• Sonuç bulunamadı

3.6.1. Bilimsel Bilginin Doğası Ölçeğinden Elde Edilen Verilerin Analizi

Ölçek 48 önermeden oluĢan altı alt boyutu olan bir yapıya sahip olduğu için katılımcıların ölçeğe verdiği cevaplarda her bir önermenin likert değeri yazılmıĢtır. Böylece her bir alt boyuta ait frekans, yüzde, ortalama gibi betimsel analizler yapılmıĢtır. Ayrıca ölçeğin tamamına ait puanlar da hesaplanmıĢtır. Ancak çalıĢma sadece bilimin geliĢimsellik, test edilebilirlik ve yaratıcılık boyutlarını kapsadığı için ölçeğin sayılan üç boyutuna ait veriler kullanılmıĢtır.

Bunun yanı sıra ölçeğin alt boyutlarında yer alan önermelere verilen cevaplara iliĢkin betimleyici analizlere de yer verilerek öğretmen adaylarının bu önermelerde yapmıĢ oldukları seçimlerle bilimin doğası hakkındaki anlayıĢları belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Kısa hikâyelere verilen cevapların değerlendirilmesinde rubrikler kullanıldığı için katılımcıların kısa hikaye (vignet) puanları (rubrikten elde edilen puanlar) gerektiğinde ölçekteki alt boyutlarla ve bunlar içinde yer alan ilgili önermelerle karĢılaĢtırılabilme imkânı sağlanmıĢtır.

3.6.2. Kısa Hikâyelerden Elde Edilen Verilerin Analizi

AraĢtırmada fen bilgisi öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüĢlerinin farklı değerlendirme yöntemleriyle belirlenmesinde veri kaynaklarından biri içerisinde bir den çok açık uçlu sorunun bulunduğu kısa hikâyelerdir. Kısa hikâyelerin analizinde iki yöntem kullanılmıĢtır. Bunlardan ilki Bodur‟unda (2003) çalıĢmasında kullandığı gibi geliĢtirilen rubriklerle bir puan takdir edilerek değerlendirme iĢlemi diğeri ise öğretmen adaylarının yazmıĢ oldukları yazılı cevapların içerik analizi yöntemi ile değerlendirilmesidir. AĢağıda bu iki yöntem hakkında kısa açıklamalara yer verilmiĢtir.

Geçerlilik ve güvenirlik çalıĢmaları (bkz. bölüm 3.4) yapılmıĢ olan rubriklere göre araĢtırmacı tarafından katılımcıların her bir kısa hikayede her bir boyuta iliĢkin görüĢleri tespit edilerek bu görüĢlere bir puan takdir edilmiĢtir. Böylece katılımcıların hem ölçekten hem de rubriklerden gelen iki farklı puan setleri oluĢturulmuĢtur. Ancak her kısa hikâyenin bütün alt boyutları ölçmediği gözden kaçırılmamalıdır. Kısaca söylemek gerekirse geliĢimsellik ve test edilebilirlik boyutu kısa hikâyeler yoluyla çalıĢmanın tamamında yedi defa ölçülüyorken, yaratıcılık boyutu üç kez ölçülmüĢtür (bkz. tablo 3.1 ve 3.2). Ayrıca ölçeğin alt boyutlarında yer alan önermelere verilen cevaplara iliĢkin betimleyici analizlere de yer verildiğinden kısa hikâyelerden elde edilen rubrik puanlarının gerektiğinde alt boyutlarla ve bunlar içinde yer alan ilgili önermelerle karĢılaĢtırılabilme imkânı sağlanmıĢtır.

