• Sonuç bulunamadı

Özellefltirilen Kurulufllarda Çal›flan Personelin Nakil Hakk›

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca, dosyanın tekem-mül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi görü-şülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. Bayburt İl Müdürlüğü’nde 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi statüde elektrik mühendisi olarak görev yapan davacının, kap-sam dışı personel sayılarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakil hakkı ve-rilmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Aras Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 6.3.2009 günlü, 790 sayılı yazısı ile bildirilen TEDAŞ Genel Müdürlü-ğünün 19.2.2009 günlü, 1229-3922 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Trabzon İdare Mahkemesi’nin 04.02.2010 günlü, E: 2009/379, K: 2010/113 sayılı kararıyla; davacının, 4046 Sayılı Yasanın 22. maddesinde 5398 Sayılı Ya-sa ile değişiklik yapılmadan önce 21.12.2004 tarihinde elektrik mühendisi unva-nıyla daimi işçi olarak işe başladığı, İş Kanunu’na tabi görev yapmakla birlikte 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 21. maddesi gereğince sendikaya üye ola-madığı ve yasal bir sınırlama bulunola-madığı halde toplu iş sözleşmesinin tarafla-rınca toplu iş sözleşmesi dışında tutulduğu için zorunlu olarak toplu iş sözleş-mesi hükümlerinden de yararlanamadığı, bu nedenle “kapsam dışı personel” sta-tüsünde bulunduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, 5348 Sayılı Yasanın yü-rürlüğe girdiği 03.07.2005 tarihinden önce özelleştirme programında bulunan davalı idarede kapsam dışı pozisyonda görev yapan davacının nakil hakkı 4046 Sayılı Yasanın Geçici 21. maddesi uyarınca saklı tutulmuş bulunduğundan, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiy-le dava konusu işgerekçesiy-lem iptal edilmiştir.

Anılan karar, Danıştay Beşinci Dairesi’nin 22.09.2010 günlü, E: 2010/

2076, K: 2010/5416 sayılı kararıyla; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 günlü, 2004/22 sayılı kararı ile TEDAŞ’ın özelleştirme kapsam ve programına alındığı, davacının 21.12.2004 tarihinde TEDAŞ Bayburt İl Müdür-lüğü’nde İş Kanunu’na tabi elektrik mühendisi olarak çalışmaya başladığı, ha-len Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. Bayburt İl Müdürlüğü’nde TEDAŞ Genel Mü-dürlüğü tarafından yürürlüğe konulan “Sendika Üyesi Olmayan Daimi ve Geçi-ci İşçilerin Çalışma Esasları”na istinaden görev yaptığı, davacının diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilme isteğiyle yaptığı başvurusunun davalı idare-ce reddi üzerine bakılan davanın açıldığı; 4046 Sayılı Yasanın 22. maddesi uya-rınca, özelleştirilen kuruluşlarda görev yapan kamu personelinin kamu hukuku ile olan ilişkilerinin ve kamu görevlisi veya kamu işçisi olan statülerinin özel-leştirme işlemleri sonrasında da devamını sağlamak ve bu kişiler yönünden her-hangi bir mağduriyetin oluşmaması için özelleştirme işlemlerinin tamamlanma-sının ardından bu kişilere başka kurumlara naklen atanma imkanı getirildiği, bu kapsamda, 5398 Sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce kuruluşların özelleştiril-mesi, satış veya devrinin gerçekleştirilerek kamu payının % 50’nin altına düş-mesi halinde, başka kurumlara nakil hakkı yalnızca bu kuruluşlarda çalışan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi personel ile kapsam dışı personel dahil sözleşmeli personele tanınmış iken, 21.07.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayım-lanarak yürürlüğe giren 5398 Sayılı Yasa ile bu hak yalnızca; bu kuruluşların özelleştirme programına alınma tarihi itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak veya sözleşmeli statüde çalışmakta olanlar ile İş

