• Sonuç bulunamadı

D. Manipülasyonun Spekülasyondan Farkı

V. SUÇUN MADDİ KONUSU

A. Genel Olarak

Suçun konusu ikiye ayrılır: Suçun maddi konusu ve suçun hukuki konusu. Suçun maddi konusu, suçu oluşturan hareket veya neticenin üzerinde gerçekleştiği kişi veya nesnedir. Maddi konu, suç tipinde yer alır ve somut bir varlığı vardır. Suçun hukuki konusu ise soyuttur. Örneğin, malvarlığına karşı işlenen suçlarda suçun maddi konusu taşınır veya taşınmaz mallardır303. Suçun hukuki konusu ise kanun hükmü ile

301 MANAVGAT, s. 84- 85; Bahram MOAZENI/Faride ASADOLLAHI, “Manipulation of Stock Price and Its Consequences”, European Online Journal of Natural and Social Sciences, vol. 2, No.

3 (s), 430-433, s. 430; GEMİCİ/POLAT, agm., s. 471. Manipülasyonun piyasa likiditesine olan olumsuz etkisine örnek olarak 2004 yılında yaşanan şu olay gösterilebilir: Citigroup isimli şirket, 2004 yılının ağustos ayında, 18 saniye gibi kısa bir sürede, yaklaşık toplam değeri 13 milyar Euro olan Eurozone hükümet tahvillerinden en az 200 adet satmış, akabinde aynı sabah tahvillerin fiyatı düşünce daha düşük fiyattan tekrar satın alarak 18 milyon Euro kâr elde etmiştir. Bu hareket, piyasanın likiditesini önemli ölçüde azaltmıştır. Franklin ALLEN/Lubomir LITOV/Jianping MEI,

“Large Investors, Price Manipulation, And Limits to Arbitrage: An Anatomy of Market Corners”, Review of Finance, 2006, 10, 645-693, s. 645.

302 “Şirketler tarafından piyasaya sunulan bilgilerin, finansal bilgi manipülasyonu nedeniyle, şirketlerin gerçek finansal durumlarını ve faaliyet sonuçları yansıtmaması, bir taraftan bu şirketlerin menkul kıymetlerine yatırım yapan yatırımcıların zarara uğramalarına ve sisteme olan güvenlerinin sarsılmasına, diğer taraftan yanlış bilgi üzerine alınan menkul kıymet alim-satım kararları nedeniyle kaynakların (fonların) yanlış ve verimsiz alanlara tahsis edilmesine, dolayısıyla ekonomiye ek bir maliyet yüklenmesine neden olmaktadır.” Cemal KÜÇÜKSÖZEN/Güray KÜÇÜKKOCAOĞLU,

“Finansal Bilgi Manipülasyonu: İMKB Şirketleri Üzerine Ampirik Bir İnceleme”, 1st International Accounting Conference on the Way to Convergence Bildiri Kitabı, Muhasebe Bilim Dünyası (MÖDAV), Kasım 2004, s. 2.

303 Doğan SOYASLAN, Teşebbüs Suçu, Kazancı Yayınları, Ankara 1994, s. 15; Hakan HAKERİ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 19. Baskı, Ankara 2016, s. 142; Mustafa ÖZEN, Öğreti ve Uygulama Işığında Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara 2017, s. 333.

104

korunan ve suçun ihlal ettiği hak veya menfaati ifade eder304. Suçun hukuki konusu ile suçla korunan hukuki değer kavramları aynı şeyi ifade eder305. Korunan hukuki değer kavramı çalışmamızın önceki kısmında incelendiği için bu kısımda sadece suçun maddi konusuna değinilecektir.

