• Sonuç bulunamadı

İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme

3. HAK ARAMA HÜRRİYETİNİN EVRENSELLEŞME SÜRECİ

3.6. İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme

sözleşme benimsemiştir. İnsan haklarının bölgesel korunmasında atılmış en önemli adım Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’dir214. Resmi başlığı, (Convention Européenne de sauvegarde des droits de l’homme et des libertés fondamentales; Convention for the protection of human rights and fundamental freedoms) İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Korumaya dair Avrupa Sözleşmesi’dir. Başlıktaki “korumak” sözcüğü (sauvegarde; protection),

211 Ünal, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Haklarının Uluslararası İlkeleri, s. 40.

212 Türkiye Sözleşmeye 13.04.1950 tarihinde katılmış ve 12.12.1949 tarihinde onaylamıştır.

5456 Sayılı Onay Kanunu 17.12.1949 tarih ve 7382 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

213 Tezcan/Erdem/Sancakdar/Önok, İnsan Hakları El Kitabı, s. 3.

214 Gözübüyük/Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 6;

Öztürk/Tezcan/Erdem/Sırma/Saygılar/Alan, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 86.

46

Sözleşmeye karakteristik özelliğini veren asıl fikri açıklamaktadır. Amaçlanan yalnızca insan haklarının ilan edilmesi değil, aynı zamanda bu haklara saygı duyulmasını sağlayacak araçların oluşturulmasıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni diğer insan hakları belgeleri ve uluslararası sözleşmelerden ayıran en önemli özellik, bölgesel çapta çok taraflı bir uluslararası sözleşme olarak, hem birçok temel insan hakkını ve özgürlüklerini düzenlemesi, hem de üye devletlerin bu haklara saygı göstermelerini güvence altına alan bir denetim mekanizması kurmasıdır215. Avrupa Konseyinin en önemli amacı insan haklarının korunması ve geliştirilmesidir. Avrupa Konseyi kuruluşundan hemen sonra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hazırlanması çalışmalarına başlamıştır. 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzalanan ve 3 Eylül 1952 tarihinde yürürlüğe giren Sözleşme Türkiye tarafından da 18 Mayıs 1954 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir216.

Sözleşmenin giriş kısmı ve 1. maddesinde Sözleşmeye üye devletler, insan hakları konusunda ortak bir anlayış ve ortaklaşa saygı esasını kabul ile kendi yetki alanları içinde bulunan herkese bu Sözleşme’nin birinci bölümünde açıklanan hakları tanıyacaklarını taahhüt etmişlerdir. Bu haklardan başlıcaları; yaşama hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, suç ve cezada kanunilik hakkı, özel hayatı koruma hakkı, düşünceyi açıklama hakkı, gibi temel insan hakları ve özgürlükleri olarak belirtilebilir. Diğer uluslararası sözleşmelerden farklı olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, sadece vatandaş için değil sözleşmeye taraf olan devlet ülkesinde bulunan vatandaş ya da yabancı herkes için uygulanacaktır. Sözleşmenin 1. maddesi, taraf devletleri kendi yetki alanında bulunan herkes için sözleşmede belirtilen temel insanı hak ve hürriyetlerini uygulama yükümlülüğü altına sokmaktadır.

Sözleşmedeki sınırlı sayıdaki hak ve özgürlükler ve bu hakların korunması için

215 PETTİTİ Louis-Edmond/DECAUX Emmanuel/IMBERT Pierre-Henri, La Convention Européenne Des Droits De L’Homme, Commentaire article par article, 2me édition, Paris 1999, s. 239-240, aktaran, ARTIK AKTEPE Sezin, Medeni Usul Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı, Doktora Tezi, İstanbul, 2013, s. 22.

216 Türkiye Sözleşme’yi 04.11.1950 tarihinde imzalamış ve 10.03.1954 tarihinde ihtirazi kayıtla onaylamıştır. 6366 Sayılı Onay Kanunu 19.03.1954 tarih ve 8662 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Sözleşmeyi yeniden düzenleyen 11 Numaralı Protokol 11 Mayıs 1994 tarihinde imzaya açılmış ve 4. maddeye uygun olarak 01.11.1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye 11 Numaralı Ek Protokolü 11.05.1994 tarihinde imzalamış ve 14.05.1997 tarihinde onaylamıştır. 4255 Sayılı Onay Kanunu 22.05.1997 tarih ve 22996 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

