• Sonuç bulunamadı

ÖZET: Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir. Taksim sözleşmesi ya-pılmışsa elbirliği mülkiyeti sona ermiş olacağından ortaklığın gideril-mesi istenemez. Taksim sözleşgideril-mesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılma-sına bağlıdır. Somut olayda, dava konusu taşınmazın taksim edildiğine ilişkin yazılı taksim sözleşmesi ibraz edilmemiştir. Taşınmazın aynen taksim edilmesinin mümkün olmadığı keşfen tespit edilmiş olduğundan satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmelidir.

➣ 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 676, 698.

M

ahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosya-daki bütün kâğıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edil-miştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kendisi ve davalı kardeşlerine ait bulunduğunu, taşınmazın babalarından intikal ettiğini, taksimi konusunda anlaşamadıklarını belirterek ortaklığın taksim ya da satış suretiyle giderilmesini istemiştir. Davalılar ise taşınmazın babaları tarafından kendile-rine paylaştırıldığını belirterek davanın fiili taksim nedeniyle reddini savunmuş-lardır.

Dava konusu edilen ve satışına karar verilen 274 ada 8 parselde bulunan iki katlı kagir evin tarafların murisi Mustafa adına kayıtlı olduğu ve muris Mustafa’nın 01.09.1986 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak davacı ve davalıla-rı bıraktığı anlaşılmaktadır. Murisin ölümü ile mirasçılar taşınmaza elbirliği mülkiyet hükümlerine göre malik olmuşlardır. Her ne kadar davalılar taşınmazı paylaştıklarını savunmuş iseler de yürürlükten kaldırılan MK’nun 611. madde-sinin yerine düzenlenen TMK’nun 676. maddesinde paylaşma sözleşmesi başlı-ğı altında: “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya

aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar, paylaşma sözleş-mesiyle mirasçılar tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.” hükmü getirilmiştir. Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere el-birliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi eski deyimle miras taksim sözleşmesi yapmış iseler bu sözleşme ile elbirliği haline son ver-miş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Olayımızda dava konusu edilen taşınmazın davacı ve davalı adına elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve taşınmazın taksim edildiğine dair yazılı taksim sözleşmesi sunulma-dığına, taşınmazın aynen taksim edilmesinin mümkün olmadığının keşfen belir-lenmesine göre ortaklığın satış suretiyle giderilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerek-miştir.

SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek ha-linde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 21.09.2010 Esas: 2010/5453 Karar: 2010/9515

Kira Alaca¤›n›n Ticari Senede Ba¤lanm›fl Olmas› Halinde Temerrüt ve ‹ki Hakl› ‹htar

ÖZET: Dava, itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazmi-natının tahsili taleplerine ilişkindir. Kira alacağının ticari senede bağ-lanması halinde senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygubağ-lanması ge-rekir. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti olduğundan kiracı, kiralayana verdiği senedin kimin elinde olduğunu bilmelidir. Senet tahsil için ban-kaya verilmişse banka tarafından gönderilen ihbarla senedin kimin elinde olduğu öğrenilir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde ihtar gön-derilerek temerrüt veya iki haklı ihtara konu yapılabilir. Senet tahsil için bankaya verilmemişse alacaklı, borçlunun ayağına gidip senedi verip bedelini alması gerekir. Alacaklı bu yola gitmeden doğrudan

doğ-●

ruya keşide ettiği ihtara dayanarak temerrüt veya iki haklı ihtar nede-niyle tahliye talep edemez.

➣ 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 260.

➣ 6570 sayılı Gayrımenkul Kiraları Hakkında Kanun m. 7.