Kanun-larına tabi olarak görev yapmakla birlikte toplu iş sözleşmesi hükümlerinden ya-rarlanmayan genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul başkanı, daire başkanı, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürü, mü-fettiş ve mümü-fettiş yardımcısı, müşavir ve baş uzman unvanlı kadrolara atanmak suretiyle görev yapan personele tanındığı, buna göre, 4046 Sayılı Yasanın 5398 Sayılı Yasa ile eklenen geçici 21. maddesinde yer alan; “Bu kanunun 22. mad-desinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirme progra-mında bulunan kuruluşlarda nakil hakkı tanınmış, kapsam dışı kadro ve pozis-yonlarda görev yapan iş kanunlarına tabi personelin, aynı kadro veya pozisyon-larda görev yapmaya devam etmeleri halinde nakil hakları saklıdır” yolundaki hükmün de, özelleştirilen kuruluşun özelleştirme programına alındığı tarih itiba-riyle kuruluşta iş kanuna tâbi olarak nakil hakkı tanınan bir görevde çalışmakta olanlar yönünden uygulanabileceği sonucuna varıldığı; bu durumda, TEDAŞ Genel Müdürlüğü bünyesinde 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olarak görev yapan ve sendika üyeliği bulunmayan davacı, mevcut mevzuat çerçevesinde TEDAŞ’ta kapsam dışı personel istihdamının mümkün bulunmaması karşısında nakle tabi personel olarak belirlenemeyeceğinden dava konusu işlemin iptali yolunda veri-len idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozul-muş ise de, idare mahkemesi bozma kararına uymayarak dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare, Trabzon İdare Mahkemesi’nin 21.02.2011 günlü, E: 2010/

1786, K: 2011/168 sayılı ısrar kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ka-rarı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Onuncu Daire Başkanı .., Beşinci Daire Başkanı .., Beşinci Daire Üyeleri .., İkinci Daire Üyesi .., Onuncu Daire Üyeleri .., .., .., .. ve .., Onbirinci Daire Üye-si .., Onikinci Daire ÜyeÜye-si .., Onuncu Daire ÜyeÜye-si .., Beşinci Daire ÜyeÜye-si .., On-beşinci Daire Üyesi .., Onikinci Daire Üyesi .., Ondördüncü Daire Üyesi .. ve Onüçüncü Daire Üyesi ..; bakılan davada her ne kadar 2577 Sayılı Kanunun 33/1. maddesinde kamu görevlilerinin atama ve nakilleri ile ilgili davalarda, il-gilinin görevli olduğu yer ilkesi esas alınarak yetkili mahkeme belirlenmiş ise de, davanın konusunu oluşturan, davacının 4046 Sayılı Kanun kapsamında na-kil hakkı tanınan personel olarak belirlenmesi isteminin reddi işleminin, atama ve nakil kapsamında bir işlem olmaması nedeniyle davanın 2577 Sayılı Kanu-nun 33. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin olanaklı olmadığı, bu neden-le davanın görüm ve çözümünde 2577 Sayılı Kanunun genel yetkiyi düzenneden-leyen 32. maddesinin 1. fıkrası uyarınca dava konusu işlemi kuran TEDAŞ Genel Mü-dürlüğü’nün bulunduğu yer olan Ankara İdare Mahkemesi’nin yetkili

bulundu-ğu yolundaki oylarına karşılık; nakil işlemleri kavramının geniş ve kapsayıcı bir kavram olması ve bu kavramın naklen atama işlemlerinin yanısıra, naklen atan-ma istemlerinin reddi işlemlerini de kapsaatan-ması nedeniyle davacının 4046 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca nakil hakkı tanınan personel olarak belirlenmesi iste-minin reddine ilişkin dava konusu işlemin nakil işlemleri kapsamında kalan iş-lemlerden olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla, kamu görevlilerinin nakilleri ile ilgili davalar kapsamında olan dava konusu uyuşmazlığın 2577 Sa-yılı Yasanın 33. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacının görev yaptığı yer bakı-mından bağlı olduğu Trabzon İdare Mahkemesi’nce görülüp çözümlenmesinde usul hükümlerine aykırılık bulunmadığına oyçokluğu ile karar verilerek, uyuş-mazlığın esasının incelenmesine geçildi.