Bu çalıĢmanın üçüncü alt problemiyle ilgili olarak kullanılan kısa hikâyelerin güvenirlik katsayısının belirlenebilmesi için rubriklerden elde edilen nicel verilerin kendi içinde ki iliĢkileri ve uyumu ortaya konulmuĢtur. Bunun için bu puanlar Wilcoxon uyumlu çiftler- iĢaretli sıralar testi kullanılarak analiz edilmiĢtir. Ġki ortalama arasındaki farkın test edilmesinde grupların iliĢkili ya da iliĢkisiz oluĢuna göre değiĢen t-testleri kullanılmaktadır. Bu testler parametrik testlerdir. Ancak bu tekniklere iliĢkin sayıltıların karĢılanmaması durumunda, iliĢkili/ bağımlı iki ortalama arasındaki farkın test edilmesinde kullanılabilecek alternatif test Wilcoxon uyumlu çiftler- iĢaretli sıralar testidir. Bu testtin dayandığı iki temel varsayım olarak puanların elde edildiği grupların

iliĢkili olması ve puanların en azından sıralama ölçeğinden elde edilmiĢ olması sayılabilir (Büyüköztürk, ve diğ., 2009). Rubriklerden elde edilen iliĢkili puan setleri arasında fark olup olmadığını ya da bir baĢka ifadeyle aralarındaki iliĢkiyi ortaya koymak için geliĢimsellik ve test edilebilirlik boyutlarında birinci, ikinci, üçüncü kısa hikâye puanları kendi arasında ve altıncı, yedinci, sekizinci kısa hikâye puanları yine kendi arasında değerlendirilerek analiz edilmiĢtir. Yaratıcılık boyutu için ise birinci, onuncu, on ikinci kısa hikâyeden elde edilen rubrik puanları kendi arasında analiz edilmiĢtir.

Katılımcılara uygulanan toplam sekiz kısa hikâye içerisindeki sorulara verilen cevaplar kullandıkları ifadeler onların konu hakkındaki görüĢlerini belirlemek için çok ciddi bir veri kaynağı oluĢturmuĢtur. Ayrıca kısa hikâyelerin aynı boyutları ölçtüğü düĢünüldüğünde aynı kiĢilerin belli bir konu hakkındaki görüĢleri tekrarlı bir Ģekilde ölçüldüğü kabul edilebilir. Örneğin, geliĢimsellik boyutu çalıĢma süresince yedi defa farklı kısa hikâyede değerlendirilmiĢtir. Böylece aynı öğretmen adayına ait tekrarlı ölçümler yapılmıĢ olmaktadır. Bu durum da araĢtırmacıya daha derinlemesine bilgilere ulaĢma imkânı sağlayabilmektedir. Katılımcıların kısa hikâyelere verdikleri cevaplara rubriklere göre bir puan verildiğinden araĢtırmacı bu veri setini en az iki kez okumuĢtur. Verilen cevaplar katılımcıların kendi el yazılarıyla yazıldığı için zaman zaman okunmayan bölümler için yeniden katılımcıya dönülerek kendi el yazısını okuması ve düzeltmesi istenmiĢtir. Bu düzeltme ve ilk okuma iĢlemi bittikten sonra veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiĢtir. AĢağıda bu yönteme iliĢkin bazı bilgilere yer verilmiĢtir.

AraĢtırmada verilerin tanımlanması, birbirine benzeyen verilerin belirli kavramlar ve temalar çerçevesinde bir araya getirilmesi ve verilerin içerisinde saklı olabilecek gerçeklerin ortaya çıkarılması için “içerik analizi” yöntemi kullanılmıĢtır. Yıldırım ve ġimĢek (2006, s.227)‟e göre içerik analizinde amaç toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve iliĢkilere ulaĢmaktır. Bu amaçla toplanan verilerin önce kavramsallaĢtırılması daha sonra da ortaya çıkan kavramlara göre mantıklı bir biçimde organize edilmesi ve buna göre veriyi açıklayan temaların belirlenmesi gerekmektedir. ĠĢlem sürecinde veriler dört aĢamada analiz edilmektedir. Bunlar aĢağıdaki gibi sıralanabilir:

a) Verilerin kodlanması b) Temaların bulunması

c) Kodların ve temaların organize edilmesi d) Bulguların tanımlanması ve yorumlanması

