• Sonuç bulunamadı

Bu çalıĢmanın birinci alt problemi BBDÖ göre öğretmen adaylarının bilimin doğasına ait görüĢlerini belirlemekle ilgilidir. Bunun için Rubba (1978) tarafından geliĢtirilen BBDÖ kullanılmıĢtır. Ancak çalıĢmanın kapsamı gereği bu ölçeğin altı boyutundan sadece geliĢimsellik, test edilebilirlik, yaratıcılık boyutları dikkate alınmıĢtır. Katılımcıların BBDÖ‟ne ait bulguları tablo 4.1.‟de sunulmuĢtur.

Tablo 4.1. Katılımcıların Bilimsel Bilginin Doğası Ölçeğine ait bulgular Bilimin Doğası

Boyutu

N M SD Min Mak Alınabilecek en

küçük puan Alınabilecek en büyük puan

GeliĢimsellik 79 30,03 3,35 23 38 8 40

Test edilebilirlik 79 32,42 3,04 25 39 8 40

Yaratıcılık 79 27,10 5,90 13 38 8 40

Toplam 79 89,54 8,26 76 111 24 120

Tablo 4.1‟e göre bilimin doğası boyutlarından geliĢimsellik, test edilebilirlik, yaratıcılık boyutlarından alınan puanların ortalamaları görece birbirine yakındır. En yüksek ortalamaya sahip olan test edilebilirlik (M: 32,42) boyutunu geliĢimsellik (M: 30,03) boyutu takip etmektedir. Diğerlerine göre daha düĢük bir değere sahip olan yaratıcılık boyutunun ortalaması 27,10‟dur. Boyutlara ait en yüksek puan 39 puan ile test edilebilirliğe ait iken en düĢük değer 13 puan ile yaratıcılık alt boyutundan

alınmıĢtır. Ölçeğin her bir boyutundan alınabilecek en küçük ve en büyük puanın sırasıyla 8 ve 40 olduğu göz önüne alındığında öğretmen adaylarının puanlarının yüksek olduğu söylenebilir. Ölçeğin toplamından alınan puanların ortalaması da 89,54 olmuĢtur. Ölçeğin toplamından alınabilecek en düĢük ve en yüksek puanlar (24 ve 120 puan) düĢünüldüğünde burada da yine alınan puan ortalamasının görece yüksek olduğu söylenebilir.

Ölçeğin geliĢimsellik alt boyutundaki önermelere ait bulgular tablo 4.2‟de sunulmuĢtur. Tabloda verilen ilk dört önerme olumlu ifadelerden, diğer dört önerme olumsuz ifadelerden oluĢmuĢtur. Olumlu ve olumsuz önermelerin puanlandırılmasının likert tipi ölçeklerde aynı olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir.

Tablo 4.2. GeliĢimsellik alt boyutundaki önermelere ait bulgular

Önerme No Önerme Ġfadesi M 1 2 3 4 5 f % f % f % f % f %

16 Bilimsel bilgiyi hata içerebilmesine rağmen yine de kabul ederiz.

2,59 12 15,2 32 40,5 12 15,2 22 27,8 1 1,3

26 Günümüzün bilimsel

kanunları, teorileri ve kavramları yeni kanıtların ıĢığında değiĢtirilmek zorunda kalınabilinir.

4,16 1 1,3 - - 2 2,5 58 73,4 18 22,8

37 Bilimsel bilgi yeniden gözden geçirmeye ve değiĢime tabidir.

4,15 1 1,3 3 3,8 2 2,5 50 63,3 23 29,1

42 GeçmiĢte kabul edilmiĢ ve

artık reddedilen bilimsel inançlar kendi tarihsel bağlamları içinde değerlendirilmelidir. 3,82 - - 5 6,3 14 17,7 50 63,3 10 12,7 25 Bilimsel bilginin doğruluğundan Ģüphe duyulmaz. 3,73 4 5,1 5 6,3 10 12,7 49 62 11 13,9

27 Bir bilimsel bilgiyi hatasız

değilse kabul etmeyiz. 3,43 9 11,4 5 6,3 15 19 43 54,4 7 8,9

31 Bilimsel inanıĢlar zamanla

değiĢmez. 3,97 2 2,5 - - 10 12,7 53 67,1 14 17,7

43 Bilimsel bilgi değiĢmez. 4,15 3 3,8 - - 6 7,6 43 54,4 27 34,2

Tablo 4.2‟ye göre bilimin geliĢimsellik boyutuna ait olumlu ifadelerden oluĢmuĢ önermelere (26, 37, 42) katılımcıların genelde katıldıkları anlaĢılmaktadır. Bu önermelerden on altıncı önerme dıĢındakilerin puan ortalaması hemen hemen tam puan