İşleme dayalı ve bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçlarının her ikisinin de maddi konusu sermaye piyasası araçlarıdır306. Suçların kanuni tanımından da anlaşılabileceği üzere her iki suçun da seçimlik hareketlerinin sermaye piyasası araçları üzerinde işlenmesi gerekmektedir. Bunun yanında, bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun kanuni tanımında “yatırımcıların kararlarını etkileme”

amacına da yer verildiği görülmektedir. Yatırımcıların kararları kavramı ilk bakışta sermaye piyasası araçlarından bağımsızmış gibi görünse de sonuç olarak bu kararlar sermaye piyasası araçları üzerinde verildiğinden ve bu kararlar verilirken o sermaye piyasası araçlarının fiyat gibi özellikleri de belirleyici olduğundan suçun maddi konusunda bir değişikliğe sebep olmayacaktır. Başka bir deyişle yatırımcıların yatırım kararlarının konusunu da sermaye piyasası araçları oluşturmaktadır.

İşleme ve bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçlarının düzenlendiği SPK’nın 107. maddesinde, bu suçların maddi konusu olan sermaye piyasası araçlarının neler olduğuna dair bir düzenleme yer almamaktadır. Daha önce değindiğimiz üzere suçun maddi konusunu oluşturan sermaye piyasası araçlarının neler olduğu genel hatlarıyla SPK’nın 3. maddesinde belirlenmiştir. Anılan hükme göre sermaye piyasası araçları, menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri de dâhil olmak üzere Kurulca bu kapsamda olduğu belirlenen diğer sermaye piyasası araçlarını ifade eder (SPK md. 3/1-ş). Bu hükümde yer alan “diğer sermaye piyasası araçları” ifadesi, kanunilik ilkesi açısından yeterince açık ve belirli olmaması nedeniyle

304 Faruk EREM, “Suçun Konusu ve Hümanist Doktrin”, AÜHFD, S. 1, C. 25, Y. 1968, s. 12;

Hamide ZAFER, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, 5. Bası, İstanbul 2015, s. 148.

305 ARTUK/GÖKCEN/ALŞAHİN/ÇAKIR, s. 378; ZAFER, s. 148; ÖZEN, Öğreti ve Uygulama Işığında Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 335.

306 BAYINDIR, s. 107; EVİK, age., s. 142; KAPLAN/BEYOĞLU, agm., s. 241- 242; GEÇER, agm., s. 249; DURSUN, age., s. 275. Dursun, mülga SPK döneminde ifade ettiği görüşünde, sadece işleme dayalı manipülasyon suçu açısından suçun konusunun sermaye piyasası araçları olduğunu kabul etmektedir. Bilgiye dayalı manipülasyon suçunun konusunun sermaye piyasası araçlarından ibaret olmadığını ifade etmektedir. DURSUN, age., s. 311. Aynı şekilde, mülga Kanun döneminde ifade edilen bir görüşe göre de piyasa dolandırıcılığı suçunun konusu sadece sermaye piyasası araçları değildir, ayrıca piyasanın kendisi de bu suçun konusunu oluşturur. BAYSAL, age., s. 44.

105

eleştirilmektedir307. Eleştirilerin odaklandığı nokta, suçun maddi konusunu oluşturan ve kanunda belirtilen sermaye piyasası araçları dışında kalan diğer sermaye piyasası araçlarını belirleme yetkisinin idari bir kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu’na verilmiş olmasıdır308.

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, 1982 Anayasası’nda (md. 38) ve TCK’da (md.

2) kendine yer bulmuş, kişi özgürlükleri açısından oldukça önemli olan evrensel bir ilkedir. Kanunilik ilkesine göre, bir hareketin cezalandırılabilmesi için kanunda açıkça suç olarak tanımlanması gerekir. Aynı şekilde kanunda suç olarak tanımlanan bir hareket için kanunda düzenlenmeyen bir yaptırım uygulanamaz (TCK md. 2/1).

Bu gereklilik, kanunilik ilkesinin ve hukuk devletinin temel unsurlarından biri olan belirlilik ilkesinin de bir sonucudur. Suçun maddi konusu da kanuniliğin unsurları içerisinde yer aldığından309 kanunda belirli veya belirlenebilir şekilde düzenlenmiş olması gerekir. Sonuç olarak denilebilir ki, belirlilik ilkesinin de gereği olarak piyasa dolandırıcılığı suçunun maddi konusu olan sermaye piyasası araçlarının neler olduğunun kanunda daha açık bir şekilde sayılması gerekir. Bu nedenle suçun maddi konusu kapsamında sayılan “diğer sermaye piyasası araçları”nın idari bir kurum olan Kurul tarafından belirlenmesine ilişkin kanuni düzenleme, kanaatimizce kanunilik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir310,311.

