• Sonuç bulunamadı

TAŞIYANIN KANUNİ HAPİS VE REHİN HAKLAR

Belgede Kırkambar Sözleşmesi (sayfa 197-200)

KIRKAMBAR SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ

D. Eşyayı Boşaltma ve Gönderilene Zamanında Teslim veya Tevdi Yükümlülüğü

II. TAŞIYANIN KANUNİ HAPİS VE REHİN HAKLAR

TaĢıyana taĢıtana rücu etmeden önce, kırkambar sözleĢmesinden doğan asli edim yükümlüğünün karĢılığını oluĢturan navlun alacağı ile diğer alacakları temin edebilmesi için Kanun tarafından eĢya üzerinde hapis ve rehin hakları tanınmıĢtır. TaĢıyanın alacaklarını teminat altına alan bu fer‟i haklar düzensiz bir Ģekilde; Türk Ticaret Kanunu‟nun deniz ticaretine ayrılan dördüncü kitabının “TaĢıyanın Mesuliyeti ve Hakları” baĢlıklı üçüncü ayrımında; taĢıyanın navlun hakkı, hapis (yükü teslimden imtina hakkı), rehin hakkı (TTK m.1077 vd.) ve son olarak da rücu hakkı (TTK m.1079 vd.) olarak düzenlenmiĢtir.

TaĢıyanın alacakları için rehin hakkına TTK m. 1077 ve 1129‟da yer verilmiĢtir655

. 1077. maddeye göre rehin hakkı, 1069. maddede yazılı alacaklar için

653 MADDE 1178 – (1) TaĢıyan, navlun sözleĢmesinin ifasında, özellikle eĢyanın yükletilmesi, istifi,

elden geçirilmesi, taĢınması, korunması, gözetimi ve boĢaltılmasında tedbirli bir taĢıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür.

(2) TaĢıyan, eĢyanın ziyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, ziya, hasar veya gecikmenin, eĢyanın taĢıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada vuku bulmuĢ olması Ģartıyla sorumludur.

(3) EĢya, yükleten veya onun adına veya hesabına hareket eden bir kiĢiden, ya da yükleme limanında uygulanan kanun ve düzenlemeler uyarınca eĢyanın taĢınmak üzere kendilerine teslimi zorunlu makamlardan veya üçüncü kiĢilerden taĢıyanca teslim alındığı andan, onun tarafından gönderilene teslim edildiği âna; gönderilenin tesellümünden kaçındığı hallerde sözleĢme veya kanun hükümlerine ya da boĢaltma limanında uygulanan ticari teamüle uygun olarak gönderilenin emrine âmâde kılındığı ana veya boĢaltma limanında geçerli kanun ve düzenlemeler uyarınca kendilerine teslimi zorunlu makamlara veya üçüncü kiĢilere teslim edildiği âna kadar, taĢıyanın hâkimiyetinde sayılır.

(4) EĢya, navlun sözleĢmesinde belirlenen boĢaltma limanında açıkça kararlaĢtırılmıĢ olan süre veya böyle bir anlaĢma yoksa, olayın özelliklerine göre tedbirli bir taĢıyandan eĢyanın tesliminin makul olarak istenebileceği süre içinde teslim edilmediği takdirde teslimde gecikme vardır.

(5) EĢyanın zayi olmasına dayanarak tazminat talebinde bulunabilecek kiĢi, bu maddenin dördüncü fıkrası uyarınca teslim süresinin dolmasından itibaren aralıksız 60 gün zarfında teslim olunmayan eĢyayı zayi olmuĢ sayabilir.

654 Bkz. Burak Adıgüzel, “Türk Ticaret Kanunu Tasarısında TaĢıyanın Gecikmeden Doğan

Sorumluluğu”, Bilge Öztan’a Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008, ss. 1-37, s. 9.

655 bkz. K.Atamer, Cebri icra, ss. 422 vd.

Yükletenin malik veya eĢya üzerinde tasarrufa yetkili olmaması durumunda taĢıyanın rehin hakkının doğumu bakımından iyiniyetinin korunup korunmayacağı tartıĢmalıdır. Çağa ve Kender; Alman Federal Mahkemesinin (BHGZ 34, 133) medeni hukuk alanında iyiniyetle kanuni rehin hakkı iktisabının mümkün olmadığına karar verdiğini, ticaret hukuku alanında ise bu hakkın mevcut

tanınmıĢtır. Bu alacaklar; navlun, navlunun teferruatından olan masraflar, sürastarya ücreti, gümrük resmi ve gönderilen hesabına yapılmıĢ diğer masraflardır. Burada belirtilen kanuni rehin hakkı dıĢında taraflar anlaĢarak rehin hakkı tesis edebilirler, fakat akdi rehin hakkı yükün teslimi ile son bulur ve akdi rehin hakkı sahibi, kanunda taĢıyana tanınan sürelerden yararlanamaz656

.

TaĢıyanın hapis hakkı657

ise iki maddeden anlaĢılmaktadır. Ġlk olarak Kanunun 1069. maddesinin ikinci fıkrasında, taĢıyanın ilk fıkrada belirtilen borçların yerine getirilmesi halinde malı teslimden kaçınamayacağı belirtilmiĢtir. Bu hükmün zıt anlamından gönderilenin birinci fıkrada belirtilen borçlarını yerine getirmemesi halinde taĢıyanın malı teslimden kaçınabileceği sonucuna varılır. Demek ki, TTK taĢıyana navlun ve navlunun teferruatı olan masraflar ile 1069. maddede örnek olarak sayılan diğer giderlerin ödenmemesi halinde yükü teslimden kaçınma hakkı tanımıĢtır.

