• Sonuç bulunamadı

5.1. Sonuçlar

5.1.2 Kısa hikâyelerden elde edilen bulgulara ait sonuçlar

5.1.2.1 Kısa hikâyelerden elde edilen nicel bulgulara ait sonuçlar

AraĢtırmanın ikinci alt problemine iliĢkin olarak fen ve teknoloji öğretmenlerinin bilimin doğası hakkındaki görüĢlerinin belirlenmesi amacıyla ölçeğin yanı sıra kısa hikâyeler de kullanılmıĢtır. Kullanılan kısa hikâyeleri değerlendirmek için araĢtırmacı tarafından hazırlanmıĢ olan rubriklerden elde edilen puanlar kullanılmıĢtır. Katılımcıların uygulanan toplam sekiz kısa hikâyeden elde ettikleri rubrik puanlarına ait sonuçlar aĢağıda sıralanmıĢtır

Öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini ortaya koymak için kullanılan kısa hikâyelere verilen cevapları değerlendirmek için bilimin her bir boyutu (geliĢimsellik, test edilebilirlik, yaratıcılık) için bir rubrik geliĢtirilmiĢtir. Rubriklerden elde edilen sonuçlara göre katılımcılar kısa hikâyelerden rubrik aracılığıyla aldıkları ortalama puanlar arasında (Bkz. Tablo 4.5) boyutlara göre bir fark görülmektedir. Öğretmen adayları rubriklerden en yüksek puanları (M: 13,46) test edilebilirlik boyutundan almaktadırlar. En düĢük puanların ise 6,64 ortalamayla yaratıcılık boyutundan geldiği görülmektedir. Kısa hikâyelerin tamamından alınan toplam rubrik puanlarına bakıldığında ortalamanın 32,40 olduğu, alınan en yüksek puanın ise 69 olduğu görülmektedir. Bu tablodaki verilerin okuyucuya daha anlamlı gelebilmesi için

katılımcıların kısa hikâyeler yoluyla geliĢimsellikten yedi defa, test edilebilirlikten yedi defa, yaratıcılıktan ise üç defa bir rubrik puanı aldıklarını hatırlatmak gerekir. Örneğin yaratıcılık boyutu için birinci, onuncu ve on ikinci kısa hikâyelerle katılımcıların yaratıcılığa iliĢkin görüĢleri alınmıĢ ve alınan bu görüĢler ilgili rubrik ile birer puana dönüĢmüĢtür. Bu nedenle öğretmen adaylarının çalıĢma içerisinde rubrikler aracılığıyla alınmıĢ üç farklı yaratıcılık puanı mevcuttur. Yani bir katılımcı yaratıcılık boyutundan en fazla 15 puan alabilmektedir. Bu sonuçlara bakıldığında öğretmen adaylarının genelinin bilimsel bilginin üç boyutunda da yeterli düzeyde sayılabilecek bir anlayıĢa sahip olmadıkları görülmektedir. Çünkü boyutlara ait rubrik puan ortalamaları incelendiğinde (Bkz. Tablo 4.5) aslında nerdeyse her bir kısa hikâyeden aldıkları puanların 1 puan ile 3 puan arasında olduğu görülecektir. Bu nedenle öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkında genelde gerçekçi olmayan ve naif sayılabilecek görüĢlere sahip oldukları söylenebilir. Elde edilen bu sonuç daha önce yapılmıĢ olan benzer çalıĢmalarla uyum gösterdiği söylenebilir (Ryan & Aikenhead, 1992; Yakmacı, 1998; Haidar, 1999; Erdoğan, 2004; Doğan Bora, 2005; Aslan, 2009).

Fen bilgisi öğretmen adaylarının birinci, ikinci, üçüncü kısa hikâyede geliĢimsellik boyutuna ait rubrik puan ortalamaları (Bkz. Tablo 4.6) üçün altında kalmaktadır. Katılımcıların yarısından fazlasının her üç kısa hikâyeden de bir puan aldıkları görülmüĢtür. Ayrıca birinci kısa hikâyeden üç puan alanların sayısı 30 (% 38) iken ikinci ve üçüncü kısa hikâyede bu sayı sırayla 31 (% 39,2) ve 28 (% 35,4) olarak gerçekleĢmiĢtir. Kısa hikâyelerden tam puan alanların sayısı çok küçük bir yüzdeye denk gelmektedir. Bu bulgulara göre öğretmen adaylarının büyük bir kısmının ilk üç kısa hikâyedeki sorulara vermiĢ oldukları cevaplarla geliĢimsellik ile ilgili naif veya orta düzey sayılabilecek bir anlayıĢa sahip olduğu söylenebilir. Benzer bir Ģekilde öğretmen adaylarının altıncı, yedinci, sekizinci kısa hikâyedeki geliĢimsellikle ilgili almıĢ oldukları rubrik puan ortalamaları (Bkz. Tablo 4.8) üçün altında kalmaktadır. Katılımcıların yarısından fazlasının her üç kısa hikâyeden de bir puan aldıkları görülmüĢtür. Ayrıca altıncı kısa hikâyeden üç puan alanların sayısı 12 (% 15,2) iken ikinci ve üçüncü kısa hikâyede bu sayı sırayla 19 (% 24,1) ve 15 (% 19) olarak gerçekleĢmiĢtir. Kısa hikâyelerden tam puan alanların sayısı çok küçük bir yüzdeye denk gelmektedir. Bu bulgulara göre öğretmen adaylarının büyük bir kısmının altıncı, yedinci, sekizinci kısa hikâyedeki sorulara vermiĢ oldukları cevaplarla geliĢimsellik ile