İ

cra mahkemesince verilmiş bulunan karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kâğıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, kirala-nanın tahliyesi ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece dava-nın kısmen kabulü ile 4.000 Euro karşılığı 8.400.-TL üzerinden itirazın kaldırılma-sına, takibin bu miktar üzerinden devamına, kiralananın tahliyesine ve davalıların

% 40 icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine karar davalı borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklı vekili, dava dilekçesinde, davalı Davut’un davacı alacaklı-ya ait dükkanda kiracı olup üç yıllık kira sözleşmesi ualacaklı-yarınca yıllık kiranın 6.000 Euro olduğunu, sözleşmenin 22. maddesi gereğince kira parasının 08.01.2009 tarihinde 2.000 Euro, 30.04.2009 tarihinde 4.000 Euro ve 15.1.2010 ve 15.01.2011 tarihlerinde 6.000 Euro olarak ödeneceğini, ancak davalı borçlu-ların 30.04.2009 tarihinde ödemeleri gereken 4.000 Euro’yu ödemediklerinden sözleşmenin 19. maddesine göre gelecek kiraların da muaccel hale geldiğini, sözleşmenin bu hükmü dikkate alınarak davalı borçlular hakkında icra takibi ya-pıldığını, takibe itiraz eden davalı borçluların borcun doğmadığını ve talebin ödeme planına aykırı olduğunu ileri sürdüklerini ve ödeme emri ile verilen süre içinde bir ödemede bulunmadıklarını, davalı borçluların itirazların haksız ve ta-kibi geciktirmeye yönelik olduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasını, tata-kibin devamını, kiralananın tahliyesini talep etmiş, 12.11.2009 tarihli oturumda da ic-ra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Davalı borçlular vekili, davayı kabul etmediklerini, icra takibinde tahliye talebinde bulunulmadığını, ayrıca oturul-mamış dönemlerin kira bedellerinin istenmesinin yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesi ile tazminat talep edilmediğinden sonradan bu istemde bulunulmasına muvafakat etmediklerini, yargılama sırasında kiralananın tahliye edilerek anah-tarlarının teslim edildiğini savunmuştur.

Tarafların anlaşmasıyla kiralayana kira bedellerine karşılık olarak bono ve-rilebilir. Bu durumda kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış olup ticari

senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması zorunludur. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti bulunduğundan kiracının kiralayana verdiği senedin halen kimin elinde olduğunu bilmesi gerekir. Senet tahsil için bankaya verilmiş ise banka ta-rafından gönderilen ihbarla senedin kime ödeneceği borçlu tata-rafından biliniyor demektir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde ihtar göndermek suretiyle temer-rüt veya iki haklı ihtara konu yapılabilir. Senet bankaya tahsile verilmeyip ala-caklının elinde ise alacaklı borçlunun ayağına gidip senedi verip bedelini alma-sı gerekir. Alacaklı bu yola gitmeden doğrudan doğruya keşide ettiği ihtara da-yanarak temerrüt ya da iki haklı ihtar nedeniyle tahliye isteyemez.

Olayımıza gelince; davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenmiş 15.01.2009 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli yıllık 6.000 Euro bedelli kira söz-leşmesine dayanarak davalı borçlular hakkında Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009 / 7481 sayılı icra dosyası ile 30.04.2009 tarihinde ödenmesi gereken 4.000 Euro ile 2010-2011 yılları kirası parasının tahsili için tahliye istekli icra takibi yapmıştır. Dayanılan sözleşmenin özel şartlar bölümü 19. maddesinde bir kira ödenmediği takdirde gelecek kiraların muacceliyet kespedeceği, gelecek kirala-rın tahsiline gidileceği, kiracının ödeme bedel ve tarihlerine göre senedi mal sa-hibine verdiği belirtilmiştir. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Takip üzerine itirazda bulunan davalı borçlular da kira sözleşmesi gereğince kira bedelinin ödemelerine ilişkin bir ödeme planının kararlaştırıldığını, bu ödemelere ilişkin olarak senet alındığını, ancak ödeme planına aykırı şekilde üç yıllık kira alaca-ğının topluca takibe konu edildiğini ileri sürmüşlerdir. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklandığı üzere davalı kiracının kira borcunun ödenmesinin senede bağlandığı savunması üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi ge-rekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 21.09.2010 tari-hinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.01.2011 Esas: 2010/7862 Karar: 2011/197

Derdest Bir Ortakl›¤›n Giderilmesi Davas› Bulunmad›kça

Tafl›nmaz Üzerindeki Muhdesat›n Aidiyetinin Tespitinin