olan beĢe yakın olduğu (4,16- 4,15- 3,82) görülmektedir. Ancak on altıncı önermede katılımcıların yarısından fazlası (% 55,7) bu ifadeye olumsuz bir görüĢ bildirerek ya “hiç katılmıyorum” ya da “katılmıyorum” seçeneklerini iĢaretledikleri görülmektedir. Negatif ifadelerden oluĢmuĢ önermelerin (25, 27, 31, 43) ortalama puanlarına (3,73- 3.43- 3,97 4,15) bakıldığında katılımcıların bu ifadelere genelde katıldıkları söylenebilir. Fakat “Bir bilimsel bilgiyi hatasız değilse kabul etmeyiz” ifadesine öğrencilerin % 19‟u kararsız kalırken % 17,7‟si katılmadıklarını belirtmiĢlerdir. Bu sonuç on altıncı önermeden alınan puanlarla birlikte değerlendirildiğinde katılımcıların yaklaĢık yarısına yakını bilimsel bilgileri bütün hatalardan arındırılmıĢ bilgiler olarak gördükleri söylenebilir. Bununla birlikte katılımcıların yirmi altıncı ve otuz yedinci önermelerde yaptıkları tercihlere bakıldığında bilimsel bilgininin zaman içerisinde değiĢebileceğini kabul ettikleri ve bilimi geliĢime açık bir etkinlik olarak gördükleri söylenebilir. Benzer bir yorum yine yirmi beĢinci, otuz birinci ve kırk üçüncü önermeler için de yapılabilir.

Tablo 4.2‟deki bulgulardan katılımcıların bilimi geliĢime ve değiĢime açık bir etkinlik olarak gördükleri, bilimsel bilgileri de sorgulanabilir bilgiler olarak kabul ettikleri ve bilimsel bilgileri bütün hatalardan azade olarak algıladıkları söylenebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir noktayı gözden kaçırmamak gerekir. Her ne kadar katılımcıların birçoğu bilimin geliĢime ve değiĢime açık olduğunu söylese ve bilimsel bilgilere de Ģüpheyle yaklaĢmak gerektiğini belirtmiĢ olsa da bilimsel bilgileri bütün hatalardan arındırılmıĢ bilgiler olarak görmeleri (16. ve 27. önerme) bir çeliĢki olarak kabul edilmelidir. Çünkü madem bilim geliĢimseldir ve bilgiler her dönemde sorgulanabilir o zaman bu bilgilerin mutlak anlamda kesin ve doğru bilgiler olduğu söylenebilir mi? Burada ortaya çıkmıĢ olan bu çeliĢkinin olası nedenlerini belirlemeye eldeki ölçeğin yeterli gelemeyeceği açıktır. Bu nedenle katılımcıların bilimin doğası hakkındaki görüĢlerini belirlemede farklı yöntemlere baĢvurulması gerekir.

Ölçeğin test edilebilirlik alt boyutundaki önermelere ait bulgular tablo 4.3‟te sunulmuĢtur. Tabloda verilen ilk dört önerme olumlu ifadelerden, diğer dört önerme olumsuz ifadelerden oluĢmuĢtur. Olumlu ve olumsuz önermelerin puanlandırılmasının likert tipi ölçeklerde aynı olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir.

Tablo 4.3. Test Edilebilirlik alt boyutundaki önermelere ait bulgular Önerme No Önerme Ġfadesi M 1 2 3 4 5 f % f % f % f % f %

12 Eğer benzer koĢullar

altında çalıĢan baĢka araĢtırmacılar tarafından da kanıtlar elde

edilebilirse, bir bilimsel bilgi kabul edilecektir.

3,70 - - 5 6,3 16 20,3 56 70,9 2 2,5 22 Bilimsel bilginin kanıtları tekrarlanabilir olmak zorundadır. 4,18 1 1,3 1 1,3 5 6,3 48 60,8 24 30,4 38 Bilimsel kanunlar, teoriler ve kavramlar güvenilir gözlemlerle sınanır. 4,10 - - 3 3,8 2 2,5 58 73,4 16 20,3

45 Bilimsel bilginin kabul edilmesi için deney sonuçları arasında tutarlılık olması bir gerekliliktir.

4,14 2 2,5 - - 4 5,1 52 65,8 21 26,6

9 Bilimsel bilginin deneysel olarak test edilebilmesi gerekmez.

4,09 3 3,8 - - 7 8,9 46 58,2 23 29,1

11 Bilimsel bilginin kabul edilmesi için deney sonuçları arasında tutarlılık gerekli değildir. 4,27 2 2,5 - - 2 2,5 46 58,2 29 36,7 13 Bilimsel bilginin kanıtlarının toplumun incelemesine açık olması gerekmez. 3,84 6 7,6 - - 10 12,7 48 60,8 15 19

33 Bir bilimsel bilginin kanıtları yeniden elde edilebilir olmak zorunda

değildir.

