• Sonuç bulunamadı

1. ŞÜPHELİ HAKLARI

1.5. Tercümandan Yararlanma Hakkı

1.5.5. Tercüman Bakımından

Tercüman, bir dili öbür dile çeviren kişidir. CMK m. 56’da ve m. 202’de sözü edilen “tercüman”, yabancı dil konusunda ve okuyup yazması olmayan sağır-dilsiz sanık, mağdur veya tanığın ifadelerinin alınmasında ve diğer işlemlerde hâkime ve Cumhuriyet savcısına yardımcı olan bir bilirkişi sayılabilir491.

Malkoç ve Yüksektepe’ye göre, tercümanlara dair CMK’nda özel düzenleme bulunmadığından bunlara ilişkin olarak tanık ve bilirkişiler için düzenlenen hükümler kıyas yoluyla uygulanacaktır492. Nitekim Yargıtay, bu tür kişiler için tercüman-bilirkişi nitelemesini kullanmaktadır493. Zira tercümanlar yabancı dilden yapılacak çeviriler konusunda uzman olup bilirkişi konumundadırlar. Tercümanın, sanığın

487 Özbek, Yeni Ceza Muhakemesi Anlamı, s. 813.

488 “AİHS’nin 6/3-e hükmü, muhakemedeki bütün yazılı delillerin ve resmi belgelerin yazılı tercümesini gerektirmez. Sağlanan tercüman yardımı sanığın aleyhindeki dava hakkında bilgi sahibi olmasını, kendisini savunabilmesini ve bilhassa mahkeme önünde olayları kendi bakış açısından ileri sürmesine elverişli olmalıdır.”; AİHM, Kamasinski/Avusturya Kararı, par. 74.

489 Özbek, Yeni Ceza Muhakemesi Anlamı, s. 813; Parlar/Hatipoğlu, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu ve İlgili Mevzuat, s. 1052.

490 AİHM, Cuscani/Birleşik Krallık, 24.09.2002 tarihli, Başvuru No: 32771/96, par. 38-40.

491 Parlar/Hatipoğlu, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu ve İlgili Mevzuat, s.

1050.

492 Malkoç/Yüksektepe, Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, I. Cilt, s. 1092; Parlar/Hatipoğlu, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu ve İlgili Mevzuat, s. 1050; Yaşar, Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, s.

1741.

493 Parlar/Hatipoğlu, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu ve İlgili Mevzuat, s.

1050; Yargıtay 1. CD., 22.09.1992 tarihli, 1992/1780 E., 1992/1918 K., sayılı kararı, Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, http://www.kazanci.com (Erişim tarihi: 27.09.2017).

108

kendisi aleyhindeki iddiaları bilmesi ve mahkeme önünde olayları kendi anlatımıyla aktararak kendisini savunabilmesini sağlamak bakımından yeterli olması gerekir494.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi X./Avusturya kararında savunma hakkı kapsamında zorunlu müdafinin mahkeme ve isnad dilini anlayıp anlayamaması durumunda başvuran ve avukatı arasındaki yanlış anlaşılmalar sonucu savunmanın hazırlanmasının daha zorlaştığını dikkate almıştır ve bu durumu AİHS m. 6/3-e kapsamında değerlendirmiştir. Bununla beraber, bu durumdan ülke uygulamasına göre, mahkemenin tayin ettiği müdafiin belirlenmesinde belirli dil gerekliliklerinin dikkate alındığını ifade etmiştir. AİHM kendi dilini iyi bilen başka bir avukat tutmak veya ücretini ödeyeceği bir tercüman istemenin başvurana düştüğünü belirtmiştir.

Savunma avukatı ve/veya tercüman için ödeyecek yeterli parası olmaması durumunda, ücretsiz adli yardım talebinde bulunabileceği tespitinde bulunmuştur.

Ücretsiz adli yardımın, tercüman hizmetini kapsayacak şekilde genişletilebileceğini belirtmiştir495.