ilgili naif veya orta düzey sayılabilecek bir anlayıĢa sahip olduğu söylenebilir. Elde edilen bu sonuç daha önce yapılmıĢ olan benzer çalıĢmalarla uyum gösterdiği söylenebilir (Ryan & Aikenhead, 1992; Yakmacı, 1998; Haidar, 1999; Erdoğan, 2004; Doğan Bora, 2005; Aslan, 2009).

Fen bilgisi öğretmen adaylarının birinci, ikinci, üçüncü kısa hikâyede test edilebilirlik boyutuna ait rubrik puan ortalamaları (Bkz. Tablo 4.10) üçün altında kalmaktadır. Katılımcıların yarısına yakın bir kısmının her üç kısa hikâyeden de bir puan aldıkları görülmüĢtür. Ayrıca birinci kısa hikâyeden üç puan alanların sayısı 44 (% 55,7) iken ikinci ve üçüncü kısa hikâyede bu sayı sırayla 39 (% 49,4) ve 41 (% 51,9) olarak gerçekleĢmiĢtir. Kısa hikâyelerden tam puan alanların sayısı çok küçük bir yüzdeye denk gelmektedir. Bu bulgulara göre öğretmen adaylarının büyük bir kısmının ilk üç kısa hikâyedeki sorulara vermiĢ oldukları cevaplarla test edilebilirlik ile ilgili naif veya orta düzey sayılabilecek bir anlayıĢa sahip olduğu söylenebilir. Benzer bir Ģekilde öğretmen adaylarının altıncı, yedinci, sekizinci kısa hikâyede test edilebilirlikle ilgili almıĢ oldukları rubrik puan ortalamaları (Bkz. Tablo 4.12) üçün altında kalmaktadır. Katılımcıların yarısından fazlasının her üç kısa hikâyeden de bir puan aldıkları görülmüĢtür. Ayrıca altıncı kısa hikâyeden üç puan alanların sayısı 22 (% 27,8) iken yedinci ve sekizinci kısa hikâyede bu sayı sırayla 17 (% 21,5) ve 15 (% 19) olarak gerçekleĢmiĢtir. Kısa hikâyelerden tam puan alanların sayısı çok küçük bir yüzdeye denk gelmektedir. Bu bulgulara göre öğretmen adaylarının büyük bir kısmının altıncı, yedinci, sekizinci kısa hikâyedeki sorulara vermiĢ oldukları cevaplarla test edilebilirlikle ile ilgili naif veya orta düzey sayılabilecek bir anlayıĢa sahip olduğu söylenebilir.

Fen bilgisi öğretmen adaylarının birinci, onuncu, on ikinci kısa hikâyede yaratıcılık boyutuna ait rubrik puan ortalamaları (Bkz. Tablo 4.14) üçün altında kalmaktadır. Katılımcıların yarısına yakın bir bölümünün her üç kısa hikâyeden de bir puan aldıkları görülmüĢtür. Ayrıca birinci kısa hikâyeden üç puan alanların sayısı 41 (% 51,9) iken onuncu ve on ikinci kısa hikâyede bu sayı sırayla 42 (% 53,2) ve 39 (% 49,4) olarak gerçekleĢmiĢtir. Kısa hikâyelerden tam puan alanların sayısı çok küçük bir yüzdeye denk gelmektedir. Bu bulgulara göre öğretmen adaylarının büyük bir kısmının birinci, onuncu, on ikinci kısa hikâyedeki sorulara vermiĢ oldukları cevaplarla

yaratıcılık ile ilgili naif veya orta düzey sayılabilecek bir anlayıĢa sahip olduğu söylenebilir (Ryan & Aikenhead, 1992; Yakmacı, 1998; Haidar, 1999; Erdoğan, 2004; Doğan Bora, 2005; Aslan, 2009).

Öğretmen adaylarının rubrik puanlarına ait sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde bilimin doğası hakkında bu araĢtırmaya konu olmuĢ üç boyutta da gerçekçi, çağdaĢ olarak kabul edilen görüĢlere sahip olmadıkları görülmüĢtür. GeliĢimsellik, test edilebilirlik ve yaratıcılık boyutlarının tamamında öğretmen adaylarının büyük bir bölümünün naif ya da orta düzey sayılan görüĢleri dile getirdikleri görülmüĢtür.

Öğretmen adaylarının BBDÖ puanlarına ait sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde bilimin doğası hakkında bu araĢtırmaya konu olmuĢ üç boyutta gerçekçi, çağdaĢ olarak kabul edilen görüĢlere sahip oldukları görülmüĢtür. Ancak birkaç önermede az da olsa bazı öğretmen adaylarının naif ya da geleneksel sayılan görüĢleri dile getirdikleri görülmüĢtür.