4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un (03/07/2005 günlü, 5398 Sayılı Yasayla değiştirilmeden önceki şekliyle) 22. maddesinin bi-rinci fıkrasında; “Kuruluşların, özelleştirilmeleri sonucu sermayelerindeki kamu payının % 50’nin altına düşmesi veya bunların müessese, işletme ve işletme bi-rimlerinin; satılması veya devredilmesi halinde satış veya devre ilişkin sözleş-menin imzalanmasından, bunların küçültülmesi, faaliyetlerinin durdurulması, kapatılması veya tasfiye edilmesi sonucu istihdam yapısının değişmesi veya ku-ruluşların ihtiyaç fazlası personel belirlemeleri halinde bunlarla ilgili işlemlerin sonuçlanmasından itibaren onbeş gün içerisinde, bu kuruluşlarda çalışan 657 sa-yılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi personel ile sözleşmeli personel (kapsam dışı personel dahil) diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere ida-re tarafından Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir.” kuralı bulunmakta iken, anılan madde metni 5398 Sayılı Yasa ile değiştikten sonra; “Özelleştirme prog-ramına alınan kuruluşlarda (iştirakler hariç) ilgili kuruluş veya idare tarafından istihdam fazlası personel belirlenmesi ya da bu kuruluşların kısmen veya tama-men satışı nedeniyle kamu tüzel kişiliğinin sona ermesi, devredilmesi, küçültül-mesi, faaliyetlerinin durdurulması, kapatılması, tasfiye edilmesi halinde; bu ku-ruluşlarda programa alınma tarihi itibariyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanu-nuna tabi olarak veya sözleşmeli statüde çalışmakta olanlar ile iş kanunlarına ta-bi olarak görev yapmakla ta-birlikte toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlan-mayan genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul başka-nı, daire başkabaşka-nı, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürü, müfettiş ve müfettiş yardımcısı, müşavir ve baş uzman unvanlı kadrolara atanmak suretiyle görev yapan personel, kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere yukarı-da belirtilen işlemlerin tamamlanmasınyukarı-dan itibaren on beş gün içerisinde iyukarı-dare tarafından Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir. Nakil hakkı tanınan bir

kad-ro veya pozisyonda görev yapmakta iken idare tarafından ihdas edilen ve iş ka-nunlarına tabi olan kadrolara atanmayı kabul edenler ile kuruluş özelleştirme programına alındıktan sonra kuruluşa naklen veya açıktan atananlar bu madde ile getirilen nakil hakkından yararlanamaz” kuralına yer verilmiştir.

5398 Sayılı Yasa ile 4046 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 21. madde ise, “Bu kanunun 22’nci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirme programında bulunan kuruluşlarda nakil hakkı tanınmış kapsam dı-şı kadro ve pozisyonlarda görev yapan iş kanunlarına tabi personelin, aynı kad-ro ve pozisyonlarda görev yapmaya devam etmeleri halinde nakil hakları saklı-dır” hükmünü getirmiştir.

Diğer taraftan, “24.11.1994 tarihli, 4046 Sayılı Kanun Çerçevesinde Nakle-dilecek Personel Hakkında Tebliğ”in “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (f) ben-dinde; kapsam dışı personelin, 2821 sayılı Sendikalar Kanunun 21. maddesi ge-reğince sendikaya üye olamama sebebiyle zorunlu kapsam dışı kalan personel ile, örgütlenme ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakları yönünden herhangi bir kanuni sınırlama bulunmayan, sendika üyesi olabilen ancak, toplu iş sözleşmesinin taraflarınca kapsam dışı tutulan personeli ifade ettiği belirtil-miştir.