Belirtilen tercümeyi yapacak olan tercüman bilirkişi niteliğinde olduğundan görevini yapmadan önce yemin ettirilmelidir496. Yeminin yerine getirilmemesi bozmayı gerektirir497. Nitekim bir kararında Yargıtay, Türkçe bilmeyen sanığa tayin

494 Malkoç/Yüksektepe, Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, I. Cilt, s. 1092.

495 “Başvuran kendi dilini konuşmayan savunma avukatı ile iletişim kurabilmek için bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmasının sağlanmadığı konusunda şikayetçi olmuştur. Esasında, 6/3-e maddesi, sadece sanık ve hâkim arasındaki ilişkiler için geçerlidir... Bu davanın koşulları altında, Komisyon, başvuran ve avukatı arasındaki yanlış anlaşılmalar sonucu savunmanın hazırlanmasının daha zorlaştığını göz ardı edemez. Bununla beraber, bu durumdan başvuran sorumlu tutulmalıdır; Fransızca’yı iyi bilen başka bir avukat tutmak veya ücretini ödeyeceği bir tercüman istemek başvurana düşmekteydi. Savunma avukatı ve/veya tercüman için ödeyecek yeterli parası olmaması durumunda, ücretsiz adli yardım talebinde bulunabilirdi. Komisyon, bu hususta, Avusturya’nın uygulamasına göre, mahkemenin tayin ettiği savunma müdafiin belirlenmesinde belirli dil gerekliliklerinin dikkate alındığını kaydetmiştir. Ayrıca, ücretsiz adli yardım, tercüman hizmetini kapsayacak şekilde genişletilebilir.”; X./Avusturya, 29.05.1975 tarihli, Başvuru No: 6185/73, DR 2, 68, aktaran, Tezcan/Erdem/Sancakdar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu, s. 273.

496 Yenisey/Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 743; Yaşar, Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 1740; Malkoç/Yüksektepe, Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, I. Cilt, s. 1092.

497 Yaşar, Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 1741;

Malkoç/Yüksektepe, Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, I. Cilt, s. 1092.

109

edilen tercüman bilirkişinin, yemininin yaptırılmamasını bozma sebebi kabul etmiştir498.

6411 sayılı Kanun ile CMK m. 202’ye eklenen 5. fıkra uyarınca tercüman olarak görev alacak kişilerin resmi sicile kaydolması zorunludur. Tercüman listesine girmek isteyen kişilerin taşımaları gereken koşullar, Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Tercüman Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 6. maddesinde belirlenmiştir. Buna göre tercümanın; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması;

başvuru tarihinde fiil ehliyetine sahip olması, en az ilkokul mezunu olması; başvuru tarihinde onsekiz yaşını tamamlamış olması; belirli suçlardan hükümlü olmaması veya hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olması499; disiplin yönünden meslekten men ya da memuriyetten çıkarılmamış veya sanat icrasından yasaklanmamış olması; komisyonunun bağlı bulunduğu il çevresinde oturması veya bir mesleki faaliyeti icra etmesi; başka bir komisyonun listesine kayıtlı olmaması gerekmektedir. Bu şartlar arasında tercüman olarak atanacak kişinin tercüme yapacağı dili ve Türkçeyi bilme koşulunun aranmamış olması dikkat çekicidir500.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kamasinski/Avusturya kararında, tercüman ihtiyacı karşısında yetkili makamların söz konusu yükümlülüğü, pratik ve etkili olması amacıyla, tercüman tayin edilmesi ile sınırlı olmayıp, tercüme hizmetinin yeterliliğine ilişkin müteakip kontrolü de kapsayabileceğini belirtmiştir. AİHM alınan bütün ifadelere dayanarak, Kamasinski’nin yetersiz tercüme nedeniyle hakkında verilmekte olan ifadeleri anlayamadığının veya kendi adına sanıkların sorgulanmasını veya çapraz sorgulanmasını sağlayamadığının doğrulanmadığı kararını vermiştir501.

