• Sonuç bulunamadı

ÖZET: Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat talebine iliş-kindir. Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan emtianın davalı tarafından yurt dışından Türkiye’ye taşınması sırasında hasarlandığı ve taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu konusunda uyuşmazlık bu-lunmamaktadır. Taşıyıcı, taşıdığı malları alıcısına tam ve sağlam teslim etmek zorundadır. Yükleme ve istif gönderici veya alıcıya aitse CMR

hükümleri uyarınca taşıyıcının ancak nezaret görevinden dolayı sorum-luluğu söz konusu olabilir. Açıklanan nedenlerle, öncelikle yükleme ve istif görevinin kime ait olduğu belirlenmelidir. Yükleme göndericiye ait ise bu kez taşıyıcının nezaret görevi bulunduğundan taşıyıcının hasar-daki müterafik kusuru araştırılmalıdır.

➣ Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi (CMR) m. 17.

T

araflar arasında görülen davada; Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce ve-rilen 10.09.2008 tarih ve 2007/768-2008/1086 sayılı kararın Yargıtay’ca in-celenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, du-ruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görü-şülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkil sigorta şirketine nakliyat sigorta poliçesiyle sigor-talı cam emtiasının Almanya-İzmir arası taşınması sırasında hasara uğradığını, hasardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu, hasar bedelinin sigortalıya öden-diğini ileri sürerek, 4.782.-YTL’nın 28.07.2006 tarihinden itibaren avans faiziy-le davalıdan tahsilini tafaiziy-lep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, hasarın ambalajlama hatasından kaynaklandığını, yüklemeyi kendilerinin yapmadığını, CMR 17. madde gereğince sorumlulukları bulunma-dığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, cam emtiasının taşıma sırasında hasar gördüğü, davalının hamule senedinde ihtirazı kayıt öne sürmediği, hasardan taşıyıcının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 4.393,44.-YTL’nın ödeme tarihi olan 28.07.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkin olup, davacı nezdinde sigortalı emtianın davalı tarafından Almanya/İzmir arası taşınması sırasında hasarlandığı, bu taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.

CMR hükümlerine tabi olan taşımalarda, taşıyıcının taşıdığı malları alıcısı-na tam ve sağlam olarak teslim etmek zorunluluğu mevcut olup, meydaalıcısı-na gelen eksilmeler ve hasarlardan sorumluluğu esastır. Ancak anılan konvansiyonun 17/4-c maddesinde, yükün gönderici, alıcı veya bunların adına hareket eden

ki-şiler tarafından alınması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması özel risk durumu olarak kabul edilmiş, hasar veya kaybın anılan nedenlerden kaynaklan-ması halinde taşıyıcının sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır. Fakat, yükle-me gönderene veya başkasına ait olsa bile taşıyıcının, malın sağlam ve tam ola-rak teslimi zorunluluğu çerçevesinde gerek istiflenmesi gerekse ambalaj itiba-riyle taşımaya uygunluğu noktasında taşıyıcının nezaret görevi mevcuttur. An-cak, ambalaj açısından denetim ve gözetim görevi daha sınırlıdır. Ambalaj itiba-riyle taşımaya uygunluk, genel görünüş itibaitiba-riyle yapılacaktır. Şayet hasar, salt emtianın ambalaj içine doğru ve sağlam yerleştirilmemesinden kaynaklanmış ise ambalaj içini kontrol imkanı olmayan hallerde taşıyıcının bir sorumluluğu-nun olmayacağı kuşkusuzdur.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre somut olaya gelince, davalı taraf bilir-kişi raporuna itirazında, müvekkil firmanın CMR sorumluluk sigorta poliçesi gereğince aynı olay nedeniyle düzenlenen ekspertiz raporunu ibraz ile adı geçen raporda, söz konusu cam emtiasının hatalı ambalajlamadan hasar gördüğünün belirlendiğini ve bu durumda iki ekspertiz raporu arasında çelişki bulunduğunu bildirerek çelişkinin giderilmesi için ek rapor düzenlenmesi talebinde bulunmuş, ancak mahkemece davalının itirazları değerlendirilip tartışılmadan önceki rapor doğrultusunda karar verilmiştir.