03.07.2005 günlü, 5398 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yuka-rıda anılan Tebliğ’e 28.09.2005 tarihinde eklenen Geçici 1. maddede; “4046 Sa-yılı Kanunun 22’nci maddesinde 5398 SaSa-yılı Kanun ile yapılan değişikliğin yü-rürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirme programında bulunan kuruluşlarda na-kil hakkı tanınmış kapsam dışı kadro ve pozisyonlarda görev yapan iş kanunla-rına tabi personelin aynı kadro veya pozisyonlarda görev yapmaya devam etme-leri halinde nakil hakları saklıdır. Burada belirtilen kapsam dışı personel, 2821 sayılı Sendika Kanunu’nun 21. maddesi gereğince sendikaya üye olamama se-bebiyle zorunlu kapsam dışı kalan personel ile, örgütlenme ve toplu iş sözleş-mesinden yararlanma hakları yönünden herhangi bir kanuni sınırlama bulunma-yan, sendika üyesi olabilen, ancak toplu iş sözleşmesinin taraflarınca kapsam dı-şında tutulan personeli ifade eder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Uyuşmazlık, 02.04.2004 tarihinde özelleştirme kapsamına alınan bir kuru-luşa 21.12.2004 tarihinde KPSS sonuçlarına göre merkezi yerleştirme ile atanan ve 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi mühendis olarak görev yapan, ancak toplu iş sözleşmesinin taraflarınca toplu iş sözleşmesinin hükümlerinden yararlandırıl-mayan (kapsam dışı tutulan) davacının, 4046 Sayılı Yasa kapsamında diğer ku-rumlara naklinin mümkün olup olmadığından kaynaklanmaktadır.

Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü için kapsam dışı personel kavramını ne anlama geldiği, TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nde kapsam dışı personel istihdamı-nın mümkün olup olmadığı ve bu çerçevede davacıistihdamı-nın kapsam dışı personel sa-yılıp sayılmayacağı hususlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Kapsam dışı personelin tanımına ilk kez, yukarıda açıklanan 24.11.1994 ta-rihli ve 4046 sayılı Kanun Çerçevesinde Nakledilecek Personel Hakkında Teb-liğin 4. maddesinin (f) bendinde yer verilmiş ve kapsam dışı personelin 2821 sa-yılı Sendikalar Kanunu’nun 21. maddesi gereğince sendikaya üye olamama se-bebiyle zorunlu kapsam dışı kalan personel ile örgütlenme ve toplu iş sözleşme-sinden yararlanma hakları yönünden herhangi bir yasal sınırlama bulunmayan, ancak toplu iş sözleşmesinin taraflarınca kapsam dışında tutulan personeli ifade ettiği belirtilmiştir.

Yönetimle görevlileri arasındaki bir iş ilişkisinde tarafların hukuki statüle-rinin belirsiz olması, başka bir ifade ile tarafların statüsüne dair normatif bir dü-zenlemenin bulunmaması durumunda ve taraflar arasında uyuşmazlık doğması üzerine tarafların bu iş ilişkisindeki hukuki statülerinin, uyuşmazlığı çözmeye yetkili ve görevli yargı yerlerince belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Kapsam dışı personel ile ilgili olarak 4046 sayılı Kanunun Uygulama Teb-liğinin yukarıda açıklanan 4/f maddesinde yer verilen tanımın dışında özellikle kapsam dışı personelin statüsüne ilişkin bir düzenleme bulunmaması nedeniyle bu personelin statüsü yargı kararları ile belirlenmeye çalışılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 01.03.1996 günlü Resmi Gaze-te’de yayımlanan 22.01.1996 günlü, E: 1995/1, K: 1996/1 sayılı ilke kararında;

Kamu İktisadi Teşebbüslerinde ve bağlık ortaklıklarında kapsam dışı personel adı altında iş yasası çerçevesinde çalışan bir kesim bulunduğuna va kapsam dı-şı personelin normatif dayanaktan yoksun olduğuna değinildikten sonra, belirti-len personelin toplu iş sözleşmesinin kapsamı dışında kalan işçiler olduğu, kap-sam dışı tanımına giren bu personelin bağlı bulundukları kuruluş ve ortaklıkla-rın sermayelerindeki kamu payı % 50’nin altına düşünceye kadar, aldıkları ka-rarların idari nitelikte olduğu ve gördükleri hizmetin asli ve sürekli bir kamu hizmeti vasfı taşıdığı, özelleştirme kapsamına alınan kamu kuruluşlarında çalı-şan personelin statülerinin 4046 Sayılı Yasayla belirginleştiği, sözü edilen ya-sanın 1, 21, 22 ve geçici 9. maddelerinde yer alan hükümler karşısında bu ku-rumlarda sözleşmeli statüde bulunanlar ile kapsam dışı personelin, kamu perso-neli olarak kabul edildiği, 4046 Sayılı Yasada sayılan bu persoperso-nelin İş Kanu-nu’na tabi olmasına rağmen yasada memur ve sözleşmeli personelle birlikte sa-yıldıkları, özelleştirme kapsamındaki kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı

ortak-lıklarının özel hukuk tüzel kişiliğine geçiş döneminde kamu kurumu olma vasıf-larını tamamen yitirmemiş oldukları, bu nedenle de 4046 Sayılı Yasa hükümle-rinden, kapsam dışı personelin de kamu personeli sayıldığı sonucuna ulaşıldığı görülmektedir.

Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin gerek 18.01.1988 günlü, 308 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 sayılı Kanun Hükmünde me’nin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanun Hükmünde Kararna-me’ye Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin, gerek-se 22.01.1990 günlü, 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Bazı Maddeleri-nin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’Maddeleri-nin iptali is-temlerinin incelenmesi sonucu verdiği, 22.12.1988 günlü, E: 1988/5, K:

1988/55 sayılı ve 04.04.1991 günlü, E: 1990/12, K: 1991/7 sayılı kararlarında;

KİT’lerde kamu hizmetlerinin yürütülmesiyle ilgili kararların idari nitelik taşı-dığı ve asli ve sürekli kamu görevini yerine getiren çalışanlar hakkındaki işlem-lerin de aynı nitelikte olduğu, bu bağlamda yönetimle görevlileri arasındaki iliş-kinin idare hukuku ilkelerine dayanan kamu hukuku ilişkisi olduğu ve bunların yönetimle olan ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların kamu hukukuna göre idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği görüşüne yer verilmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 04.10.2007 günlü, E: 2006/1375, K: 2007/1874 sayılı kararında; Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkla-rında kapsam dışı personel adı altında İş Yasası çerçevesinde çalıştırılan bir ke-sim bulunduğu, kapsam dışı personelin uygulamada kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yer almamakla birlikte, sendikalarla işveren arasında düzenle-nen toplu iş sözleşmelerinde konu edildiği ve toplu iş sözleşmesinden yararla-nanların “kapsam içi” diğerlerinin de “kapsam dışı” olarak adlandırıldığı, kap-sam dışı personel hakkında düzenlemeye 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararna-me’de yer verilmiş ise de, bu kanun hükmünde kararnamenin Anayasa Mahke-mesi’nce iptal edildiği, daha sonra bu personele 18.05.1994 günlü, 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de ve 24.11.1994 günlü, 4046 Sayılı Yasada yer verildiği ve İş Yasası’na tabi olmasına rağmen kamu personeli sayılarak memur ve sözleşmeli personel yanında yer aldığı, 399 sayılı Kanun Hükmünde Karar-name’nin 3/a ve Geçici 9. maddeleri ve yargı içtihatları ile kamu iktisadi teşeb-büsleri ve bağlı ortaklıklarının da İş Kanunu çerçevesinde kapsam dışı personel adı altında personel çalıştırılmasının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 29.01.1990 tarihinden itibaren statü olarak kabul edildiği ve bu statüye hukukilik kazandırılarak uygulamaların sürdürüldüğü, 399 sayılı Kanun

Hükmünde Kararname’nin Geçici 9. maddesi uyarınca kapsam dışı personelin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, aylıkları ve diğer özlük haklarının ka-nunla yapılması gerektiğinde tereddüt olmamakla birlikte, aynı hüküm ile açık-ça belirtilmese de “kapsam dışı personel” statüsünün kabul edilmiş olduğu ve bu statüde istihdam edilen personelin istihdam edilmeye devam edilmesinin öngö-rüldüğü, bu personel hakkında yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar statüsünün devamını temin amacıyla İş Kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, atama usulünün gösterildiği, yine 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de ücret tespitine yönelik düzenleme yapıldığı, teşebbüslerde de uygulamaların anı-lan hükümlere dayalı olarak ana statüler ve yönetmeliklerle devam ettirildiği, kapsam dışı personel statüsünün yargı içtihatları ile de kabul edildiği göz önün-de bulundurulduğunda, bu konuda yasal düzenleme yapılıncaya kadar bu statü-nün mevcut düzenlemeler doğrultusunda devam ettirilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, aksine bir yorumun, yasal düzenleme yapılıncaya kadar istihdam edil-mekte olan kapsam dışı personelin hukuki durumunun belirsizleşmesi veya orta-dan kalkması sonucuna yol açacağı, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’-nin Geçici 9. maddesinde ise böyle bir durumun öngörülmediği açıklanmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 28.05.2009 günlü, YD. itiraz No:

2009/406 sayılı kararında da kapsam dışı personelin kamu görevlisi olduğunun kabulü gerektiği belirtilmiştir.

Kapsam dışı personelin hukuksal durumu ile ilgili yukarıda bahsedilen Ana-yasa Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay kararları ışığında konu değerlendirildiğinde, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında kapsam dışı statüde iş yasası çerçevesinde çalışan bir kesim bulunduğu, kapsam dışı per-sonelin, toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunmayan ve belirsiz süreli hizmet akti ile çalışan personeli ifade ettiği ve kapsam dışı personelin kamu görevlisi olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu bağlamda; Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. bünyesinde işçi statüsünde mühen-dis olarak görev yapan ve sendika üyesi olmadığı gibi toplu iş sözleşmesinin ta-raflarınca toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında tutulan davacının yukarıda belirti-len hukuki durum karşısında kapsam dışı personel olduğunun kabulü gerekir.

Davalı idare, davacının kapsam dışı personel olmadığını TEDAŞ Genel Mü-dürlüğü ve bağlı Anonim Şirketleri ile bu şirketlere bağlı müesseselerde kap-sam dışı personel çalıştırılmadığını ileri sürmekte ve buna dayanak olarak da da-vacının “Sendika Üyesi Olmayan Daimi ve Geçici İşçilerin Çalışma Esasları”na göre çalıştığını, bu esasların kapsamında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştı-rılan işçi personelin yanısıra, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştıçalıştı-rılan işçi

per-sonelin de bulunduğunu, anılan esasların hiç bir yerinde kapsam dışı personel deyiminin geçmediğini ileri sürmekte ise de; bu durum, Aras Elektrik Dağıtım A.Ş.’de belirsiz süreli iş sözleşmesi ile (daimi statüde) mühendis olarak çalıştı-ğı ve toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında tutulduğu tartışmasız olan davacının, hukuken kapsam dışı personel olarak nitelendirilmesine engel oluşturmamakta-dır. Zira bir kişinin kapsam dışı personel olup olmadığı tayin, nakil, görevde yükselme, pozisyon, çalışma esasları, sosyal, idari, mali ve diğer özlük hakları ile disiplin yönünden tabi oldukları hükümlerin belirlenmesi amacıyla idarece yapılan düzenlemenin ismine göre belirlenmemekte, kapsam dışı personel, be-lirsiz süreli iş sözleşme ile çalışan ve Sendikalar Kanununun kısıtlayıcı leri uyarınca veya toplu iş sözleşmesinin taraflarınca toplu iş sözleşmesi hüküm-lerinden yararlandırılmayan bir kesimi ifade etmektedir. Kaldı ki, davacının ta-bi olduğu “Sendika Üyesi Olmayan Daimi ve Geçici İşçilerin Çalışma Esas-lar”ında; işe alınma, atanma, tayin görevde yükselme, pozisyon, çalışma esasla-rı, disiplin hükümleri, mali, idari ve diğer özlük hakları ile ilgili düzenlemeler yönünden kapsam dışı personel kavramına yer verilen diğer kamu iktisadi teşeb-büslerinin (BOTAŞ Genel Müdürlüğü, TPAO gibi) personel yönetmeliklerinden içerik yönünden bir farklılık da bulunmamaktadır.

Ayrıca, 4046 Sayılı Yasanın 22. maddesinin 5398 Sayılı Yasa ile

Ayrıca, 4046 Sayılı Yasanın 22. maddesinin 5398 Sayılı Yasa ile