• Sonuç bulunamadı

1. ŞÜPHELİ HAKLARI

1.7. Yasak İfade ve Sorgu Yöntemlerinden Korunma Hakkı

1.7.5. İşkenceden Korunma Hakkı

155

alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlem, Cumhuriyet savcısı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine kolluk tarafından yapılabilir” (TMK Geçici m. 19/1-b).

Şüphelinin ifadesini alan veya sorgulayan merciin bahse konu hukuka aykırı davranışlarının etkisi, ceza muhakemesi hukuku bakımından hukuka aykırı elde edilen delillerin ceza muhakemesinde kullanılamaması ve mutlak bir değerlendirme yasağı anlamına gelmektedir. CMK m. 148 kapsamında ifade alma ve sorguda yasak usullerin, şüphelinin irade özgürlüğünü ortadan kaldırıp kaldırmadığı ayrıca araştırılmayacaktır. CMK m. 148 ifade özgürlüğünün çekirdek hükmü niteliğindedir.

Anayasa’da açıklanan insanlık onuru CMK’nda korunan hükümlerden biridir710. Şüphelinin hukuka aykırı ifade veya sorgusunun etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla, tekrarlanan hukuka uygun ifade veya sorgusunda önceki beyanlarının değerlendirilmeyeceğinin bildirilerek, başka bir yetkili tarafından alınması hukuka uygun olacaktır711. CMK m. 148/3 sadece yasak ifade alma yöntemlerini düzenlemekle yetinmeyip, bu yöntemler ile elde edilen delillerin kullanılması bakımından şüphelinin rızasının da dikkate alınmayacağını açıkça hüküm altına almıştır. Şüphelinin rızası bulunsa dahi, yasak ifade alma yöntemleri ile elde edilen beyanlar veya bu beyanlara dayanılarak ulaşılan deliller değerlendirilemeyeceği gibi, bu husus şüphelinin savunma hakkının da ihlali anlamına gelecektir. Ceza muhakemesi hukukunda, hukuka aykırı ifade alma veya sorgu yöntemlerinin, delil yasaklarının uzak etkisinin (fruit of the poisenous tree doctrine), herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın kabul edildiği söylenebilir712.

156

gözeten herhangi bir sebep dolayısı ile bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 5. maddesine göre, hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz. 5. Cenevre Birleşmiş Milletler Kongresi’nde ise, işkence kendisi veya üçüncü kişi hakkında bilgi almak, cezalandırmak veya gözdağı vermek amacıyla uygulanan ve kişiye hem bedensel hem de ruhsal anlamda ciddi şekilde acı ve ıstırap veren, kasti bir şekilde, resmi bir kişinin emriyle veya bizzat kendisinin uyguladığı her türlü muamele olarak tanımlanmıştır713. AİHS’nin m. 3 hükmü uyarınca hiç kimse işkenceye, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye tabi tutulamaz. Anayasa m. 17/3 hükmü uyarınca kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamaz. Anayasa m.

38/5 hükmü uyarınca, kimse kendisini ve yakınlarını suçlayan beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bulut-Türkiye kararında işkenceyi bilgi veya itiraf elde etmek veya ceza uygulamak gibi, amaçlı bir insanlık dışı muamele olarak tanımlamıştır714. AİHM, işkence kavramının belirlenmesinde kriter olarak, zalimce, ciddi acı ve ızdırap vermeyi esas alarak, işkence tanımını subjektif unsurlara bağlı olarak yapmaktadır715. AİHM, işkence ile kötü muamele arasındaki ayrımı yoğunluk farkı ve amaca yönelik kasıt unsuruna göre belirlemektedir. AİHM işkence suçuna yönelik kararlarında, kötü muamelenin şiddeti ile somut olayın şartlarını dikkate alarak işkence olarak tanımlanabilecek ciddi ve zalimce bir muameleyi aramaktadır716. AİHM tarafından, maruz kalınan muamelenin şiddeti, yoğunluğunun

713 NUHOĞLU Ayşe, “İşkence Yasağı ve İşkence Suçu”; Prof. Dr. Sahir ERMAN’a Armağan, İstanbul 1999, ss. 527-592, s. 533; Tezcan/Erdem/Sancakdar/Önok, İnsan Hakları El Kitabı, s. 109-110.

714 AİHM, Bulut/Türkiye, 20.11.2007 tarihli, Başvuru No:77092/01, https://hudoc.echr.coe.int/tur#{"fulltext":["Bulut/Türkiye"], (Erişim tarihi: 01.11.2017).