4,11 2 2,5 - - 6 7,6 50 63,3 21 26,6

Tablo 4.3‟e göre bilimin test edilebilirlik boyutuna ait önermelere katılımcıların genelde katıldıkları anlaĢılmaktadır. Önermelere ait ortalama puanlar 3,70 ile 4,27 arasında değiĢmektedir. Hem olumlu hem de olumsuz ifadelerde öğrencilerin almıĢ oldukları puanların yüksek olduğu söylenebilir. Sadece on ikinci ve on üçüncü önermelere ait ortalama puanların diğerlerine göre bir miktar düĢük olduğu görülse de katılımcıların % 70‟den fazlasının bu noktada aynı düĢündüğü söylenebilir. Yani bilimsel bilgilerin toplum denetimine açık olması gerektiği noktasında çoğunlukla hem fikir oldukları söylenebilir. Ancak burada özellikle on ikinci önerme de katılımcıların

beĢte birinin kararsız kalmıĢ oldukları da göz önünde bulundurulmalıdır. Kararsız kalan bu katılımcıların bilimsel bilginin toplum incelemesine açık olması gerektiği noktasında neden kararsız kaldıkları ortaya çıkarılmalıdır. Çünkü bu kararsız olan katılımcıların bir kısmı diğer önermelerde bilimsel bilginin tekrarlanabilir ve sonuçlarının tutarlı olması gerektiğine olumlu görüĢ bildirmiĢlerdir.

Tablo 4.3‟teki bulgulardan bilimin doğasının test edilebilirlik boyutuyla ilgili olarak katılımcıların genelinin bilimin gözlem ve deneylere dayanması gerekliliğini, deney sonuçlarının tutarlılığını ve tekrarlanabilirliğini kabul ettikleri söylenebilir.

Ölçeğin yaratıcılık alt boyutundaki önermelere ait bulgular tablo 4.4‟te sunulmuĢtur. Tabloda verilen ilk dört önerme olumlu ifadelerden, diğer dört önerme olumsuz ifadelerden oluĢmuĢtur. Olumlu ve olumsuz önermelerin puanlandırılmasının likert tipi ölçeklerde aynı olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir.

Tablo 4.4. Yaratıcılık alt boyutundaki önermelere ait bulgular Önerme No Önerme Ġfadesi M 1 2 3 4 5 f % f % f % f % f % 17 Bilimsel bilgi bilim

insanının yaratıcılığını ifade eder. 3,85 - - 11 13,9 7 8,9 44 55,7 17 21,5 20 Bilimsel kanunlar, teoriler ve kavramlar yaratıcılığın dıĢa vurumudur. 3,76 - - 9 11,4 11 13,9 49 62 10 12,7

28 Bir bilimsel teori bir sanat eserine benzer, çünkü her ikisi de yaratıcılığı ifade eder.

3,53 5 6,3 7 8,9 18 22,8 39 49,4 10 12,7

32 Bilimsel bilgi insan hayal gücünün bir ürünüdür. 3,38 2 2,5 16 20,3 21 26,6 30 38 10 12,7 1 Bilimsel yasalar, teoriler ve kavramlar yaratıcılığı ifade etmez. 3,82 4 5,1 5 6,3 9 11,4 44 55,7 17 21,5

23 Bilimsel bilgi, insan hayal gücünün bir ürünü değildir.

3,20 22 27,8 - - 11 13,9 32 40,5 14 17,7

34 Bilimsel bilgi bilim insanın yaratıcılığını ifade etmez. 3,86 8 10,1 - - 5 6,3 48 60,8 18 22,8 41 Bilimsel bilgi keĢfedilir, insanlar tarafından icat edilmez. 1,76 53 67,1 - - 18 22,8 8 10,1 - -

Tablo 4.4‟e göre bilimin yaratıcılık boyutuna ait önermelere kırk birinci önerme dıĢında genelde katıldıkları söylenebilir. Bu önerme dıĢında kalan diğer önermelere ait ortalama puanlar 3,20 ile 3,86 arasında değiĢmektedir. Daha önce verilmiĢ olan geliĢimsellik ve test edilebilirlik boyutuna ait puanlarla karĢılaĢtırıldığında katılımcıların yaratıcılık boyutundan daha düĢük puanlar aldıkları görülecektir. Ayrıca kırk birinci önermeyle ilgili olarak katılımcıların yarısından fazlasının (% 67,1) bilimsel bilgilerin keĢfedildiği icat edilmedikleri inancına sahip oldukları söylenebilir. Bu sonuç diğer önermelerden elde edilen bulgularla birlikte düĢünüldüğünde ortada bir sorun olduğu söylenebilir. Katılımcılar diğer önermelerde bilimin yaratıcı doğasına iliĢkin önermelere büyük çoğunlukla katılırken son önermeye katılmamıĢlardır. Oysaki son önermede geçen icat etme kavramı bilimsel bilginin ve bilim insanlarının yaratıcı yönüne vurgu yapan bir ifadedir. Bunun olası bir nedeni katılımcıların icat ve keĢif terimlerini tam olarak algılayamamıĢ olmaları olabilir. Katılımcıların bu önermeye verdikleri cevapların nedeni daha detaylı bir Ģekilde farklı değerlendirme yöntemleriyle ortaya konulabilir.