498 Yaşar, Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 1740.

499 Yönetmelik Madde 6/1-d- Affa uğramış ya da ertelenmiş olsalar bile Devlete ve adliyeye karşı işlenen suçlar, 12.04.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan suçlar ile basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olmaması veya hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olması.

500 Erman, Ceza Muhakemesinde Şüpheli ve Sanığın Çevirmenden Ücretsiz Yararlanma Hakkı ve Anadilde Savunma İmkanı, s. 1277.

501 “AİHS 6/3-e maddesi tarafından güvence altına alınan hak ihtiyacı karşısında… yetkili makamların söz konusu yükümlülüğü, pratik ve etkili olması amacıyla, tercüman tayin edilmesi ile sınırlı olmayıp, ilgili dava koşullarında bu konuya dikkat çekilmesi halinde bir

110

Tercümanın mahkemenin dilini bilmeyen veya anlayamayan kişinin anadilini bilmesi gerekip gerekmediği irdelenmelidir. AİHS’nin m. 6/3-e maddesi zorunlu olarak şüpheli/sanığın ana dilini bilen bir tercümanın atanmasını gerektirmemektedir.

Bununla birlikte, şüpheli/sanığın ana dilini bilen bir tercümanın atanması daha uygundur ve adil yargılanma hakkının yerine getirilmesini en üst düzeyde temin eden bir uygulama olacaktır. Öte yandan, özellikle fazla yaygın olmayan diller bakımından ana dilde tercüman tayini her zaman mümkün olmamaktadır. Bu nedenle sanığın anadilinde olmasa da en azından iyi derecede bildiği başka bir dilde tercüman atanması daha isabetli olacaktır502.

6411 sayılı Kanun503 ile gelen değişiklik öncesinde tercümanlık hizmetinin kimi zaman mübaşir tarafından da yapıldığı görülmektedir. Zira Yargıtay’ın bir kararına yansıdığı şekliyle mübaşirin tercümanlık yaptığı anlaşılmaktadır. Yargıtay’ın söz konusu kararda, mübaşirin tercümanlık yapıp yapamayacağı hususuna değinmeksizin yemin verilmemesi üzerinden bir değerlendirme yapmış olması ilginçtir504.

Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak ve yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi TCK m. 276505 hükmü uyarınca suç olarak tanımlanmıştır. Gerçeğe aykırı çeviri yapma, doğru olmayanı doğru imiş gibi gösterme veya aksettirmedir. Bu suç, soyut tehlike suçu niteliğinde olup, gerçeğe aykırı olarak tercüme edilen ifade veya belgelerin hükmü veya yargı mercilerinin kararını etkileyip etkilemediği yani zararlı bir sonuç doğurup doğurmadığı önem taşımaz. Tercümelerin gerçeğe aykırı olması nedeniyle yargı dereceye kadar sunulan tercüme hizmetinin yeterliliğine ilişkin müteakip kontrolü de kapsayabilir.”; AİHM, Kamasinski/Avusturya Kararı, par. 74, 83.

502 Karakehya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesi (Adil Yargılanma Hakkı) Bağlamında Ceza Muhakemesinde Duruşma, s. 117.

503 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete, 31.01.2013 tarih ve Sayı: 28545.

504 Yargıtay 1. CD., 16.02.1998 tarihli, 1997/3681 E., 1998/93 K., sayılı kararı, aktaran, Yaşar, Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 1748; Yargıtay 1. CD., 27.09.2004 tarihli, 2004/1818 E., 2004/3143 K., sayılı kararı,

505 TCK Madde 276- Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.

111

mercileri veya soruşturma mercilerini yanlış yola saptırma tehlikesi doğurma olasılığının varlığı TCK’nın 276. maddesinde düzenlen suçun oluşması için yeterlidir506.