Kodlama süreci, elde edilen verileri bölümlere ayırmayı, incelemeyi, karĢılaĢtırmayı, kavramlaĢtırmayı ve iliĢkilendirmeyi gerektirir. Strauss ve Corbin (1990)‟a göre daha önceden belirlenmiş kavramlara göre kodlama, verilerden çıkan

kavramlara göre kodlama ve genel bir çerçeve içinde yapılan kodlama olmak üzere üç

tür kodlama söz konusudur. Birinci türde araĢtırmanın temelini oluĢturan kuram veya kavramsal çerçeve dikkate alınarak, veriler toplanmadan önce bir kod listesi çıkarılır. Ġkincisi verilerin analizine yardımcı olacak kavramsal yapının olmadığı durumlarda kullanılır. Bu durumda kodlar tamamen verilerden yola çıkılarak oluĢturulur. Üçüncüsü her iki kodlama türünün birleĢiminden oluĢan bir kodlama türüdür. Önceden belirlenen kodlar içerik analizini yönlendirirken, yeni çıkacak kodlar listeye eklenir veya eski kodlar yeni kodlarla değiĢtirilir.

Bu çalıĢmada yukarıda sayılan kodlama türlerinden genel bir çerçeve içinde kodlama yolu tercih edilmiĢtir. Buna göre, verilerin analizinden önce bilimin doğası

hakkında görüşler ve bunların ölçülmesi kavramsal çerçevesinden yararlanılarak

verileri inceleme ölçütleri ortaya konulmuĢtur. Kısa hikâyelerlerde sorulan her bir sorunun hangi boyutla iliĢkili olduğu baĢtan belli olduğu için hangi sorunun cevabının hangi kod ve kategori altında yer alacağı daha kolay ortaya konmuĢtur. Örneğin; öğretmen adaylarının altıncı kısa hikâyede bilimin doğasının geliĢimsellik ve test edilebilirlik boyutları hakkındaki görüĢlerinin hangi sorularla belirleneceği bellidir. Bu nedenle katılımcıların bu boyutlar hakkındaki görüĢleri kolaylıkla bu sorulara verilen cevaplar analiz edilerek tespit edilebilir. Kısa hikâyelerde sorulan soruların bilimin doğası boyutlarına göre dağılımı tablo 3.2‟de verilmiĢtir. Daha sonra öğretmen adaylarının her bir soruya verdikleri cevaplar kendi içinde bir durum olarak incelendikten sonra ortaya çıkan kodlar birbiriyle iliĢkilendirilerek temalaĢtırılmıĢtır. Bu aĢamada kodlar arasındaki iliĢkiler araĢtırmacı tarafından incelenmiĢ, benzerlik ve farklılıkları belirlenerek araĢtırma bulgularının ana hatlarını oluĢturacak temalar ortaya konulmuĢtur. Tematik kodlamadan sonra veriler organize edilerek yorumlanmıĢtır.

ÇalıĢmadan elde edilen nitel verilerin analizinde bilimin doğası hakkında katılımcıların görüĢlerini daha detaylı ve düzenli olarak ortaya koyabilmek için aynı hikâye bağlamı içerisinde olan birinci, ikinci, üçüncü kısa hikâyeler kendi içerisinde altıncı, yedinci ve sekizinci kısa hikâye ise yine aynı uzun hikâyeden oluĢturuldukları için kendi içinde birlikte analiz edilmiĢtir. Çünkü bu hikâyelerde geçen olaylar ve hikâye kahramanlarının ortaya koyduğu kurgu katılımcıların kısa hikâyeler içerisinde sorulan sorulara birbirine atıfta bulunarak cevap vermelerini gerektirebiliyor. Bu nedenle katılımcıların bilimin doğası hakkındaki görüĢlerinin aynı olay ve kiĢiler bağlamında değiĢiminin daha detaylı ortaya konabilmesi için aynı hikâyeden oluĢturulmuĢ olan kısa hikâyeler kendi içinde değerlendirilerek analiz dilmiĢtir. ÇalıĢmanın bulgular ve sonuç bölümü değerlendirirken bu husus gözden kaçırılmamalıdır.