47

oluşturulan denetim mekanizmasının işleyişi ek protokoller ve divan içtihatları ile genişletilmiştir217.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, kişilere haklarını ihlal eden devlete karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabilme imkânını vermiştir. İnsan haklarının ihlal edilmesinden dolayı bir devletin uluslararası yargının önüne çıkarılması, uluslararası adaletin, ulusal adalete benzetilmesi ancak AİHS ile gerçekleşmiştir. Bunun sonucunda kişiler, uluslararası hukukta da hak sahibi durumuna gelmiş, uluslararası hukukun bir süjesi olmuştur218. Bireysel başvuru yolu ile kişi, Sözleşme’ye taraf devlete karşı etkin bir şekilde korunmaktadır.

Her sözleşmeci devlet, Sözleşme ile teminat altına alınan hak ve hürriyetlerin korunmasından sorumlu tutulmuştur. Devletler bu yükümlülüğü “ortak güvence”

olarak da isimlendirilen “devlet başvurusu” mekanizması ile yerine getirmekle birlikte, gaye AİHS’ne saygı gösterilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin benimsediği sistemde insan haklarının iç hukuk tarafından korunması asıldır.

Uluslararası koruma tali niteliktedir. Bu nedenle, bireyin Sözleşme’ce öngörülen güvenceden yararlanabilmesi için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekecektir.

Sözleşme’nin öngördüğü koruma tamamlayıcı bir korumadır. Sözleşme karşılıklılık prensibine dayanmaz. Kişilere sağlanan temel hak ve özgürlüklerin sözleşmeci devletlerce çiğnenmesini, karşılıklılık koşulu aranmaksızın koruma amacına yönelik bir sözleşmedir. Sözleşme, taraf devletlerin imzaladığı diğer uluslararası sözleşmelerin uygulanmasına engel değildir. Kişi daha geniş haklar sağlayan diğer sözleşme hükümlerinin uygulanmasını da isteyebilirler. Sözleşme’nin uygulanması açısından vatandaşlık önemli değildir. Sözleşmede ki hak ve hürriyetleri “kendi yetki alanında bulunan herkese tanımak” zorundadır219.

Sözleşme ulusal hukuku etkilemektedir ve Sözleşme’ye aykırı olan kanunların, Sözleşme’ye uygun bir duruma getirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Sözleşme, AİHS’ne taraf olan devletlerin çoğunda, Anayasa ve/veya kanunlarındaki düzenlemeler ile ulusal hukukun parçası haline gelmiştir. Ulusal mahkemelerin bir olayda iç hukuk hükümlerini yorumlayıp verdikleri kararlar nedeniyle Avrupa İnsan

217 Tezcan/Erdem/Sancakdar/Önok, İnsan Hakları El Kitabı, s. 66-67.

218 Gözübüyük/Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 10.

219 Gözübüyük/Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 11-12.

48

Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin Sözleşme’ye aykırılık tespit etmesi, ihlallerin tekrarlanmaması için ulusal mahkemeleri içtihat değişikliğine zorlamaktadır220.

3.6.1. Denetim Mekanizması

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan insan haklarının uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi sorumluluğu, 1954 yılında oluşturulan Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Divanı’na verilmiştir. 1994 yılında imzaya açılan ve 1 Kasım 1998 yılında yürürlüğe giren 11 nolu Protokol ile bahsedilen bu iki organın yerini, tam zamanlı olarak çalışan tek bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi almıştır. Strazburg denetim mekanizmasının tek organlı hale getirilmesi ile başvuru yolunun basitleştirilmesi ve başvurulara ilişkin yargılama sürelerinin azaltılması amaçlamıştır. Ayrıca Bakanlar Komitesi'nin yargısal nitelikli işlevi de ortadan kaldırılmıştır. Yapılan yenilik, sistemin yargısal nitelik kazanması açısından önem taşımaktadır221.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin denetim mekanizması, kişilerin başvurusuna açık olan ve aleyhine ihlal kararı verilen devleti bağlayıcı kararlar verebilen bir yargılama aşamasına ve verilen ihlal kararlarının yerine getirilmesini denetleme yetkisine sahiptir. AİHM’nin kararlarının bağlayıcılığı ve uygulanmasını düzenleyen AİHS 46. maddeye göre, Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda, Mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler. Mahkemenin kesinleşmiş kararı, kararın uygulanmasını denetleyecek Bakanlar Komitesi’ne gönderilir222.