715 Nuhoğlu, İşkence Yasağı ve İşkence Suçu, s. 533-534.

716 “Başvuran 3. maddeye dayanarak cezaevine girdiğinde soyularak aranması, saç ve bıyığının zorla kesilmesi, tek başına bir hücreye konulması ve zorla yüksek sesli müzik dinletilmesinden şikâyetçi olmuştur. Mahkeme geçmişte benzer şikâyetleri incelediğini ve bunları kabul edilmez olarak ilan ettiğini anımsar (bkz. Gündoğan – Türkiye, No. 29/02;

Yılmaz Karakaş – Türkiye, No. 68909/01). Somut davada bu içtihattan ayrılmasını gerektirecek özel koşullar ya da yasaklanan derecedeki bir muameleyi ortaya çıkarabilecek

157

süresi, kişide oluşturduğu fiziksel veya ruhsal etkileri, cinsiyeti, yaşı, sağlık durumu, muamelenin uygulanış tarzı ve usulü gibi koşulların tamamı göz önüne alınmaktadır717. AİHM Selmouni-Fransa kararında, polis tarafından sağlıklı olarak gözaltına alınan bir kişinin yaralı olarak salıverilmesi durumunda, Devletin bu yaraların nasıl oluştuğu hakkında inandırıcı bir açıklamada bulunmakla yükümlü olduğu, bunun yapılmaması halinde AİHS’nin 3. maddesinin ihlaline sebebiyet veren bir durumun ortaya çıkacağını belirtmiştir718. AİHM Akkoç-Türkiye kararında, elektrik şoku, sıcak-soğuk su, kafaya yapılan darbelere maruz bırakılma ile başvuru sahibinin çocuklarına kötü muamele yapılması ile tehdit edilmesini işkence kapsamında değerlendirmiştir719.

İşkence TCK m. 94 hükmü uyarınca, kamu görevlisinin ve kamu görevlisinin fiiline iştirak diğer kişilerin, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunmasıdır. İşkence suçunu düzenleyen TCK’nın 94. maddesinin gerekçesinde ise işkence suçu ile korunan hukuki değer, karma bir nitelik taşımaktadır. İşkence teşkil eden fiiller, bir yandan buna maruz kalan kişilerin vücut dokunulmazlığına ve onuruna saldırı niteliği taşımakta, beden ve ruh sağlığını bozmaktadır. Öte yandan, işkenceye maruz kalan kişi, irade herhangi bir unsur tespit etmemektedir. Kötü muamele iddiasına ilişkin, Mahkeme, AİHS’nin 3. maddesinin AİHS’nin istisnaya izin verilmeyen en temel hükümlerinden biri olduğunu hatırlatır. Mahkeme özgürlüğünden mahrum bırakılmış şahsa ilişkin olarak, bireyin tutumunun zor kullanmayı gerekli kıldığı durumlar haricinde, fiziksel güç kullanımının insan onuruna aykırı olduğunu ve ilke olarak 3. maddede öngörülen hakkın bir ihlalini oluşturduğunu hatırlatır (bkz. Ribitsch – Avusturya, A Serisi no. 336; Krastanov – Bulgaristan, No: 50222/99). Sözkonusu muamelenin ciddiyetine ilişkin olarak AİHM, bu alandaki içtihadı uyarınca, belirli bir kötü muamele türünü işkence olarak sınıflandırması için 3. maddede ifade edilen işkence kavramı ile insanlık dışı veya alçaltıcı muamele arasındaki farkı ortaya koymak gerektiğini yinelemektedir. AİHS’nin, bu ayırımı yapmaktaki amacı, ciddi ve insafsızca acı çekilmesine yol açan kasıtlı ve insanlık dışı muameleye özel bir önem yüklemektir.”; AİHM, Diri/Türkiye, 31.07.2007 tarihli, Başvuru No: 68351/01 https://hudoc.echr.coe.int/eng#{"fulltext":["Diri/Türkiye, (Erişim tarihi: 01.11.2017).

717 AİHM, Labita/İtalya, 06.04.2000 tarihli, Başvuru No: 26772/95, aktaran, DOĞRU Osman, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi İçtihatları, Legal Yayıncılık, Cilt 4, İstanbul, 2008, s. 161; AİHM, Akdeniz/Türkiye, 31.05.2005 tarihli, Başvuru No: 25165/94; Soner ve Diğerleri/Türkiye, 27.04.2006 tarihli, Başvuru No: 40986/98; Dizman/Türkiye, 20.09.2005 tarihli, Başvuru No: 27309/95, https://hudoc.echr.coe.int, (Erişim tarihi:

01.11.2017).

718 AİHM, Selmouni/Fransa, aktaran, Dutertre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarından Örnekler, s. 44.

719 AİHM, Akkoç/Türkiye, 10.10.2000 tarihli, Başvuru No: 22947/93, 22948/93, aktaran, Doğru, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi İçtihatları, Cilt 4, s. 263.