307 GEÇER, agm., s. 250; KAPLAN/BEYOĞLU, agm., s. 262; AKSOY, s. 89-90; BARUT ÖZGER, s. 44. 2499 sayılı Kanun’daki düzenleme açısından bkz. DURSUN, age., s. 276. Mülga SPK’da da benzer bir ifade yer almaktaydı. Bayındır’a göre, o dönemde Kanun koyucu “diğer sermaye piyasası araçları” ifadesi ile ileride ortaya çıkabilecek menkul kıymetleri de kapsama almayı amaçlamıştır. BAYINDIR, s. 107. Mülga Kanun’daki düzenleme ile bugünkü düzenleme arasındaki en açık fark, o dönemde diğer sermaye piyasası araçlarının oluşum şartlarını belirleme yetkisinin Kurul’a verilmiş olmasıdır. Günümüzde ise Kurul, diğer sermaye piyasası araçlarını bizzat belirleme yetkisine sahiptir.

308 DURSUN, age., s. 276.

309 ÖZEN, Öğreti ve Uygulama Işığında Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 236.

310 Aynı yönde bkz. KAPLAN/BEYOĞLU, agm., s. 262. Yazarların bizim de katıldığımız görüşüne göre, eğer kanun koyucu, diğer sermaye piyasası araçları konu edilerek işlenen piyasa dolandırıcılığı suçlarının da yaptırımsız kalmamasını amaçlıyorsa, bu araçlar idari yaptırıma konu edilebilir. Ceza hukuku son çare olduğundan, her ihlal veya düzen bozucu hareketin ceza hukuku yaptırımına tabi tutulması gerekli değildir. KAPLAN/ BEYOĞLU, agm., s. 263. Ayrıca kanuni düzenlemeye konu olan alanın hızlı ve önceden öngörülemeyecek derecede değişken bir yapıda olması, kanunilik ilkesinin esnetilmesi konusunda mazeret teşkil etmemelidir. BAYINDIR, s. 73. Aksi görüş için bkz. KOCASAKAL, agm., s. 1014.

311 Anayasa Mahkemesi, 5237 sayılı TCK’nın 297/2. maddesi ile ilgili verdiği iptal kararının gerekçesinde aynı hususa şu şekilde değinmiştir: “… Anayasa'nın 38. maddesine paralel olarak Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan 'suçta ve cezada kanunilik' ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yasada gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak

106

Piyasa dolandırıcılığı suçunun maddi konusunun, sadece SPK’da tanımlanan ve belirlenmesi konusunda Kurul’a yetki verilen diğer sermaye piyasası araçları olabileceği, bunların dışındaki ekonomik değerler üzerinde bu suçun işlenemeyeceği açıktır. Bu durumda piyasa dolandırıcılığı suçunun unsuru olan tipik hareketler, halka açık olmayan anonim şirketlerin halka arz edilmeyen hisse senetleri gibi Kanun’un belirlediği kapsamda yer almayan sermaye piyasası araçları üzerinde işlenirse suç oluşmaz312. Aynı şekilde piyasa dolandırıcılığı suçu; para piyasası araçları, banknot, döviz veya kambiyo senetleri gibi sermaye piyasası aracı olmayan değerler üzerinde işlenemez313. Şayet bu suçu oluşturan hareketlerin üzerinde işlendiği şey, Kanun’da sayılan veya Kurulca belirlenen piyasa araçlarından biri olmamasına rağmen yine de bir sermaye piyasası aracı niteliğinde ise, bu durumda suç oluşmamakla birlikte Kanun’un 104. maddesinde düzenlenen piyasa bozucu eylem söz konusu olabilecektir314.