• Sonuç bulunamadı

1. ŞÜPHELİ HAKLARI

1.4. Savunma Hakkı

1.4.1. Kendi Kendini Savunma Hakkı

Şüpheliyi muhakeme objesi olarak güçlü devlet müdahalelerine karşı korumak, diğer yandan muhakeme süjesi olarak yerini garanti etmek için bir dizi koruma ve katılma hakları mevcuttur354. Şüpheli/sanığın ceza muhakemesi süjesi olarak en önemli hakkı, savunma hakkıdır355. Ceza muhakemesinde savunma hakkının icrası, devlet, toplum ve bireyler için en az iddia ve yargılama faaliyetlerinin icrası kadar önemli bir muhakeme faaliyetidir356. Bu kapsamda savunmayı güçlü kılmak amacıyla savunma, bireysel ve kollektif savunma olarak iki boyutlu düzenlenmiştir357. Hakkında bir suç isnadı bulunan herkes, kendini bizzat savunma hakkına sahiptir358. Ceza muhakemesi makamları önünde, suç ithamından kurtulmak amacı güden söz ve düşüncelerin ifade edilebilmesi özgürlüğü, savunma hakkıdır359. Savunma hakkı, özünde düşünce özgürlüğünün360 bir uzantısıdır361. Şüphelinin/sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediğini söyleyebilmesini, gereği gibi dinlenilmeden mahkûm edilmemesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilmesini ifade eden

352 Kibar, Türk Hukukunda Sanık Hakları, s. 51.

353 Zafer, Savunma Hakkı ve Sınırları, s. 515.

354 ESER Albin, “Alman ve Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Sanığın Hukuki Durumu”, (çev: Nur Centel) Yargıtay Dergisi, 1990, S.3, ss. 313-338, s. 318; Demirbaş, Soruşturma Evresinde Şüphelinin İfadesinin Alınması, s. 76.

355 Kunter/Yenisey, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak “Ceza Muhakemesi Hukuku”, s. 423.

356 Eser, “Alman ve Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Sanığın Hukuki Durumu”, (Centel), s. 326.

357 Bireysel savunma makamını bizzat işgal eden Şüpheli/sanık, savunma hakkı kapsamında susma hakkını kullanabilir (Anayasa m. 38/5; CMK m.147/1-e), hem fiili olarak hem de hukuki olarak kendisini savunabilir (CMK m. 147/1-f), lehine olan delillerin toplanmasını talep edebilir (CMK m. 147/1-f), tanık dinlenmesini talep edebilir, bilirkişi atanmasını talep edebilir (CMK m. 63/1), müdafi talebinde bulunabilir (CMK m. 149,150), makul sürede yargılanmayı talep edebilir (CMK m. 190); BOZDAĞ Ahmet, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafii, Adalet Yayınları, Ankara, 2014, s. 9; İnceoğlu, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, s. 223.

358 Uluslararası Af Örgütü, Adil Yargılanma Hakkı, s. 208.

359 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 11; Eser, “Alman ve Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Sanığın Hukuki Durumu”, (Centel), s. 326.

360 Çatışan çıkarlar arasındaki bir mücadelenin ürünü olan ceza yargılaması otoriter olmayan rejimler açısından söz ve düşünce özgürlüğünün uygulanma biçimidir; Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 10vd; Zafer, Savunma Hakkı ve Sınırları, s. 515-516.

361 Zafer, Savunma Hakkı ve Sınırları, s. 516.

77

ilkeye, kendi kendini savunma (meram anlatma ilkesi) denilir362. Kişisel savunma da denilen kendi kendini savunma, şüpheli/sanığın bir müdafiinin yardımından yararlanmaksızın, yaptığı savunmadır363. Savunma hakkı isnadın yöneltildiği yerde başlamalıdır. Bu kapsamda savunmayı mutlak anlamda yer bakımından yargı organları huzurunda yapılması anlayışı, savunma hakkı kavramının daraltılması sonucunu doğurabilecektir. Şüpheli savunma hakkını, kendisine yöneltilen ithamdan haberdar olduğu anda kullanabilmelidir. İddiaya, iddianın muhatabının cevap vermesi gerekir. Bu noktada, maddi savunma hakkı kural olarak şüpheli/sanığa ait bir hak olduğundan, müdafi savunma hakkını kullanamayacaktır. Bu nedenle şüpheli/sanığın bireysel savunma hakkı olması zaruridir. Hukuki savunma ise bireysel olabileceği gibi kollektif de olabilir. Şüpheli/sanık tarafından yapılabileceği gibi müdafi tarafından da yapılabilir364. Bu kapsamda şüpheli/sanık savunmasını kendi veya müdafi yardımı ile yapmayı seçme özgürlüğüne sahiptir.

Şüpheli müdafi yardımı almaksızın, kendi başına veya kanuni temsilcisi (şüpheli/sanık adına ve sadece onun yararına) aracılığıyla365 savunma hakkını kullanabilir366. Kendi kendini savunma hakkı, kişinin bir müdafiden faydalandığı hallerde de söz konusudur. Müdafi ve şüpheli/sanık savunmayı birlikte teşkil eden ama farklı süjelikleri bulunan bireylerdir. Şüphelinin müdafi yardımından faydalanması, kendi savunmasını yapmaktan tamamen vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Şüphelinin savunmasını yapma bakımından kendi kendini savunmasına da imkân verilir. Şüpheli sorgu hakkını bizatihi kullanma hakkına sahiptir367.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6/3-c uyarınca bir suç ile itham edilen herkes kendisini bizzat savunmak hakkına sahiptir368. Şüpheli/sanığın bu hakkını

362 Öztürk/Erdem, Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 179.