Bu durumda mahkemece, davalının itirazları doğrultusunda öncelikle yük-leme ve araç içerisine istifin kime ait olduğunun belirlenmesi, bu işlemleri yeri-ne getirmenin göndericiye ait olduğunun tespiti halinde ise bu kez de davalı ta-şıyıcının yüklemeye nezaret etme görevinin bulunduğu nazara alınarak davalı taşıyıcının hasardaki müterafik kusurunun bu konuda uzman bilirkişi veya bilir-kişi kurulundan alınacak denetime elverişli rapor ile belirlenmesi gerekirken ek-sik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları-nın kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 17.01.2011 Esas: 2010/16107 Karar: 2011/132

‹htiyati Haciz Karar›na ‹tiraz – Çeke Dayal› Davalarda Ödeme Yeri ile Borçlunun Yerleflim Yeri Mahkemeleri Yetkilidir

ÖZET: Talep, çeke dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkin-dir. Borçlu vekili, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkili olma-dığını ileri sürmüştür. İhtiyati haciz kararı çeke dayalı olarak verilmiş-tir. Çeke dayalı davalarda ödeme yeri ile borçlunun yerleşim yeri mah-kemeleri yetkilidir. Dosya kapsamından, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yetkiye yö-nelik itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar ve-rilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

➣ 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 50, 258, 265.

➣ 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 9, 10.

➣ 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 6.

➣ 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 73.

T

araflar arasında görülen davada; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.09.2010 tarih ve 2010/711 - 2010/711 D.İş sayılı kararın Yargı-tay’ca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dos-ya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkili aleyhine çeke dayalı ihtiyati haciz kararı verildiğini, muhatap bankanın Tekirdağ’da bulunduğunu, müvekkilinin ika-metgahının da bu yerde olduğunu, diğer cirantanın ikaika-metgahının ise Çorlu’da bu-lunduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını ileri sürerek, yetkisizlik nedeniyle ih-tiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İhtiyati haciz talep eden vekili, çekin karşılıksız çıktığını, BK’nun 73 ve HUMK’nun 10. maddeleri uyarınca mahkemenin yetkili bulunduğunu savuna-rak, itirazın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati hacze konu çekin alacaklısı şirketin ikametgahının İstanbul Ticaret Mahkemeleri

yet-ki alanında kaldığı, karşılıksız kalan çek nedeniyle oluşan borcun götürülecek borç niteliğinde olduğu, HUMK’nun 10 ve BK’nun 73. maddeleri uyarınca ala-caklının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili temyiz etmiştir.

İstem, karşılıksız çıkan çeke dayalı verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.

İİK’nun 258. maddesi uyarınca ihtiyati hacze aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Anılan düzenlemede de HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır. Alacaklı olduğunu id-dia eden kimse, HUMK’nun 9-27. maddelerine göre belirlenecek veya geçerli yetki sözleşmesi yapılmış ise kararlaştırılan yer mahkemelerinden birinden ihti-yati haciz kararı verilmesini talep edebilecektir. İİK’nun 265. maddesi uyarınca aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen kimsenin, borcun sebebine, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır. Uyuşmazlığa konu olayda itiraz eden vekili, ihtiyati haciz kararında mahkemenin yetkili ol-madığını ileri sürmüştür. Yazılı gerekçe ile yetki itirazı ret edilmiştir. Ancak, ih-tiyati haciz kararı çeke dayalı olarak tesis edilmiştir. Çek, kambiyo senetlerin-dendir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacaklardandır. Bu alacaklar için, borçlunun ikametgahında dava açılması gerekir. Çeke dayalı da-valarda da çekin ödeme yeri ile borçlunun ikametgahı yer mahkemeleri yetkili-dir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndeyetkili-dir.

Somut olayda çekin keşidecisi olan ve karara itiraz eden şirketin ikametga-hı Tekirdağ ilindedir. Muhatabı da Tekirdağ Türkiye ... Bankası şubesi-dir. Diğer borçlu cirantanın ikametgahı da Çorlu ilçesindeşubesi-dir. Başka bir anlatım-la, çekin borçlularının ikametgahı ile ödeme yeri İstanbul Ticaret Mahkeme-si’nin yargı çevresinde bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin yetkiye yönelik itirazının kabulüne karar verilmesi gerekir-ken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati hacze itiraz eden yararı-na BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 17.02.2011 Esas: 2010/20610 Karar: 2011/1123