• Sonuç bulunamadı

ÖZET: Davacılar, uyuşmazlık konusu taşınmazlar üzerindeki muhdesatların aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir. Aidiyetin tespi-ti davaları kendine özgü davalardandır. Derdest bir ortaklığın gideril-mesi davası bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespitinin istenmesinde hukuki yarar yoktur. Eldeki davada, ortaklığın giderilmesi davasından verilen karar yargılama sırasında kesinleşmiş-tir. Bu durumda hukuki yararın ortadan kalktığının kabulü gerekir.

➣ 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 188.

➣ 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 106, 114/1-h.

T

araflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca ince-lenmesi davalı Muazzez tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava, 396 ada 30 ve 33 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan muhde-satların aidiyetinin tespitine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.

Toplanan delillerden dava konusu muhdesatların üzerinde yer aldığı 396 ada 30 ve 33 parsel sayılı taşınmazlar hakkında taraflar arasında Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen ortaklığın giderilmesi davasının 22.12.2006 ta-rihinde sonuçlandığı, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 14.06.2007 tari-hinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup taşınmaz üzerinde bu-lunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı takdirde eldeki bu davanın görülmesinde hukuki yararın bulunduğundan söz edilemez.

Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse huku-ki yarar dava koşuludur ve davanın her aşamasında mevcut olması gerehuku-kir.

Somut olaya gelince; görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası sonu-cunda verilen hüküm görülen işbu davanın yargılaması sırasında kesinleşmiştir.

O halde hukuki yararın ortadan kalktığının kabulü gerekir. Bu durumda davacı tarafın taşınmazlardaki muhdesat nedeniyle eda nitelikli sebepsiz zenginleşme davası açabileceği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca; mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle da-vanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Muazzez’in temyiz itirazları bu nedenle ye-rinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 20.01.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.01.2011 Esas: 2010/4184 Karar: 2011/173

Dernek Yönetim Kurulu Kararlar›na Genel Kurul Nezdinde ‹tiraz Edilebilir; Do¤rudan ‹ptal Davas› Aç›lamaz

ÖZET: Derneğin genel kurul dışındaki diğer organların kararlarına karşı, der-nek iç denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz. Derneğin nihai kararları en yetkili organ olan genel kurul tarafından verilir. Özel-likle üyelikten çıkarma hususunda genel kurul yetkilidir. Dernek yönetim kurulu kararlarına karşı genel kurul nezdinde itiraz edilebilir. Yönetim kurulu kararlarına karşı doğrudan iptal davası açılamaz. Açıklanan ne-denlerle, dernek yönetim kurulunca verilen üyelikten çıkarma kararının iptaline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

➣ 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 83.

T

araflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca ince-lenmesi davalı ... Derneği tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Asıl dava; davalı derneğin 21-22 Haziran 2008 tarihli genel kurulun, birle-şen davalar ise; dernek yönetim kurulunca alınan üyelikten çıkarma kararının ip-tali istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davaların ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı dernek vekilince temyiz edilmiştir.

Derneğin nihai kararları en yetkili organ olan genel kurul tarafından verilir.

Özellikle üyelikten çıkarma kararına yetkili organ derneğin genel kuruludur. Bu konu hakkındaki genel kurul kararların iptalinin istenilmesi mümkün olup, di-ğer organların kararlarına karşı doğrudan iptal davası açılamaz. Türk Medeni Kanunu’nun 83/2. maddesinde “Derneğin diğer organlarının kararlarına karşı, dernek iç denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz” hükmü öngörül-müş, davalı derneğin tüzüğünün 8/d maddesinde üyelikten çıkarılan her üyenin dernek genel kuruluna itiraz hakkının bulunduğu belirtilmiştir.

Somut olayımıza gelince; davacı, davalı derneğin 28.10.2008 tarihli 6 sayı-lı Genel Yönetim Kurulu kararı ile yine davasayı-lı derneğin Çankaya şubesi yöne-tim kurulunun 19.06.2008 tarihli 23 sayılı kararlarının iptalini istemiştir. Dava konusu edilen kararlar, davalı ... Derneği’nin genel kuruluna ait kararlar değildir. Dosya kapsamında davacının davalı derneğin genel kuruluna itiraz hak-kını kullandığına dair bir belge bulunmamaktadır. Şu halde, davacının dernek içi denetim yollarını tüketmeden bu davayı açtığı, dava tarihi itibariyle dava şartı-nın henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından birleşen davaların da reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZUL-MASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 20.01.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 24.01.2011 Esas: 2010/6629 Karar: 2011/258

Elbirli¤i Mülkiyetine Tabi Tafl›nmazda Mirasç›lar Birbirleri Aleyhine ‹ptal ve Tescil ‹steyebilir; Oybirli¤i Aranmaz

ÖZET: Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazda mirasçılar birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açabilirler; bu nevi davalarda oybirliği aranmaz. Ancak mirasçılardan birinin taşınmazın diğer miras-çılar adına da tapuya tescilini istemesi TMK’nun 640 ve 702. maddeleri-ne göre mümkün değildir. Somut olayda davacılar sadece kendi payları yönünden iptal ve tecsil istemişlerdir. Bu durumda taraf delilleri toplana-rak sonuca göre karar verilmelidir.

➣ 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 640, 702.

M

ustafa ve müşterekleri ile Nesibe aralarındaki tapu iptali ve tescil davası-nın reddine dair Sivrice Asliye Hukuk Mahkkemesi’nden verilen 28.11.2007 gün ve 27/62 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar veki-li tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar

Mahkemece, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan terekede, dava-cıların tüm mirasçılar katılmaksızın veya terekeye temsilci tayin edilmeksizin kendi başlarına hareket ederek miras payları oranında iptal ve tescil istemeleri-nin mümkün olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmiştir.

Elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbiri aley-hine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup oybir-liği aranmaz (HGK. 23.10.1996 tarih, 1996/7-522 Esas, 1996/713 Karar). Ancak, mirasçılardan birinin taşınmazın diğer mirasçılar adına da tapuya tescilini iste-mesi TMK. 640 ve 702. maddelerine göre mümkün değildir. Davacılar mirasçı-lar arasında görülen bu davada kendi paymirasçı-ları yönünden iptal ve tescil isteyebile-cektir. Eldeki davada davacılar sadece kendi payları yönünden iptal ve tescile ka-rar verilmesini istediklerine göre tarafların bildirdikleri deliller toplandıktan ve gerektiğinde mahallinde keşif yapıldıktan sonra deliller değerlendirilip sonucuna göre dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek gerekirken kararda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüy-le eksik incekabulüy-lemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60.-TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 17.01.2011 Esas: 2010/6836 Karar: 2011/92