158

serbestisi bertaraf edildiği için ve hatta algılama yeteneği etkilendiği için, duyduğu acı ve elemin etkisiyle gerçek dışı bazı açıklama ve kabullenmelerde bulunabilir. Bu nedenle, belli bir suça ilişkin ikrar veya sair delil elde etmek için başvurulan işkence, gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin gerçekleşmesine engel olucu bir etki de doğurabilir. Bu kapsamda işkencenin ayrı bir suç olarak ceza yaptırımı altına alınması, ceza muhakemesinin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik amacının gerçekleştirilmesine de hizmet edecektir. Bu tanımdan işkence suçunun, üç ana ölçütünün olduğu görülür. İlk ölçüt, fiziksel veya ruhsal olarak ağır ve kuvvetli acı veya ızdırap verilmelidir. Fiziksel veya ruhsal bakımdan verilen acı veya ızdırabın ağır ve kuvvetli olmasının aranmasının nedeni, işkence kapsamında değerlendirilecek fiillerin, kötü muamele kapsamında değerlendirilecek fiillerden ayrılması bakımından kabul edilmiş bir ölçüt olmasıdır. Önemle belirtmek gerekir ki acı ve ızdırabın ağırlığı veya uygulanan kuvvetin yoğunluğu, TCK’nın 95. maddesinde düzenleme bulan “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence” suçunu oluşturacaktır.

İkinci ölçüt, kamu görevlisi tarafından veya kamu görevlisinin rızası ya da muvafakati ile yapılmalıdır. Bu suç ihmali davranışla da işlenebilecektir. İşkence suçuna tanık olan, rıza gösteren veya mahiyeti altında bulunanlara yönelik denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek işkence suçunun işlenmesine imkân verenlerde bu suçtan sorumlu olarak cezalandırılacaklardır. Son olarak, acı veya ızdırap verme belli bir amaca yönelik olarak yapılmalıdır. İşkence görenden veya üçüncü kişiden bilgi alma, itiraf elde etme, ifadesini baskı altında tutma, suça iştirak edenleri bildirme, işlenmesi muhtemel farklı suçları öğrenme gibi amaçlar ile işkence suçu işlenebilir720. Bu kapsamda acı veya ızdırap kasti ve sistematik olarak verilmek suretiyle, kişi dayanma gücünü kaybederek işkencecinin elinde iradesiz bir obje haline dönüşecektir721. Tam da bu sebeplerle, işkence yasağı ile amaçlanan insan kişiliğinin ve onurunun korunmasıdır722. İşkence, ceza yargılaması bakımından, şüphelinin susma hakkını, kendini ve yakınlarını suçlayıcı beyanlarda bulunmaya zorlanamama hakkını ve nihayetinde savunma hakkı ile adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir. İnsan hakları, ayrım gözetilmeksizin sahip olunan hakların tümünü kapsamakta olup, bu sebeple tek cümle ile işkence suçu insanlığa karşı işlenen bir

720 Nuhoğlu, İşkence Yasağı ve İşkence Suçu, s. 530; Altunkaş, Hukuka Aykırı Delil Teorisi Işığında İfade Alma ve Sorgu, s. 149-150.

721 Dündar, İngiliz ve Türk Ceza Muhakemesi Hukuklarında Hukuka Aykırı Deliller s. 444.

722 ÜZÜLMEZ İlhan, Türk Ceza Hukukunda İşkence Suçu, Turhan Yayınevi, Ankara, 2003, s. 1.

159

“insanlık suçu”dur723. 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun724’un 9. maddesi ile TCK’nın 94. maddesine eklenen 6. fıkra hükmü uyarınca, işkence suçundan dolayı zamanaşımı işlemeyecektir. İşkence suçunun faillerinin cezasız kalmalarının önüne geçilmesi ve insan haklarının korunması bakımından olumlu bir düzenlemedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 148/1 ile YGİY m. 24/1 hükümleri uyarınca ifade alma ve sorgu esnasında, şüpheliye işkence uygulanması yasaktır. CMK’nun 148.

maddesi gerekçesinde, işkence kapsamında değerlendirilen fiillerin yapısı itibariyle şüphelinin özgür iradesini ortadan kaldırdığı ve özgür iradenin etkilenip etkilenmediğinin ayrıca araştırılmasına gerek olmadığını kabul etmiştir. Bu kapsamda soruşturma makamları, insan haklarına saygı çerçevesinde delil elde etmelidir. Şüpheli/sanığın haklarına saygı ve bu haklara bağlı kalmanın, soruşturma makamlarının delil elde etmesini olumsuz yönde etkileyerek, toplumun suçla mücadele refleksini azalttığı yönündeki yaygın ve yanlış anlayışın son bulması için hukuki düzenlemelerin yanı sıra görevlilerin bilinç düzeyini arttırıcı eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. Keza soruşturma makamlarının, şüphelinin beyanlarından elde edeceği delillerden ziyade, teknik imkân ve kabiliyetlerinin yükseltilerek hukuka uygun, etkin ve hızlı delil etmesinin sağlanması gerekmektedir.

1.7.6. İnsanlık Dışı veya Küçük Düşürücü Muamele ve Cezadan Korunma