal görev olarak görülen ve kabul edilen bir şey, tamamen toplumun tarihi gelişimine ve duruma göre oluşan koşullara bağlıdır. Dolayısıyla, hangi görevlerin kamusal ve hangilerinin özel kabul edileceği sorunu ampirik olarak hiçbir toplumsal görevde tam olarak tespit edilemez. Herhangi bir zamanda ve herhangi bir devlette bir görevin kamusal ya da özel olması

farklılık gösterebilir (Naschold/Bogumil, 1998: 55). Böylece kamu görevlerinin normatif olarak tespiti ve tanımlanmasına geçiş, sadece duruma göre değişkenlik sorunu yoluyla ortaya çıkmaktadır. Bu tür durumsal değişkenler içerisinde, kamu finans yapısı, yasamanın politik güç ilişkisi, duruma göre oluşan toplumsal problemler, toplum üyelerinin beklentileri, seçimlere yakınlık ve parlamenterlerin beklentileri ve benzeri değişkenler sayılabilir. Tek tek toplumu oluşturan unsurların biçimlenmelerinin ve büyüklüklerinin sadece farklı değerlendirilmesi değil, aynı zamanda farklı kabul edilmeleri nedeniyle, isteğe bağlı olmaksızın, kamusal görevlerin tespitinin açık bir tartışma sürecinin sonuçları olarak anlaşılabileceği ortaya çıkmaktadır. Bu durum, genel olarak, hangi görevlerin kamusal kabul edileceğinin tespitine ilişkin nihai kararın seçmenlerce verileceği anlamına gelmektedir (Budäus/Finger, 1999: 320). Bunun önemi özellikle yerel yönetimlerde ortaya çıkmaktadır. Belli bir yerde yaşayan hemşehriler, kendilerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak üzere seçtikleri kişi ve kurullara, hangi görevleri yapmaları gerektiği konusunda öneride bulunabilmelidir. Yerel halkı ilgilendirmeyen görevlerin mahalli idarelerin görevleri içerisinden ayıklanması, yeni yönetim anlayışı modelinin önemli öncelikleri içerisinde yer almaktadır.

Yönetim ve devletin rol ve işlevlerinin yeniden tanımlanması ve tespiti sonucunda, en azından kamusal olarak görevlerin üstlenilmesi ve finansmanı sorumlulukları arasında şeffaf bir ilişki zorunlu hale gelmektedir. Bu şeffaf ilişki sadece tek tek devlet düzeyindeki merkezi yönetim ve yerel yönetimlerde yaratılmak ve garanti edilmekle kalmamakta, aynı zamanda tek tek kamu kurumları için yatay düzeyde ve onların hizmet ilişkilerinde de oluşturulmakta ve teminat altına alınmaktadır (Budäus/Finger, 1999: 320). Böylece devlet ve yönetim arasındaki yeni rol ilişkisi, doğrudan doğruya görevlerin azaltılmasına dönük farklılaşmamış taleplerin neticesi orak değil, aksine kamusal görevler ve finansman sistemi arsında şeffaflığın gerekliliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun arkasında da seçmenlerin seçim kararlarını verirken bireysel öncelik durumlarını, kamusal görevleri ve finansmanlarını göz önünde bulundurmaları beklentileri yer almaktadır.

Geleneksel Yönetim Anlayışından

Yeni Yönetim Anlayışına

Değişen Görev Anlayışı

Devlet ve Kamu Ekonomisince Kaynak Kullanımı

Dış Yapısal Reform

•Rekabet,Dışarıyla Bağlantı

•Kullanıcılar üzerinden güçlü finansman •Kullanıcılara seçim olanakları

•ve diğerleri İç Reform •Yapı (Örgüt) •Yöntem (Süreç) •Personel (Teşvik) •ve diğerleri Bağımsızlık

Kamu Seçimi Kuramı ve modern kurumsal ekonomi diğer yaklaşımları

İş Yönetimi Yaklaşımının

(Managerialismus) çeşitli Modelleri

Şekil 2.5: Geleneksel Yönetim Anlayışından Yeni Yönetim Anlayışına Geçiş (Budäus, 1998: 6)