Ġkinci olarak, “Yükü teslimden imtina hakkı” baĢlıklı TTK m.1070‟in birinci fıkrasında; müĢterek avarya, kurtarma ve yardım masrafları, deniz ödüncünden dolayı malı takyit eden alacakların tutarı olan para ödenmedikçe eĢyayı teslimden imtina edebileceğine yer verilmiĢtir. Hapis hakkını içeren düzenlemeler arasında teminat ve öncelik açısından fark vardır. TTK m.1070/I‟de yer alan alacaklar aynı madde hükmü uyarınca teminata bağlandıktan sonra yükün tesliminin zorunlu olduğu alacaklardır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise deniz ödüncünün donatan hesabına alınmıĢ olması halinde eĢyayı deniz ödüncünden kurtarma yükümlülüğünün eĢyanın teslimine engel olmayacağı belirtilir. 1069. ve 1070. maddeler birlikte

olduğunu belirtir. Türk Hukuku‟nda ise bunun mümkün olmadığını eĢyanın yükletenin mülkiyetinde olması yahut taĢıyanın zilyetliği elde ettiği anda yükletenin malik veya tasarrufa yetkili olduğu hususunda iyiniyetli olması gerektiğini söyler Çağa, Kender, 2. Cilt, ss. 244 vd.

656 Çağa, Kender, 2. Cilt, s. 244. 657

Hukukumuzda Türk Ticaret Kanunu‟nda taĢıyana tanınmıĢ olan hakkın rehin hakkı mı yoksa hapis hakkı mı olduğu tartıĢmalıdır. Türk Hukuk öğretisinde Çağa ve Kender; TTK‟da bu hakkın hapis hakkı olduğuna dair bir ifadeye rastlanmadığını, eĢyayı sattırmak hakkı bulunmamasını, teminat gösterilerek hakkın bertaraf edilememesini, hakkın kullanılabilmesi için alacağın vadesinin gelmiĢ olması gerektiğini belirterek hakkın rehin hakkı olduğunu hapis hakkı olmadığını söyler. Çağa bir yanda 1077. madde ile taĢıyana rehin hakkı tanınırken diğer yandan 1069/II ile aynı anda ifa prensibinin benimsenmiĢ olmasını eleĢtirmektedir (Çağa, Kender, 2. Cilt, ss. 239 vd.). Tekil, Okay ve Akıncı ise burada bir hapis hakkından bahseder. (Akıncı, Navlun Mukaveleleri, ss. 473 vd.; Okay, s. 166; Tekil, Deniz Hukuku, s. 306; Tekil Navlun, ss. 64, 65).

değerlendirildiğinde, 1069. maddede yazılı alacaklar için teminat gösterilmesi halinde dahi taĢıyanın teslime zorlanamayacağı sonucuna ulaĢmak gerekir.

TaĢıyanın bu alacaklarını talep edeceği kiĢi esasen sözleĢmenin diğer tarafı taĢıtandır, ancak TTK m.1069‟a göre eĢyayı teslim alan gönderilen navlun ve teferruatından olan tüm masrafları ve sürastarya ücretini sözleĢme ve koniĢmento hükümleri uyarınca taĢıyana ödemeye mecburdur. TaĢıyan ile gönderilen arasındaki iliĢkide koniĢmentonun esas alınacağını hatırlarsak, eĢyayı teslim alan gönderilenin taĢıyanın alacaklarından sorumlu olması ve rehin-hapis hakkının gönderilene karĢı kullanılabilmesi için durumun koniĢmentoda belirtilmiĢ olması gerekir658

.

TTK m.1081‟e göre gönderilenin eĢyayı teslim almaması halinde bu haklar taĢıtana karĢı kullanılır. Bununla birlikte taĢıyan, eĢyanın gönderilene teslim edilmiĢ olması durumunda gönderilenden talep edebileceği alacaklarını taĢıtandan talep edemese de Ģayet taĢıtan onun zararına zenginleĢmiĢse, bu zenginleĢme miktarını talep edebilecektir (TTK m.1079). Ġkinci olarak eĢya teslim edilmemiĢ ve rehinin paraya çevrilmesi yolu ile de taĢıyanın alacağı karĢılanamamıĢsa, taĢıyan sözleĢmeye dayanarak eksik kalan miktar için taĢıtana rücu edebilir (TTK m.1080). Bu sayede gönderilenden alacağını temin edemeyen taĢıyanın menfaati taĢıtan tarafından karĢılanmıĢ olur.

Tasarı‟da; TTK 1069, 1070 ve 1077. maddelerindeki Ģahsi ve ayni teminatlar yerine Medeni Hukuk ilkelerine uygun olarak hapis hakkının (MK m.950 uygulanması kabul edilmiĢtir659

.

658 Aynı yönde Erol Ertan, “Navlun SözleĢmesinde Yer Alan Lien Klozunun Hukuki Sonuçları”,

Prof.Dr. Tahir Çağa’nın Anısına Armağan, Ġstanbul, 2000, ss.194-200, ss.195, 197, 198.

Belgede Kırkambar Sözleşmesi (sayfa 197-200)