363 Evik, Ceza ve Ceza Yargılaması Hukuku Bağlamında Adil Yargılanma Hakkı, s. 304.

364 Zafer, Savunma Hakkı ve Sınırları, s. 512.

365 Centel’e göre, “ceza muhakemesinde Cumhuriyet savcısının ve mahkemenin maddi gerçeğe ulaşmak için şüpheli ve sanığın lehine olan delilleri toplaması da bireysel savunma olarak kabul edilmelidir.”, Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 3.

366 Yenisey/Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 181; Evik, Ceza ve Ceza Yargılaması Hukuku Bağlamında Adil Yargılanma Hakkı, s. 304.

367 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 12-13.

368 AİHS Madde 6/3-c- Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek.

78

somut ve gerçekçi kullanabilmesi için savunmasını hazırlayabilecek gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olması gerekir (AİHS m. 6/2-b). Anayasanın 36. maddesi uyarınca da suç ile itham edilen herkes savunma hakkına sahip olup, bu hakkını bizzat kullanabileceği gibi dilerse müdafi yardımı ile de kullanabilir.

Bir suç isnadı ile karşı karşıya kalan bireyin kendisini bizzat veya müdafii yardımı ile savunma hakkı, adil yargılanma hakkının temelini oluşturan savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı ve onun doğal bir sonucudur. AİHM, hakkın amacını

“genel bir üst kavram olan adil yargılanma güvencesini kişilere sağlamak” şeklinde tanımlamıştır369. AİHM, AİHS’nin m. 6/3-c düzenlemesinde, şüpheli/sanığa kendi savunmasının güvence altına alınacağı yöntemi belirleme hakkını vermediğini;

kendini bizatihi mi, yoksa belirli şartların oluşması halinde adli yardım kanalıyla görevlendirilecek biri aracılığıyla mı savunacağını belirleme yetkisinin ilgili devletin iç hukuktaki düzenlemelerine göre olacağını belirtmiştir370. Kendi kendini savunma hakkı mutlak değildir. Özellikle suçların ciddi nitelikte olduğu ve ulusal mevzuatın kişinin avukatla temsilini zorunlu kıldığı hallerde, soruşturma makamları şüphelinin bu haktan yaralanma talebini reddedebilir371.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.3.2005 tarih ve 2005/9-20 E., 2005/27 K.

sayılı kararında, AİHS’nin adil yargılanma haklarının asgari şartlarını gösteren 6/3-c maddesi ile Anayasanın savunma hakkını güvence altına alan 36. maddesinde, şüpheli/sanığın, “kendi kendisini savunma hakkı” bulunduğu belirtilmiştir372.

369 AİHM, Daud/Portekiz, 21.04.1998 tarihli, Başvuru No: 22600/93, Paragraf 33, https://hudoc.echr.coe.int/tur, (Erişim tarihi: 15.05.2018).

370 AİHM’nin “Kendi kendini savunma hakkı” kapsamında, Medenica/İsviçre davası kararı, 14 Haziran 2001, Başvuru No. 20491/92, paragraf 53-60; Pobornikoff/Avusturya davası kararı, 3 Ekim 2000, Başvuru No. 28501/95; Cooke/Avusturya davası kararı, 8 Şubat 2000, Başvuru No. 25878/94; Prinz/Avusturya davası kararı, 8 Şubat 2000, Başvuru No.

23867/94,” kararları incelenebilir.; bkz. Dutertre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarından Örnekler, s. 188.

371 VİTKAUSKAS Dovydas/DİKOV Grigoriy, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Adil Yargılanma Hakkının Korunması,” Avrupa Konseyi İnsan Hakları El Kitapları, çev: Serkan Cengiz, Avrupa Konseyi Strazburg, 2012, s. 99-100.

372 “Savunma hakkı Anayasamızın 36. maddesinde güvence altına alınarak; herkesin meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Sanık bu hakkını bizzat kullanabileceği gibi dilerse vekâleten görevlendireceği avukatı yahut seçeceği müdafi ile de kullanabilir.

Sanığın duruşmada hazır bulunması ve sorgusunun yapılması, “yargılamanın yüze karşı olması, “savunma hakkının kısıtlanamayacağı” ve “cezanın kişiselleştirilmesi” ilkelerinin doğal bir sonucudur. Yasa koyucu somut gerçeğin ortaya çıkarılması, savunma olanağının sağlanması, cezaların kişiselleştirilmesi için sanığın sorgusunun yapılmasını zorunlu

79

Savunma hakkı temel hak ve özgürlükler arasında yer aldığından sınırlandırılması da sıkı koşullara bağlanmıştır. Savunma hakkı ancak Anayasanın 13 ve 15. maddelerinde gösterilen nedenlerde ve sadece yasayla sınırlandırılabilir.

Anayasanın 13. maddesine göre: hakka getirilecek sınırlamalar Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Bu haliyle hakkın koruma altına alındığını söylemek mümkündür. Anayasanın 15. maddesinde ise, savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir373. Bir görüşe göre, Anayasanın 15. maddesi uyarınca da savunma hakkının durdurulması mümkün değildir. Özbudun’a göre, Anayasanın 15. maddesi milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlal edilmeme kaydı, ölçülülük ilkesi ve maddenin 2. fıkrasında374 sayılan hak ve ilkelerden oluşan çekirdek alana dokunma yasağı, düzenlemeleri çerçevesinde savunma hakkının kullanımının durdurulması mümkün gözükmemektedir375.