Devlet ve yönetimin yeni yönetim anlayışı modeli çerçevesinde değişen rol anlayışlarının başka bir unsuru, kamusal olarak görülen bir görevin bizzat yönetim tarafından yerine getirilmesinin zorunlu olmamasında bulunmaktadır. Yeni yönetim bilimi literatüründe de, devlet sorumluluğu tipolojisinden hareketle, sadece devletin sözde yerine getirme sorumluluğu alanında, bunu bizzat yapması gerektiği düşüncesi bulunmaktadır. Buna karşın, teminat altına alma ve göğüsleme sorumluluğu, artık görevlerin doğrudan doğruya kamu yönetimince yerine getirilmesini gerektirmemektedir (Schuppert, 1998: 423-424). Bununla devletin çekilmesi değil, aksine sadece görevlerin algılanış biçimi ilişkilidir. Devlet görevlerin istenilen biçimde yerine getirilmesinden sorumlu olmaya devam etmektedir. Bu sorumluluğun algılanışında, kamu ve özel sektör arasında, kamu yönetimlerinde zamanla yeni örgüt biçimleri oluşmaktadır. Böylece, garantör yönetim çerçevesinde kamu yönetimi ve özel sektör arasında geniş ölçüde bir ihale veren ve ihale alan (vekalet veren - vekil) ilişkisi

anlam kazanmaktadır (Reichard, 1998b: 306). Bununla birlikte, kesinlikle bir görev azaltılması değil, aksine sadece görevlerin yerine getirilişinde bir biçim değişimi söz konusudur (Schuppert, 1998: 437). Bu gelişme, günümüzde kamu ve özel sektör ayırımının giderek daha az söz konusu olduğu özelleştirme tartışmalarına yeniden yansımış, ancak işbölümü ve işbirliğine dayalı görev ifasının aratan biçimlerini de gündeme getirmiştir. Toplum ve devletin dinamik değişimi ve yukarıda sözü geçen karmaşık çevre koşulları yüzünden, işbirliği, hem kamu sektörü dahilinde hem de kamu sektörü ve özel sektör arasında bir dizi problem alanında tek başına mümkün olan ve uygun problem çözümlerine hizmet etmektedir.

Özet olarak, devlet ve yönetimin yeni rol anlayışı, yeni yönetim anlayışı çerçevesinde, kamusal olarak kabul edilen görevlerin kapsam ve çeşidi bakımından aşağıdaki gibi özetlenebilir (Budäus/Finger, 1999: 322):

• Görevlerin ve finans sisteminin şeffaflığı

• Kamusal görevler ve finansman yükümlülüğü için karar yetkisi ilişkisi

• Özel işletmeler ve kamu yönetimi arasında işbirliği yoluyla işbölümünün yeni biçimleri

• Piyasa ve rekabet fonksiyonu mekanizmasının kullanılması

Böylece sadece, şimdiye kadar kamusal olarak kabul edilen görevlerin kamu hiyerarşisinden piyasaya aktarılması söz konusu olmamakta, aynı zamanda hiyerarşiden işbirliğine ve özel sektörle, hatta üçüncü sektörle bir işbirliğine geçiş söz konusu olmaktadır.

Devlet ve yönetimin yeni rol anlayışı, kamu-özel işbirliği tartışmaları bağlamında tamamen somut bir biçimde geliştiği gibi, büsbütün yeni, tam yenilikçi örgüt biçimlerinin gelişmesi, özelleştirme ve görevlerin azaltılmasıyla devlete ait işlerin azaltılması genel eğilimi de ortaya çıkmaktadır. Buna, doğrudan üretim yapan devletten garantör devlete doğru artan bir dönüşüm de eklenebilir (Budäus, 1998: 4). Ancak bu noktada hangi görevlerin kamu sektörünce ve hangilerinin de diğerlerince yerine getirilmesi gerektiği sorunu ön plana çıkmaktadır.